20 Şubat 2017 Pazartesi

OCAK AYINDA OKUDUKLARIM (2017)

sule uzundere blog kitap yorumları

Okuduğum kitapların yorumunu geç yazmam Cahil Okur’un blog gazetesine de düşünce ocak ayında okuduklarımı daha geç kalmadan yazayım dedim J

Çok kitap okumak çok güzel bir şey ama o kitapları bir de bloga yazma işi var. Ne kadar çok okursan o kadar yazman gerekiyor. Ay sonunda kitapların hepsini yazayım diye bilgisayarın başına oturuyorum, yazı bitmeden sıkılıyorum ya da bir iş çıkıyor. Bu yüzden kitapları okudukça yazılarını hazırlamaya karar verdim. Bir oturuşta on küsur kitabı yazmak zor oluyor çünkü.

Yılın ilk ayında toplam 14 kitap okumuşum. Sayısın çokluğu sizi aldatmasın. Yarısından fazlası birkaç saatte bitirilebilecek kısa kitaplardı. Elimde okunmayı bekleyen kitapların sayısı arttıkça sinir olmaya başladım. Bu yüzden okuma hızımı arttırdım. Önce kısa kitaplardan başladım ki okunmayanlar hızla azalsın.
Ocak ayında neler okuduğuma gelirsek:

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

DUYGU ASENA – AYNADA AŞK VARDI
Tesadüf bu ya 2016’ya bir Duygu Asena kitabıyla başlamıştım, 2017’ye de bir Duygu Asena kitabıyla başladım. Aynada Aşk Vardı üç farklı zamanda yaşayan üç kadının hayatını anlatıyor bize. Nine, anne ve torunun hayatlarını arka arkaya dönüşümlü olarak okuyoruz. Dönemlerin farklı olması bazı alışkanlıkları değiştiriyor ama kadınların hayatında yıllar geçse de değişmeyen sıkıntılar var. Yazar da bize bu sorunlardan bahsetmeye çalışmış. Kitabın konusu ve çıkış fikri hoş olsa da kitabı çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Yazarın daha başarılı bir üslubunun olmasını beklerdim.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Gerçekleri tüm acımasızlıklarıyla, olduğu gibi kabul edince gerginlikler bitiyor. İnsanın kendini aldatması kadar yıpratıcı bir gerilim yok. Evet, insan kendi kendine çok kolay aldanıyor ama her an aldandığının bilincinde ve kendine küs kalarak. Onaylamadığın bir şeyi mi yapıyorsun, neden kendi kendini aldatarak iknaya çalışıyorsun? Evet, bu doğru değil diye diye yap. Sonunda kurtulması daha kolay olur, hem de daha az yara alır insan, en azından kendini aldatmış olmanın verdiği yıpranmayı yaşamaz.
2. İnsanın en rahat kandırdığı kişi kendisi çünkü kanmamak için direnmiyor, inanmak istiyor, kandırıldığı için mutsuz olmuyor, aldatılmış insan gibi acı çekmiyor, kanıyor ve bu hoşuna gidiyor. İnsan kendi kendini kandırdığı zaman ortada hiçbir sorun kalmıyor.
3. Kendini sevdirmek için kendinden vazgeçmek belki de karşısındakinin saygısını yok edecek tek şey.
4. Delilik aptallıktan her zaman daha iyidir.

YAŞAR KEMAL – AĞRIDAĞI EFSANESİ
Kitap Yurdu’ndan yaptığım son alışverişte Ağrıdağı Efsanesi de vardı. O alışverişten okuduğum ilk kitap da kendisi  oldu. Yaşar Kemal çok sevdiğim bir isim ama yazardan en son okuduğum Tek Kanatlı Bir Kuş ve Kuşlar da Gitti kitapları beni tatmin etmemişti, İnce Memed’deki Binboğalar Efsanesi’ndeki o büyülü dili bulamamış, o eşsiz zevki alamamıştım. Ağrıdağı Efsanesi bu açıdan beni tatmin eden bir kitap oldu. Daha yılın ilk ayındayız ama bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan biri olabilir. Ağrıdağı Efsanesi yazarla tanışmak isteyenler için de en uygun kitaplardan biri.

