29 Mart 2022 Salı

Dr. Serkan Karaismailoğlu-Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum (BCP Mart Raporu)

Dr. Serkan Karaismailoğlu-Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Dr. Serkan Karaismailoğlu, Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum, Elma Yayınları, 286 Sayfa, 17. Basım, 2020.


Herkese merhaba. Bu ay Blogları Canlandırma Projesi etkinliğinin konusu “Tıp Haftası” idi. Ben de konuyla ilgili olarak geçen sene okuduğum ve çok beğendiğim bir kitabı yazmak istedim. Eğer siz de Blogları Canlandırma Projesi etkinliğinin detaylarını okumak ve katılmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.

“Bağırsaklar ikinci beyindir.” lafını duymuş olmalısınız. Son yıllarda sıkça dile getirilen bu söz bağırsak sağlığına verilen önemi artırdı. Artık insanlar beslenmelerine dikkat ediyor ve bağırsak sağlığı için takviye ilaçlar kullanıyorlar. İşte bu kitap, bu sözün ne anlama geldiğini, bağırsakların neden önemli olduğunu, sağlıklı çalışan bir bağırsağın insan hayatında neleri değiştirdiğini vb. güzelce anlatıyor. Zaten bildiğiniz şeylerin yanında ilk kez öğreneceğiniz bilgiler de okuyacağınızdan eminim. Mesela ben bağırsak sağlığı ile ruh halimiz, psikolojimiz arasındaki ilişkiyi okuyunca çok şaşırdım.

Bu kitap insanın hayatını değiştirebilecek kitaplardan biri. Beslenme konusuna bakış açınızı değiştirebilir. Bir diyet kitabı değil. Size ne yemeniz ne yememeniz gerektiğini söylemiyor ama yol gösteriyor. Herkesin okuması gereken bir kitap.

Esprili diliyle okuması kolay ve keyifliydi. Dili, herkesin anlayabileceği basitlikteydi. Genele hitap eden sağlık kitapları bu şekilde yazılmalı. Latince tıp terimlerini aşırı kullanıp insanı sıkan ve dikkat dağıtan kitaplar, çok kıymetli olsa da herkese ulaşamıyor.

Kitapta Matrix, Yüzüklerin Efendisi, Game of Thrones gibi popüler kültür konularına referanslar vardı. Onları okumak beni gülümsetti. Game of Thrones göndermesini okuyunca kitabın ilk basıldığı tarihe baktım, 2017 yılında çıkmış kitap. Sanki çok daha eski gibi gelmişti bana, uzun yıllardır varmış gibi ama o kadar da eski değilmiş.

Kitaptaki çizim fikrini sevdim ama çizimler daha güzel olabilirdi, daha eğlenceli. Çizimleri yazarın bir doktor arkadaşı yapmış. Daha profesyonel bir ekiple çalışılsaydı daha iyi sonuç alınabilirdi.

Sonuç olarak farkındalık yaratan bu kitabı herkese öneriyorum.

Siz bu kitabı okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Sağlık konusunda sevdiğiniz kitaplar hangileri? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop ise önemsizliğini.” Manly P. Hall

2. Kitabın sonuna geldiğimizde sıklıkla sorduğumuz “kim” ya da “ne” olduğumuz sorusuna bir cevap bulacağız. Kitabın sonunu bilen bir kişi olarak size en büyük spoiler’ı vereyim: Ne yersen osun.

3. Senden istediğim sadece mutluluk olsaydı hiç seninle uğraşmaz gidip bir buçuk porsiyon İskender yerdim.

4. Lütfen unutmayın, mutluluk sizinle ilgili bir kavramdır, sahip olduklarınızla değil. O nedenle, insanlık olarak her şeye sahip olmaz, her şeyi satın alma sevdasından vazgeçmek, hem kendi mutluluğumuz hem de üzerinde yaşadığımız gezegenin mutluluğu açısından çok büyük bir adım olacaktır.

