12 Aralık 2017 Salı

ALPER CANIGÜZ - KAN VE GÜL

sule uzundere blog yazıları


Alper Canıgüz, takip ettiğim bloglar tarafından çok sevilen bir yazar. Bu yüzden ben de yazarı ve kitaplarını tanımak için sabırsızlanıyordum. Ekim ayında yazarın ilk kitabı olan Tatlı Rüyalar’ı okudum. Blogumda da yazdığım gibi çok sevdiğim bir kitap olmadı ama yazar hakkında kesin bir kanıya varmak istemedim. Sonuçta ilk kitabıydı ve dört kitap daha yazmıştı. Üstelik en sevilen kitabının Oğullar ve Rencide Ruhlar olduğunu duymuştum. Onu da okuduktan sonra karar vermeyi planlıyordum ki Kitap Ağacı Adana grubumda aralık ayı okuması için yazarın son kitabı Kan ve Gül'ü seçtik. Bu bahaneyle ben de Sabit Fikir’in 2017 yılının en iyi 50 romanı arasında gösterdiği, listede 20. Sırada olan kitabı okudum.

En son söyleyeceğimi en başta yazayım. Bu kitap yazarın ilk kitabı olan Tatlı Rüyalar’dan kat be kat iyiydi. Hani bazı yazarlar ilk kitaplarında sizi etkiler ama sonraki kitaplarında istediğiniz tadı bulamazsınız. Alper Canıgüz onlardan değil. Geçen yıllar yazara yaramış. Üslubunu geliştirmiş. Tatlı Rüyalar’ı okurken zaten sıkılmamıştım, Kan ve Gül’ü çok kısa sürede merak ederek, zevkle, yer yer gülümseyerek okudum. Kitabı beğenme kıstaslarımdan biri olan altını çizdiğim cümlelerin ne kadar çok olduğuna bakarak da beğenimi ölçebilirsiniz.

