ferit edgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ferit edgü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2022 Pazartesi

Eylül Ayında Okuduklarım (2022)

Herkese merhaba. Başlıkta "Eylülde Okuduklarım" diyor ama tam olarak doğru değil çünkü benim okuma tempom çok değişken. Bir ay sadece iki kitap okurken diğer ay ondan fazla kitap okuyabiliyorum. Böyle olunca okuduklarımı aylık olarak yazmak çok orantısız olacaktı. Bir ayın yazısı çok kısa diğer ayın yazısı çok uzun olacaktı. Ben de yazının uzunluğunu eşitlemek için birikmiş kitap yorumlarımdan yazabildiğim kadarını yazmaya karar verdim.

16 Kasım 2022 Çarşamba

Ağustos Ayında Okuduklarım (2022)

Herkese merhaba. Başlıkta "Ağustosta Okuduklarım" diyor ama tam olarak doğru değil çünkü benim okuma tempom çok değişken. Bir ay sadece iki kitap okurken diğer ay ondan fazla kitap okuyabiliyorum. Böyle olunca okuduklarımı aylık olarak yazmak çok orantısız olacaktı. Bir ayın yazısı çok kısa diğer ayın yazısı çok uzun olacaktı. Ben de yazının uzunluğunu eşitlemek için birikmiş kitap yorumlarımdan yazabildiğim kadarını yazmaya karar verdim. 

22 Şubat 2022 Salı

Alıntılar #14

Herkese merhaba. Son zamanlarda okuduğum kitapların hoşuma giden alıntılarını bloğuma yazıyorum. Blogda yazılacak çok kitap biriktiği için hepsinin yorumunu yazamayacağım. Bazı kitapların alıntılarını yazmakla yetineceğim yoksa işin altından kalkamayacağım. Alıntılar size kitapla ilgili bir fikir verir. Eğer içlerinde merak ettiğiniz varsa sorabilirsiniz, kısaca ne düşündüğümü söylerim.

22 Ocak 2022 Cumartesi

Alıntılar #13

Herkese merhaba. Son zamanlarda okuduğum kitapların hoşuma giden alıntılarını bloğuma yazıyorum. Blogda yazılacak çok kitap biriktiği için hepsinin yorumunu yazamayacağım. Bazı kitapların alıntılarını yazmakla yetineceğim yoksa işin altından kalkamayacağım. Alıntılar size kitapla ilgili bir fikir verir. Eğer içlerinde merak ettiğiniz varsa sorabilirsiniz, kısaca ne düşündüğümü söylerim.

9 Kasım 2020 Pazartesi

Mart Ayında Okuduklarım (2020)

 

Mart Ayında Okuduklarım (2020)

Herkese merhaba. Bu yıl okuduğum kitapların yorumlarını kısa kısa da olsa bloğuma girmeye devam ediyorum. Bu sene ekim ayından sonra en çok kitap okuduğum ay mart ayı oldu. Martta altı kitap okumuşum. Bu kitaplardan hoşuma giden alıntıların hepsini yazdığım için uzun bir yazı oldu. Bu yüzden kitaplar hakkındaki görüşlerimi kısa tutacağım.

Reşat Nuri Güntekin-Tanrı Misafiri

Tanrı Misafiri yazarın öykülerinin olduğu bir kitap. Reşat Nuri’yi ve romanlarını oldum olası sevmişimdir ama onun ne kadar iyi bir öykücü olduğunu birkaç yıl önce keşfetmiştim. Leyla ile Mecnun kitabı da öykülerinden oluşuyordu. O kitabı okurken aldığım tat hâlâ aklımda. Bu yüzden yazarın elimde okunmamış romanları varken tercihimi öykü kitabından yana kullandım. Yine çok güzel bir kitap okumuş oldum. Özellikle kitaba ismini veren öykü yıllar geçse de unutulmayacak cinsten. Yazarı ve öykülerini henüz keşfetmemiş kişiler varsa bu kitabı kaçırmasınlar.

