21 Mayıs 2022 Cumartesi

Doç. Dr. Barış Ekici&Prof. Dr. Müdriye Yıldız Bıçakçı-Otizmi Oyuna Getir

Doç. Dr. Barış Ekici&Prof. Dr. Müdriye Yıldız Bıçakçı-Otizmi Oyuna Getir

Doç. Dr. Barış Ekici-Prof. Dr. Müdriye Yıldız Bıçakçı, Otizmi Oyuna Getir, Ekinoks Yayınları, 154 Sayfa, 7. Baskı, 2021.

Kitabın alt başlığı “Nöroplay Yöntemi”. Bu ne demek derseniz kitapta şöyle açıklanmış:

“Nöroplay, 12-42 aylık çocuklar için geliştirilmiş otizm erken müdahale programıdır. Müdahaleyi yapacak olanlar ebeveynler, mekân ise bu kitabı okuduğunuz evinizdir. Nöroplay’de üst sınır 42 aydır.”

Kızımın dil gelişimi yaşıtlarının gerisinde. Bir ara bu konuyla ilgili detaylı bir yazı yazacağım. Yaşadığımız süreci anlatmak istiyorum çünkü özellikle pandemi sonrası doğan birçok çocukta bu sorun yaşanıyormuş. Ben de çevremde gözlemliyorum. Birilerine faydam dokunur belki diye yazacağım ama birkaç ay sonra. Sormak istediğiniz bir şey olursa altta yorum kısmından sorabilirsiniz.  

Pandemi nedeniyle sosyalleşemedik. Maalesef ekrana maruz kaldı. İzlediği videoların çoğunluğu İngilizce olunca iki dil karıştı. Konuşması gecikti. Biz de kontrol amaçlı bir doktorla görüştük. Doktorun ilk önerdiği şey ekranı sıfırlamak oldu tabii. “Çocuğunuzla sosyalleşeceksiniz, parka gideceksiniz, ya siz bir yere gideceksiniz ya onlar size gelecekler. Bir oyun ablası olsa çok işe yarar. 10-15 yaşlarında onunla oynayacak hatta sizde yatılı kalacak birini bulabilir misiniz? Siz ve eşiniz fazla konuşmuyorsunuz. Otomatik tüfek gibi konuşacaksınız. Onunla bol bol oyun oynayacaksınız.” gibi yorumları oldu.

Ben bir çocukla nasıl oynanır bilmiyorum. Çocuk biraz büyük olsa, konuşsa ve beni yönlendirse ona uyum sağlarım ama konuşmayan 2-3 yaşındaki bir çocukla nasıl oynanır ki? Eşim bana “Sen çok uzun cümleler kuruyorsun. Bir yetişkinle konuşuyor gibi konuşuyorsun.” demişti. Kızımın seviyesine inmekte zorluk yaşıyordum. Bunu doktora da söyleyince bana bu kitabı önerdi. “İsmi sizi korkutmasın. Bir çocukla nasıl oynayabileceğinizi örnekler üzerinden anlatıyor.” dedi. Konuşma gecikmesi otizminin belirtilerinden biri biliyorsunuz. Tabii her gecikme otizm anlamına gelmiyor ama emin olmak için bir doktor kontrolüne gitmekte fayda var. Hem de gecikmeden. Ne kadar erken müdahale edilirse ilerleme o kadar hızlı olacaktır.

Zeynep’te otizmin diğer belirtileri olmadığı için rahattık. Zaten bir aydır kreşe gidiyor ve dil gelişimi gözle görülür derecede ilerledi. Sadece dile maruz kalması ve yaşıtlarıyla oynaması gerekiyormuş. Bu kitap benim gibi çocuğuyla nasıl oynayacağını bilmeyen, çocuğunda otizm olabilir mi diye şüpheye düşen velilere hitap ediyor.

Kitapta beni etkileyen, işime yarayacağını düşündüğüm cümlelerin altını çizdim. Konuyla ilgili olanlar bakabilir. Özellikle bir tanesi beni çok etkiledi (11. Madde) Yazar; internet, oyun ve/veya kumar bağımlısı olan kişilerin hafif düzeyde otizmli olabileceğini söylüyor. Bunun detaylı açıklaması kitapta var. Okuyunca ve çevremdeki bu özelliklere sahip insanları düşününce mantıklı geldi.

Kitabın baskı kalitesi çok iyi ama maalesef ülke ekonomisine göre fiyatı pahalı. Ben bu yorumu yazarken internette en ucuz 98 liraydı. Böyle faydalı bir eser, ihtiyaç duyan herkesin yararlanabilmesi için daha uygun fiyata satılsa keşke.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Nöroplay programına alacağımız çocuklarda dikkât ettiğimiz en önemli kriter çocuğun yaşıdır. Yöntemi yapılandırırken çocuğun yaşının 36 ayı geçmesiyle işlerin zorlaşmaya başladığını fark ettik. Başarılı olduğumuz en büyük çocuk Nöroplay başlangıcında 42 aylıktı. Birçok çocuk, öncesinde başvurduğu merkezlerde, otizm tanısının üç yaşından önce konulamayacağı söylenerek oyalanmıştı. Oysa otizm, erken çocukluk çağının hastalığıdır. Otizm tanısı koymak için çocukta otizmin iyice yerleşmesini beklemek kanserin tüm vücuda yayılmasını beklemekten farksızdır.