5. Sadece kalbe giden yol değil, beyne giden yol da mideden geçer.

6. Eğer siz de sıklıkla beyniniz ve kalbiniz arasında kalıyorsanız yapacağınız şey çok basit: Bağırsaklarınızı dinleyin.

7. Çok fazla kilo alan bir kişi, kilolarının kalbinde yapacağı etkiler konusunda ciddi endişeler taşıyabilir. Ya da bir başkası, kışın aldığı fazla kalorilerin, yazın giyeceği bikiniyle hiç de iyi durmayacağı konusunda suçluluk hissedebilir. Ama nedense etrafınızda daha iyi düşünebilmek, zekâsını geliştirmek amacıyla beslenmesine dikkat eden birine pek rastlamazsınız.

8. Her ne kadar siz göbek ya da damarlarınızı dert etseniz de bu durum yediklerinizin en fazla etki gösterdiği yerin beyniniz olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.

9. Marketten aldığınız tatlı yiyecek ve içeceklerin etiketlerine bakarsanız glukoz, früktoz, sükroz, maltoz, laktoz gibi sonu “oz” ile biten bir sürü kelime görürsünüz. Kelimenin sonuna gelen “oz” eki, Latince kelimelerde şeker isimlerinin sonuna gelen “ose” kelimesinin Türkçe ifade edilmiş hâlidir. O nedenle bir kelimenin sonunda “oz” ekini gördüğünüzde, bu kelimenin çok büyük bir ihtimalle şekerle ilgili bir kelime olduğunu düşünebilirsiniz.

10. Diyabet ile ilgili birçok sıralamanın yapıldığı bu listede, diyabet hastalığında görülen en hızlı artışın Türkiye’de olduğu tescillenmiştir. Bu rapora göre Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık %15’i diyabet hastasıdır. Dünya ortalamasının %8,26 olduğunu özellikle belirtelim ki sonumuz çok daha belirgin bir şekilde gözüksün. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında açık ara birincidir.

11. Beslenme işi sadece zevk doğrultusunda kurgulanacak bir mevzu değildir. Sağlıklı bir kalp-damar sistemi, fiziksel anlamda güzel bir görüntü ama hepsinden de önemlisi performansı yüksek bir beyin için elzemdir.

12. Sadece yavaş yeme davranışını alışkanlık hâline getirmeniz bile düzgün beslenme konusunda çok önemli bir adım olacaktır sizler için.

13. Son dönemde yapılan birçok çalışma, yüksek şekerin Alzheimer hastalığını tetiklediğini öne sürmektedir.

14. “Bir kimse acı duyabiliyorsa canlıdır; lâkin o kimse başkasının acısını da duyabiliyorsa insandır.” Rus atasözü

15. Kirliliğin azalması insanların alerjiye daha yatkın hâle getiriyor.

16. Yüksek oranda çevre kirliliğine maruz kalan ve yaşam standartları çok daha düşük olan Doğu Almanya’da büyümüş çocuklarda astım ve diğer alerjik rahatsızlıkların görülme sıklığı, Batı Almanya’ya göre daha düşük bulunmuştur. Oysa Batı Almanya; ekonomi, çevre ve yaşam koşulları açısından doğuya göre çok daha iyi durumdaydı. Söz konusu çocuklar olduğunda, çok daha düzgün ve steril koşullara sahipti. Ama daha iyi ortamlarda yetiştirilen çocuklar ilginç bir şekilde ilerleyen yıllarda daha çok hasta olmuşlardı.

17. Ailenin büyüklüğü ile alerjik hastalık arasında da bir ilişki bulunmaktadır. Aynı evde yaşayan kişi ve çocuk sayısı ne kadar fazla ise o çocuklarda ileride görülecek astım ve alerji gibi rahatsızlıklar daha düşük sayıda görülüyordu.

18. Erken dönemde mikroplara maruz kalmak çocuğu ilerleyen yaşlarda astım ve alerji gibi konularda daha dayanıklı kılmaktadır.

19. İçinde milyarlarca mikroorganizma var ve sen yanız hissediyorsun.

20. Dünyanın bir yarısı açlıkla mücadele ederken diğer yarısının obezite ile mücadele etmesi insanlığın en özet ifadesi aslında.

