7 Eylül 2022 Çarşamba

Uzman Öğretmenliğin Düşündürdükleri

Belki biliyorsunuzdur, on yılı geçen hizmet süresine sahip olan öğretmenler kasım ayında bir sınava girecekler ve bu sınavdan 70 puan ve üstünde alan öğretmenler “uzman öğretmen” diye adlandırılacak. Maaşlarında bir miktar artış olacak.  

Bütün öğretmenler bu sınavın gereksiz, haksız ve işe yaramaz olduğunu biliyoruz ama sevgili milli eğitim nedense sınav yapmakta kararlı. Halbuki iyi öğretmen olmanın bu sınavla hiçbir alakası yok. Şimdiden duymaya başladık, velilerin “Çocuğumun dersine uzman öğretmen girsin.” demelerini. Siz sakın bu hataya düşmeyin diye uyarmak istedim. Bir şeyi iyi bilmekle onu iyi anlatmak tamamen farklı şeyler. Bunu uzman öğretmenlik eğitimlerinde bir kez daha anladım. Eğitim videolarında profesör, doçent vb. mesleğinde başarılı, kitap yazacak kadar bilgi sahibi olan insanlar ders anlatıyor. Eğer Youtube’ta falan denk gelirseniz açın izleyin. İnsanın dikkatini çekecek bir anlatım yapmayı geçtim, o kadar tekdüze bir şekilde anlatıyorlar ki, daha doğrusu slayttan okuyorlar, iki dakikadan fazla dinleyemiyorsunuz. Kafanız başka yerlere gidiyor ya da uykunuz geliyor. Bazıları düzgün cümle bile kuramıyor. Daha doğrusu iyi okuyamıyor. 😐 Bir alanda beş farklı videoda anlatım yapan hoca o kadar çok “ııııı sesi çıkardı ki videonun sesini kısmak zorunda kaldım.

Bu sınava ben de gireceğim. Sadece maddi artısı sebebiyle. Kazanabilirim de kazanmayabilirim de. İki durumda da fikrim aynı olacak. Yazılı sınavda başarılı olmakla sınıfta iyi öğretmen olmak arasında çok az ilişki var. KPSS birincisi olup insanların önünde konuşamayan kişileri gördü bu gözler. Siz çocuğunuzun sevdiği, derse ilgi duymasını sağlayan ve çocuğunuza bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmenler bulmaya çalışın. Unvanının ne olduğunun önemi yok.

Madem sınava gireceğim, hakkını vererek çalışayım, dedim. Hayatım boyunca hep çalışkan bir öğrenci oldum. İnek bir öğrenciydim bile denilebilir. Ders çalışmayı oldum olası sevmişimdir. Bu yüzden şevkle işe koyuldum.

Eğitimde sunulan bilgilerin çıktısını aldım, kitap olarak bastırdım. Planlarımda bütün kitabı baştan sona okumak, önemli yerlerin altına çizmek, altını çizdiğim yerleri defterime not almak, daha sonra bu notları okumak ve sınavla ilgili test kitaplarını çözmek vardı ama ne oldu bilin bakalım? Kitaptan sekiz sayfa okuduktan sonra başım ağrıdı ve kitabı bıraktım.🙈 Üstünden bir ay geçti ve ben hiçbir şey yapmadım. Benim aklım üniversitedeki, lisedeki zamanlarıma gitti ama ne bende o kafa var ne de o çalışma ortamı. 

Üniversitedeyken yurtta kalıyordum ve tek yapmam gereken derslerime çalışmaktı. Lisede ve daha öncesinde de her şeyle annem ilgilenirdi. Benim tek yapmam gereken ders çalışmaktı ama şimdi hem bir işte çalışmam gerekiyor hem ev işleri, temizlik, yemek gibi bütün işler ile ilgilenmem gerekiyor hem de kızıma ve eşime zaman ayırmam gerekiyor. Arta kalan sürede de ders çalışmam gerekiyor. Bu da takdir edersiniz ki pek kolay değil.

Üstelik bütün sorunlar bunlar da değil. Kafamın da eskisi kadar çalışmadığını fark ettim. 😂 Tek tesellim sınava girecek bütün öğretmenlerin en az benim yaşımda hatta benden daha yaşlı olmaları. 🙈 Hakkımızda hayırlısı

27 yorum:

  1. :) Kapanış güldürdü.
    Gerçekten öğrencilik şu anda benim de yapabileceğim birşey değil, sanırım biz unumuzu eledik, eleğimizi astık. Sana kocaman başarı dilekleri gönderiyorum. Umuyorum başarılı olursun ve bu yılın en güzel doğum günü hediyesi de bu olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. she is the man,
      umarım canım. 35 yaşında hâlâ sınava hazırlanmak insanın canını sıkıyor.

