9 Nisan 2015 Perşembe

Dorian Gray'in Portresi (Oscar Wilde)

sule uzundere blog kitap yorumları

     Oscar Wilde'ın, Dorian Gray'in Portresi kitabını seneler önce bir arkadaşımdan ödünç alarak okumuştum. O zamanlar kitabın benim olmaması çok canımı sıkmıştı çünkü kitapta çok güzel cümleler yazılıydı. Eğer o kitap benim olsaydı onlarca cümlenin altını çizerdim. Sonradan kitabı almaya, bir daha okumaya ve beğendiğim cümlelerin altını istediğim gibi çizmeye karar vermiştim ama kısmet olmadı.

     Daha sonra kitabın "Dorian Gray" adında çekilen filmini de izledim. (Filmin imdb sayfası için tıklayınız.) Kitabı kadar etkileyici olmasa da filmi de güzeldi. 

     Bu sefer de kitabın NTV Yayınları tarafından basılan çizgi-romanını okudum. Pinuccia'nın Bahar Okuma Şenliği kapsamında bir çizgi-roman okumam gerekiyordu. Aklıma direkt bu kitap geldi. (Bu şenlik kapsamında okuyacağım diğer kitaplar için tıklayınız.) Bir arkadaşımda vardı. Ondan ödünç alarak okudum. 

     Daha önce hiç çizgi-roman okumamıştım. Bu ilk çizgi-roman deneyimimdi ama romanı sevdiğimden mi bilmem çizgi-romanını da çok sevdim. 

     Geçen gün okulda deneme yaptık. Çocuklar soruları çözerken ben de kitabı okumaya başladım ve onlar denemelerini bitirmeden önce ben kitabı bitirdim. 128 sayfalık bu kitabın yarısından fazlası çizim olduğu için bir saat dolmadan kitabı bitirebilirsiniz.

     Dorian Gray filmiyle bu çizgi-romanın sonu arasında bazı farklar vardı. Ben romanı okuyalı uzun zaman olduğu için kitabın nasıl bittiğini hatırlamıyorum. Eğer aranızda kitabın nasıl bittiğini bilen varsa lütfen bana yazsın.

     Kitapta en çok sevdiğim karakter Lord Henry Wotton oldu. Zaten altını çizmek istediğim neredeyse bütün cümleler de onun ağzından çıkıyor. Aslında Lord Henry kendinden başkasını düşünmeyen, hayattan zevk almak için her şeyi yapabilecek, toplum ve ahlak kurallarını hiçe sayan biri ama o kadar zeki ve o kadar güzel konuşuyor ki insan bir yandan onu ayıplarken bir yandan ona hayranlık duyuyor.

     Romanını, çizgi-romanını okuduktan ve filmini izledikten sonra kesin kararımı verdim: Dorian Gray'in Portresi benim en sevdiğim kitaplardan biri. Eğer hâlâ okumadıysanız mutlaka en kısa zamanda okuyun. Çok beğeneceksiniz, garanti ediyorum.

     Bunlar da altını çizdiğim cümleler. Biliyorum birçoğu kadınları aşağılıyor ama cümleler kulağa çok hoş, çok şairane geliyor ne yapayım. Hem ne demişler:" Ne söylendiği önemli değil, önemli olan nasıl söylendiğidir." :-)

ALTINI ÇİZDİKLERİM:

1. Dünyada senden bahsedilmesinden kötü tek bir şey vardır; o da bahsedilmemesi!

2. Kışın bakacak çiçeklerimizin bulunmadığı, yazın zekamızı canlandıracak bir şeyler aradığımızda yanıbaşımızda olması gereken beyinsiz bir güzel varlık o. 

3. Bu dünyanın tadını çirkinler ve aptallar çıkarır. Arkalarına yaslanıp oturur, ağızları beş karış açık, oyunu izlerler, hepimizin yaşaması gerektiği gibi yaşarlar:rahatsız edilmeden, kaygısız ve endişesiz.