21. Bir çalışma, bir kişinin obez olan bir arkadaşının olması, o kişinin obez olma ihtimalini %57 oranında artırdığını göstermiştir.

22. Açıkçası18.yüzyıla kadar tıp ile ilgili kayıtlarda “fazla kilolu olmak” diye bir soruna değinilmemiştir.

23. Eğer bir şeyin zararının farkında olup onu tüketmeye devam ediyorsanız, hiç tartışmaya gerek yok, siz bir bağımlısınız.

24. Sarımsaklı yoğurt o kadar mucizevi bir şeydir ki içine konan her şeyin yenilebilmesine olanak tanır.

25. Yapılan bir çalışma, yoğurt tüketiminin kişinin enerji alımında ve egzersiz durumunda değişiklik olmadan kilo kaybına neden olduğunu göstermiştir.

26. Türkiye’de antidepresan kullanımı son dokuz yılda %160 artmıştır. Ülkemizde her on kişiden biri antidepresan kullanırken kadınlar, erkeklerden iki kat daha fazla antidepresan tüketiminde bulunmuştur.

27. Özellikle son dönemde bağırsaklarımızın önemi arttıkça, bu konuda çok fazla ürün alternatifleri ortaya çıkmaktadır. Söz konusu probiyotikler olduğunda, liderlik kefirde gibi görünmektedir. Kefiri takiben yoğurt, turşu, bazı peynir türleri, sirke çeşitleri gibi çeşitli ürünler bulunmaktadır. Hatta “kambu çayı” gibi bazı coğrafyalara özgü türler de söz konusudur. İçimizdeki faydalı bakterilerin yiyebileceği prebiyotikler ise yer elması, muz, ceviz, mercimek gibi hemen hemen birçok türde gıdanın yer aldığı oldukça geniş bir gruptur.

28. Yerçekimin olduğu bir dünyada düşmek en doğal eylemdir. Seni diğerlerinden ayıran her defasında ne kadar erken ayağa kalktığındır.

29. Avrupa’da 42 ülkenin, 2015 yılı verilerine göre antibiyotik kullanımı sıralamasında ne yazık ki ülkemiz yine birinci sıradadır.

30. Gereksiz kullandığımız her antibiyotik, bir sonraki enfeksiyonda karşımıza daha yüksek bir fatura olarak çıkacaktır. Muhtemelen bu nedenledir ki her yıl yaşadığımız soğuk algınlığı bir önceki yıla göre daha zor geçmektedir çünkü artık karşımızda giderek güçlenen dirençli bakteriler bulunmaktadır.

31. Doktorunuz sizden istemediği müddetçe antibiyotik kullanmayın.

28 yorum:

  1. Bağırsak sağlığı çok önemli gerçekten. Ülkece pek sağlığımıza dikkat ettiğimiz söylenemez. Alıntılar çok iyiymiş. Paylaşım için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,
      sağlık denildiğinde bağırsak akla gelmiyor ama en önemli bölgelerden biriymiş. Bu açıdan kitap benim için aydınlatıcı oldu.

      Sil
  2. Altını çizdiğiniz kısımlar bile büyük zevkle okumamı sağladı. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SuleN,
      o cümleleri ben de geri dönüp okuyabilmek için yazıyorum. Ara ara kendimize hatırlatmamız lazım.

      Sil
  3. Hiç duymamıştım ben bu kitabı ilginç duruyor. 29 nolu madde üzdü beni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. she is the man,
      kendi türünde bilinen bir kitap ama sağlık konulu fazla kitap okunmadığı için duymamış olabilirsin.

      29.maddenin doğruluğunu ben yakın çevremden biliyorum. İnsanlar çok fazla ilaç tüketiyorlar ve bunların bir kısmı gereksiz. Keşke bu konuda halkı bilinçlendiren çalışmalar yapılsa.

      Sil
  4. Alıntılara bayıldım resmen. :) En çok şunu sevdim diyemeyecek kadar şaşırttı ve güldürdü yaptığın alıntılar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okurix,
      o zaman kitabı da mutlaka okumalısın. O alıntıları ben de geri dönüp okuyabilmek için yazıyorum. Ara ara kendimize hatırlatmamız lazım.