      Bu arada bloğumda en çok yorum yapan kişiler listesine girmişsin, fark ettin mi? Geç tanıştık ama yükselişin hızlı oldu :-)

      Sil
    2. Göremedim ya, o kısımda sadece başlığı görüyorum isimler görünmüyor niyeyse. Ama görememiş olmam sevinmeme engel değil. :D Daha nice yorumlaşmalara o zaman. ❤️

      Sil
    3. she is the man,
      sayfa ilk açıldığında isimler görünmüyor. Biraz bekleyince görünüyor.

      Sil
  2. Adil ve güvenilir sınav sistemlerinin olmadığı bir yerde, bilinçli veliler bir öğretmenin uzman olup, olmamasına takılmayacaktır diye düşünüyorum :) Başarılar :)

    YanıtlaSil
  3. Çok haklısın, bir sınav öğretmenin ne kadar iyi olduğunu göstermez. Öğrencilere yaklaşımı, sevgisi önemli olan.
    Okul dönemiyle, sonrası arasında ders çalışma çok farklı. Şimdi oturup iki üç saat çalışmaya kalksan zor geliyor, aklın ne yemek yapacağında, hangi malzemelerin eksik olduğunda, yıkanacak çamaşırları vs. Aralıksız çalışamıyorum hiç, bir de yıllardır çalışmanın getirdiği bunalım hissi var. Kolaylıklar dilerim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,
      kesinlikle dediğin gibi oluyor. Kafanın arka planında sürekli yapman gereken işler olunca okuduğundan da bir şey anlamıyorsun. Tek işin ders çalışmak olursa verimli çalışılıyor ancak :-)

      Sil
  4. o zaman bütün anne öğretmenlere başarılaar :) herkes uyuduktan sonra ders çalışmaya devam o zamansa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      bir ümit iptal edilir diye hâlâ çalışmıyorum :-)

      Sil
  5. Şule'cim dert etme senin kadar donanımlı bir öğretmen ilgili konuları zaten biliyordur, iyi bir sonuç alacağından hiç şüphem yok, başarılar iyi şanslar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      çok teşekkür ederim Eren. Ben sınavın iptal edilmesini diliyorum yoksa da başarılı olmak istiyorum :- )

      Sil
  6. Öğrenciler gibi son geceye kadar çalışmayın hocam. Bu arada umarım doğru olan yapılır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Admin Bir Mümtaz,
      son gün olmasa da son aya kadar bekleyeceğim galiba :-)

      Sil
  7. Bu arada Şulecim BKK olarak Eylül ayı için seçilen kitabımız Franz Kafka'nın Şato kitabı oldu. Belki gözden kaçırmışsındır diye yorum bırakmak istedim.
    https://kaplandiary.blogspot.com/2022/08/blogger-kitap-kulubu-bkk.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. she is the man,
      Haber verdiğin için teşekkürler canım. Kitabı bulup okumaya başlayacağım. Yazılarınızı uygun bir anımda detaylı olarak okuyup yorumlarım. Görüşmek üzere :-)

      Sil
  8. Her meslekte performansın takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum ancak bunu bir sınavla ölçmek mümkün değil. Eşim de öğretmen olduğu için konuya uzak değilim. İlkokulda başarılı öğrenciler yetiştiren öğretmenler bilinir ve veliler aman çocuğum onun sınıfında olsun diye okul yönetimine rüşvet bile verdikleri olurdu. Başarılı olanla olmayanı ayırt edecek sağlıklı bir değerlendirme sistemi kurulabilir bence. Öğrenci, veli ve okul yönetiminin görüşlerini yansıtan bir puanlama sistemi olabilir sözgelimi. Öğrenciyken hangi öğretmenin iyi, hangisinin kötü olduğunu gayet iyi biliyorduk. Yönetim, kayırmacılık yapmaksızın, sık sık rapor/izin alan, geç gelen, etkinliklerden kaçınan, mesleğine yakışmayan tavırlar sergileyen ya da bunun tam aksi davranan başarılı öğretmenler hakkında kanaatini bildirebilir. Veliler de çocuklarının başarı grafiği, derse ilgisi yönüyle puanlamaya katılabilir. Ne idüğü belli olmayan bir sınav yerine, işin uzmanları tarafından hazırlanacak adil bir performans değerlendirme sistemiyle, işinin ehli, başarılı öğretmenlerin ödüllendirilmesi bence daha uygun olur.
    Sizi gayet iyi anlıyorum. Eğitim sistemimiz son derece kötü. Başarılar dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha,
      teşekkürler. Söylediğiniz sistem kulağa çok doğru geliyor. Keşke bunu düzgün bir şekilde hayata geçirecek sisteme sahip olabilsek ama çok zor. Geçen yıllarda okul müdürlerinin öğretmenleri değerlendirdiği bir sistem denediler. Müdürler özel ilişkilerine göre öğretmenlere puan verdi. Bazı öğretmenler hak etmedikleri çok düşük puanlar aldı. O sistem sadece bir sene uygulanabildi. Maalesef objektif değerlendirmeyi çoğu insan yapamıyor.