Yazardan okuyacağım bir sonraki kitap Bir Ada Hikâyesi serisi olacak. Çok sevdiğim İnce Memed’den sonra 4 kitaplık bu seriyle doya doya Yaşar Kemal okuyacağım.

NOT: Bu kitap 2017 Klasik Kitap OkumaMaratonu kapsamında okunmuştur.

CAHİT ZARİFOĞLU – SERÇEKUŞ
Blogumu düzenli takip edenler bilir, Sarıçam Kitap Şenliği için çocuk kitapları okuyorum. Serçekuş 5.sınıflar için seçtiğimiz son kitaptı. Bir serçe ve onu avlamak isteyen avcının anlatıldığı kitap pek hoşuma gitmedi. Konu çok uzatılmış, yer ve kişi tasvirleri çok uzun tutulmuş diye düşünüyorum. Ben bile okurken sıkılmışsam, çocuklar da sevmez diye tahmin ettim. Tahminim doğru çıktı. Şenlikte okuduğumuz Bir Küçük Osmancık Vardı ve Şamatalı Köy’ü bayıla bayıla okuyan, hatta bir defadan fazla okuyan, sınıfta uzun uzun fikir beyan eden öğrencilerim “Serçekuş’u okurken çok sıkıldım, hiçbir şey anlamadım.” dediler. Tabii zevk meselesi, 100 Temel Eser listesinde olan bu kitabı siz ya da çocuğunuz severke okuyabilirsiniz.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Tıpkı insanların akla gelebilecek her yerde, her bir şekilde ölebileceklerini bilmelerine rağmen, evlerinden çıkmaya korkmadan bütün o yerlerde bulunabildikleri gibi. Kaderdi bu.

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

STEFAN ZWEİG – BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU
Stefan Zweig en sevdiğim yazarlardan biri. Bütün kitaplarını okumak istediğim yazardan 4. olarak Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nu okudum. Kitapta adını bilmediğimiz bir kadının, çocukluğundan beri âşık olduğu ünlü yazara yazdığı mektubu okuyoruz. Yıllar süren ve çok fazla olay barındıran bu aşka aşk demek ne derece mümkün bilmiyorum. Ben mantık insanı, bir başak burcu olarak bu duyguya aşk değil de takıntı, saplantı vb. isimler veriyorum. Duygusal kişiler kitabı okuduklarında benim gibi düşünmeyebilirler. Kitaptaki duygudan ister etkilenin ister hastalıklı bulun kitabı severek okuyacağınıza şüphem yok. Mutlaka okunması gereken kitaplardan.

Yazardan okuduğum 4 kitap da birbirinden güzeldi. Hepsini tavsiye ediyorum, hepsi de okunması gereken kitaplar ama benim için sıralama şimdilik bu şekilde. Satranç > Korku > Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu > Bir Kadının Yaşamından 24 Saat. Sırada yazarın Olağanüstü bir Gece kitabı var. Bakalım bu sıralamada yeri ne olacak?

NOT: Bu kitap 2017 Klasik Kitap Okuma Maratonu kapsamında okunmuştur.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Çünkü daracık hayatı olanlar, kapılarının önüne gelen her yeni karşısında meraka kapılırlar.
2. Evet, bütün ama bütün insanlar beni şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi – yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!
3. Biliyorum, ondan sonra yine yalnız olacağım ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

YILMAZ ERDOĞAN – BANA BİR ŞEYHLER OLUYOR
Yılmaz Erdoğan kalemini sevdiğim bir isim. Çukurova Kitap Fuarı’nda Sel Yayıncılık’ın 5 lira kampanyasından yazarın iki kitabını almıştım. İkisini de bu ay okudum.

