İletişim Yayınları, 8.Baskı, 2012, 424 Sayfa
|
Bloğumu düzenli takip edenler Murat Menteş’i
çok sevdiğimi Ruhi Mücerret ve Dublörün Dilemması yorumlarımdan hatırlar. Korkma
Ben Varım yazardan okuduğum üçüncü kitap oldu.
Yazardan okuduğum üç kitap içinde en fazla
karakter bu kitapta vardı. Kitap dört bölümden oluşuyor ve her bölümü bir
karakterin ağzından okuyoruz. Arada başka karakterlerin de anlatımı girince
bazı yerlerde kafam karıştı. Sonra kitabın tarzına alıştım ve sorun yaşamadım. Yine
de size kitabı kısa sürede okumanızı, çok ara vermemenizi öneririm. Verdiğiniz arada karakterler
ve olaylar karışabilir.
Kitaptaki bütün karakterlerin hayatının
birbiriyle ilişkili olmasını sevdim. Hatta çok kısa bir süre Ruhi Mücerret
karakteri Masum Cici’yi bile okuyoruz.
Korkma Ben Varım’da da orijinal karakter
isimleri okuyoruz. Enver Paşa, Abidin Dandini, Hayati Tehlike, Atom Bombacıyan…
Kitabın sonu bana göre açık bırakılmış. İleride
bir devam kitabı gelebilir diye düşünüyorum.
Kitabın son sayfalarında olaylar o kadar hızlı
ilerledi ki okurken başım döndü. Keşke kitap 20-30 sayfa daha uzun olsaydı da
detaylı ve sakin bir okuma yapabilseydim dedim.
Bir Murat Menteş kitap klasiği olarak kitapta
Alper Canıgüz güzellemesi vardı. Yazarın Gizli Ajans kitabından bahsedilmiş.
Yine bir Murat Menteş klasiği olarak kadın
karakterlere inanılmaz güzel iltifatlar vardı. Her seferinde bu adamın romantik
iltifatlarına bayılıyorum J
Yazarın okuduğum üç kitabı benim için şu
şekilde sıralanıyor:
Ruhi Mücerret > Korkma Ben Varım >
Dublörün Dilemması
Yalnız yazarı okuyanlarda fark ettim ki
yazardan ilk hangi kitabı okuyorlarsa en çok onu seviyorlar. Siz Murat Menteş’i
hiç okudunuz mu? En çok hangi kitabını seviyorsunuz? Okumayı düşünüyor musunuz?
Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere (Bilgisayarım bozulduğu
için uzun zamandır yazamıyordum. İnşallah bundan sonra sık sık görüşeceğiz).
NOT: Kitabın ismi en beğendiğim kitap
isimlerinden biri. Ayla Dikmen’in bir şarkısının sözünden alınmış.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Boş bir kafa, boş bir silah, bari boş
konuşmayalım.
2. Herkesin üç kişiliği vardır: Ortaya
çıkardığı, sahip olduğu ve sahip olduğunu sandığı.
3. Nehrin kıyısında sabırla beklersen tüm
düşmanlarının cesetlerinin yüzdüğünü görürsün.
4. Aşkart’ınızı her üç yılda yenilemeniz
gerekiyor. Demek ki bakanlık üyeleri de aşkın sonsuza dek süreceğine pek
ihtimal vermiyor.
5. Herhangi bir neşe kırıntısı, heyecan
zerresi, merak kıymığı yok. Ruhunun bir kısmını teslim etmiş, geri kalanıyla
vaziyeti idare ediyor sanki.
6. Bir insanın yetişme tarzına en iyi
ışık tutan şey, kavga ederken sergilediği davranışlardır.
7. Öyle harikasın ki Asya Maya, bence
bugüne kadar yapılan bütün güzellik yarışmaları geçersiz sayılmalı.
8. –Nasıl ölmek istersin?
-Yaşlanarak.
9. Soru sormazsan ben de yalan söylemem.
10. Gereğinden uzun süre çocuk kalırsan
insanlıktan çıkarsın.
11. Reyhan sen dünyadaki bütün
eczanelerden alınabilecek en şifalı kapsül, en tatlı tablet, en kıvamlı
şurupsun.
