25 Kasım 2018 Pazar

Ina May Gaskin-Ina May’in Doğuma Hazırlık Rehberi

sule uzundere blog kitap yorumları
Sinek Sekiz Yayınları, Çevirmen:Özge Altınkaya Erkök-Zeynep Birinci Güler, 462 sayfa, 3.Baskı.2017

Bu kitabı ilk kez bir gazete tanıtımında görmüştüm. Yazıda sadece hamilelerin değil her kadının okuması gerektiği yazılmıştı. Zamanla kitabı da yazarını da unuttum. Üç sene önce sevgili Kitaplık Kedisi’nin blogunda yorumuna rastlayınca bu sefer unutmadan hemen okunacaklar listeme not almıştım. Kitabı alalı bir süre olsa da okumam hamilelik dönemime denk geldi.

Ina May Gaskin, Amerikalı bir ebe. Amerika’da bir çiftlik kurarak burada kadınların hamileliklerini doğal yollarla geçirmelerini ve normal doğum yapmalarını sağlıyor. Kitabın ilk bölümünde bu çiftlikte yapılan doğumların hikâyeleri var. İkinci bölümde ise daha teknik konulara yer verilmiş. Kadın vücudu, doğum nasıl gerçekleşir, doğum sonrası depresyon vb. konular ele alınmış.

Hamileliğin doğal bir süreç olduğunu düşünen ve normal doğum isteyen bir anne adayı olarak bu kitap bana çok iyi geldi. Günümüzde birçok şey gibi doğum yapmak da bir sektör haline getirilmiş. Kendimi bu dünyaya ait hissetmiyorum. Geçmişte yüzyıllar boyunca kadınlar doğum yaptılar. Hiçbir zaman bu olay, günümüzdeki kadar yaygara koparmadı.

İna May’in bakış açısını kendime çok yakın buldum. Yazar kitabında özet olarak “Kadın vücudu doğum yapmak için yaratılmıştır. Eğer ekstra bir durum yoksa keyfi sezaryen yapılmamalıdır. Bu hem anneye hem bebeğe zarar verir. Her kadın normal doğum yapabilecek güçtedir. Buna inanırsanız bu işin üstesinden kolayca gelebilirsiniz.” diyor.

Pozitif normal doğum hikâyelerini okumak, kadın vücudunun doğum yapmaya ne kadar uygun olduğunun farkına varmak ve kendini psikolojik olarak doğuma hazırlamak isteyen her hamileye İna May’in Doğuma Hazırlık Rehberi’ni öneririm. Kitabı okuduktan sonra “Ben tarlada tek başıma bile doğurabilirim çocuğumu.” diyebilecek kadar gaza gelmeniz olası J

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “İnan bana, eğer sana bir tecrübenin canını çok yakacağı söylenmişse canını yakacaktır. Acının çoğu zihindedir ve eğer bir kadın, doğum yapmanın dayanılmaz derecede acılı bir deneyim olduğunu benimsemişse bunu annesinden, kardeşlerinden, arkadaşlarından ya da doktorundan duymuş olabilir, o kadın büyün bir ızdırap çekmeye zihinsel olarak hazırlanmıştır.” Stephan King

2. Bir kadının leğen kemiğinin ebatları bebeğini doğurmasına nadiren engel olur ama 19.yüzyılın çağdaş kadınları D vitamini eksikliği yüzünden leğen kemiği bozukluklarından muzdarip oldular ve bu durum vajinal doğum yapmalarını engelledi.

3. Her zaman hatırlamalıyız ki korkan anneler, doğumu erteleyen veya engelleyen hormonlar salgılamaya eğilimlidirler. Bu tüm memeliler için geçerlidir ve doğanın tasarımının bir parçasıdır. Korkmayanlar, doğumu daha kolay ve az ağrılı, hatta bazen zevkli hâle getiren hormonları bolca salgılamaya eğilimlidirler.