Bana Bir Şeyhler Oluyor oyununun metnini içeren kitabı çok severek okudum. Bu oyunu televizyonda denk geldiğimde kısa bir süre izlemiştim. Oyunun ilerleyişini bilmediğim için kitapta merak duygumu kaybetmedim. İşin içine bir de Yılmaz Erdoğan’ın o akıl dolu cümleleri girince çok beğendiğim bir kitap oldu. altını Çizdiğim cümleleri mutlaka okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Sevdik ve icap ederse öderiz bedelini. Bir gün vursalar kör bir kurşunla bedenini, kıskanmaya devam ederim kuşundan bile seni.
2. İsmet: Ne düşünüyorum biliyor musun? Senin ismini değiştirmek lazım.
Ramazan: Nasıl yani?
İsmet: Tunç Demir.  Nasıl?
Ramazan: Yerden kalkmıyor valla. Tunç Demir!
3. Hiç unutmam. Zaten unuttuklarımı anlatamıyorum ben, nasıl anlatayım unutmuşum gitmiş.
4. Kızlık soyadı sevişince gider. Onu yazma artık. Hem o ne biçim kızlık soyadı, insan ondan kurtulmak için bile sevişir.
5. Sen dün ve bugün olanları anladın da, olacakları mı merak ediyorsun Emrullah kardeşim? Hiç kitap okumayan bir adam niçin merak ediyor ki seneye yazılacak kitapları? Bu dünyada bile yaşamayı beceremeyen neden merak eder başka gezegenlerdeki hayatı? Geçmişi ve bugünü ne zaman bitirdiniz de geleceği sorguluyorsunuz? Hâlâ işler kalleşçe hallediliyor ikili ve uluslararası ilişkilerde. Saçma bir mesaj kaygısına dönüşmüş bütün dillerde “Savaşa hayır.” cümlesi. Evet ama oraya bomba atılmasının bir sebebi var kardeşim diye düşünenler var, ölülerin fotoğraflarına bakanlar arasında. Doğru düzgün top bile oynayamıyorlar kavgasız. Oyunları savaş gibi görenler, savaşı da oyun gibi görüyorlar elbet. Aynı kadına sevdalananlar birbirini vuruyor, aynı şeyden nefret edenler can ciğer arkadaş. Bir şeyi, bir kadını, bir erkeği ya da bir ülkeyi sevmenin cezası ölüm bile olabiliyor bazı.
6. Sevmenin çok az çeşidi vardır gönül raflarında. Birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz ama iş sevmemeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde: İster gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret bile edersiniz. Ne yazık, ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu. Oysa sevin dedi Tanrı. Adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına! Ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni, benim seni sevdiğim kadar seviyor musun? Önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe. Karşılık istemeden pazarlıksız sevin, sizi seveni de sevmeyeni de.

YILMAZ ERDOĞAN – HÜZÜNBAZ SEVİŞMELER
Erdoğan’dan okuduğum ikinci kitap Hüzünbaz Sevişmeler. Kitap öykü türünde yazılmıştı. Öykü sevmediğimi bilmeyen takipçim yoktur. Bu öyküler bir de ağdalı bir dille yazılınca kitabı okumak benim için işkence oluyor. Hüzünbaz Sevişmeler’in de ilk bölümünü çok sıkılarak okudum. bu yüzden 92 sayfalık kitap üç günde bitti. Ne zaman ki kitabın ikinci bölümü başladı, yazarın oynanmış oyunlarından iki metni okumaya başladım, o zaman kitap aktı gitti. Bence Erdoğan tiyatro ve film yazmaya devam etmeli. Şiirleri ve edebi öyküleri bana hitap etmiyor. 
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Aşkımız, iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı. Gözleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.
2. Ablaların en kötü yanı evlenmeleri.

ERİCH KASTNER - UÇAN SINIF
Bu kitabın ayrıntılı yorumunu ayrı bir postta yazdım. Buradan okuyabilirsiniz. 

GRİGORY PETROV - BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE
Bu kitabın yorumu sonra gelecek.