Oğullar ve Rencide Ruhlar’ı okumadan kesin yargımı söylemek istemiyorum ama şimdilik fikrim Alper Canıgüz’ün kelimelerle oynamayı sevdiği, akıcı kitaplar yazdığı, ilginç konular anlattığı, yıllar içinde kendini geliştirdiği ve okuyucuyu sıkmadan kitaplarını okutmayı başardığı yönünde. Bu yüzden kendisini başarılı buluyorum ancak bazı yorumlarda karşılaştırıldığını gördüğüm Murat Menteş benim için yazardan çok daha iyidir onu da söylemek isterim 😊
sule uzundere blog yazıları
Netten alıntıdır.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Neticede olgunluk dediğin hayatı daha fazla acıyla kabullenebilme yetisi değil midir?
2. Kızımın Ece isminde üç arkadaşı var. Ada, Arda, Efe, Deniz, Selin, Ege… Böyle gidiyor. Hepsi kısa, net ve içinde Türkçeye özgü ı,ç,ş gibi harfler barındırmayan isimler. Hepimiz günün birinde Batılı bir ülkeye kaçmak zorunda kalabileceklerini düşünüyoruz çünkü. Bir de isimleri yüzünden sıkıntı çeksinler istemiyoruz.
3. Her şey nasıl da başka türlü olabilirdi diye düşünüyorum. Bir anlığına orada değil de şurada olsan, o tarafa değil de bu tarafa baksan, kıçını sol elinle değil de sağ elinle kaşısan, bir sözü söylesen, ötekini söylemesen… Kaderin acımasız ağları aslında ne kadar da zayıf bağlarla örülmekteydi.
4. Rüyanızda rüya gördüğünüz şüphesine düşerseniz kesinlikle rüya görüyorsunuzdur.
5. Sevmek ne kadar çok çaba gerektirmekteydi ve buna karşılık nefret için neredeyse hiçbir şeye ihtiyaç yoktu.
6. Türk entelektüelinin feriştahını getir, Goethe deyince aklına g.t gelir, gelecektir.
7. Dostunu tanı, düşmanını daha iyi tanı.
8. Belki de elime geçen tek şans, zarları bir kez daha atma fırsatından ibaretti. Belki de mühim olan geleceği değil, geçmişi görebilme yeteneğiydi. Belki de, hayatın kontrolsüz bir düşüş olduğunu kabul edip ona mutlu bir son aramak yerine, iyi bir hikâye olmasına gayret etmeliydim.
9. Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi derler.
10. Halk neye ihtiyacı olduğunu bilemez ancak fevkalade güzel razı olur. Hiçbir büyük dönüşüm, ilerleme, buluş kitleler sayesinde gerçekleşmemiştir. Hatta ekseriyetle tersi doğrudur. Halk kadar yenilikten, orjinaliteden nefret edeni yoktur ve kendileri için mücadele veren pek çok insanı seve seve ateşe atmışlığı da az değildir.
11. İnsanların çoğu göründüğü kadar aptal değildir; özellikle de aptal görünenler.
12. Aslına bakarsanız kafası pek fazla çalışmayan insanların, hele de bunu kendilerine ifade edebilecek kadar cesur ve dürüstlerse kendilerinden daha zeki insanlara karşı pek çok avantajlar geliştirebileceğini düşünebiliriz. Bir kere, diğerlerinden daha korkak olurlar ki bu onları tetikte, hazırlıklı ve nihayetinde sinsi kılar. Güç kazanmış bir budala elbette kendisini o noktaya getiren statükoyu korumak ve güçlendirmek yoluna gidecektir. Gelenek insanların ahmak olduğunu varsayar, modernite ise sorumluluk sahibi, zeki canlılar olduğunu. Bu yüzden kısa ve orta vadede hep gelenek kazanır.
13. Yazar, çizer tayfası, sanatçılar, akademisyenler, eleştirmenler… Hepsi öncelikle devrimci, milliyetçi, İslamcı, şu ya da bucudur: İnsanlığa gerçekten bir şeyler katmak zor, kendini bir kimlikte tanımlayıp bundan prestij sağlamak kolaydır çünkü.
14. İnsan sağlığının kıymetini bilmeliydi. Bir sigara yakıp Orta Kantin’e daldım.
15. Elinde çekiçten başka bir şey olmayan insan, her şeyi çivi olarak görür.
16. İnsanlar hayatlarını hep bir cevap arayarak geçirirler. Oysa çoğunun sorunun ne olduğu konusunda hiçbir fikri yoktur.
17. Asıl siz nasıl yapıyorsunuz? Nasıl her şeye bu kadar kolay ikna oluyorsunuz? Anlamadığınız fikirlere tutunuyorsunuz, tanrılara yalvarıyorsunuz, birbirinize sonsuz aşk yeminleri ediyorsunuz… Sonra tüm inançlarınız yerle bir olduğunda, hiçbir şey değişmemiş gibi yolunuza devam ediyorsunuz. Bir de utanmadan buna gelişme deyip aslında hiçbir şeyden ders almıyorsunuz. Sözlerinizin, inançlarınızın kendi gözünüzde bile hiçbir hükmü, değeri yok aslında. Şu ya da bu yol fark etmiyor sizin için. Yeter ki sefil varlığınızı manalı kılacak bir yalan olsun hayatınızda. Ve her zaman söyleyecek ne kadar çok sözünüz var! Bilhassa en ahmak olanlarınızın. İnsan denen şey, doğanın yarattığı en sapkın hayvan türü; milyarlarca kendini ifade etme manyağı hayvan.
18. En büyük ruh hastalarının adalet duygusu aşırı gelişmiş olanlardan çıktığını biliyorum.
19. Örgün eğitimde güzel sanatları yaygınlaştırdığımız takdirde, bizim de kimi ecnebi romanlarda gördüğümüz türden sofistike canilere kavuşmamız işten değildi.





6 yorum:

  1. daha kitabını okumadım bu yazarın....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma ÜZMEZ,
      ben de bu sene tanıştım. Bir şans verebilirsin. Seveni çok, belki sen de seversin.

      Sil
  2. Yazarın bu kitabını da diğer kitaplarını da çok sık görüyorum. Hiç bir kitabını okumadım ama okumak için sabırsızlanıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Güneşim,
      ben de yeni tanıştım sayılır :-) Umarım tanıyınca seversin.

      Sil
  3. Altını çizdiğiniz cümleler gerçekten kayda değer. O yüzden de bir şans verilmeli ve okunmalı. Ama tabii ben yine de yazma sanatında daha kibar bir dil kullanılması taraftarıyım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Feri Peri,
      zevkler ve renkler meselesi :-) Yorumun için teşekkürler. Sevgiler :-)

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)