Murat Menteş’in kalemiyle 2015 yılında
tanıştım. Ruhi Mücerret kitabına bayılmıştım, burada uzun uzun blogumda anlattığım
kitabı o zamandan beri herkese öneriyorum. Ruhi Mücerret yorumumda herkesin
beğeneceğine eminim demişim ama geçen sürede gördüm ki kitabı herkes
sevmiyormuş 😊 Bu yüzden bu sefer iddialı cümleler kurmayacağım. Murat Menteş
kitaplarıyla ilgili gözlemlediğim şey ya “Bu ne be?” diyerek yarıda
bırakıyorsunuz ya da hayranı olup bütün kitaplarını okumak istiyorsunuz. Ben
ikinci gruptanım.
Yazarın karakterlerine ilginç isimler
koyma alışkanlığı bu kitapta da devam etmiş. Karakterlerin bazılarının isimleri
şöyle: Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Umur Samaz, Su Samaz, Pembe Pepe…
Ben kitabı April Yayıncılık
baskısından okudum. Yayınevi değişince kitabın kapağı da değişmiş. Sarı renkli
kapağa bayıldığımı söylemek istiyorum. Zaten ben kitap kapaklarında sarı rengi
çok severim ama nedense yayınevleri tarafından pek tercih edilmiyor. Bu arada
kapaktaki iki adamı tanıdınız değil mi? Yazar Alper Canıgüz ile yönetmen Onur
Ünlü. Ruhi Mücerret’te olduğu gibi Dublörün Dilemması’nda da Alper Canıgüz’ün
kitap isimleri ve kitap karakteri Alper Kamu’nun adı geçiyor. Aynı dönemin
yazarlarının birbirini desteklemesini çok hoş buluyorum.
Kitabın her bölümünün bir alıntıyla
başlamasını çok sevdim. Zaten Murat Menteş kitapları en çok pos-it kullandığım
kitaplar oluyor. Yalnız nette okuduğum yorumlarda yazarın biraz muziplik olsun
diye biraz da daha ilgi çekici olsun diye kendi sözlerini sanki ünlü bir yazar
ya da düşünür demiş gibi yazdığını öğrendim. Bu yüzden kitapta alıntı gibi
yazan sözleri ben direkt yazar yazmış gibi yazacağım.
Yazarın genel kültürü çok iyi. Kitapta
film, müzik, resim vb. konularda çok ilginç bilgiler öğrenebilirsiniz ama
gerçekliğini araştırmakta fayda var. Ben alıntı olayını öğrendikten sonra her
bilgiden de şüphe etmeye başladım 😂 Mesela aşağıdaki bilginin doğruluğunu kontrol etmeyi çok
istiyorum.
“Bu kadını görseniz en fazla otuz yaşında sanırdınız fakat kalıbımı basarım kırkını çoktan aşmıştı. Genç görünmesinin sebebi(Hiç kuşku yok ki); 120gr. kabukları soyulmuş bademi havanda döverek un hâline getirmesi; bir yumurtanın akını, çırpmaksızın, bu una ekleyip karıştırması; bir ya da iki çorba kaşığı gülsuyu ilave ederek macun hâline getirdiği karışımı cildine(bilhassa yüzüne) sürerek on dk. kadar bekletmesiydi. Macundan maskeyi çıkardığında cildi daha gergin, bambaşka biri oluyordu."
Murat Menteş hayranlarına; Ruhi
Mücerret’i severek okuyanlara; ilginç karakterler, farklı diyaloglar ve kelime
oyunları okumak isteyenlere ve “Ya bu kadar bahsettin, merak ettim şimdi.”
diyen herkese şiddetle öneriyorum Dublörün Dilemması’nı.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Felaketin her an ve her yönden
gelebileceğini anlarsan kendini beğenmişliğinden kaynaklanan şimdi ve buraya
ilişkin teessüfünden uzaklaşabilecek kadar hızlanırsın.
2. Yaptığınızı, bir budalanın bunu
sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız onun sizden bunları beklemesi
de, sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sanmasından ileri geliyorsa
herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir. O zaman ortaya hakikaten budalaca
bir durum çıkar.
3. İtiraf etmeliyim ki aziz okur benim
ömrüm her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye
çalışmakla geçiyor.
4. Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının
uyguladığı bir cezalandırma biçimi. Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve
dili bu delikten sarkıtılır.
5. Yeşil banknotlar kamuflajdan başka
bir şeye yaramıyor: Aptallığı, beceriksizliği, acizliği, yalnızlığı kamufle
ediyorlar.