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

SANDRA BROWN - AŞK BİR AYRILIK ÖTEDE ve YARINLAR İÇİN
Sandra Brown’un Teksas üçlemesinden ilk kitabımı, Hep Aşk Vardı’yı Ocak 2016’da okumuştum. Serinin iki kitabını da bu sene okuyunca seriyi tamamladım. Üç kitapta Teksas’ta yaşayan üç kardeşin aşk hayatı anlatılıyor. Kitapların okunma sırası şu şekilde: 1.Yarınlar için 2.Hep Aşk Vardı 3.Aşk Bir Ayrılık Ötede. Kitapları beğenme şeklim de aynen bu şekilde. Yazar her kitapta çıtayı biraz daha düşürmüş.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Erkekleri anlamak bazen zordur, kızları anlamaksa imkansız.

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

MARKUS ZUSAK - KİTAP HIRSIZI
Ocak ayının en güzel kitaplarından biri de Kitap Hırsızı idi. Birçok blogda kitabın yorumunu okumuştum. Kitap hakkında hep olumlu eleştiriler vardı.  Özellikle Esseve Rin Kitap Hırsızı’nı çok övüyordu. Beklentilerimi düşük tutmaya çalışarak kitaba başladım. Kitabın değişik bir üslubu var. Anlatıcı ölüm. Evet, bildiğiniz ölüm anlatıyor kitabı. Kitap 2.Dünya Savaşı yıllarında geçtiği için ölümün anlatacağı çok şey var. Kitaptaki bir diğer farklılık da ölecek karakterlerin ölmeden yazılması. Yani kitabı okurken spoiler yiyorsunuz. Benim spoiler konusunda takıntım olmadığı için sorun etmedim ama kitapta ne olacağını asla bilmek istemeyen kişiler rahatsız olabilir. Yine de karakterlerin öleceğini bile bile, acaba ne zaman ve nasıl ölecekler diye okumak çok ilginçti.

Kitabın sonu en hüzünlü sonlara aday olur. Eğer önceden okusaydım kitabı Pazar 6’lısı: Ölümüne en üzüldüğüm kitap karakterleri yazısına  bu kitaptan iki karakter eklerdim.

Aşağıda kitapla ilgili spoiler olacak bir yorumum var. Beyaz yazıyla yazdım. Okumak için yazıyı seçmeniz gerekiyor. Kitabı okumayanlar direkt aşağıdan okumaya devam etsin.

Ah Rudy. Sel öldürülecek karakter miydin? Şu kısımda duygulanmak mümkün mü? “Açıkçası bence korkuyordu. Rudy Steiner, kitap hırsızının öpücüğünden korkuyordu. Onu çok istiyor olmalıydı. Onu inanılmayacak kadar çok sevmiş olmalıydı. O kadar ki bir daha asla dudaklarını öpmek istemeyecek ve mezara onlarsız gidecekti.”

Kitap Hırsızı’nı mutlaka okuyun efendim.

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Her türden insan vardı ama aralarında en tanınanlar yoksullardı. Yer değiştirmek bir şeyleri değiştirecekmiş gibi yoksullar daima oradan oraya taşınırdı.
2. Çoğu acı hikâyede olduğu gibi her şey derin bir mutlulukla başlamıştı.
3. İnsanlar size Nazi Almanyası’nın Yahudi düşmanlığı, aşırı fanatik bir lider ve nefretle beslenmiş bağnazlardan oluşan bir ulus üzerine kurulduğunu söyleyebilir fakat Almanlar özellikle bir eylemi çok sevmeseler, bu hiçbir sonuç getirmezdi: Yakmayı.
4. Bütün insanlarda olduğu gibi her şey kendisiyle ilgili sanıyordu.
5. İnsanların ölüm şekline bazen inanamıyorum.
6. İnsanlar ölecek kadar akıllılar.
7. Yaşamak istediği için kendini öldürdü.
8. Veda ediyordu ama bunun farkında bile değildi.
9. Üç dil birbirine karışıyordu: Rusça, Almanca ve mermice.
10. “Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa, yabancı bundan daha yalnız olamazdı.”

sule uzundere blog ocak ayında okuduklarım

NOT: Ferit Edgü’nün üç kitabını ayrı bir postta yazdım. Buradan okuyabilirsiniz. 