      Sil
  5. Güzel bir inceleme olmuş elinize sağlık. Hayatı değiştirebilecek kitaplardan demişsiniz ilgimi çekti. Ama daha önce de sağlık kitapları okumuş ve uygulamış biri olarak bildiğim şeyleri yazdığını düşündüm. Şekeri bırakalı yıllar oldu mesela. Çaya, kahveye atmam ama sıra tatlı yerim tabii :)) Katkı maddelerine dikkat ederim, margarin eve sokmam, soda hariç hiçbir asitli içecek içmem vs vs. Ve obezite hakkında daha önce şöyle bir istatistik okumuştum. Diyor ki "obeziteden ölenlerin sayısı açlıktan ölenlerin yaklaşık 3 katı" Bu durum gerçekten düşündürücü ve üzücü.
    Okumadıysanız Kudret Livaoğlu'nun Sağlıklı Hayat kitabını tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Metin Kibar,
      o kitabı okumadım. Tavsiye ediyorsanız hemen listeme ekliyorum. Mutlaka okurum.

      Ben sağlık konusunda okumayı çok seviyorum ama maalesef uygulama konusunda sıkıntılarım var. Bu sene artık bir şeyleri değiştirmek istiyorum çünkü yaş ilerledikçe kötü beslenmenin etkisini daha yoğun hissediyor insan.

      Sil
  6. Bilgilendirme işlevini yerine getiren bir kitaba benziyor, ilgimi çekti. Sahiden de söz konusu sağlıklı beslenme-egzersiz hatta direkt sağlıklı yaşam olunca bunların zihnimize etkisi üstünde konuşmuyoruz hiç. Bir tek sınav günü ceviz yeme muhabbetini hatırlıyorum :)) Onun dışındakiler hep görünümümüz, hastalıklara davetiye çıkarmama vs. ama olayın beynimizde başladığını unutuyoruz. Sadece alıntılar bile bu konuda bir aydınlanma yaşattı bana.

    Babaannem eskiden bana hep mikrop-bakterilerin çocuk gelişiminde aslında önemli olduğunu söylerdi, çok da önemsemezdim ama bir bakıma haklıymış :)) 18. alıntıda tebessüm ettim bu sebepten.

    Antibiyotik ve bilinçsiz ilaç kullanımları ise sahiden çok sıkıntılı… Doktorlar bas bas bağırıyor, gerekmedikçe hastaya da vermiyor ama bir türlü öğrenemedik gitti şunu. Ağrı kesiciler zaten şeker niyetine yutuluyor. Bir de ADHD’si olanların kullandığı yan etkileri olan ağır bir ilacın modası son zamanlarda öğrenciler arasında sınav dönemleri odaklanmayı artırmak amacıyla başladı, millet birbirine paslıyor ilacı çok sinir oluyorum gördükçe. Çok bilinçsiziz gerçekten.

    Yazı hem bilgilendirici hem de eğlenceli olmuş, çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. vulnicure,
      güzel ve detaylı yorumun için ben teşekkür ederim.

      Ben de çocukluğumdan beri duyarım. Büyükler "Çocuğa mikrop da lazım." derler, çok sakınmazlardı ama yeni nesil anne babalık daha korumacı. Bu da en azından astım, alerji vb. durumlar için iyi olmuyormuş. Neyse ki ben kızımı daha serbest yetiştiriyorum :-)

