Lüsyen, Şair-i azam(En büyük şair) olarak
adlandırılan Abdülhak Hamit Tarhan’ın âşık olduğu kadın. Aralarında kırk yaş
olan bu çift Lüsyen 20, şair 60 yaşındayken tanışıyor ve birbirlerinden çok
etkileniyorlar. Bu tarz aşk hikâyelerinde genellikle âşıkların kavuşması yıllar
sürdüğü için çiftimiz kitabın on beşinci sayfasında evlenince çok şaşırdım.
Neyse ki hayatlarının geri kalanı düz bir çizgide ilerlemedi.
Kitapta yazarın anlatımının yanında
karakterlerin ağzından yazılmış anılar ve mektuplar da vardı. Bu beni kitaptan biraz soğuttu
açıkçası. Hikâyelerini ya sadece yazarın kaleminden ya da Lüsyen’in anılarından
okumak isterdim. Sadece mektuplardan da oluşabilirdi. Bu şekilde biraz ondan
biraz bundan tarzını sevmedim.
Ünlü isimlerin biyografilerinde birçok ünlü
isme rastlamak mümkün. Bu kitapta da Mustafa Kemal Atatürk, Yakup Kadri
Karaosmanoğlu, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Namık Kemal, Oscar Wilde,
Victor Hugo gibi isimler karşınıza çıkıyor.
Kitap 541 sayfadan oluşuyor ve büyük boy
kağıda basılmış. Kitabı okurken sık sık pozisyon değiştirmek zorunda kaldım
çünkü elim kolum ağrıdı.
Kitapta en hoşuma giden detaylardan biri ilk
güzellik yarışmamızın jürisinin yazar, heykeltıraş, ressam ve doktorlardan
oluşması oldu. Keriman Halis’in birinci seçildiği yarışmanın jürisinde Abdülhak
Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Cenap Şahabettin
de varmış J
Aralarında kırk yaş fark olan, birbirlerine
sadık kalmakta zorlanan ama bir türlü kopamayan ilginç bir çiftti Lüsyen ve
Abdülhak Hamit Tarhan. Ben aşklarından etkilenmesem de onları okumak
keyifliydi. İlginç aşk öykülerini sevenler, üstelik bu gerçekten yaşanmış,
Lüsyen’i kaçırmamalı.
Siz Lüsyen’i okudunuz mu? Beğendiniz mi?
Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Yazardan okuduğum diğer kitapların
yorumlarına, isimlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bu şehrin her yerini hayat şevkinin
ışığı sarmış
Ki orda ölüm gelmez insanın aklına, mezarda
bile.
2. Gençlikte fazlaca beklenemez, yeterli
zaman yok sayılır.
3. Yaz. Yeryüzünde buna denk düşen
hiçbir zevk ve saadet yoktur.
4. Her şey ölümden iyi; gerekirse benden
ayrılarak yaşa fakat yaşa; önemli olan tek şey budur.
5. Uzun geceler
Ben uykusuzum
Ben uykusuzum da onun için geceler uzun.
6. Sadrazam Mehmed Fuad Paşa, “Gerçek
dostlarınız kimlerdir?” sorusuna şu karşılığı vermişti: “Şimdi iktidardayım,
bilemem.”
7. Kim bilir benim cesedimi içine
koyacakları tabutun tahtası şimdi hangi ağaçtadır? Tabutumun çivileri kim bilir
nerelerdedir? Tabutumun üzerine örtecekleri şal, kim bilir hangi koyunun
üzerinde bir tüydür? Belki namazımı kılacak imama her gün sokakta rast
geliyorum da bundan haberim yok.
8. Geçmişi geri getirmek mümkün olsa
geleceği fedaya hazırdı.
İlginç aşk öyküsü seviyor muyum diye düşündüm yorumu okuyunca. Severim sanırım. Okumalı o zaman:)
YanıtlaSilKadriye,
Silumarım okuyunca kitabı da seversin :-)
Bu etkilenmenin aşk mı yoksa daha çok hayranlık mı olduğu konusunda biraz şüphelerim oluşmadı değil. Ancak tarihsel kişilikleri ve olayları ile ilgi çekici.
YanıtlaSil
SilBeyaz Yakalı,
bu kadar çok yaş farkının olduğu ilişkilerde aşk olur mu diye düşünüyorum. Bana inandırıcı gelmiyor ama ilişkileri yıllarca sürdüğüne göre bir hisleri olmalı. Bakalım okuyunca sen ne düşüneceksin?
Yaz ile ilgili olan cümle ne de güzelmiş :)
YanıtlaSilEzgi,
Silbenim de çok hoşuma gitti.
merak ettiğim bir kitaptı Şule'cim, Can Dündar güzel yazmıştır eminim, ayrıca ilk güzellik yarışmamızla ilgili detay çok hoş, ne kadar doğru bir seçimmiş..:)
YanıtlaSilEren,
Silgüzellik yarışması detayına bayıldım. Sonuçta güzel kadından en çok şair ve yazarlar anlar :-)
Bu kadar yaş farkı bana itici geliyor ama belki de denemeliyim :))
YanıtlaSil
SilKağıt Salıncak,
bana da itici geliyor, inandırıcı bulmuyorum ama sonuçta yaşanmış veya buna benzer aşklar yaşanıyor. Onlar açısından bakmak fikrini değiştirebilir.