Herkese merhaba. Kasım ayına girdiğimiz bugün eylül ayında okuduğum kitapları yazmak için daha fazla beklemeyeyim dedim. Zaten toplam 3 kitap okudum, ikisi çok ince kitaplardı. Neyse ki ekim ayında bu durumu telafi ettim ama o şimdilik başka bir yazının konusu.
Bu
ay neler okuduğuma gelince:
HANDE
ALTAYLI – KAHPERENGİ
Önce
okuduklarım arasında en sevdiğim kitapla başlamak istiyorum. Hande Altaylı’nın
okuduğum ilk kitabı olan Kahperengi’ni çok beğendim. Bu kitap Merhamet adıyla
Kanal D’de dizi olarak yayınlandı. Başrollerinde Özgü Namal, Burçin Terzioğlu,
İbrahim Çelikkol gibi isimlerin oynadığı diziyi ara sıra izlerdim. Bu yüzden
kitabın konusuna aşinaydım ama kitabı o kadar beğendim ki şimdi iki sezonluk bu
diziyi baştan sona izlemeyi düşünüyorum. Zaten dizi de diğer Türk dizilerine
kıyasla daha kaliteliydi.
Kahperengi
Yaslıhan adındaki fakir bir mahallede iki kardeşi ve ailesiyle sefil bir halde
yaşayan Narin’in okuma ve kendini kurtarma çabasını anlatıyor. Narin’in
çocukluğunu ve yetişkin halini dönüşümlü olarak okuyoruz. Çocuk Narin ilk
aşkını yaşarken yetişkin Narin ilk aşkıyla büyük bir tesadüf sonucu
karşılaşıyor ve olaylar gelişiyor.
Kitap
elinize aldığınız anda su gibi akmaya başlıyor. Kolaylıkla okunuyor ve aynı
zamanda insanı etkiliyor. Özellikle Narin’in çocukluğunda yaşadığı sıkıntıları,
o fakir mahallenin insanlarını ve ailesinin yaptıklarını soluksuz okudum.
Kitapla
ilgili sadece iki eleştirim var, onlar da kitabın içeriğiyle alakalı değil. Kitabın
ismini ve kapağını beğenmedim. Kitabın konusunu bilmeseydim Kahperengi ismini
okuyunca ve kitabın kapağında çıplak bir kadın boynu olunca erotik bir kitap
okuyacakmışım veya hayat kadını olan bir kadın anlatılıyormuş gibi hissederdim
herhalde. Halbuki kitabın içeriğiyle kapağının ve isminin hiç alakası yok. Okuyucuya
yanlış bir izlenim veriliyor. Bunun dışında kitapta eleştirebileceğim bir şey
yok. Kahperengi size gönül rahatlığıyla
önerebileceğim bir kitap. Eğer henüz okumadıysanız mutlaka okuyun.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Yaptığının
çok kötü bir şey olduğunu biliyor ama yüreğinde bununla ilgili bir üzüntü ya da
utanç hissetmiyordu. İçinde fırtına gibi esen hissin tek bir ismi vardı:
Mutluluk. Yanlış insana aşık olmuş birinde rastlanmaması gereken duygulardan
birincisi.
2.Demek
ki bazı sevişmeler insanları yakınlaştırırken bazıları uzaklaştırıyordu ve iki
insan birbirine sırtını döndüğünde aralarındaki mesafe dünyanın çevresine eşit
oluyordu.
3.Belki
de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin
anlamına geliyordu.
4.Galiba
aşk birini unutamamak değil, onu her gördüğünde yeniden hatırlamak. Kaç yıl
geçerse geçsin, her karşına çıktığında aynı şekilde hissetmek.
-Arada
unutsan bile mi?
-Arada
unutsan bile.
5.Şu
anda benimle konuşacak birini istemiyorum. Sadece benimle susacak birini
istiyorum.
6.Ateş
düştüğü yeri yakar, etrafı aydınlatır.
7.Görmek
için ölüyordu. Ölmemek için görmüyordu.
ERROL
SELKİRK / NAOMİ ROSENBLATT - HERKES İÇİN CİNSELLİK
Bu
kitabı yıllar yıllar önce çocukken gazeteyle beraber almıştım. Yanlış hatırlamıyorsam
Sabah gazetesi vermişti. Hatta bu kitaplar seri şeklindeydi. Herkes İçin
Felsefe, Postmodernizm vb. çeşitleri vardı. Okumak bu zamana kısmet oldu.
