24 Şubat 2021 Çarşamba

Emre Timur-Şizofren


Emre Timur-Şizofren

Emre Timur, Şizofren, Az Kitap, 248 Sayfa, 3. Baskı, 2019

Herkese merhaba. Bugün Emre Timur’dan Şizofren kitabını yorumlayacağım. Bu yazıda farklı bir tarz denemeye karar verdim. Kitabı okuduğum zaman kısa kısa notlar almıştım. Onları paylaşacağım sizinle. Daldan dala atlayan dağınık bir yazı olacak ama kitapla ilgili bütün düşüncelerimi öğrenmiş olacaksınız.

Kitapta 12 Eylül darbesi, sağ-sol çatışması, şizofreni, akıl sağlığı, aşk, felsefe ne ararsan vardı. Keşke yazarın odak noktası bu kadar dağılmasaymış. Konulardan bazılarını atsaymış daha derli toplu bir kitap olurmuş.

Kitaptan bu kadar alıntı yapacağımı tahmin etmemiştim. Yazar kendisi de kitabında ünlü isimlerin cümlelerinden alıntı yapmış. Onlardan hoşuma gidenleri yazdım ama yazarın da beğendiğim çok cümlesi oldu.

Kitaptaki Nietzsche karakteri çok iyiydi. Kendini Niçe sanıyordu ve sadece onun cümleleriyle konuşuyordu. Bu karakteri kitapta daha çok okumak isterdim.

Kimsesiz, yetimhanede büyüyen kıza “Yazık” isminin verilmesine güldüm. Eski Türk filmlerinde kimsesiz kızlara “Çilem, Kader” gibi isimler verilirdi ya. Onlar geldi aklıma. Keşke bu klişeye girmeseymiş yazar.

Kitapta gerçekçi gelmeyen, kafanıza yatmayan çok yer var ama sonu tamamen ütopik olmuş. Masal gibi mutlu son yazmak için yazar çok zorlamış. Hiç inandırıcı değildi, gerçek dünyayla uyuşmuyordu.

Kitap aynı çizgide ilerlemiyor. Bazen okurken çok keyif aldım, bazen sıkıldım. Bazen kitabı sevdiğimi düşündüm, bazen beğenmediğimi. İnişli çıkışlı bir okuma oldu.

Kitabın baskı kalitesi iyiydi. Yazım yanlışı yok denecek kadar azdı. Büyük yayınevlerinin bazılarında bu kadar kaliteli ve temiz basılmış kitapları görmüyoruz bazen. Bu nedenle Az Yayınları’nı tebrik ediyorum.

Sonuç olarak Şizofren benim için ortalamanın biraz üstünde bir kitaptı. Yazar bana umut verdi. İlerleyen zamanlarda çok daha iyisini yazabileceğini düşünüyorum. Potansiyeli var, sadece ustalaşması lazım.

Siz Şizofren’i okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Emre Timur’un başka bir kitabını okudunuz mu? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. İnsan dirilere başkaldırır, ölülerin peşinden gider.

2. Cleopatra, Marcus Antonius’a sorar:

-Anthony, ne oldu sana?

-Bana senden başka ne olabilir ki?

3. “Hepimiz deli doğarız. Kimimiz deli kalırız.” Samuel Beckett

4. “İnsan en çok severken insandır.” Dostoyevski

5. Bizleri delirten, çıldırtan şeyler başımıza gelenlerin kendisi mi yoksa onlara verdiğimiz anlamlar mı? Ah bilebilsem…

6. Dünyada insan sayısı kadar dünya var. Kimse, kimseyle aynı dünyada yaşamıyor.

7. “Cehennem acı çektiğimiz yer değil, acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir.” Demiş Dostoyevski

8. “Haklı olma ihtiyacı sıradan insanlara özgüdür.” Camus

9. “Yağmur komünisttir.” Der Che. “Çünkü herkese eşit yağar. Rüzgâr ise kapitalisttir, zayıf olanı yıkar.”

10. Düşünecek malzeme bulamayanlar susmaktan sıkılır.

11. Özlemenin en acı şekli, özlediğini söyleyemiyor olmaktır.

12. Bağırsağa hiç duygusal beyin dendiğini duydunuz mu? Vücuttaki seratoninin %95’ini ince bağırsaklar üretir. Beyin dediğiniz organ bir buçuk kilodur ama bağırsaklar 300 m2’ yüzey alanına sahip. Yani siz probiyotik, GDO’suz, katkısız ve doğal beslendiniz mi zaten vücut mutluluk hormanları üretiyor. Sen alıyorsun antibiyotiği, yararlı bakterilerin de ölüyor. Sonra mutsuzluk basınca da antidepresana yöneliyorsun.