4. Doğumda bakım hizmetlerinin odak noktasını çelişkili bir biçimde ağrıyı önlemek oluşturur. Bunun sonucunda daha çok kadın bebeğini doğurduktan sonra ağrıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Epidural anestezinin sık kullanılması sezaryen ve doğumda vakum/forseps kullanımının oranlarını arttırıyor. Epidural her beş kadından yaklaşık birinde uzun süreli sırt ağrılarına sebep oluyor.

5. Gebelikte şekeri testi maalesef pek güvenilir değildir. Kadınlara yeniden test yapıldığında sonuç %50-70 oranları arasında farklı çıkabilir. Kısacası bu test yüzünden oluşan gerginliğe ondan edinilecek bilgi için değmez.

28. ya da daha sonraki haftalarda şu belirtilerden birkaçını gösteriyorsanız evde şekerinizi ölçerek durumunuzu belirleyebilirsiniz:
*Hızlı kilo alımı
*Aşırı şeker isteği
*Ailede diyabet geçmişi
*Sürekli susuzluk çekme
*Daha önceden kilolu bebek doğurmuş olma
*Yemeklerden sonra kendini tuhaf hissetme ya da baş dönmesi

Kısa vadede kadının kanındaki şeker seviyesini aşağı indirmesi için en iyi yöntem eğer mümkünse biraz egzersiz yapmasıdır. Hamileliğin geri kalan kısmı içinse beyaz un, makarna, diğer karbonhidratlı yiyecekler ve şekeri beslenmesinden tamamen çıkarması en iyi yol olacaktır.

6. Normalde hamilelik esnasında bebeğin ciğerlerinde bulunan sıvı, doğumdaki rahim kasılmalarıyla sıkışarak dışarı çıkar. Sezaryende bu işlem olmadığı için bebek doğduğunda ciğerlerinde su olması ve solunum güçlüğü çekmesi daha muhtemeldir.

7. Doktorlar doğumu yapay yolla başlatmaya bu kadar eğilimli değilken 42.hafta çoğu kadının doğumunun başlaması için normal hatta en ideal zaman olarak sayılıyordu. 42.haftanın öncesinde ya da sonrasındaki birkaç gün de kabul edilebilirdi. Doğumu başlatmak potansiyel olarak riskli sayıldığından bunu yapmak için çok haklı bir sebep olması gerekirdi. Miadında bir gebelikte amniyon sıvısının miktarındaki azalma veya bebeğin kalp atışlarının oranındaki değişim gibi. Bu işaretler yaşlanmakta olan bir plasentanın göstergesidir.

8. Annelik bazen dünyadaki en yalnız iş olabiliyor ama böyle olmamalı.

9. Sezaryen, herhangi bir acil durum yüzünden değil de planlı olarak seçilmişse bir kadının bu prosedürün kendisi yüzünden ölme ihtimali, ameliyatsız bir doğuma kıyasla neredeyse üç kat fazladır.

6 yorum:

  1. Sinek Sekiz Yayınlarını ve kitaplarını çok seviyorum. Şu ana kadar üç kitabını okuyabildim, blogda üçünü de yazdım ama hepsini okumak istiyorum. Çok ilgimi çeken konular hakkında yazıyorlar; ekoloji, gıda, permakültür ve daha birçoğu :). Ben uzun süredir kitap okuyamıyorum ama kitap yorumları okumak her zaman güzel tabi :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. öneri makinesi,
      Sinek Sekiz Yayınları benim de ilgimi çekmeye başladı. Senin yorumundan sonra Okulsuz Büyümek kitabını okumak istemiştim. Bir alışverişimde alıp okumak istiyorum.

      Sil
  2. süpermiş, doğum öncesi böyle bir kitapla karşılaşman harika olmuş Şule'cim, inşallah sen de zamanı gelince çok kolay güzel bir doğum yaparsın, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      çok teşekkür ederim Erencim. İnşallah dediğin gibi olur :-)

      Sil
  3. Kitabın normal doğuma yönlendirme yapması ne güzelmiş...
    Ama sen yine de tarlada kısmını bir düşün :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oytunla Hayat,
      hahahhahahaha o işin abartı kısmı. O an gelince bana epidural verin, sezaryene alın beni deme ihtimalim de var :-)

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)