24 Mayıs 2014 Cumartesi

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ (KHALED HOSSEİNİ)


Daha önce birçok kez hayal kırıklığıyla sonuçlanan denemelerim sonucunda bestseller kitaplara karşı bir ön yargım oluşmuştu. Bu yüzden Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş isimli kitapların yazarı Khaled Hosseini'ye de başta şüpheyle yaklaştım. İki kitabını da 2 sene önce almama rağmen yeni okudum ama şimdi keşke ilk çıktığı gün alıp okusaydım diyorum.

Temelde Uçurtma Avcısı iki erkeğin dostluğunu, Bin Muhteşem Güneş ise iki kadının dostluğunu anlatıyor. Hemcinslerimle daha iyi empati yapabildiğim için mi yoksa onu daha yeni okuduğum için mi bilmiyorum ama ben Bin Muhteşem Güneş'i daha çok sevdim. Tabii yazar ilk kitabında yaptığı acemilikleri ikinci kitabına yansıtmadığı ve daha tecrübeli bir yazar olarak Bin Muhteşem Güneş'te daha başarılı olduğu için de olabilir.

Pek duygusal olmayan ve kolay ağlamayan biri olarak eser beni bu konuda çok zorladı. Birçok yerde gözlerim doldu, ağlamamak için kitaba ara vermek zorunda kaldım. Kitabın tamamını kalabalık bir ortamda okumamın da kendimi kontrol etmemde etkisi oldu. Eğer bu kitabı evde yalnızken okusaydım büyük ihtimalle kitabı kapar, hüngür hüngür ağlar, sonra okumaya devam ederdim.

2 kitabını okumuş biri olarak (zaten yazarın 3 kitabı var)  Khaled Hosseini için ilk söyleyebileceğim şey kitaplarını gerçekten akıcı yazdığı. Kitap okumayı sevmeyen, kitap okurken sıkılan kişiler bile yazarı zevkle ve istekler okuyacaklardır. Hem bu kadar basit yazıp hem de bu kadar etkileyici olabilmesi inanılmaz. Yazarın bu kadar etkileyici ve duygusal yazmasında hiç şüphesiz ki hayatının bir bölümünü doğduğu topraklarda geçirmesi ve yazdığı üzücü olaylara bizzat şahit olması yatıyor. Yine de tıp eğitimi alıp doktor olmuş birinin ilk iki kitabında bu denli başarılı olması takdire şayan.

-------------------------------------------------SPOİLER--------------------------------------------

Kitabın arka kapağında bu kitabın iki kadının dostluğunu anlattığını okuduğumda Meryem ve Fariba'yı kast ettiğini sandım. Meryem'in Fariba ile değil de Leyla ile dost olması benim için güzel bir sürpriz oldu.

Raşit'in tuttuğu adam Tarık'ın öldüğünü söylediğinde yalan söylüyor olabileceğini de hiç düşünmedim. Kitabın her satırında öyle bir şiddet vardı, insanlar öyle kolay ölüyordu ki Tarık'ın ölmesi de bana çok normal gelmişti. Hatta kitabın dramını arttırdığını düşünmüştüm. Ama tabii Tarık'ın hiç beklenmeyen bir anda gelip Leyla'ya ve biz okuyuculara ümit vermesi daha güzel oldu.

-----------------------------------------------SPOİLER BİTTİ-------------------------------------

Şimdi en kısa zamanda yazarın son kitabı "Ve Dağlar Yankılandı"yı alıp okumak istiyorum.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 

1. Yılanın soktuğu adam bile uyuyabilir ama aç adam asla...
2. Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir.


4 yorum:

  1. Uçurtma Avcısı'nı okumak için sabırsızlanıyorum:)
    Bu arada ben de Fariba ve Tarık'la ilgili kısımlarda aynı şekilde düşünmüştüm!:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uçurtma Avcısı'nı da seveceğinize eminim. iyi okumalar şimdiden.

      Sil
  2. uçurtma avcısını beğenerek okumuştum, bu sabah ki yazını gördüğüm an Şule bu kitabı okuduğuna göre kesin blogunda yer edindirmiştir bir eski yazılarına bakayım dedim, iyikide bakmışım. sayende kitap hakkında biraz da olsa vukuf edinme şansı buldum. demişsin ya kitapta o kadar çok ölüm vardı ki Tarık'ın ölümü bana normal geldi diye, inan bu duyguyu bilirim. okuduğum bir kitaptan olmasa da bir vakitler Angel Beats adlı bir animeden bilirim. seri de o kadar çok kişi ölüyordu ki, bir de ölenler geri geliyordu biraz fantastik bir seriydi, serinin sonunda tüm ölen karakterler bir daha geri gelmemek üzere gitmeye başladı. yorumları okuduğumda izleyenlerin oldukça etkilendiğini ve ağladığını görmüştüm ki; en sevdiğim karakter olan TK'nin de gidişini (evet TK. biraz tuhaf bir ismi var elemanın) izlerken bile, aa TK gidiyor, olmaz, neden TK gider diye söylenip ağladığımı anımsamam. normalde sevdiğim bir karakter ölsün bildiğin yas tutarım Şule. fakat konuyu öyle bir işlemişlerdi ki, haaa TK mi gidiyor. gitsin gitsin sıkılmıştır çocuk kafasıyla bakmıştım. Tarık'ın da ölümü aklıma bir an Angel Beats serisini getirdi. bu kitabı çok merak etmiştim. çünkü son yazında önerdiklerin arasındaydı. uçurtma avcısını seven biri olarak, almayı planlıyorum. sağolasın. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. River, bu yazı benim blogumdaki ilk kitap yorumu biliyor musun? Bu yüzden bende ayrı bir yeri vardır. Çevremdeki herkese Bin Muhteşem Güneş'i tavsiye ediyorum. Şimdiye kadar beğenmeyen görmedim. Umarım sen de seversin :-)

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)