      Sil
  7. Sadece bağırsaklar değil ben beyin ve sinir sistemi ile sindirim sistemi arasındaki ilişkinin mideden başladığını biliyordum. Sözgelimi ülserin birinci nedeni stres. Kolay kolay bir şeyi dert etmeyen insanlar arasında pek görülmüyor. Alıntılar çok güzel, filozof kıvamında yazılmış özlü sözler. Birçoğuna katılıyorum. Sadece antibiyotik değil genel olarak çok mecbur kalmadıkça her türlü ilaca ve suni yoldan destek sağlayan haplara karşıyım. Dünyada ve ülkemizde sağlık sektörünün bir ticaret aracı olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde dünyanın üçüncü büyük ticari sektörüne her zaman kuşkuyla bakmaya devam edeceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha,
      ilaç konusunda ben de dikkatli davranıyorum. Gerekmedikçe asla ilaç içmem. Çevremde şeker yutar gibi ilaç yutan insanları gördükçe dehşete kapılıyorum. Bunlardan biri de maalesef annem. Hastalık hastası olduğu için yıllar içinde hap bağımlısı oldu çıktı. Bu saatten sonra değişmesi de çok zor görünüyor.

      Sil
  8. Kitap farklı bir sağlık kitabına benziyor:) Alıntılar çok güzel:) Sağlık kitapları okumayı sevmiyorum, geçen sene ilaçlarla ilgili bir kitap almıştım, okuyamadım henüz:)
    Emeğine sağlık, çok güzel anlatmışsın:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitapkesfi,
      teşekkürler canım. Eğer bu türde okumayı sevmiyorsan sana hitap etmeyebilir ama bir şans vermeni isterim.

      Sil
  9. çok faydalı bir yazı oldu Şule'cim bakayım bu kitaba, eline sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      bence okumalısın Eren. Yeni şeyler keşfedeceğine ve etkileneceğine eminim.

      Sil
  10. alla alla ne ilginç, okumak faydalı gibii, saol, oooo bcp hızlısın bu aay :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      bu yazıyı iki ay önceden hazırlamıştım :-)

      Sil
  11. Hahaha, şu anda saat gece üçe geliyor ve ben barsaklarımdan gelen gurultular eşliğinde oturuyorum :D Ramazanın etkisi, bu hafta iftarda çeşit çeşit sebze yedim, büyük ihtimal ondan..

    Bir arkadaşım bir ay beslenme düzenini değiştirmişti, cidden psikolojim,düzeldi, enerjim arttı diyordu. Sabah kahvaltıda peynir yiyememek kötü yalnız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan,
      Lohusayken süt ve süt ürünlerine hassasiyetim vardı. Kızım çok gazlı bir bebek olduğu için ağlama krizlerine giriyordu. Bir süre bunları tüketmeyeyim dedim ama içimden de nasıl yapacağım diyorum. Sütlü tatlıları çok severim çünkü. Emzirdiğim için tatlı krizlerim de geliyor. Sonra ne oldu biliyor musun? Tatlı yememeye alıştım ama peynir yiyememek beni en çok zorlayan şey oldu. Meğer peynir benim için daha önemliymiş :-)

      Sil
  12. Gerçekten bilgilendirici bir kitaba benziyor, antibiyotik konusunda bayağıdır bilinçlenmeye çalışıyoruz bakalım zaman ne gösterecek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gül Özdemir,
      son zamanlarda zararları daha sık dile getiriliyor ama hâlâ gereksiz kullanan çok fazla insan var.

      Sil
  13. Öğle güzel bir seçim ve tanıtım olmuş ki bayıldım. Hayatımın son 10 yılında midemle yaşadığım problemler vücudumun işlevi hakkında maalesef bambaşka gerçeklerle yüzleşmemi sağladı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oh Yoon Joo,
      benim mide sorunum son yıllara kadar hiç olmamıştı ama beslenme ve ruh halim bozuldukça midemin de rahatsızlandığını fark ettim. Hepsi birbirine bağlı. Eğer düzgün beslenirsem sırasıyla her şey hallolacak. Şimdi ona çalışıyorum :-)

      Sil
  14. ayy sahiden de yedikleri insanı çok etkiliyor yediklerini işleyebilmesi de çok önemli tabi o yüzden merak ettim ben de okurum sanırım güzel paylaşım olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sessizgemi,
      ben çok leş beslendiğim için, biraz düzgün beslendiğim anda kendimdeki değişimi çok net görüyorum. Aslında olay sadece zayıflama değil, hayat kalitesinin artması. Bu yaz beslenme düzenimi tamamen değiştireceğim inşallah.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)