Yeni yazılarda görüşmek üzere. 

39 yorum:

  1. Ferit Edgü yorumlarını merak ediyorum, ikimizin de sevdiği kitaptan sonra bunları nasıl buldun merak ettim. Kitap Hırsızı kitabı da çok ilgimi çekti. Okurken tam düşünüyordum ki eğer karaktere bağlanırsak bilinen bir son bile olsa üzer diye, nitekim sen de aynı duyguları yaşamışsın. Alıntılar da çok güzel :).
    Ya gazeteye çok güldüm, demek ki tek ben değilim baya blog dünyası olarak şubat ayı okuduklarını şubat ayında okumak istiyoruz :):) Çok iyi bir haberdi :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öneri makinesi, Ferit Edgü'nün üç kitabını da çok beğendiğimi söyleyebilirim. Detaylı bir yazı yazacağım ama öykü seven sen mutlaka okumalısın. Kitap Hırsızı'nı da çok seveceğine eminim. Onu da gözü kapalı tavsiye ediyorum :-)

      Sil
  2. Maşallah okumalara devam... ben okuyamıyorum doğru dürüst, işten bir ayrılsam ben de dizeceğim kitapları böyle senin gibi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilek Eren, inşallah canım. Senin kitap yorumlarını özledim :-)

      Sil
  3. 41 kere maşallah diyelim mi diyelim :)
    Verimli bir ay olmuş bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oytunla Hayat, teşekkürler Şebnem. Evet, verimli bir ay oldu ocak :-)

      Sil
  4. Merhaba.
    Beyaz Zambaklar Ülkesi'ni aynı ayda okumuşuz :-) Orada Kitap Hırsızı da gördüm ki, çok sevindim :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. birkitaphirsizi, Kitap Hırsızı'nı ben de birçok blogda görmüştüm. Gerçekten etkileyici bir kitaptı. İyi ki okumuşum diyorum.

      Sil
  5. ne güzel bir ay olmuş maşallah ben daha ikinci kitabı bitirmeye çalışıyorum..
    sevgiler....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma ÜZMEZ, çok teşekkür ederim. Benden de sevgiler :-)

      Sil
  6. ne kadar çok şey okumuşsun canım tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel ve Kültürlü, çok teşekkür ederim :-)

      Sil
  7. Hey gidi Duygu Asena... Yazarlığı çok başarılı olmasa da döneminde cidden önemli bir isimdi. Andım sayenizde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdan Kalan, bu romanını çok beğenmesem de Değişen Bir Şey Yok adında deneme kitabını beğenmiştim. Kadınlar ve kadının toplumdaki yeri hakkında etkileyici yazıları vardı. Bu yazıları 80'li, 90'lı yıllarda yazması onu daha önemli kılıyor.

      Sil
  8. Maşallah maşallah hızınıza yetişemiyoruz :D

    YanıtlaSil
  9. İlkay Özgür, inşallah canım :-)

    YanıtlaSil
  10. Kitap Hırsızı'nı ben de okumak istiyorum ama sürekli erteliyorum. Ertelemek sonu gelmeyen bir hastalık gibi :D Beyaz Zambaklar Ülkesinde yorumunu bekliyorum, kitabın bende epeyce eski basımı var. "Ak Zambaklar Ülkesinde" diye çevrilmiş, o da okunmayı bekliyor tabii ki :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kağıt Salıncak, bazı kitapların okunma zamanı var. Kütüphanende öylece duruyor, okumuyorsun, okuduğunda da keşke daha önce okusaydım diyorsun. Bence Kitap Hırsızı da senin için öyle olacak ama acele etme. Zamanı geldiğinde okursun :-)

      Sil
  11. Öncelikle tebrikler, ben önceki aylardaki okuma sayını da beğeniyordum ama bu bambaşka bir şey olmuş *-*
    İzninle bir köşeye çekilip ağlamak istiyorum. Ocakta anca 2 kitap okudum. Senin gibi okumayı çok özledim. Bit artık okul!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belle'nin Kütüphanesi, teşekkürler. Ben de her zaman bu kadar okuyamıyorum. Mesela geçen sene temmuzda tatilde olmama rağmen sadece iki kitap okumuştum. Hazır isteğim varken okuyabildiğim kadar okuyayım diyorum çünkü havalar ısınınca hızım düşüyor.