6. Yetimlik zaman aşımına uğramaz,
haddizatında yetim olmayanlar da yetimliğe doğru seyreder. Yani kimsesizlik,
kimsenin tekelinde değildir.
7. Ve hepimiz biliyoruz: Dostlarımız,
biz caddenin kenarında alevler içinde yanarken karşıya geçip üstümüze işemeye
üşenen kimselerdir.
8. Dayak yemekle soğuktan donmak
arasında bir benzerlik olduğunu düşünmüşümdür hep. İkisi de insanın uykusunu
getiriyor.
9. Linç sözcüğü 1742-1820 yılları
arasında yaşamış bir yüzbaşının, William Lynch’in adından geliyor.
Pittsylvania’da(Virginia) yargıçlık yapan Lynch, bölgedeki haydutlar gemi azıya
alınca, yani suçluları nizami yollarla cezalandırmak suretiyle suçu önleme
imkânı kalmayınca yeni bir yöntem geliştirdi: Çevresine topladığı silahlı
adamlarla birlikte izini sürdüğü ve ele geçirdiği çapulcuları ışık hızıyla
yargılayarak oracıkta “linç” ediyordu.
10. –Kaç yaşındasınız?
-18.
-Hımmm, on sekiz. Dilimizdeki en güzel
kelime.
-İnsanlarla hep böyle mi konuşursunuz?
-Evet, biri Shakespeare’le aynı
gezegende yaşadığımızı hatırlamalı.
11.-Zayıflamak için ata biniyorum.
-Aa, işe yarıyor mu peki?
-Evet, at yirmi kilo verdi.
12. İnsan aptal durumuna düşmekten
garantisini sesini kesmekte aramalı fakat nerede bende o yetenek?
13. Gece yarısından sonra yapılan her şey
edebe aykırıdır.
14. Arkadaşınız ne kadar zenginse size o
kadar pahalıya mal olur.
15. İnsan ne ise o olduğunu inkâr eden
yaratıktır.
16. Dünyaya gelmek bizim için sürpriz
değeri taşımıyor pek. Oysa ölümü çoğunlukla bir sürpriz olarak tecrübe
ediyoruz. Azrail’i bir tür “Sürpriz meleği” sanıyoruz.
17. Önümüzdeki 100 yıl içinde siz de ben de %100 ölmüş olacağız.
18. Ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal
kırıklığının annesidir.
19. Hiçbir aşkta umuda yer, sebebe lüzum
yoktur.
20. Bir sözün doğruluğu ile inandırıcılığı
arasında hiçbir bağlantı yoktur.
21. Bitkin benim göbek adımdı. Dünyaya
geldiğimde de bitkindim.
22. Silahlı mücadele benim seçimim
değildi; cellatları yelpazeyle püskürtemezsiniz.
23. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız
başkalarından bunu bekleyemezsiniz.
24. Engeller, gözünüzü hedeften
ayırdığınız zaman karşınıza çıkan korkunç şeylerdir.
25. Yaşlı birinin söylediklerini herkes
nasihat sayar.
26. Bir erkeğin hayatında burnunun
dibindeki bir şeyi bunca zaman nasıl göremediğine şaşırdığı anlar vardır.
27. Cennet ve cehennem hakkında ileri
geri konuşamam çünkü her ikisinde de dostlarım var.
28. Hayatının geri kalanını birisiyle
geçirmek istediğini anladığın zaman, hayatının geri kalanının bir an önce
başlamasını istersin.
29. –Biliyor musun Hobbit? (Bana Hobbit
der.)
-Neyi?
-Yanılgılarımızın çoğu, düşüneceğimiz
yerde duygulanmak ve duygulanacağımız yerde düşünmekten doğar. Ve yanağımı
öpüyor.
-Bir gözlük almalısın
Geronimo.(Geronimo: Hacer Ceren’in lakabı)
-Neden?
-Her defasında dudaklarımı
ıskalıyorsun.
30. Bir erkeğin hayatında ilkel
duygularla modern silahlara yöneldiği anlar vardır.
31. Falcı, müşterisinin göremediği bir
şeyi görebilen kişidir: Onun bir budala olduğunu
32. Gençler olmayacak şeylere
heveslenirler, yaşlılarsa hiç vuku bulmamış şeyleri hatırlarlar.
33. Yalnızlıktan korkuyorsanız sakın
evlenmeyin.
34. Bir erkeğin hayatında ses etmeyip pes
ettiği anlar vardır.