4. İnanılmaz olduğu sürece her şeye inanırım ben.

5. Baştan çıkarılmaktan kurtulmanın en iyi yolu teslim olmaktır.

6. Yalnızca sığ insanlar görünüşe göre hüküm vermez.

7. Muhteşem bir gençliğe sahipsin ve gençlik sahip olmaya değer tek şeydir.

8. Ah "Daima"! Ne muhteşem bir söz. Kadınlar bayılırlar bu sözü kullanmaya. Her türlü romantizmi sonsuza dek sürdürmeye çalışarak mahvederler.

9. Bir heves ile ömür boyu süren tutkunun arasındaki tek fark, hevesin daha uzun sürmesidir.

10. Erkekler yoruldukları için, kadınlarsa meraktan evlenir. Sonunda her ikisi de hayal kırıklığına uğrar.

11. İnsanlar en çok kendilerine gereken şeyleri başkalarına vermeye pek heveslidir. 

12. İyi sanatçılar yalnızca eserleriyle var olur. Dolayısıyla kendileri ilginçlikten mahrumdur.

13. Onu görmek demek ona tapmak demek. Onu tanımaksa ona inanmak. 

14 Ah, korkarım ki kadınlar zulmü her şeyden çok takdir eder. İçgüdüleri inanılmaz derecede ilkeldir. Biz onları özgürleştirdik ama onlar efendilerini arayan köleler olmayı sürdürüyor. Hükmedilmeye bayılıyorlar.

15. Kendisinin efendisi olan biri, zevkleri icat edebildiği kolaylıkla kederini sonlandırabilir. 

16. Duygularımın insafına kalmak istemiyorum. Onları kullanacak, onlardan keyif alacak ve onlara hükmedeceğim.

17. Erkek sevmediği sürece her kadınla mutlu olabilir.

18. Kadınlar bizi kusurlarımızdan dolayı severler. Yeterince kusurumuz varsa her şeyimizi, zekamızı bile affederler!

19. Tüm suçlar bayağıdır, tıpkı tüm bayağılığın suç olması gibi. Suç yalnızca alt sınıflara mahsustur. Onları bu yüzden hiç mi hiç suçlamam. Sanırım sanat bizim için neyse, suç da onlar için o anlama geliyor; sıradışı duygular üretmenin bir yolu.

20. Gençliğimi geri alabilmek için ne gerekiyorsa yapardım; yalnız spor yapmak, erken kalkmak ve saygın olmak hariç. 



7 yorum:

  1. yaa ben lisedeyken okumuştum bu kitabı ve o zamandan beri aklımda <3 çok çok severim. kitabın sonunda benim aklımda canlandırdığım görüntü çok ürkütücüydü. O yüzden filmini izlemekten korktum :D Ama izlemeli miyim sence?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nail Art in Wonderland, o kadar korkutucu bir son yok filmde. Çok iyi olmasa da filmi de fena değil. İzleyebilirsin.

      Sil
  2. İlkay Özgür, kitap konusunda fikirlerimiz örtüşüyor. Umarım filmini de seversin :-)

    YanıtlaSil
  3. Çizgi romanı olduğunu bilmiyordum, görürsem okumak isterim. :) Çok güzel kitap gerçekten, insanda ayrı bir iz bırakıyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esma Tezgi, Ben romanı okudum. Sonra çizgi romanını okudum. Üstüne de filmini izledim. kitabı ne kadar sevdiğimi buradan anlayabilirsin :-)

      Sil
    2. Ben filmler kitapları yansıtmadığı için izlemeyi sevmiyorum ama çok sevdiğim kitapların filmini izleyesim geliyor zaman zaman, izleyemesem de. :)

      Sil
    3. Esma Tezgi, Dorian Gray'in filmi de ortalama seviyede. Ne çok iyi ne çok kötü.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)