12. Hepimizin içinde bir çocuk, bir de
hayvan vardır. İçimdeki hayvan, çocuğu yemişti.
13. Hayat, yalnızca ölülerin
cevaplayabileceği bilmecelerle doludur.
14. Yaşlanmak, bir insanın başına
gelebilecek en beklenmedik olaydır.
15. Fısıltı, haykırıştan daha
inandırıcıdır.
16. Atasözlerinin yarısı, diğer yarısını
yalanlar çünkü aslında her biri yalnızca belli durumlarda geçerlidir.
17. Elli yaşındaki bir adam kendini
otuzunda hissediyorsa yirmi yılı boşa harcamış demektir.
18. İhtiyarladığında herkes senin daha
akıllı olduğunu düşünür, halbuki o eski aptalsındır.
19. Annenizle ne konuşursanız konuşun,
laf eninde sonunda yemeğe gelir.
20. Bekar bir adam asla pişirmesi
yemesinden uzun süren bir yemek hazırlamaz.
21. Bazı ihtimaller, ihtimal olarak
kalmaya mahkumdur.
22. Aşk yalnızca sağlam vücutlu ve tok
karınlıların mı tekelinde? Yalvarırım “Hayır.” deyin.
23. Hayat zannettiğimizden de kolay; sadece
imkansızı kabullenmeli, kaçınılmaz olandan korunmalı ve dayanılmaza
katlanmalıyız.
24. Bir erkek, babasıyla nasıl
konuşacağını ölünceye kadar öğrenemez. Hangisi ölünceye kadar? İşte onu
bilmiyorum.
25. Kitleleri etkileyen her söz yalan.
26. Ancak en üzgün çocuğun kadar mutlu
olabilirsin.
27. Bir bebek doğdu mu bir baba da doğar.
Babalık, bitmeyen bir acemilik.
28. Hayat; insanlar güldüğünde
ciddiyetinden kaybetmediği gibi, insanlar öldüğünde de gülünçlüğünden
kaybetmiyor.
29. Gençler bir ağacı üzerinde meyve
yoksa tanıyamıyor.
30. Bildiğim bir şey varsa hayatta en
önemli şey henüz ölmemiş olmaktı.
31. Dünya benden saklanabileceğin kadar
büyük değil.
32. Herkes hak ettiği cezayı bulsa dünya
altüst olur.
33. Bildiğim bir şey varsa eşini ve
çocuklarını döven heriflerden daha aşağılığı yoktur.
34. Bildiğim bir şey varsa ilişkinin uzun
sürmesi kalitesini yükseltmez.
35. İnsan bu dünyaya ağlayarak gelir,
yeterince ağladıktan sonra da ölüp gider.
36. “Bu dünya belki de bir başka
gezegenin cehennemidir.” Aldous Huxley
37. Telefonun çalmıyorsa bil ki benim.
38. Sır yalansa daha hızlı yayılır.
39. Mükemmel dostlarımız asla iki ayaklı
değildir.
40. İnsanın yakınlarını daha iyi tanıması
için bazen onlardan uzaklaşması gerekiyor.
41. Cinayetin kusursuzluğu, katilin mükemmelliğine
bakar.
42. Sahip olmadığınız niteliklerle sizi
övenler, taşımadığınız kusurlarla yererler de.
43. Üç çeşit tarihçi olduğu söylenir:
Yalan söyleyenler, yanılanlar, bilmeyenler. Yani tarih ile hakikat iyi
geçinemez.
44. Sen cennete gidince cennet daha güzel
bir yer olacak.
45. Bir erkek hastanede size eşlik
ediyorsa onunla mezara kadar yola devam edebilirsiniz.
46. Aşk kişinin kendini aldatmasıyla
başlar ve başkalarını aldatmasıyla sona erer.
47. İntiharı hariç tutarsak hayatta en
ciddi karar çocuk sahibi olmaktır.
48. Polis herkesi suçlu sanır.
Suçlu herkesi polis sanır.
49. Ne çok melek var yüzünde, tebessümün
için binlercesi çalışıyor olmalı.
50. İlk romanı 1007 yılında Murasaki
Shikibu adlı Japon soylusu bir kadın yazmış; kitabın adı Genji’nin Hikâyesi.