Kitap
çizgi roman tarzında hazırlandığı için kolay okunuyor. Kitabın içinde ilginç
bilgiler, araştırma sonuçları ve tanımlar yer alıyor. Bilmediğim bazı şeyleri
kitap sayesinde öğrendim. İlgimi çeken birkaç notu sizin için aşağıya
yazıyorum. Piyasada bulamayacağınız bu kitabı bir tanıdığın ya da kütüphanenin
rafında bulursanız okuyabilirsiniz.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Avustralya
yerlileri için baba o kadar önemlidir ki hamilelik sırasında baba ölmüşse anne
yeni doğanı ölüme terk eder.
2.Seks
sözcüğü Latince “Secare” kökünden gelmektedir ve bölünme ve ayrılma
anlamındadır. Tarih öncesi çağlarda kadın ve erkeğin yaradılışını anlatan bir
efsaneye dayanmaktadır.
İnsanoğlu
daha yaratılmadan önce iki yüzlü, iki çift kanadı ve büyük bir gövdesi olan
Hermafrodit adında garip bir yaratık varmış. Tanrılar Hermafrodit’in kendi
kendine yetmesini çekememişler. Kıskançlık içinde hiddetlenerek Hermafrodit’i
biyolojik olarak birbirinden bağımsız iki bedene ayırmışlar. Böylece kadın ve
erkek cinsi oluşmuş.
3.Dünyanın
benimsediği Büyük Mitos’a göre kadın ve erkek farklı zekaları, yetenekleri,
duyguları ve heyecanları ile birbirine zıttır. Eğer cinslerden biri etken ise
diğeri edilgen olmalı. Biri mantıklı ise diğeri duygusal olmalı. Biri dış
dünyaya açılıyorsa diğeri eve ait olmalı, diye kabul edilir.
4.Bazı
Afrika ülkelerinde, örneğin Senegal, Gambia ve Kenya’da en ağır çiftçilik
işlerini kadınlar yapar. Hatta bu ülkelerde bir erkek o gün ağır bir iş
yapmışsa, “Kadın gibi çalıştı.” denir.
5.Tekeşlilik
erkeklerin kadınlar için zorla katlandıkları bir teslimiyettir.
6.Pornografik
yayınlar gerçekte kağıt üzerinde fahişeliktir.
7.”Erkekler
seks için güçlerini kullanırlar, kadınlar ise güç kazanmak için seksi
kullanırlar.” Tom Wolfe.
KORKUT
TANKUTER – ATATÜRK, TARİHİ DEĞİŞTİREN LİDER
Bu
kitabı da yine bir gazeteden almıştım galiba. Atatürk’ün hayatını kısaca
anlatan bir kitap da değil aslında kitapçık desek daha doğru olur. Yeni bir şey
öğrenmediğim hatta zaten bildiğim şeyleri hep aynı kalıp cümlelerle okuduğum
için biraz sıkıldığım bir kitap oldu. Neyse ki elimde Atatürk’le ilgili çok
kitap var. Önümüzdeki iki ay boyunca onları okuyacağım. Bu kitabı telafi edeceğim.
Dediğim
gibi eylül ayı okuma hızım konusunda pek bereketli bir ay değildi. Neyse ki
ekim ayında toplam 10 kitap okudum da bu ayı telafi edebildim. Ekim ayında
okuduklarımı birkaç posta bölüp yazacağım. 3 kitabı bu kadar uzun anlatmışsım
10 kitabı anlattığım yazımı kimse okumaz herhalde :) şimdilik
hoşça kalın. Görüşmek üzere.
Merhameti hiç kaçırmadan izledim ve türk dizileri içinde en sevdiğim dizi olmuştu. Kahperengi'yi ise okumaya bir türlü fırsat bulamadım, unutmuşum da üstelik.. En kısa zamanda edinip okuyacaklarımdan..
YanıtlaSilKitabını da tavsiye ederim. Diziyle birebir aynı değil ama yine de severek okuyacağını düşünüyorum.
SilBen kitabı diziden daha çok sevmiştim. yazarın kalemini çok beğenmiştim. çok hızlı akan bir kitaptı. bana da beklerim. kitap yorumum burada...
YanıtlaSilhttp://kitaplarimolmadanasla.blogspot.com.tr/2013/05/hande-altayli-kahperengi.html
Kitap yorumunuzu okudum. Çok ayrıntılı ve güzel anlatmışsınız. Kendimi biraz yetersiz hissettim :-)
SilDizisindeki oyuncuları sevdiğim için dizisini de seveceğimi düşünüyorum. Zaten biraz göz ucuyla bakmıştım, eğer boş zaman yaratabilirsem baştan sona izlemek isterim.
