31 Mayıs 2015 Pazar

10 Kitap İtirafım

     
sule uzundere blog yazıları


     Facebook ve İnstagram’da bu başlık altında insanların itiraflarını okudum(Bloga yazanlar da vardır belki ama ben daha görmedim).            
     Konu kitaplarsa benim de itiraf edeceklerim var:

   1.  Aldığım hiçbir kitabı hiç kimseye ve hiçbir yere vermedim. Hepsini saklamayı ve çocuklarım için kocaman bir kütüphane oluşturmayı düşünüyordum ama eşim bu konudaki fikrimi değiştirdi. Ona göre kitabı okuduktan sonra evde durmasının bir anlamı yok. Başka birine vermeliyiz ki o okusun. 100 adet başucu kitabımız olsa yeterli. 100 sayısı bana tabii ki yetmez ama artık her kitabın kitaplığımda durması gerektiğini düşünmüyorum. Okuduğum, çok beğenmediğim, beğensem bile bir daha okumayacağım kitapları dağıtacağım. Hatta bunu blogumdan yapmayı düşünüyorum. Takipte kalın :-)

   2.Hayatımın bazı dönemlerinde korsan kitap aldım. Bazen vazgeçtim bundan, bazen orijinal kitaptan çok korsan kitap aldım. Bununla gurur duymuyorum ama Adana’da yaşıyorsanız çarşıda adım başı korsan kitapla karşılaşıyorsunuz. 25 liralık kitaplar bile 3-5 liraya satılınca buna karşı koymak güçleşiyor. Yine de ben artık korsan kitap almamaya karar verdim ve 9 aydır temizim :-)

   3. İlk başlarda kitap aldığımda ilk sayfaya adımı soyadımı, kitabı aldığım tarihi ve kitabın fiyatını yazardım. Sonradan fiyat yazmaktan vazgeçtim. Şimdi ise ismimi de yazmıyorum. Sadece kitabı aldığım tarihi ve yeri yazıyorum.

   4.Kitap ödünç vermekten nefret ediyorum. Bazen kitap isteyen biri olunca “Parasını vereyim de git satın al oku. Benim kitabıma bulaşma.” diyesim geliyor.

   5. Ben Doğu görevimi yaptığım için kitaplar annemin evinde. Annem de komşu çocukları istedikçe onlara kitap veriyor ve getirip getirmediklerine çok dikkat etmiyor. En son kitaplığımda Şu Çılgın Türkler yoktu, kaybolmuştu. Bu yaz kitaplarımın listesini çıkaracağım. Umarım başka kayıplar yoktur. Bu duruma sinir oluyorum. Bir an önce memlekete gidip düzenimi kurmayı ve kitaplarımı yanıma almayı istiyorum.

   6. Hayatımda hiçbir kitabı 2 kere okumadım. Çok sevdiğim kitaplar oldu ama o çok sevdiğim kitaplarda bile hoşuma giden bölümleri tekrar tekrar okurum. Hatta bazen ezberlerim ama hiçbir kitabı baştan sona okuma isteği duymadım. Aynı kitabı, ne kadar iyi olursa olsun, bir daha okuyacağıma yeni kitaplar okumayı tercih ediyorum.

   7. Cep boy kitapları seviyorum. Hem ucuz oluyorlar hem çantada kolay taşınıyorlar hem de sayfalar kısa olduğundan çabuk okunuyor. Sayfayı daha kısa sürede çeviriyorsunuz. Bu da insana daha çok okumuş hissi veriyor :-)

   8. Kendimi bildim bileli okumayı seviyorum. Annemin, babamın, hatta çevremdeki kimsenin kitap okuma alışkanlığı yokken ben kitap okumaya nasıl bu kadar düşkün olmuşum bilmiyorum. Sanırım sosyal bir çocuk olmadığımdan kendimi kitapların dünyasına bıraktım. Daha çocukken harçlıklarımı biriktirir kitap alırdım. O zamanlar Yeni Yüzyıl (Sonradan adı Yeni Binyıl oldu.) gazetesi kitap verirdi (Liseliler bilmez:-). O kitapları almak için tek başıma diğer mahalledeki gazeteciye gider, kitapları alırdım. İyi zamanlarmış, şimdi aileler kız çocuğu evinin önüne çıksa bile korkuyor ki haklılar da.

   9. Beğendiğim cümlelerin altını çizerim. Bir zamanlar bu cümleleri alıntı defterime yazardım, şimdi bloga yazıyorum. Okuduğum, altını çizdiğim, her sayfasına dokunduğum, her satırında gözlerimin dolaştığı kitabı, kitapçıdaki sıfır kitaptan daha değerli buluyorum.

   10.Kitap yazma hayalim var ama bu, benim için gerçekten bir hayaldi. “Ben kim kitap yazmak kim. Hayatta başaramam bunu.” diye düşünürdüm. Bu düşüncem bu sene değişti. Bunda 2 sebep etkili oldu: 1. Bloga düzenli yazmaya başladım ve yazmanın ne kadar zevkli ne kadar güzel bir duygu olduğunu keşfettim. 2. Facebook sayesinde birçok yerel yazar keşfettim ve okudum. Açıkçası çoğu çok kötüydü :-( Ama onlar bile kitaplarını bastırmışlar ve satıyorlar. Ben onlar kadar yazamaz mıyım dedim. Daha iyisini bile yazarım dedim (Ne olur ukalalık olarak algılamayın). Çok satmasına gerek yok (ki o çoksatanlar listesinde de gerçekten kötü kitaplar var). Bir Yaşar Kemal bir Sabahattin Ali olmama gerek yok (ki asla olamayacağım biliyorum) ama ben kitap yazacağım. Kendime 5 yıllık bir süre koydum. Bu süre içinde kitabımı bitirip sırasıyla bütün yayın evlerine göndereceğim. Diyelim ki hiçbiri beğenmedi, o zaman parayı yatırıp kitabımı kendim bastıracağım. Sonra da eşe dosta, arkadaşlarıma, okulların kütüphanelerine bağışlayacağım. Maksat hayalimi gerçekleştirmek.

     Biraz uzun bir yazı oldu ama kitaplar hakkında olunca çenem düşüyor. Hatta aklımdaki birçok şeyi yazamadım. Belki İtiraflar-2’yi yazarım :-)

     Bunlar benim itiraflarımdı. Sizin kitap itiraflarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Görüşmek üzere. Hoşça kalın.






2 yorum:

  1. Ödünç kitap verme ve geri dönmemesi çok kötü bir durum :( Bu arada kitabınızı çıkarısınız biz de okuruz inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah. Zaten kitap yazma olayım olursa burada bangır bangır reklamını yaparım. İsteyene gönderirim. Ne kadar çok kişi okursa benim için o kadar mutluluk verici olur :-)

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)