Romancılar bin senedir çalışıyor; bin yıla
kalmaz seni anlatabilecek seviyeye ulaşırlar.
51. Hani insan bazen gökte yabancı bir
cisim görür de gözlerine inanamaz ya, yanındakine “Benim gördüğümü sen de
görüyor musun?” diye sorar.
Ben de seninleyken gözlerime inanamıyorum.
Kulaklarıma inanamıyorum. Vücudumdaki hiçbir hücreye inanamıyorum.
52. Rüyanda başrolde değilsen kabus
görüyorsun demektir.
53. Deli, dostunu bulamayan kimsedir.
Yalnızlık, deliliğin hammaddesidir. Bir muhatap bulunca deliliğin çemberinden
çıkarız.
54. Gerçekler zaten mevcuttur, yalanların
ise uydurulması gerekir.
55. Evladını kaybeden bir baba, ölmüş
babalara imrenir.
56. Masum bir hayat, seni ancak
haksızlığa uğrama tehdidiyle baş başa bırakır.
57. Oğlum ölse de ben bir babayım.
58. Sen cehenneme gidince cehennem daha
kötü bir yer olacak.
59. Güneş, altında hiç cinayet
işlenmiyormuş gibi parlıyordu.
60. Çok iyi ve çok kötü şeyler uzun
sürmez.
61. Eminim bir gün sen de hayatının
kadınına rastlayacaksın evlat ve ona şöyle diyeceksin: “Ben evli bir adamım.”
62. Eski şarkılar neden daha iyidir?
Çünkü kötüler zaten unutulur.
63. Maalesef mutlu evliliğin sırrı henüz
bir sırdır.
64. Zekanı en çok kendini kandırmada
kullanıyorsun.
65. Unutmak, hatırlamaya giden kısacak
yolda yerinde saymaktır.
66. Hatırlamak bir refleks, unutmak ise
bir sanattır.
67. Servetimin %95’ini kadınlara ve
alkole harcadım. Geri kalanını çarçur ettim.
68. Etrafınıza bir bakın. Sizce de
kıyamet kopmuyor mu?
69. Şiddet, hallettiğinden fazla sorun
doğurur.
70. Çok sevmek, sonsuza dek kavuşamamak
için en ideal yöntemdir.
71. Eğer kendimizi mahvetmekten
vazgeçebilirsek başkalarını mahvetmeden durabiliriz de.
Pek okuyacağım düşündüğüm bir yazar değil niyeyse bilmiyorum :) Ama altı çizili cümleler hoşuma gitti fırsat verilesiymiş :)
YanıtlaSilNaz, bu yazarı seven çok seviyor sevmeyen de yarım bırakıyor. Henüz ortasına rastlamadım ama eğer alıntıları sevdiysen bence yazarın tarzını da seversin. Dediğin gibi bir şans verilmeli :-)
SilTekrar hoş geldiniz. Özellikle kitap tanıtımı yapan blogların yazılarına ara vermesi büyük bir boşluk bırakıyor. Altını çizdiğiniz satırlar kitap hakkında merak uyandırıyor
YanıtlaSilKitaplara Kaçanlar,
Silhoş bulduk. Bundan sonra daha sık yazmaya çalışacağım :-) Teşekkürler.
3 kitabı da okudum. ama olay örgüsü hakkında aklımda tek satır kalmadı. bu tarz kitapları maalesef çabuk unutuyorum. okurken sevmiştim ama sonrasında aklıma pek yer edinmiyor sanırım.
YanıtlaSilGürültü,
Silo kadar çok isim ve olay var ki ben de bir süre sonra büyük bölümünü unutacağıma eminim.
İlkay Özgür,
YanıtlaSilüç kitap da birbiriyle bağlantısız İlkay. Hangi sırayla okuduğunun bir önemi yok. Ben sadece beğeni sıralamamı yaptım ama dediğim gibi yazarla ilgili gözlemlediğim şey kişi ilk olarak hangi kitabını okursa en çok onu seviyor. Eğer ilk Korkma Ben Varım'ı okursan en çok onu seveceksin demektir :-)
benim de sevdiğim bir kitap olmuştu Şule'cim, gerçekten yazarın değişik bir tarzı var, keyifli okumalar:)
YanıtlaSilEren,
Silteşekkürler canım :-)