2. Bilim adamları duygusal ihmalin, beynin yapısını bozabileceğini göstermişlerdi.

3. Bana sorarsanız iyi baba karışmayan, daha iyisi destek olan, mükemmel baba ise programda aktif rol alandır. Mükemmel babanın az olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

4. Otizm, güçlü genetik kökenleri olan bir hastalıktır. İkizlerden biri otizm tanısı aldığında; tek yumurta ikizinde otizm riski %95’e kadar çıkarken, çift yumurta ikizinde bu oran en yüksek %31 olarak bildirilmiştir. Otizmli çocuğu olan ebeveynlerin diğer çocuklarında benzer durumun görülmesi ihtimali %2-18 arasındadır.

5. Çocuk çoğu kez kendi başına oynamaya çalışacaktır. Çocuğun ilgisini çekmeye çalışmak yerine onun dikkatini yönlendirdiği obje ile aynı çerçeveye girmeye çalışmak çok daha etkilidir.

6. Birçok aile çocuğunun tek başına oyun oynamaktan hoşlandığını, bu yüzden kendilerini oyununa dâhil etmek istemediğini düşünmektedir. Aslında çocuklar tek başına oyun oynamayı sevdiklerinden değil tek başına oyuna alışmış olduklarından dolayı ebeveynlerini oyunlarına dâhil etmek istemezler çünkü ebeveynleri oyunlarına dâhil olduğunda kendi iç dünyalarına müdahale edildiğini düşünürler.

7. Oyun alanında bulundurulacak oyuncaklar gruplandırılarak raflara özelliklerine göre ayrılmalıdır. Bu raflardaki oyuncaklar günlük olarak oyun alanına getirilmeli, her gün için farklı bir oyuncak grubu ile oynanmalıdır. Ayrıca, çocuğun sosyal etkileşimden uzaklaşmasına sebep olacak yapboz, lego gibi tek başına oyuna yönlendiren oyuncaklar oyun alanında bulundurulmamalı, ancak iletişim becerilerinin artmasıyla birlikte bu oyuncaklar anne-baba ile oynanmak şartıyla tekrar oyun alanına getirilmelidir.

8. Oyun malzemeleri gelişigüzel seçilmemeli, çocuğun sorunlarını yansıtabileceği ve sembolik ifadeye izin veren, çocuğun kendi kontrolünü kazanabileceği oyuncaklar olmalıdır. Bu yüzden mekanik oyuncaklar, bilgisayar oyunları, pilli, bataryalı, gürültü ve ses çıkaran oyuncaklar oyun alanında bulundurulmamalıdır. Oyuncaklar oyun temalarını ve duyguları ifade etme konusunda cesaretlendirici olmalıdır. Oyun alanında kırılmış oyuncak bulundurulmamalıdır.

9. Oyuncak bebekler, biberonlar, bebek ailesi, oyuncak bebek evi, eve ait mobilyalar ve ev eşyaları, oyuncak hayvanlar, dinozorlar, pelüş hayvanlar, plastik mutfak eşyaları, bebek karyolası ve yatağı, fırın, küçük süpürge, küçük çamaşır makinesi, ankesörlü telefon, paspas, bezler, yemek kapları, tava, kaşık, bebek kıyafetleri, çamaşır ipi, elbise sepeti, maskeler, doktor çantası, tamir seti, kuklalar tiyatrosu önerdiğimiz oyuncaklara örnektir. Çocuğun sanat çalışmalarını yapabileceği bir masa veya sıra ile bir yazı tahtası olmalıdır. Hikâye kitaplarını da unutmamak gerekir.

10. Öğretici türdeki oyuncaklar; eşleştirme kartları, sayı kartları gibi kavram geliştirmeye yarayan oyunlar ancak çocuğun iletişim becerilerinin artması ile birlikte oyun alanında yerlerini alırlar.

11. Toplumda yüzde beş ila on arasında otizme yatkın çocuk olduğunu düşünüyorum. Bu çocuklar yetimhanede olsalar kesinlikle otizm olacakken şimdilik sadece yüzde bir ila ikisi otizm belirtileri gösteriyor. Ailenin sosyal ortamı bu çocukları koruyor. Köylerde otizm olmuyorlar ama şehirlerde televizyonla yalnız kalınca ve sadece onları besleyen, altlarını değiştiren bakıcıları olunca otizm ortaya çıkıyor. O zaman korkutucu bir sonuca ulaşıyorum. Otizmli çocukların sayısı artmaya devam edecek. Çünkü otizm riski bizim genlerimizde kodlanmıştır ve bunu çocuğumuza aktarıyoruz.