Kahperengi'yi arkadaşlarım baya övdü açıkçası okumak daha nasip olmadı ama, yakın zamanda bende alıp okumayı düşünüyorum.
YanıtlaSilBen de övüyorum :-) Gerçi beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. Bazen çok övülen bir kitabı gözümüzde büyütürüz. Bu sefer kitabı okuyunca çok beğenmez ve "Bu muymuş?" deriz. Böyle olmaması için beklentileri düşük tutmakta yarar var :-)
SilMerhamet dizisini ben de ilk bölümünden itibaren severek takip etmiştim. Kitabı da genelde okuduğum yorumlarda seviliyor, ben de TÜYAP Kitap Fuarında bir bakayım o zaman :)
YanıtlaSilHermafrodit efsanesini ben böyle biliyordum: "Kelime olarak hermafrodit, Yunan mitolojisindeki Haberleşme Tanrısı Hermes ile Güzellik Tanrıçası olan Afrodit'in adlarından gelmektedir. Efsaneye göre Afrodit ile Hermes'in bir oğulları olur. Adını Hermafrodit koyarlar. Hermafrodit o kadar güzeldir ki bir su perisinin dikkatini çekmiştir. Peri kız, sürekli ona yakınlaşmak için uğraşır ama Hermafrodit'in nazı ile karşılaşır. Bir türlü yüz bulamayan peri kız, Hermafrodit gölde yüzerken birdenbire karşısına çıkar ve sıkı bir şekilde ona sarılır. Tanrılara onları birbirlerinden ayırmamaları için yalvarır. Sonunda dileği kabul olur ve ikisi de aynı vücutta can bulurlar. Böylece ortaya çift cinsiyetli bir insan çıkar." Yazı Vikipedi'den:)
Ahmet Ümit'in Aşk Köpekliktir kitabından da şöyle bir alıntı yazmışım: "Androginos bir tür insanmış. 4 kollu, 4 ayaklı, 2 başlı olarak yaratılmış. Hem dişi hem erkek olan, her bakımdan kendi kendine yeten bir insan. Gel gör ki, bu mükemmel yaratığı tanrılar kıskanmışlar. Kıldan ince bir testereyle dişi ile erkeği birbirinden ayırmışlar. Tanrılar onları ayırınca, dişi ile erkek ömürleri boyunca birbirlerini aramaya başlamışlar. İşte onların buluştukları an aşk çıkarmış ortaya." Senin dediğin versiyonunu duymamıştım ama Vikipedi'de böyle yazıyor diyorsun. Belki de efsanenin farklı versiyonları vardır. Araştırmak lazım :-)
SilOkudun demek :) benimki hâlâ duruyor uslu uslu :)
YanıtlaSilSen de Kahperengi'yi öne alabilirsin. Hem kolay okunan hem de etkileyici bir kitap. Eminim hoşuna gidecektir.
SilBlgunuzu sayfada gordum we takibe aldim bloguma bekliyorum
YanıtlaSilŞeydanın Günlüğü,
Silteşekkürler. Bu yorumu çok geç gördüğüm için özür dilerim :-(
Biraz alakasız olacak ama ilk resimdeki küçük Nestle çikolatalar nerelerde satılır? Ekranı yalayacağım neredeyse :D
YanıtlaSil:-) Kurban bayramında Bim'den almıştım. Bir kutu Nestle çikolatasıydı. içinde böyle küçük küçük çikolatalar vardı. Tadı güzeldi, bulursanız deneyebilirsiniz.
SilKahperengi'yi merak ettim açıkçası sebebini bilmediğim bir şekilde önyargı geliştirmiştim kitaba :)
YanıtlaSilBelki kitabın ismi ve kapağı itici gelmiş olabilir. Halbuki kitabın içeriğiyle ikisinin de alakası yok. Bence okumalısın, seveceğini düşünüyorum.
Silhımmm üçü de okuduğum türlerden değil yaaa amaaa :)
YanıtlaSilDiğer ikisini salla ama Kahperengi'ni okumalısın. Beğeneceğini düşünüyorum.
Silselamlar sule!kahperengı turk fılmı tadında bır kıtap sanırım ve okunmalı gıbı sevgıler
YanıtlaSilEvet, özellikle geçmişte geçen hikaye acıklı Türk filmi tadında. Bence okumalısın, seveceğini düşünüyorum.
Sil