Reşat
Nuri Güntekin-Tanrı Misafiri
Tanrı Misafiri
yazarın öykülerinin olduğu bir kitap. Reşat Nuri’yi ve romanlarını oldum olası
sevmişimdir ama onun ne kadar iyi bir öykücü olduğunu birkaç yıl önce
keşfetmiştim. Leyla ile Mecnun kitabı da öykülerinden oluşuyordu. O kitabı
okurken aldığım tat hâlâ aklımda. Bu yüzden yazarın elimde okunmamış romanları
varken tercihimi öykü kitabından yana kullandım. Yine çok güzel bir kitap
okumuş oldum. Özellikle kitaba ismini veren öykü yıllar geçse de unutulmayacak
cinsten. Yazarı ve öykülerini henüz keşfetmemiş kişiler varsa bu kitabı
kaçırmasınlar.
Ferit
Edgü-Do Sesi
Ferit Edgü
ve öykülerini seviyorum. İnce oldukları ve çabuk okundukları için eğer elimde
yazarın kitabı varsa hiç bekletmem, hemen okurum. Yıl sonuna doğru okuma
hedefinize ulaşmada zorluk çekiyorsanız ilk tercihiniz Ferit Edgü olmalı.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Beni, öldüğünde “yatacağı” mezarı ziyarete götürmüştü.
Mezarcıya,
mezarın üstünü örten kalasları kaldırmasını söyledi.
Baktım:
mezarın dört duvarı mermerle kaplı, dibi ise nemli toprak.
Niçin
mezarın dibini de mermerle kaplatmadığını sordum.
Ama o
zaman çok üşürdüm, dedi.
2. Senin, benden uzakta, o uzaklarda,
Bensiz,
ben yanında olmadan,
Ben
senin sesini duymadan,
Sesimi
sana duyurmadan,
Çok acı
çektiğini düşünmüşümdür.
Bana
gelince, diye cevapladı o, çok acı çektiğimi söyleyemem.
Ama çok
üşüdüm.
Karakış.
Ne kömür
vardı ne odun. Hatta tezek bile.
3. Ah! Ne güzel bir gün
Dur,
daha gün batmadan
Böyle
bir şey söyleme.
Ayşe
Ayhan-Üç Yapraklı Yonca
İnstagram’dan
tanıdığım Ayşe Ayhan’ın ilk kitabı Aşk Nerede’yi dört sene önce okumuş ve
bloğumda paylaşmıştım. İkinci kitabı Üç Yapraklı Yonca’yı mart ayında okudum ve
ilk kitabını göre çok daha başarılı buldum. Yazarın tecrübe kazandığı ve
kaleminin iyileştiği net şekilde belli oluyor. Romantik tarzda kitaplar okumak
isteyenler için güzel bir tercih olabilir.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Barmenler ve kuaförler… En çok dert dinleyen mesleklermiş.
Psikologlardan bile fazla. İnanabiliyor musunuz?
2. Nilgün’ü yüzde doksan varlığı ve karakteri için seviyorsam
yüzde on da kuaför olduğu için seviyordum. Gerçekten insanın bir tane kuaför
arkadaşı olmalıydı. Dişçisi gibi, aile doktoru gibi hayatta vazgeçilmez bir
kuaför tanıdığı olması o kişinin hayatının kurtulması anlamına geliyordu bence.
William
Shakespeare-Kral Lear
Fazla söze
gerek yok. Shakespeare en sevdiğim yazarlardan biri. Kral Lear da yazarın en
iyi kitaplarından biri. İnsan gerçekten hayret ediyor: Yüzyıllar geçse de farklı
ülkelerde yaşasak da insanoğlu hep aynı dertlerden mustarip.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Zaman ikiyüzlülüğün gizlediğini
Nasıl
olsa bir gün ortaya çıkarır.
2. Kulağını aç, amca:
Varını
yoğunu herkese dağıtma,
Bildiğinin
hepsini dökme ortaya,
Sahip
olduğunun tümünü kaptırma,
Bir ata
sahipsen yaya yürüyüp yorulma,
Sana her
söylenene inanma,
Kazandığın
parayı tek zara yatırma,
İçkiyle
kadına kulak asma,
Kendi evinde
kal, avare olma dışarıda,
Böylece
bire yirmi alırsın, sonunda sen kazanırsın.
3. Göze iyi görünür kötü kişiler
Daha
kötüleri varsa eğer
En kötü
olmamak da
Bir
bakıma övgüye değer
4. Kent: Terzi makasından çıkmış herif.
Cornwall:
Ne garip adamsın sen! Terzi makasından çıkmış ha!
Kent:
Evet, terzi makasından çıkmış çünkü ne bir heykeltıraş ne bir ressam
sanatlarında iki saatlik bir deneyimleri bile olsaydı bu kadar kötüsünü
yapamazlardı.
5. Burnunun her iki yanında birer gözü olsun da kokusunu
alamadığı şeyleri görsün diye.
6. Kurdun evcilliğine, atın sağlığına, delikanlının aşkına,
o…punun sözüne inanan delidir.
7. Görünüşte arkandan gelen
Çıkarı
için hizmet eden
Toz olur
gökyüzü kararınca
Seni
bırakır ayazda
8. Talih, o usta o…pu
Almaz
yatağına yoksulu
9. Çullar giyen babaya
Evladı
kör kör bakar
Parası
bol olana
Evladı
sevgiyle akar
10. Keder, ona yakıştığı kadar başkalarına da yakışsaydı,
Herkesin
peşinden koşacağı değerli bir şey olurdu.
11. Varlık, çoğu zaman aşırı güven veriyor herkese,
Oysa
yokluk, düşkünlük yararlı oluyor bizlere.
