Bu
kitabı okuyalı aylar oldu ama bloguma yazısını yeni yazabiliyorum. Çok sevdiğim,
beğendiğim ve hakkında söyleyecek çok şeyim olduğu için yazmayı hep erteledim. Kısmet
bugüneymiş.
Orhan
Kemal, Nazım Hikmet’le hapishanede beraber yattığı 3,5 yılı anlatmış bu
kitapta. Ben iki ismin aynı hapishanede yattığını bilmiyordum, bu kitapla
öğrendim. Daha pek çok şey öğrendim kitaptan. Mesela Orhan Kemal’in, daha
tanımadan Nazım Hikmet’e hayran olduğunu, onun hapishaneye geleceğini öğrenince
çok heyecanlandığını öğrendim. Bakın onunla ilgili neler söylüyor yazar:
1. –Şiir okurken duydun mu sen hiç?
-Duydum. O okurken insanın yüzü dalga
dalga olur. Hem biliyor musun, ağlayan bir çocuğu kucağına alsa, çocuk
susuverirmiş.
2. “Nazım
Hikmet’i az önce getirdiler.” Her zamanki gibi kalemde ve sabıka defterlerinin
başındaydım. Kalemimin elimden düştüğünü hatırlıyorum.
3. Demek o
da bizim gibi herhangi bir insandı,
şiirden gayri şeyler, fani şeyler de düşünebilir, bavulu, sepeti olabilirdi?
Nazım
Hikmet hapishaneye geldiğinde yalnız kalmayı sevmediği için Orhan Kemal’le
kalmak için idareden izin ister. “Hayal
bile edemezsiniz nasıl nefret ederim yalnızlıktan. Bir tek satır yazamam,
çıldırırım.” der.