13. “Bazen gezegenimiz evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum.” Goethe

14. Belirli bir dozdan sonra yalnızlık da öldürücü çünkü insan kendisine tahammül edebilecek şekilde yaratılmış değil.

15. Birtakım kötüler, henüz kötülük yapacak zemin bulamadıkları için iyi sanılırlar.

16. Sıradan olmanın verdiği basitlik duygusunun zevki, ilginç olmanın ağırlığında yoktur. Olabildiğine basit, olabildiğine sıradan olmaya çalışmak öyle sıra dışı ki bu ihtiras dünyasında. Bu denli sıra dışılara kolay rastlanmıyor.

17. Bir baba evladına önce ölümü ve susmayı öğretmeli. O nasılsa yaşamayı ve konuşmayı öğrenir.

18. Evlatlarımıza kavgasızlığı değil, doğru sebepler için kavga etmeyi öğretmeliyiz. Çocuklara yalnızca mutluluğu, ümidi ve başarıyı öğretmeyin. Hayatın çoğunu kaplayan şey çirkinlik ve acıdır. Kontrollü dozajlarda almış olduğu hayal kırıklığı ona kırılmayacak bir hayat verir.

19. “İnsanoğlu hayatta o kadar acı çeker ki canlılar arasında yalnız o gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.” Nietzsche

20. “Duyguların aşırı güçlü oluşunu delilik zannediyorsunuz.” Allan Poe

21. “İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksik hayattır.” Paulo Coelho

22. “İnsanları neden öldürüyorsunuz? Biraz bekleyin, zaten ölecekler.” Konfüçyüs

23. Dürüst insanlar, yalancıların mutluluk masallarıyla mutsuz olmaya mahkûmdur.

24. “Dans ederken görülenler deli sanıldı, müziği duyamayanlar tarafında.” Nietzsche

25. “İnsan sadece düşmanlarını sevmekle kalmamalı, dostlarından nefret edebilmeyi de öğrenmeli.” Nietzsche

26. “Evlilikleri mutsuz kılan sevginin eksikliği değil, arkadaşlığın eksikliğidir.” Nietzsche

27. “Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin, üç parmağının seni gösterdiğini unutma.”  Nietzsche

28. “Yaşadığımız zorluklardan utanç duymamalıyız ama eğer bu zorlukları işleyip bunlardan güzel bir şey ortaya çıkaramadıysak belki o zaman utanabiliriz.” Nietzsche

29. “Ceza insanı eğitmez. Sadece evcilleştirir.” Nietzsche

11 yorum:

  1. Şimdilik takip ettiğim ve blogumda yer verdiğim harika bir kitap blogu. Ben de blog açacaktım ama zannımca israf olurmuş. Bu kadar güzel ve kısa yazmak bizde ne gezer? Biz böyle yazılmışları okusak yeter. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1 Bibliyofili,
      güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Siz de blog açabilirsiniz. Kitap yorumu okumayı benim gibi seven çok fazla insan var.

      Sil
  2. İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksik hayattır.
    Ne güzel söz ya arada delilik yapmaktan korkmamalıyız bence de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevkoz,
      değil mi? Sürekli akıllı olmak hayatı sıkıcı kılar. Arada delirmek lazım :-)

      Sil
  3. “Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin, üç parmağının seni gösterdiğini unutma.” Nietzsche
    Çok güzel bir cümle. Çok çok güzel anlatmışsın kitabı, yine de tereddüt ettim okuyup okumamak arasında:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitapkesfi,
      mutlaka oku diyemem ama denk gelirsen bir şans verebilirsin.

      Sil
  4. ben severek okumuştum. evet sonu ütopik olabilir ama benim hoşuma gitti umut vaat ediyor. sağlık hizmetlerinde özellikle ruh sağlığı bozulmuş hastalara olan yaklaşımın eski zamanlarda ne kadar korkunç olduğunu anlatmış ve sonrasında da nasıl düzelebileceğini. insanları ilaçlarla değil de terapi uygulayarak iyi yaşam şartları sağlayarak ve hatta ibni sinanın önerisiyle müzikle tedavi etmek çok daha faydalı. insanız ve ruh sağlığımızı korumak için iyi bir sosyal hayatta yaşamamız, etkileşimde olmamız şart. ilaçlar buna sadece yardımcı olabilir bence psikoloji değişik bir alan. tabi ben kitabı en çok sağlık yönünden ilgilenerek okumuştum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı Diyarlar,
      yazdıklarına katılıyorum. Ruh sağlığı alanında daha almamız gereken çok yol var. O hastaları düşündükçe çok üzülüyorum. Umarım herkes hak ettiği tedaviyi alabilir.

      Sil
  5. Baya bir alıntı yapmıssın abla maşallah :) Kitabı ilk kz duydum ama okuyup okumamak arasında kaldım. Sanki çok da beğenmemişsin gibime geldi nedense

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cahil Okur,
      evet, çok beğenmedim ama çok kötü de değildi. Günümüz yazarlarından çok daha kötü kitaplar okudum. mutlaka oku diyemem ama denk gelirsen bir şans verebilirsin.

      Sil
  6. İlkay,
    benim de kitabın en sevdiğim yanı o oldu.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)