35. Eşek ölecek, ters dönecek de s.ki
güneş görecek! Tek kelimeyle zor, iki kelimeyle çok zordu.
36. Akıllı damat, ilk evliliğini 80 yaşında
yapan kişidir.
37. Bir insandan boşanana kadar onu
tanıyamazsınız.
38. Bu dünyada en çok evlilik hakkında
yalan söylenmiştir: Bu cümle de dahil.
39. Kötü kadınlar bunaltır, iyi kadınlar
sıkar.
Murat Menteş'le Alper Canıgüz dünyasına girmeye fırsat olmadı bir türlü, merak ettiğim iki yazar. Emrah Serbes'ten sonra yeni nesil Türk edebiyatçılarına karşı bir antipati oluştu bende nedense. Hep aynı tarzda ve çabuk tüketilen şeyler yazdıkları önyargısından kurtulamıyorum... Yorumunuzu okuyunca sanki Oğuz Atay-İlhami Algör karışımı bir üslubu varmış gibi geldi. İkisini de biraz seviyorum biraz sinirleniyorum :) Bakalım denk gelir de okursam yorum yaparım.
YanıtlaSilKitaptan Filme,
SilEmrah Serbes'i ben de hiç okumadım çünkü yazar bana itici geliyor. Murat Menteş ve Alper Canıgüz hakkında olumlu şeyler düşünüyorum. Kitapları da eğlenceli, akıcı ve sürükleyici. Umarım iki yazarla da tanışır ve kalemlerini seversiniz :-)
Ruhi Mücerret ve Korkma Ben Varım’ı okumuştum ama biraz yoruyor yazar beni:) çok güzel yazmışsın Şule’cim, güzellik maskesi araştırılmalı:)) alıntılara da bayıldım, keyifli okumaklar:)
YanıtlaSilEren,
Silyazar beni yormuyor ama kitabı ara vermeden okursam güzel alıntıların bazılarını kaçırabiliyorum. Yine de kitaplarını kısa sürede bitiriyorum çünkü elimden bırakamıyorum :-)
Ben de başlarda okurken çok arada kalmıştım Ruhi Mücerret'i ama sevmiştim :) Bu kitabını henüz okumadım pek bilgim yok. :)
YanıtlaSilİrem E.
SilYazarın tarzı aynı. Ruhi Mücerret'i sevdiysen bunu da seversin diye düşünüyorum :-)
Ah Ruhi Mücerret amca ne alem insadın sen :D Bunu da okumak isterim denk gelirsem .
YanıtlaSilDevrik Cümleler,
Silbu kitapta da çok ilginç kişiler var. Ruhi Mücerret'i sevdiysen kesinlikle Dublörün Dilemması'nı da okumalısın.
Bu kitabı bir kaç defa gördüm ve başlığı ilgii çekmiştim ama ne tür bir kitap olduğunu bilmiyordum. Güzel anlatmışsın hele en sondaki alıntı çok farklı.
YanıtlaSilCavanşir Gadimov,
Silyorumumu beğenmene sevindim. Umarım kitabı da seversin :-)
İlkay Özgür,
YanıtlaSilKorkma Ben Varım kitaplığımda bekliyor. Yazardan sıradaki kitabım o olacak.
Yazın kitap okuyabiliyorsan ne mutlu sana. Ben sıcaklarda hiç okuyamıyorum. Temmuza kadar ne okursam kâr. Temmuz-ağustos kitapsız geçiyor.
Altını çizdiklerinin bazılarına bayıldım, fırsatını yakın zamanda bulacağımı sanmasam da okumak isterim :)
YanıtlaSilGül özdemir,
SilMurat Menteş adı aklında olsun Gül. Bir gün mutlaka kitaplarını okumalısın :-)
Murat Menteş 2009 yılında bir TV kanalında "KLARK” diye bir programı vardı. Entellektüel birikimine o programlardan şahidim. Kitaplarını hiç okumadım. Bu kadar içten beğendiğinizi söyleyip, bir kitaptan bu kadar alıntı yapılıyorsa bize artık okumak düşüyor galiba. Emeğiniz için teşekkürler...
YanıtlaSilKitaplara Kaçanlar,
Siltelevizyon programından haberim yoktu. Yazardan ruhi Mücerret ve Dublörün Dilemması'nı okudum. İkisini de çok beğendim. Yazarın çok farklı bir tarzı olduğu için okuyanlar ya çok seviyor ya da kitabı yarım bırakıyorlar. Umarım siz sevenlerden olursunuz :-)