Ferit Edgü-Do Sesi

Ferit Edgü ve öykülerini seviyorum. İnce oldukları ve çabuk okundukları için eğer elimde yazarın kitabı varsa hiç bekletmem, hemen okurum. Yıl sonuna doğru okuma hedefinize ulaşmada zorluk çekiyorsanız ilk tercihiniz Ferit Edgü olmalı.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Beni, öldüğünde “yatacağı” mezarı ziyarete götürmüştü.

Mezarcıya, mezarın üstünü örten kalasları kaldırmasını söyledi.

Baktım: mezarın dört duvarı mermerle kaplı, dibi ise nemli toprak.

Niçin mezarın dibini de mermerle kaplatmadığını sordum.

Ama o zaman çok üşürdüm, dedi.

2. Senin, benden uzakta, o uzaklarda,

Bensiz, ben yanında olmadan,

Ben senin sesini duymadan,

Sesimi sana duyurmadan,

Çok acı çektiğini düşünmüşümdür.

Bana gelince, diye cevapladı o, çok acı çektiğimi söyleyemem.

Ama çok üşüdüm.

Karakış.

Ne kömür vardı ne odun. Hatta tezek bile.

3. Ah! Ne güzel bir gün

Dur, daha gün batmadan

Böyle bir şey söyleme.

Ayşe Ayhan-Üç Yapraklı Yonca

İnstagram’dan tanıdığım Ayşe Ayhan’ın ilk kitabı Aşk Nerede’yi dört sene önce okumuş ve bloğumda paylaşmıştım. İkinci kitabı Üç Yapraklı Yonca’yı mart ayında okudum ve ilk kitabını göre çok daha başarılı buldum. Yazarın tecrübe kazandığı ve kaleminin iyileştiği net şekilde belli oluyor. Romantik tarzda kitaplar okumak isteyenler için güzel bir tercih olabilir.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Barmenler ve kuaförler… En çok dert dinleyen mesleklermiş. Psikologlardan bile fazla. İnanabiliyor musunuz?

2. Nilgün’ü yüzde doksan varlığı ve karakteri için seviyorsam yüzde on da kuaför olduğu için seviyordum. Gerçekten insanın bir tane kuaför arkadaşı olmalıydı. Dişçisi gibi, aile doktoru gibi hayatta vazgeçilmez bir kuaför tanıdığı olması o kişinin hayatının kurtulması anlamına geliyordu bence.

William Shakespeare-Kral Lear

Fazla söze gerek yok. Shakespeare en sevdiğim yazarlardan biri. Kral Lear da yazarın en iyi kitaplarından biri. İnsan gerçekten hayret ediyor: Yüzyıllar geçse de farklı ülkelerde yaşasak da insanoğlu hep aynı dertlerden mustarip.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Zaman ikiyüzlülüğün gizlediğini

Nasıl olsa bir gün ortaya çıkarır.

2. Kulağını aç, amca:

Varını yoğunu herkese dağıtma,

Bildiğinin hepsini dökme ortaya,

Sahip olduğunun tümünü kaptırma,

Bir ata sahipsen yaya yürüyüp yorulma,

Sana her söylenene inanma,

Kazandığın parayı tek zara yatırma,

İçkiyle kadına kulak asma,

Kendi evinde kal, avare olma dışarıda,

Böylece bire yirmi alırsın, sonunda sen kazanırsın.

3. Göze iyi görünür kötü kişiler

Daha kötüleri varsa eğer

En kötü olmamak da

Bir bakıma övgüye değer

4. Kent: Terzi makasından çıkmış herif.

Cornwall: Ne garip adamsın sen! Terzi makasından çıkmış ha!

Kent: Evet, terzi makasından çıkmış çünkü ne bir heykeltıraş ne bir ressam sanatlarında iki saatlik bir deneyimleri bile olsaydı bu kadar kötüsünü yapamazlardı.

