8 Aralık 2018 Cumartesi

Karl Ove Knausgaard-Kavgam (Seri #13)

Sule Uzundere blog kitap yorumları
Monokl Edebiyat, Çevirmen: Ebru Tüzel, 490 Sayfa, 3.Baskı, 2015
Karl Ove Knausgaard, hayatını altı ciltlik bir otobigrofik roman serisi hâlinde yazmış. Amacım bütün kitapları okuduktan sonra seri hakkında genel bir yorum yapmaktı ama hem serinin bütün kitapları dilimize çevrilmediği için hem de her kitap tuğla kalınlığında olduğu için kitapları ayrı ayrı yorumlamaya karar verdim.

Seriyle ilgili yorumlar çok farklılık gösteriyor. Hayranı olan da çok sevmeyip yarım bırakan da. Ben sadece ilk kitabı okudum ve şu an aradayım. Ne hayran kaldım ne nefret ettim.

Yazar hayatını çok detaylı anlattığı için kimi bölümler akıcı bir şekilde ilerlerken kimi yerleri okurken sıkıldım. Yazarın çocukluğunu anlattığı kısımları okumak benim için daha keyifliydi. Kitap kronolojik sıralamayla gitmiyor. Yazar çocukluğundan bahsederken birden günümüze gelebiliyor.

Kitabı okumam bir hafta sürdü. Şimdilik ikinci kitaba başlamadım ama çok ara vermeden okumak istiyorum. Malum Norveç dilinde isimler çok karmaşık. Kitapta da çok fazla isim var. Kim kimdir unutmadan devamını okumak lazım.

Kitabın, daha doğrusu serisinin kapaklarını çok beğendim. Hayatını anlatan bir adamın kitabının kapağında kendisinin olmasından daha doğru, daha güzel bir kapak olamazdı.

Kitap belirgin bir sonla bitmiyor. Ara verilmiş, devamı diğer kitapta yazılmış gibi.


Kitapla ilgili o kadar çok ve abartılı övgüler var ki ben kitabın bazı insanlarda hayal kırıklığı yaratmasını biraz da buna bağlıyorum. Kitabın ilk sayfalarında bu övgüler birkaç sayfa boyunca yer almış. Dediğim gibi ben henüz bu hayranlık seviyesinde değilim ama kitabın devamını okumak isteyecek kadar beğendim. Seriyi tamamen bitirdiğimde, eğer bitirebilirsem, ne düşüneceğimi çok merak ediyorum. 

Kavgam serisinin okunma sırası:
1. Kavgam
3. Çocukluk Adası
4. Karanlıkta Dans
5. Bahar Yağmurları
6. Çevrilmedi

Siz Kavgam’ı okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Geleceğin vaat ettikleri ne kadar baştan çıkarıcı olursa olsun anlık ihtiyaçlara her zaman yenik düşerdi.

2. Yalnız başıma kalmak benim için her zaman büyük bir ihtiyaç olmuştur, yalnızlığın beni çevrelediği geniş alanlara gereksinim duyarım ve bunu bulamadığım zaman hüsranım paniğe ya da saldırganlığa sebebiyet verebilir.

3. Güzel bir tabloya baktığımda gözlerime yaşlar doluyor ama kendi çocuklarıma baktığımda değil. Bu, onları sevmediğim anlamına gelmiyor çünkü seviyorum hem de bütün kalbimle. Bu sadece onların kattığı anlamın bir hayatı doldurmaya yetmediği demek, en azından benimkini. Yakında kırk yaşıma basacağım, kırk oldum mu yakında elli. Elli oldum mu çok geçmeden altmış. Altmış oldum mu da yetmişe pek bir şey kalmayacak ve orada bitecek. Öyleyse mezar taşı yazım şöyle olabilir: “Burada her şeye katlanan bir adam yatıyor, katlanan ve sonucunda yok olan.”

4. Düşündüğümü düşünüyorum, düşündüğümü düşünmekten kendimi alamam, öyle değil mi?

4 yorum:

  1. Daha okumadım ama merak ediyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan,
      bakalım okuyunca sen ne düşüneceksin?

      Sil
  2. Bu kitabı merak ediyor ama almayı düşünmüyorum sevmeme ihtimalinden dolayı ama geçen gün kütüphanede gördüm oradan alıp okumayı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Devrik Cümleler,
      en güzelini yaparsın canım. Kitaplar kalın ve gelen son zamlarla beraber pahalı. Eğer sevmezsen boşu boşuna o kadar para vermiş olacaksın. Neyse ki ben zamanında indirimden 10 liraya almıştım.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)