Monokl
Edebiyat, Çevirmen: Ebru Tüzel, 490 Sayfa, 3.Baskı, 2015
|
Karl Ove Knausgaard, hayatını altı ciltlik
bir otobigrofik roman serisi hâlinde yazmış. Amacım bütün kitapları okuduktan
sonra seri hakkında genel bir yorum yapmaktı ama hem serinin bütün kitapları
dilimize çevrilmediği için hem de her kitap tuğla kalınlığında olduğu için
kitapları ayrı ayrı yorumlamaya karar verdim.
Seriyle ilgili yorumlar çok farklılık
gösteriyor. Hayranı olan da çok sevmeyip yarım bırakan da. Ben sadece ilk kitabı okudum ve şu an aradayım. Ne hayran kaldım ne nefret ettim.
Yazar hayatını çok detaylı anlattığı için
kimi bölümler akıcı bir şekilde ilerlerken kimi yerleri okurken sıkıldım. Yazarın
çocukluğunu anlattığı kısımları okumak benim için daha keyifliydi. Kitap kronolojik
sıralamayla gitmiyor. Yazar çocukluğundan bahsederken birden günümüze gelebiliyor.
Kitabı okumam bir hafta sürdü. Şimdilik ikinci
kitaba başlamadım ama çok ara vermeden okumak istiyorum. Malum Norveç dilinde
isimler çok karmaşık. Kitapta da çok fazla isim var. Kim kimdir unutmadan
devamını okumak lazım.
Kitabın, daha doğrusu serisinin kapaklarını
çok beğendim. Hayatını anlatan bir adamın kitabının kapağında kendisinin
olmasından daha doğru, daha güzel bir kapak olamazdı.
Kitap belirgin bir sonla bitmiyor. Ara verilmiş,
devamı diğer kitapta yazılmış gibi.
Kitapla ilgili o kadar çok ve abartılı övgüler
var ki ben kitabın bazı insanlarda hayal kırıklığı yaratmasını biraz da buna
bağlıyorum. Kitabın ilk sayfalarında bu övgüler birkaç sayfa boyunca yer almış.
Dediğim gibi ben henüz bu hayranlık seviyesinde değilim ama kitabın devamını
okumak isteyecek kadar beğendim. Seriyi tamamen bitirdiğimde, eğer
bitirebilirsem, ne düşüneceğimi çok merak ediyorum.
Kavgam serisinin okunma sırası:
1. Kavgam
3. Çocukluk Adası
4. Karanlıkta Dans
5. Bahar Yağmurları
6. Çevrilmedi
Siz Kavgam’ı okudunuz mu? Beğendiniz mi?
Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Geleceğin vaat ettikleri ne kadar baştan
çıkarıcı olursa olsun anlık ihtiyaçlara her zaman yenik düşerdi.
2. Yalnız başıma kalmak benim için her
zaman büyük bir ihtiyaç olmuştur, yalnızlığın beni çevrelediği geniş alanlara
gereksinim duyarım ve bunu bulamadığım zaman hüsranım paniğe ya da saldırganlığa
sebebiyet verebilir.
3. Güzel bir tabloya baktığımda
gözlerime yaşlar doluyor ama kendi çocuklarıma baktığımda değil. Bu, onları
sevmediğim anlamına gelmiyor çünkü seviyorum hem de bütün kalbimle. Bu sadece
onların kattığı anlamın bir hayatı doldurmaya yetmediği demek, en azından
benimkini. Yakında kırk yaşıma basacağım, kırk oldum mu yakında elli. Elli
oldum mu çok geçmeden altmış. Altmış oldum mu da yetmişe pek bir şey kalmayacak
ve orada bitecek. Öyleyse mezar taşı yazım şöyle olabilir: “Burada her şeye
katlanan bir adam yatıyor, katlanan ve sonucunda yok olan.”
4. Düşündüğümü düşünüyorum, düşündüğümü düşünmekten kendimi alamam, öyle değil mi?
Daha okumadım ama merak ediyorum .
YanıtlaSilHandan,
Silbakalım okuyunca sen ne düşüneceksin?
Bu kitabı merak ediyor ama almayı düşünmüyorum sevmeme ihtimalinden dolayı ama geçen gün kütüphanede gördüm oradan alıp okumayı düşünüyorum.
YanıtlaSil
SilDevrik Cümleler,
en güzelini yaparsın canım. Kitaplar kalın ve gelen son zamlarla beraber pahalı. Eğer sevmezsen boşu boşuna o kadar para vermiş olacaksın. Neyse ki ben zamanında indirimden 10 liraya almıştım.