5. Burnunun her iki yanında birer gözü olsun da kokusunu alamadığı şeyleri görsün diye.

6. Kurdun evcilliğine, atın sağlığına, delikanlının aşkına, o…punun sözüne inanan delidir.

7. Görünüşte arkandan gelen

Çıkarı için hizmet eden

Toz olur gökyüzü kararınca

Seni bırakır ayazda

8. Talih, o usta o…pu

Almaz yatağına yoksulu

9. Çullar giyen babaya

Evladı kör kör bakar

Parası bol olana

Evladı sevgiyle akar

10. Keder, ona yakıştığı kadar başkalarına da yakışsaydı,

Herkesin peşinden koşacağı değerli bir şey olurdu.

11. Varlık, çoğu zaman aşırı güven veriyor herkese,

Oysa yokluk, düşkünlük yararlı oluyor bizlere.

12. Hayat o kadar tatlı ki!

Her an ölüm acısıyla bin kez ölürüz de

Göze alamayız hemen ölmeyi

Erich Kastner-Kuafördeki Domuz ve Başka Öyküler

Geçen yıllarda öğrencilerimle yazarın Uçan Sınıf kitabını okumuş ve çok sevmiştik. Buradan okuyabilirsiniz. Bu kitabı Kitap Yurdu’nda üç liraya bulunca okumak istedim. Kitapta geçen öyküleri şu an hatırlayamıyorum ama bir öyküde Uçan Sınıf kahramanları vardı. Onları tekrar okumak hoşuma gitmişti. Eski dostlarımı görmüş gibi hissettim.

Sabahattin Ali-Markopaşa Yazıları ve Ötekiler

Sabahattin Ali’den okumadığım tek kitabı da okudum ve yazarın külliyatını bitirmiş oldum. Kitapta yazarın Markopaşa dergisinde çıkan yazıları toplanmış. Yazarın romanları çok seviliyor ve çok okunuyor. Yazarın düşüncelerini merak ediyorsanız eğer bu kitabını okuyabilirsiniz.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Sanatkâra refah en az vaat edilebilen bir şeydir.

2. –Sizce son çeyrek asır içinde neşredilen edebi eserlerimiz arasında en güzelleri hangileridir?

-Halide Edip’in, Reşat Nuri’nin ve mistik olmadığı müddetçe Yakup Kadri’nin eserleri, Nazım Hikmet’in şiirleri.

3. Bir memleketin ordusu bozuk olabilir, harbe girmedikçe bu, meydana çıkmaz; maarifi(eğitimi) bozuk olabilir, bunun acısı da ancak aradan bir nesillik zaman geçince kendini gösterir; iktisadiyatı bozuksa millet uzun seneler süren bir sefalet içinde sürüklenir gider. Ama bir memlekette adalet bozulursa, halk adalete inanmamaya başlarsa, anarşi hemen kendini gösterir; herkes hakkını kendi aramaya kalkar ve o insan cemiyeti derhal dağılmaya, batmaya mahkumdur.

4. Yalancının en büyük azabı, sözlerine kimsenin inanmaması değil, kendisinin kimseye inanmaması imiş.

5. Çünkü bir memlekete girip yerleşen yabancı sermayeyi çıkarıp atmanın, yabancı orduları sürüp denize dökmekten çok daha güç olduğunu biz Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçıları herkesten iyi biliriz.

6. Kimde ne yoksa onun lafını çok eder.

7. Son devir dünya edebiyatında şöhretleri kendi memleket hudutlarını aşmış ve dehaları sağken teslim edilmiş birkaç isim söylemek istenirse aklımıza evvela şu dört isim gelecektir: Bernard Shaw, Rabindranath Tagore, Maksim Gorki, Knut Hamsun.

Sizin bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Beğendikleriniz, beğenmedikleriniz? Okumak istedikleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.


