Harry Potter ve Lanetli Çocuk Yorumum (Seri #8)

Harry Potter’la tanışmam ilk filminin gösterime girdiği 2001 yılına dayanıyor. O zamana kadar ismini duymamıştım. Madem filmi çekilmiş, güzeldir herhalde diye aldım ilk kitabı. Hayatımda en çok seveceğim seri olacağını bilmiyordum.

Sonra serinin bütün kitaplarını okuma, çıkan filmleri sinemada izleme, “Kitabı daha güzeldi ya.” geyiği yapma, son kitapta ölen karakterlere üzülme, arkadaşlarla seriyi tartışma şeklinde geçen yıllar…

Eee, tabii serinin yeni kitabı çıktı dendiği zaman doğal olarak okumadan duramıyorsunuz. Aldığı kötü eleştiriler bile sizi durduramıyor. En azından beni durduramadı.

Kitap serinin bittiği yerden 19 yıl sonrasını anlatıyor. Üstelik bunu tiyatro tarzında yapıyor.

Kitapta Cedric, Fred anılıyor ama Sirius, Lupin ve Tonks’un adı bile geçmiyor. Zaten serinin sonunda, Harry’nin çocuğuna çok sevdiği vaftiz babasının adını vermemesine çok kızmıştım ama beklentimi büyük tutmuşum. Harry, Sirius’un adını bile anmıyor. Kendine emanet edilen Lupin ve Tonks’un oğlu da ortada yok.

Bunların dışında da Harry bu kitapta bana itici geldi. Hele Hermione ve Ron’la beraber Profesör Mcgonagall’a Minerva diye hitap etmeleri çok canımı sıktı. Belki kültür farkından dolayı yadırgadım ama sana yıllarca öğretmenlik yapmış bir insana okul bitince akranıymış gibi ismiyle hitap etmeleri bence olmamış.

Kitapta en cana yakın kişinin Malfoy’un oğlu olmasına çok şaşırdım. Boşuna âlimden zalim, zalimden alim doğar demiyorlar.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen kitap çok hızlı okunuyor. Kitapta çok boşluk var. Yazılar sıkıştırılsa 100 sayfa daha az olurmuş. Çok rahat bir günde bitirebilirsiniz. Tabii sinirden elinizden bırakmazsanız.

Kitabın isminin farklı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde direkt serinin devamıymış gibi anlaşılıyor, halbuki öyle değil. Keşke J.K. Rowling bu kitaba onay vereceğine Çapulcular’ın öyküsünü yazsa. Çok daha güzel olacağına ve daha çok okunacağına adım gibi eminim.

Siz Harry Potter ve Lanetli Çocuk’u okudunuz mu? Sevdiniz mi? Okumayı düşünüyor musunuz? Fikirlerime katılıyor musunuz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.