12. Otizmli çocukları değerlendirirken ebeveynlerden en az birinin interneti yoğun kullandığına sıklıkla şahit oluyorum. Hatırladığım en ilginç ebeveynler ise evin farklı odalarında birbirleriyle internet üzerinden oyun oynayan ama ne yazık ki çocuklarıyla hiç oynamayanlardı.

13. Çocuğu taklit etmek iletişim başlatmanın ve taklit becerisini geliştirmenin etkili bir yoludur.

14. Nöroplayde hedef, çocuğun nörotipik gelişen sağlıklı yaşıtlarını yakalamasıdır. Programın temel sonlanım noktası kreşe uyum sağlanmasıdır.

15. Sevgili ebeveynler, çocukların davranışlarını kontrol etmek için yönergeler vermek ya da emir cümleleri kullanmak çocukların anne-babaları ile etkileşimli iletişime geçmesini engeller. Bu nedenle oyun ve etkinlikler sırasında sorular yöneltmemek gerekmektedir. Sorular oyunu yönlendirmenize sebep olacaktır fakat oyunu yönlendirmesi gereken kişi çocuğunuzdur.

16. Bizim için ideal kreş, eve en yakın ve en kalabalık olan mahalle kreşleridir.

12 yorum:

  1. Güzel bir kitapmış, her anne baba okumalı. Günümüzün sorunu bu, çocukla temel ihtiyaçlarını karşılamak dışında pek ilgilenilmiyor. Çevremde çok görüyorum ellerine telefon verip ya da TV karşısına oturtup vakit geçirmeye çalışanları. Eskiden aileler kalabalık yaşayınca çocuğun akranı ya da kardeşi çok olurdu, tüm gün oynardı. Şimdi çekirdek ailede, genelde kardeşsiz olunca yalnız kalıyorlar. Çocukluğumu düşündüm de babam işten çok geç gelirdi, annem ev işleriyle uğraşıp dururdu hep, kardeşim olmazsa çok sıkılırmışım gerçekten. Kavga etsek de hep oynardık doya doya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,
      Kadın erkek işe gidiyor, sonra da ev işleri, yemek, ekstra uğraşlar derken kalan sürede dinlenmek istiyor ama o arada çocuk da ilgi ve oyun istiyor. Dengeyi kurmak çok zor ve genellikle bocalıyorum. Daha iyisini yapmaya çalışıyorum. En azından yazın iki ay tatilim var, bu beni motive ediyor.

      Sil
  2. Değerli paylaşımınız için teşekkür ederim .Çok değerli sevgi dolu bir post.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. fatofotofan,
      ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için.

      Sil
  3. Bizim ailemizde geç konuşma sorunu olduğu için ben de kızımı defalarca kez konuşmuyor diye doktora götürdüm oysa 2 yaş 2 aylıkken kreşe başlayınca 1 ay içinde şakımaya başladı. Anladık ki tek sorun yaşıtlarıyla bir arada olmayışı ve çok fazla iletişim kurma fırsatı olmayışıymış. Anne- baba olarak ne kadar ilgilensek konuşsak da çocuğun kendi yaşıtlarına ihtiyacı oluyor bazı becerileri kazanması için :) Kreşe gitmesiyle oluşan farkı siz de gözlemlemişsiniz zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Manxcat / KuyruksuzKedi,
      Biz üç yaşında verdik kreşe. Ben iki yaşında vermek istiyordum ama başta eşim olmak üzere herkes karşı çıktı. Şimdi bir aydaki gelişimini görünce eşim "Keşke daha önce verseydik." diyor :-((

      Sil
  4. Bu çok faydalı oldu. Arkadaşıma önermek istiyorum. Umuyorum ki ona çok yardımcı olacak.

    YanıtlaSil
  5. Çok değerli bir kitap, her anne-babanın okuması gerekiyor bence. Çok değerli bilgiler var. Çocuklar ilgi istiyor kesinlikle. Bir çocuğu büyütürken psikoloji çok önemli. Çok güzel yazmışsın, birçok kişiye faydalı olacak bu yazı:))) Bu arada dediğin gibi keşke kitap fiyatları bu kadar pahalı olmasa böyle değerli kitaplara herkes ulaşabilse.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitapkesfi,
      hepimizin dileği o ama kitap fiyatları düşeceğine her geçen gün daha da artıyor.

      Sil
  6. Metehan her şeyi konuşturup oynardı , bir gün küplerle oynuyoruz, ay onlar da konuşmaya başladı :D Ben de oyun oynamayı pek beceremezdim, hazırlayayım, kurayım tamam ama oynama kısmı sallantıda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan,
      işte konuşkan çocuk senin Metehan gibi oluyor. Eğer çocuk konuşmuyorsa annenin o şekilde davranması lazım. Ben de yapamam diyordum ama iş başa düşünce mecbur yapıyoruz.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)