6 Mayıs 2015 Çarşamba

BEN ÇOCUKKEN...

     Ben çocukken bütün iyi yazarlar ve şairlerin 2 ismi olduğunu düşünürdüm. Ör: Orhan Veli Kanık, Halide Edip Adıvar, Melih Cevdet Anday, Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Akif Ersoy, Sait Faik Abasıyanık vb... Eğer ben de çocuğuma 2 isim koyarsam yazar ya da şair olma şansı artar diye düşünürdüm. 

     Ben çocukken Edison'la Ediz Hun'u karıştırırdım ama sanırım bunu bütün çocuklar yapıyordu.

     Ben çocukken Demet Akbağ ve Yılmaz Erdoğan kardeş mi karı koca mı diye merak ederdim. Arkadaş olarak bu kadar yakın olmak mümkün değil sanırdım. Yalnız soyisimleri farklı olduğundan kafam iyice karışırdı. Bu durumda kardeş ya da evli olamazlardı. O zaman neydiler? (Bu konuda çok düşünmüşüm sanırım)

    Ben çocukken 2000 yılına girdiğimizde kıyametin kopacağını düşünürdüm. O zamanlar böyle bir dedikodu çıkmıştı ve sürekli dile getiriliyordu. Ben de buna inanmıştım :-( Nasıl olsa hepimiz öleceğiz diye o yılbaşında hiç eğlenmemiştim. Sonra Kral TV Vj'lerinden biri, benim bu düşüncemi biliyormuş gibi, "Avustralya 2000 yılına girdi bile. Bakın kıyamet kopmadı. Her şey hâlâ yerli yerinde." deyince çok rahatlamıştım.

     Ben çocukken Hababam Sınıfı filmlerini izlediğimde oradaki hocaların sürekli "Çıkarın kağıtlarınızı. Yazılı yoklama yapacağım." demesi sonucu "Demek ki lisede hocalar sınav yapacaklarını önceden söylemiyorlar, habersiz yapıyorlar. O zaman lisede çok çalışmalıyım." diye düşünürdüm.

     Ben çocukken siyah nokta temizleme bantları yeni çıkmıştı ya da ben yeni duymuştum, bilmiyorum. İşte bu bantların reklamında bir kız bandı burnunun üstüne yapıştırıyor, sonra bandı çıkarınca "İyykk" diye tiksinme sesi çıkarıyordu. Ben de bunun üzerine o bandın burnun içindeki sümüğü temizlediğini düşünmüştüm :-(

     Ben çocukken Emine'ye benzediği için Emile Zola'yı kadın zannediyordum. Üniversitedeyken de Berna Moran'ı kadın zannettim ama bunda bir suçum yok bence. Berna diye erkek ismi mi olur? 

     Ben çocukken soyismimden nefret ederdim çünkü benimle hep dalga geçerlerdi. "Kısadere kısadere" diye. Hatta bir çocuk "B.kludere" derdi :-( Ben de bunun üzerine ileride çok güzel soyismi olan bir erkekle evlenmeye karar vermiştim. O zaman soyismim değişecek ya. Eğer aşık olduğum adamın soyismi güzel değilse onunla evlenmeyecektim :-) (Çok şanslıyım eşimin gerçekten tam istediğim gibi bir soyismi vardı) 

     Ben çocukken televizyonda izlediğim dizilerde ve filmlerde düğün sahnelerinden sonra gerdek sahnesi gösterilirdi. Bunun dışındaki günlerde çiftler hep konuşur sohbet eder ve sarılıp uyurlardı. Ben de insanların sadece evlendikleri gün seviştiklerini, şevişmenin insan hayatında sadece bir kere yapıldığını, diğer bütün günler boyunca sarılıp uyuduklarını düşünürdüm. Çocukların nasıl yapıldığını düşündüğüme gelince, nasıl yapıldığını bilmiyordum ki :-)

     Siz çocukken nasıldınız? 

Edit: Ben çocukken yeşil gözlere bayılırdım. Ben olamadım bari yeşil gözlü çocuğum olsun derdim. Bu yüzden de yeşil gözlü biriyle evlenmeye karar vermiştim :-) Kısmet gidip kendim gibi kahverengi gözlü biriyle evlendim :-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)