      Öğrenciliğinin tadını çıkar. iş hayatına atılınca bugünleri çok arayacaksın :-)

      Sil
  12. Kitap hırsızını özellikle merak ediyordum mutlaka okumalıyım diyorum şuan ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülşah ÖNEN, Kitap Hırsızı'nı ben de merak ediyordum çünkü birçok blogda görmüştüm. şimdi iyi ki okumuşum diyorum. Umarım sen de seversin.

      Sil
  13. Harikasın, çok güzel bir performans. Bende bu aralar pek olmayan şeyler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kahve Yanı, insan bazen okuma arzusunu kaybedebiliyor. bu aralar okuma isteğim varken okuyorum. Havalar ısınınca fazla okuyamadığım için şimdi okuyabildiğim kadar okuyayım :-)

      Sil
  14. Merhabalar :) Kesinlikle size katılıyorum. Birikince içinden çıkılamaz bir hale geliyor. O hataya ben geçen sene düştüm ayrı ayrı postlar şeklinde hazırlamıştım ama bu senenin başından beri güncel yazmaya gayret gösteriyorum inşaallah böyle de devam eder. Görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayel damlası; merhaba: aynı fikirde olmamıza sevindim:) yorumunuz için teşekkürler: sevgiler :)

      Sil
  15. Kitap Hırsızı'nın filmini izlemiştim ama unuttum neredeyse. Kitabı öylesine okumak istiyorum ki kendime psikolojik baskı yapıp filmi unuttum resmen :D Fazla ertelememek gerek... "Yorumu sonra gelecek." notu düştüğün kitapların yazılarını merakla bekliyorum bu arada, özellikle Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yorumunu.. :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gözde türker; ben de filmini izlemedim: izlemek istiyorum ama bir süre sonra; sıcağı sıcağına izlersem filmi beğenmeyeceğimi düşünüyorum: okuduğum bütün kitapların yorumu er ya da geç gelecek bloga :)

      Sil
  16. Spoiler'ı beyaz yazıyla yazmak süper fikirmiş. Kitaba hamileyken başlayıp bitiremedim :( spoiler'a da merakıma yenik düşüp baktım. Ama ilk cümleden sonrasını okumadım

    YanıtlaSil
  17. Nail Art in Wonderland, Spoiler'ı beyaz yazıyla yazmak Kağıt Salıncak'ın fikriydi. Ondan kopya çektim :-) kitap Hırsızı'nı oku bence. Beni çok etkilemişti. Şimdi bir yanım filmini izlemek istiyor bir yanım da kitabın etkisini azaltır diye izlemeye çekiniyorum.

    YanıtlaSil
  18. Kitap Hırsızı'nın yorumunu merak edip gelmiştim. Kitap kalın göründü gözüme :)) Ama yine de sepetime atacağım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. www.filmgundemi.com,
      kitabın kalınlığı gözünü korkutmasın. Kitapta birçok boşluk var, puntoları büyük ve çok akıcı. Birkaç günde bitirebilirsin. Yalnız bu kitap birçok kampanyada 10 liraya satılıyor, aklında olsun. Daha pahalıysa alma, illa ki bir indirimde yakalarsın. Okuduğun zaman yorumunu paylaşırsan sevinirim :-)

      Sil
    2. Kitap Yurdu'nda 17 tl olarak gördüm sanıyorum. Aklımda olsun kampanyaları bekleyeyim. Teşekkürler :)

      Sil
    3. www.filmgundemi.com,
      rica ederim. Umarım keyifle okursun :-)

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)