22 Mayıs 2021 Cumartesi

Gabriel Garcia Marquez-Benim Hüzünlü Orospularım

Gabriel Garcia Marquez-Benim Hüzünlü Orospularım

                         Gabriel Garcia Marquez, Benim Hüzünlü Orospularım, Can Yayınları, Çevirmen: İnci Kut, 94 Sayfa, 54.Basım, 2020

Herkese merhaba. Gabriel Garcia Marquez’den (En güzel isme sahip yazar olabilir) Benim Hüzünlü Orospularım kitabını okudum. İsminden dolayı bu kitabı okula götürüp orada okuyamamıştım, ben kitabı okuduğum zamanlar okullar açıktı, ben de evde okudum. İsmi hoşuma gitmemişti ama kitabı okuduğumda gördüm ki kitaba cuk diye oturmuş, çok uymuş.

Kitabın başkarakteri 90 yaşındaydı. Bence kitap, yaşlılık üzerine yazılmış çok güzel bir eserdi. Ben esasen 30’lu ama ruhen 60’lı yaşlarda olduğum için kitap çok hoşuma gitti. Genç biri kitaptan benim aldığım kadar zevk alabilir mi emin değilim.

Bu 90 yaşındaki karakter sürekli ne kadar yaşlandığından bahsediyor ama içimden sürekli “Keşke biz de yaşlandığımızda bu kadar sağlıklı ve dinç olabilsek.” dedim.

Karakterlerin roman boyunca kitap okuması ve kitaplardan konuşması çok hoşuma gitti. İçinde kitap geçen kitapları ayrı bir seviyorum.

Yazarı okumayı özlemişim. Yıllar önce Yüzyıllık Yalnızlık, Kolera Günlerinde Aşk ve Kırmızı Pazartesi kitaplarını okumuştum. Hepsini de bloğumu açmadan önce okuduğum için yorumları bloğumda yok. Benim Hüzünlü Orospularım, on sene aradan sonra yazardan okuduğum ilk kitap.

Kitabın sonuna bayıldım. Sürpriz diyebileceğim, beni gülümseten, mutlu eden bir son oldu.

Can Yayınları’nın baskı kalitesi ve çevirisi çok iyiydi. Yayınevinin kitabın kapağına çevirmenin adını da yazmasını, iç kısımlarda çevirmenin özgeçmişini de vermesini çok takdir ediyorum. Çevirmenin emeğine gösterilmiş hoş bir saygı duruşu. Umarım diğer yayınevleri de örnek alır.

Siz bu kitabı okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Yazarın kitaplarını sever misiniz? En çok hangisini seversiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Ahlak da bir zaman sorunudur.

2. Yaşlılığın ilk belirtisinin insanın babasına (ya da annesine) benzemeye başlaması olduğunu duymuştum.

3. Yaşlı insanların önemli olmayan şeyler konusunda bellek kaybına uğramaları, oysa kendilerini gerçekten ilgilendiren şeyleri pek ender unutmaları da hayatın bir zaferi.

4. Hayvanlarla hiç anlaşamam, konuşmaya başlamamış çocuklarla da öyle.

5. Nasıl ki gerçek olaylar unutulabiliyorsa asla olmamış olanlar da sanki olmuşçasına anılar içinde yer alabilirler.

6. Yaşımı soran satıcıya yaşlılara özgü bir işveyle yanıt verdim: “Doksan biri bitiriyorum.” Görevli tam istediğim şeyi söyledi: “Vallahi yirmi yaş daha genç gösteriyorsunuz.”

7. Dünyada tek başına ölmekten daha büyük bir felaket olamaz.

8. Sorun şu ki insan yaşlandığını kendi içinden hissetmiyor ama dışarıdan bakınca herkes bunu görüyor.

9. Bütün dünyanın Fransızlardan daha fazla hayran olduğu Fransız yazar Saint-Exupery’nin Küçük Prens’ini okumaya başladım kıza.

10. İnsan gerçekte olduğu değil, hissettiği yaştadır.

11. “İnsanın sonunda başkalarının sandığı gibi biri olmaması imkansız.” Thornton Wilder

12. Yaşlandığımın bilincine ne zaman vardığımı kendime sormakla başladım işe. Kırk iki yaşındayken bir gün sırtımda soluk almamı zorlaştıran bir ağrıyla doktora gitmiştim. Adam bunu hiç önemsemedi: “Sizin yaşınızda bu ağrı doğaldır.” dedi. “Öyleyse” dedim, “Doğal olmayan benim yaşım.”