1 Temmuz 2016 Cuma

HAZİRAN AYINDA OKUDUKLARIM (2016)

sule uzundere blog kitap yorumları haziran ayında okuduklarım

Evet, sonunda istediğim kadar okuyabildiğim bir ay geldi. Bu ay tam 11 kitap okudum. Benim için rekor bir sayı. Kim bilir belki yazın rekorumu geliştiririm. Lafı çok uzatmak istemiyorum çünkü zaten uzun bir yazı olacak. Okuduğum 11 kitabı kısaca anlatmaya ve altını çizdiğim cümleleri yazmaya başlıyorum.

sunay akın tuncay terzihanesi

SUNAY AKIN – TUNCAY TERZİHANESİ
Bu sene Sunay Akın’la tanışma ve kaynaşma senem oldu. İki sene önce D&R’dan yazarın üç kitabını almıştım. Bir Çift Ayakkabı ve İstanbul’un Nazım Planı kitaplarını okudum, yorumladım. Bendeki son kitabı Tuncay Terzihanesi’ni de bu ay okudum. Kitap bildik Sunay Akın türünde yazılmıştı. Yine çok hoş anılar, alıntılar ve ilginç konular vardı ama bu kitabı diğer iki kitabı kadar çok sevmedim. Belki de yazarın kitaplarını arka arkaya okuduğum içindir ama diğer iki kitabı bana göre daha iyiydi. Sunay Akın’la ilk kez tanışacaklara bu kitabı değil, Bir Çift Ayakkabı ve/veya İstanbul’un Nazım Planı’nı tavsiye ederim.

19 Nisan 2015 Pazar

8 Nisan 2015 Kütüphane Kitaplarım


     Hayatımda ilk defa kütüphaneye üye olduğumu ve aldığım üç kitabı yazmıştım (O yazımı buradan okuyabilirsiniz). O üç kitabı bitirince onları iade edip yerlerine yeni üç kitap aldım.

     Bu aralar Pinuccia'ın bahar okuma şenliği ile yatıp kalkıyorum. Bu şenliğe ilk defa katılıyorum ama acayip hırs yaptım ki hırslı biri bile değilimdir. İlk şenliğimde şampiyon olmak gibi bir düşüncem yok ama en azından ilk beşe girmek istiyorum. 97 kişinin katıldığı bu şenlikte sanırım bunu başarabilirim ( Katılımcı listesi için tıklayınız).

     Durum böyle olunca yeni kitaplarımı da hep şenliğe uyacak kitaplardan seçtim:

1. Yaşar Kemal - Kuşlar da Gitti: Şenlikte bir Yaşar Kemal kitabı okumamız gerekiyordu. Ben aslında Ağrı Dağı Efsanesi'ni okumak istiyordum ama nedense o kitapta bir sorun çıktığını ve kitabı veremeyeceklerini söylediler. Ben de Kuşlar da Gitti'yi aldım. Bitirmesi kolay olsun diye kolay bir kitap seçtiğimi itiraf ediyorum (Dedim ya çok hırslıyım:-) 79 sayfalık bu kitabı, Yaşar Kemal'in o mükemmel ve sürükleyici üslubunun da etkisiyle bir oturuşta bitirebilirim diye düşünüyorum.

2. Ferit Edgü - Çığlık: Bu kitabı da "İlk defa okuyacağınız bir yazarın bir kitabı" kategorisi için seçtim.

3. Kahraman Tazeoğlu - Bukre: "Karakterin bulunduğu kitaba isim verdiği kitaplardan 4 kitap" kategorisi için de Kahraman Tazeoğlu'ndan Bukre'yi seçtim. Ayrıca bir öğrencim bir ara bu kitabı elinden düşürmüyordu. Bu durumun verdiği merakla bu üç kitap içinden okumaya Bukre'den başladım. 

     Şimdi hedefim 15 gün içinde bu 3 kitabı bitirmek. Çığlık ve Kuşlar da Gitti'yi bir gün içinde bitirebilirim gibi duruyor. Bukre de, kitabın arka kapağında okuduğuma göre, bir aşk romanı. O da çabuk okunacaktır. Bu durumda iki hafta sonra şenliğim için yeni kitaplar seçmek için yine kütüphanenin yolunu tutacağım demektir. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...