      Sil
  9. İlkay ,
    umarım. Teşekkürler İlkaycım :-)

    YanıtlaSil
  10. "... Hayatım boyunca hep çalışkan bir öğrenci oldum. İnek bir öğrenciydim bile denilebilir. Ders çalışmayı oldum olası sevmişimdir."

    Bir an "Ben mi yazdım acaba?" dedim :) Benim öğretmenlikteki 6. yılım, sınava giriş hakkım yok. Kafam rahat :D Ama bu işe kesinlikle karşıyım. Farklı bir sistem olsaydı, misal bize farklı alanlarda uzmanlaşma seçeneği sunsalardı bakışım farklı olurdu. Diyelim ki "Oyunlarla İngilizce Öğretimi Uzmanlığı", "Uluslararası Sınavlara Hazırlık için İngilizce Öğretimi Uzmanlığı", "Küçük Yaşa İngilizce Öğretimi Uzmanlığı" gibi gibi... Tüm branşlarda o branşın farklı alanları için uzmanlıklar belirleyip gerçek eğitimler verselerdi bence hepimiz seve seve eğitimleri de alır gerekirse sınava da girerdik. Ama mevcut haliyle elle tutulur bir yanı ve benim gözümde bir geçerliliği de yok bu uzmanlık işinin. Sınavda başarılar dilerim size :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Manxcat / KuyruksuzKedi,
      çok teşekkür ederim.

      Ailemin maddi durumu çok iyi olsaydı, maddi kaygılarım olmasaydı büyük ihtimalle on üniversite falan bitirirdim ben. Bir işte çalışmaz, zevkine okurdum. Sürekli yeni şeyler öğrenirdim. Ne güzel olurdu :-)

      Sil
  11. Yazdıklarınıza katılmamak elde değil. Öyle haklısınız ki. Milli Eğitim kararlarında uzun zamanlı bir uygulama ve kararlılık yok maalesef. Uzman dediğimizde ben bir konuda yetişmiş eleman anlıyorum. Sınavda başarılı olmak uygulama başarısını da beraberinde getirmez. Öğretmen yetiştiren bir kurumda 7 yıl çalıştım. Öğretmen adaylarının uygulama dersleri vardı. Belli okul ve sınıflarda belli sürelerde derse girer, öğretmenin görevini üstlenirler, biz de onları gözlerdik. Uygulamada çok başarılı olup okul derslerinde başarısız olanlar da olurdu ya da tam tersi.
    Yıllar önce İstanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümünden mezun olduğumuzda Adana Rehberlik ve Araştırma Merkezine uzman olarak atanmıştım. Ama zeka testleri, kişilik testleri uyguluyorduk. Ayrıca liselerde Psikoloji, Felsefe Derslerine haftada 8 saat girerdik.
    Bilgi aktarmak, iletişim kurabilmek, çocuk ve gençleri hayata hazırlamak ustalık ister, deneyim ister. Ama her şeyden önce bu işe gönül vermek gerekir. Sınıfı öğrenmeye hazır hale getirmeden ders anlaşılmaz ki. Örnekler özenle seçilmeli, ses tonu , beden duruşu ayarlanmalıdır. Öğrencilere adıyla hitap etmek, göz teması kurmak nasıl da önemlidir.
    Duyarlısınız, bence sınıfta da başarılısınız. Yeni Eğitim- Öğretim Döneminde umudumuz sizlerde. İşiniz çok zor. Kolaylıklar diliyorum.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Abalı,
      Çok teşekkür ederim. Ben de Adana'da bir ortaokulda çalışıyorum. Okulumuz iki sene önce ilçe birincisiydi ama pandemiyle ara vermemiz ve binamızın elimizden alınıp başka bir okula gönderilmemiz başarımızı olumsuz etkiledi. Artık akıllı tahtamız da yok. Başarı sadece öğretmenle de olmuyor. Bütün ekip bir arada ve elinden en iyisi gelecek şekilde çalışmalı.

      Sil
  12. Gerçekten de bilmekle öğretmek arasında öyle fark var ki... Keşke bu konuya özel ilgilenilse. Sınavlar bana sadece para kazanmak için ha babam koydukları bir şey gibi geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan,
      sınavlardan bayağı para alıyorlar. Onlar için gelir kapısı gibi bir şey. Bir de üniversite sınavını, KPSS'yi doğru dürüst yapamayan kurum binlerce öğretmeni nasıl sınav yapacak. Ben hâlâ bu sınavın iptal edileceğini düşünüyorum. Eğer yapılırsa birçok sorun ve skandal olacağına eminim. Bekleyip görelim.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)