13. Beşinci on yıla varıp da yaşlılığın ne olduğunu tahmin etmeye başladığımda belleğimdeki ilk boşlukların farkına vardım. Gözlüğümü aranarak evin içinde dört dönüyor, sonunda gözümde olduğunu keşfediyordum ya da gözümde gözlükle duşa giriyor, bazen de uzak gözlüğümü çıkarmadan üstüne okuma gözlüğümü takıyordum. Günlerden bir gün iki kez kahvaltı ettim, çünkü birincisini unutmuştum; sonra da arkadaşlarımın bir önceki hafta anlattığım aynı öyküyü anlatırken beni uyarmaya cesaret edemediklerinde yaşadıkları telaşı fark etmeyi öğrendim. Artık o zamanlar kafamın içinde biri tanıdığım yüzlere, biri de her birinin adlarına ait olan iki ayrı liste vardı ama sıra selam vermeye geldi mi yüzlerle adları örtüştürmeyi beceremiyordum.

12 yorum:

  1. merhaba ( :

    yorumunuzu okudum. altını çizdiklerim bölümünüz yine çok etkileyici. kitabın adından dolayı kişide bir çekinme durumu oluyor, ancak adına takılmayıp keyifle okunduğunu duymak güzel. umarım bir gün ben de okuyabilirim.

    YanıtlaSil
  2. Marquez sevgimi biliyorsun Şule abla :') Kitabı beğenmene çok sevindim, benim de teorik olarak yaşım genç ama ruhen daha yaşlı hissediyorum, o yüzden ben de keyifle okumuştum kitabı. Diğer kitaplarını da öneriyorum şiddetle, benim de okumadığım birkaç kitabı kaldı, okumaya kıyamıyorum ama geri dönüp tekrar okuması bile inanılmaz keyif veriyor. Huzur içinde uyusun :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözde Türker,
      evet Gözde, yazara olan sevgini biliyorum. Senin yorumlarını okudukça yazarın bütün kitaplarını okumak istiyorum. Şimdi elimde okunmamış kitabı kalmadı ama bir alışverişte aldığım an okuyacağım.

      Sil
  3. bu kitabı biliyorum merak ediyorum ama yakın zamanda okumam ben de 30 yaşımdan sonra okumayı isterim :) iyi yapmışsınız siz bence :) bazı insanların yaşadıkları yüzünden ruh yaşı daha büyük oluyor benim de öyle bence. hele pandemide 10 kat yaşlandı herkes zaten :( konusu merak ettirdi yaşlılık hakkında çarpıcı bir eser olması güzel bi de ben de içinde başka kitaplardan bahsedilen kitapları çok severimm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı Diyarlar,
      Aynen, pandemi bizi daha da çökertti :-)))

      Sil
  4. Gerçekten de Marguez'in ismi çok güzel. Sen deyince tekrar o gözle baktım ve evet ya çok tatlı okunuyor :))
    Seviyorum yazarı, henuz bu kitabını okumadım.
    Selamlar canım. 🍀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Satır Arası,
      Selamlar Gülşah. Benim de yazardan okumadığım çok kitap var. Onları okumak için sabırsızlanıyorum.

      Sil
  5. bravo Şule'cim yazarın en belli başlı romanlarını okuyup bitirdin, imreniyorum sana, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      teşekkürler canım. Evet, en bilinenleri okudum ama daha çok kitabı var. Onlara da şans vereceğim.

      Sil
  6. Kitabı okumadım ama o kadar güzel yorumlamışsın ki, çok merak ettim. Kitabın sonunu da sürprizli diye yazmışsın ya daha da arttı merakım:)) Yazarın Kırmızı Pazartesi kitabını okumuştum ama sevememiştim. Alıntılar çok hoşuma gitti. Kalemine sağlık:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitapkesfi,
      başka bir kitabına daha şans verebilirsin. Benim de yazarın sevmediğim hatta yarım bıraktığım kitabı oldu ki ben kitapları neredeyse asla yarım bırakmam ama çoğunlukla seviyorum. Belki senin de sevdiğin çıkar. Bu kitaba şans verebilirsin.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)