12. Hayat o kadar tatlı ki!
Her an
ölüm acısıyla bin kez ölürüz de
Göze
alamayız hemen ölmeyi
Erich
Kastner-Kuafördeki Domuz ve Başka Öyküler
Geçen yıllarda
öğrencilerimle yazarın Uçan Sınıf kitabını okumuş ve çok sevmiştik. Buradan okuyabilirsiniz.
Bu kitabı Kitap Yurdu’nda üç liraya bulunca okumak istedim. Kitapta geçen öyküleri
şu an hatırlayamıyorum ama bir öyküde Uçan Sınıf kahramanları vardı. Onları tekrar
okumak hoşuma gitmişti. Eski dostlarımı görmüş gibi hissettim.
Sabahattin
Ali-Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Sabahattin
Ali’den okumadığım tek kitabı da okudum ve yazarın külliyatını bitirmiş oldum. Kitapta
yazarın Markopaşa dergisinde çıkan yazıları toplanmış. Yazarın romanları çok
seviliyor ve çok okunuyor. Yazarın düşüncelerini merak ediyorsanız eğer bu
kitabını okuyabilirsiniz.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Sanatkâra refah en az vaat edilebilen bir şeydir.
2. –Sizce son çeyrek asır içinde neşredilen edebi eserlerimiz
arasında en güzelleri hangileridir?
-Halide
Edip’in, Reşat Nuri’nin ve mistik olmadığı müddetçe Yakup Kadri’nin eserleri,
Nazım Hikmet’in şiirleri.
3. Bir memleketin ordusu bozuk olabilir, harbe girmedikçe bu,
meydana çıkmaz; maarifi(eğitimi) bozuk olabilir, bunun acısı da ancak aradan
bir nesillik zaman geçince kendini gösterir; iktisadiyatı bozuksa millet uzun
seneler süren bir sefalet içinde sürüklenir gider. Ama bir memlekette adalet
bozulursa, halk adalete inanmamaya başlarsa, anarşi hemen kendini gösterir;
herkes hakkını kendi aramaya kalkar ve o insan cemiyeti derhal dağılmaya,
batmaya mahkumdur.
4. Yalancının en büyük azabı, sözlerine kimsenin inanmaması
değil, kendisinin kimseye inanmaması imiş.
5. Çünkü bir memlekete girip yerleşen yabancı sermayeyi
çıkarıp atmanın, yabancı orduları sürüp denize dökmekten çok daha güç olduğunu
biz Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçıları herkesten iyi biliriz.
6. Kimde ne yoksa onun lafını çok eder.
7. Son devir dünya edebiyatında şöhretleri kendi memleket
hudutlarını aşmış ve dehaları sağken teslim edilmiş birkaç isim söylemek
istenirse aklımıza evvela şu dört isim gelecektir: Bernard Shaw, Rabindranath
Tagore, Maksim Gorki, Knut Hamsun.
Sizin bu kitaplar arasında
okuduklarınız var mı? Beğendikleriniz, beğenmedikleriniz? Okumak
istedikleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni
yazılarda görüşmek üzere.
Kral Lear'ın özel bir anısı var bende. Üniversitedeyken tiyatro festivalinde İngiliz bir gruptan izlemiştim. İngilizce izleyeceğim için önceden kütüphaneden kitabını almıştım. Günü geldiğinde kitabı bitirememiştim ama anlamama çok yardımcı olmuştu ve oyundan bende çok özel bir yer kazanan bir tad almıştım :)
YanıtlaSilışınonur,
Silben yazarın kitaplarından sadece Macbeth'i sahnede izledim ama diğer kitaplarını da izlemek isterdim. Şu virüs bitse de tekrar tiyatroya gidebilsek :-)
tebrikler Şule'cim harika kitaplar okumuşsun, Sabahattin Ali külliyatını bitirmen de şahane, keyifli okumalar:O)
YanıtlaSilEren,
Silteşekkürler canım :-)
Ah Şuleciğim hiç birini okumamışım kuzum, ne alemdesiniz diye sormaya geldim, bebişin, ailen hepinizin iyi olduğunu umarım...
YanıtlaSilKitap Eylemi,
Siliyiyiz canım. Uzaktan eğitim yapıyoruz. Sürekli evde vakit geçiriyoruz. Çok şükür sağlığımızda bir sıkıntı yok, sadece virüsten korunmaktan sıkıldık. Umarım ne kısa sürede eski günlerimize dönebiliriz :-)
Okumamışım. Kral Lear'in Zorlu Center'da sahneyi göremediğim tiyatrosuna gitmiştik. Neyse ses düzeni iyiydi de radyo tiyatrosu gibi dinlemiştik. Orada bir Haluk Bilginer vardı uzakta.
YanıtlaSilHandan,
SilKitabın tiyatrosunu izleyen ikinci kişisin Handan. Bir zamanlar tiyatrolara gidip oyun izleyebiliyormuşuz, ne güzel. O günler geri gelsin istiyorum.
Haluk Bilginer'i sahnede izlemeyi çok isterdim.
Merhaba, şu yazının üzerinde yazan tarih kısmını nasıl üste aldınız acaba?
YanıtlaSilEsra,
SilMerhaba. Ben blog tasarımında pek anlamam. Blogumu tasarlayan arkadaş böyle ayarlamış ama nasıl yaptığını bilmiyorum.
Hepside daha önce okumadığım kitaplar, hatta ikisinin ismini bile duymadım. Önümüzdeki ay için güzel okuma önerileri oldu, teşekkürler...
YanıtlaSilBublogta,
Silben teşekkür ederim :-)