Ocak Ayında Okuduklarım (2022)

Geçen yıl aralık ayında okuma hedefimi tutturacağım diye deli gibi kitap oyunca bu seneye yavaş başlamak istedim. Çok okuyacağım diye kendimi zorlamadım. Bu nedenle ocak ayında sadece üç kitap okudum. Neyse ki diğer aylarda eski tempoma döndüm.

William Shakespeare, Atinalı Timon, Türkiye İş Bankası Yayınları, Çevirmen: Sabahattin Eyüboğlu, 116 Sayfa, 9. Baskı, 2020.

William Shakespeare-Atinalı Timon

 Klasik Shakespeare kitabı. Enayi denilebilecek kadar iyi kalpli ve cömert bir adamın başına gelen olayları anlatıyor. İbret almak için okunmalı. 

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Dostlar insanı düşmandan çok batırırsa böyle

İnsanın hiç dostu olmasın daha iyi bence.

2. Şaşırıyorum, insanların insanlara nasıl güvendiğine?

3. –Sen şair misin?

-Şairim.

-Öyleyse yalancısın.

4. Övülmek isteyen, övenden daha değerli değildir.

5. Düşeni kaldırmak yetmez

Kaldırınca da desteklemek gerekir.

6. Demek bu dünyada insanların

Merhamet beklememeyi öğrenmeleri gerek

Çünkü çıkarcılık vicdan bırakmamış kimsede.

7. Böyle düşünmektir sizi yıkacak olan

Herkesi kendi gibi sanıyor cömert insan

8. Ben sevdiğimi karşılık beklemeden severim

Verdiğinin karşılığını alan

Gerçekten vermiş sayılmaz hiçbir zaman

9. Başı bağlı köleler, çalın çalabildiğiniz kadar!

Asıl eli uzun hırsızlar

O kellifelli efendilerinizdir sizin.

10. Varlıklı olmaya can atmamalı hiç kimse

Zenginliğinin sonu yoksulluk, rezillikse

11. Günahları kışkırtan acımaktır en çok.

12. Ah bu insanlar! Kulakları öğütlere sağır,

Dalkavukları dinlemeye hazır!

Murat Menteş, Fink, Alfa Yayınları, 294 Sayfa, 9. Baskı, 2021.

Murat Menteş-Fink

En sevdiğim yazarlardan biri olan Murat Menteş’in yeni kitap çıkardığını sevgili Oytun’la Hayat bloğunda gördüm. Hemen alıp okudum tabii.

Kitabın önsözünde gerçek bir hayat öyküsü anlatıldığı yazılıyor. Ben buna inanmadım çünkü son zamanlarda okuduğum birkaç kitapta da gerçekten yaşanmıştır yazısını okuyorum, sonra kitabın sonsözünde ya da internette araştırma yaptığımda anlatılanların kurmaca olduğunu okuyorum. Bu da beni sinirlendiriyor. Yazarın okuyucuyu kandırdığını düşünüyorum. Halbuki gerçeği söyleseler, eğer kitap iyiyse yine beğeneceğiz. İllaki gerçekten yaşanmasına gerek yok ki.

Kitapta anlatılan hayat hikâyesi inanılmaz olunca yazarın da yalan söylediğini düşündüm ama kitabın sonundaki fotoğraflar, yazarın İnstagram paylaşımları, hatta hayatını yazdığı kişiyle olan fotoğrafları derken gerçek olduğuna inandım. Yazarın kitaplarını okuyanlar bilir. İnanılmaz karakterler ve olağanüstü olaylar anlatır. Fink’te anlatılan Göksenin Yıldırım da tam yazarın anlattığı hayatlara benzer bir hayat yaşamış. İkisinin yollarının kesişmesi ve ortak bir kitap çıkarmaları çok güzel bir tesadüf olmuş.

Kitabın sonundaki fotoğrafların kalitesi ve içeriği çok güzel. Kitaba anlam katıyor. Özellikle Sofian Bebe anlatıldığı kadar varmış 😃

Kitapta çok fazla karakter, çok fazla şehir/ülke ve çok farklı zaman dilimleri var. Şebnem’in önerdiği gibi kitabı kısa sürede bitirmeye çalıştım. Öyle araya başka kitaplar alarak, ara vererek birkaç haftada bitirmeye çalışırsanız kitaptan kopabilirsiniz.

Benim için yazarın en güzel kitabı hâlâ Ruhi Mücerret ama Fink’in, yazarın bir önceki kitabı Antika Titanik’ten daha güzel olduğu kesin. Yazarın tarzını sevenler kaçırmasın.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Bir şeyden çok eminim: Kendimi üzdüğümce üzmedim hiç kimseyi.” Dostoyevski

2. İnsan daha ne kadar kepaze olabilir? Henüz hayattaysanız, inanın bana, sansasyonun, fiyaskonun, rezaletin sonu yok.

3. Binlerce cinayeti üst üste toplayınca bir harp ediyor.

4. Hayat amma acayip, mutluluk anlarında bile acıklı.

5. Herkes görür göz önünde olanı. Asıl marifet gizli kalan şeyi görmektir.

6. Yaşamayı bilmeyen kimseler her nedense ölmek de bilmiyorlar.

7. “Biz çok modern bir aileydik. Babam da çok modern bir insandı. O yüzden beni dövmez, rencide ederdi.” Alper Canıgüz’ün bir kitabından

8. “En mühim düşüncelerimiz duygularımızla çelişenlerdir.” Paul Valery

9. Biri senin yanında şarkı mırıldanırsa dikkat kesil, aslında hislerini dile getirmektedir.

10. Annelik ve babalık imkânsız görevlerdir. Bu işin hakkını kim tümüyle verebilir?

11. Duygu durumunu anlamak için ona bir şey hakkında sorular yönelt: “Hava nasıl?” mesela. “Serin, tatlı, harika…” diyorsa tamam. “Bilmiyorum, bir tuhaf…” diyorsa kararsızdır. “Çok kötü, berbat, soğuk…” diyorsa senden hoşlanmamıştır. Unutma ki insanlar herhangi bir konuda konuşurken kendini anlatıyor aslında.

12. Kimseye söz vermeyeceğine dair bana söz ver.

13. Evliliğin kötüye gitmemesi imkânsız.

14. Evlilik yalnızlığı gidermez, artırır mı?

15. Zekiler şakacıdır, aptallarsa çok güler.

16. Psikolojisi bozuk bir arkadaşım vardı. Sonra psikolog oldu.

17. “Doktor ne yapabilir? Bana yeni bir kafa verecek değil ya?” Barton Fink

Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, 30 Günde 10 Yıl, Hayy Kitap, “176 Sayfa, 25. Baskı, 2021.

Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu-30 Günde 10 Yıl

Bu kitabın ayrıntılı yorumu önümüzdeki günlerde gelecek.

Bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Okumak istedikleriniz? Merak ettikleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.