16 Kasım 2022 Çarşamba

Ağustos Ayında Okuduklarım (2022)

Herkese merhaba. Başlıkta "Ağustosta Okuduklarım" diyor ama tam olarak doğru değil çünkü benim okuma tempom çok değişken. Bir ay sadece iki kitap okurken diğer ay ondan fazla kitap okuyabiliyorum. Böyle olunca okuduklarımı aylık olarak yazmak çok orantısız olacaktı. Bir ayın yazısı çok kısa diğer ayın yazısı çok uzun olacaktı. Ben de yazının uzunluğunu eşitlemek için birikmiş kitap yorumlarımdan yazabildiğim kadarını yazmaya karar verdim. 

Cüneyt Arkın-Benim Kahramanım Türk Halkıdır

Cüneyt Arkın, Benim Kahramanım Türk Halkıdır, Kırmızı Kedi Yayınları, 151 Sayfa, 4. Basım, 2022.

Cüneyt Arkın-Benim Kahramanım Türk Halkıdır

“Eskişehir’de yedek subay olarak askerliğini yaparken Şafak Bekçileri (1963) filminde Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Onun önerisiyle oyunculuğa başladı. 1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları (ünlü oyuncunun ilk filmiymiş) filminin finalindeki kavga sahnesi, kariyerinde kırılma noktası oldu. Yine Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine ağırlık verdi. 300’den fazla filmde oynadı, 50’ye yakın film yönetti.”

Bu kitaptan Cüneyt Arkın vefat ettikten sonra haberim oldu. Kendisi çok sevdiğim bir isim. Anı, biyografi, otobiyografi türlerini okumayı her zaman çok sevmişimdir. Bu nedenle kitabı hemen alıp okumak istedim.

Öncelikle kitabın kapağı çok güzel. Cüneyt Arkın malumunuz çok yakışıklı bir adamdı. Onun en formda olduğu zamanlardan bir görseli kapak yapmaları hoşuma gitti.

Ünlü ismin film de yönettiğini bilmiyordum, bu kitapta öğrendim.

Kemal Sunal’la bu kadar yakın arkadaş olduklarını da bilmiyordum. Hemen ikisinin beraber rol aldığı bir film var mı diye baktım ama yokmuş.

Cüneyt Arkın 28 Haziran’da vefat etmiş. Bendeki kitap temmuz ayında basılmış. Önsöze hemen oyuncunun vefatını eklemişler. Kitabın böyle hızlı bir şekilde güncellenmesi hoşuma gitti.

Kitaptaki fotoğraflar keşke kuşe kâğıda basılı olsaydı. Tabii o zaman kitabın fiyatı da iki katına çıkardı ama kitabı arşivlerinde tutmak isteyen insanlar için daha iyi olurdu.

Vatandaş Rıza, Cüneyt Arkın’ın en sevdiği filmiymiş. İnternette bulabilirsem mutlaka izleyeceğim.

Kitabı ünlü oyuncunun kendisinin yazdığını düşünüyorum. Birçok ünlü kitap yazacağı zaman “Hayalet yazar” denilen kişilerden yardım alır. Ünlü kişi hayatını, anılarını, anlatmak istediklerini o kişiye anlatır, ismi ve kim olduğu bilinmeyen kişi kitabı yazar ama kitap ünlünün adıyla basılır. Bu kitapta bence böyle olmamış. Sayfalarda o samimiyeti ve acemiliği hissediyorsunuz. Cüneyt Arkın kitabı kendisi yazmış bence. Keşke profesyonel birinden yardım alsaydı. Bütün hayatını, anılarını kalın bir kitapta ya da cilt cilt kitaplarda okumayı çok isterdim.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Ölümden dönmek insanda çok büyük değişikliklere yol açıyor. İnsanlara, olaylara, yaşananlara daha büyük bir hoşgörü ve anlayışla bakıyorsun. Her şeyi affediyorsun.

2. –Filmleriniz arasında en özel olanı hangisi ve neden?

-Her filmime çocuğum gibi bakarım.

Ancak karım ve büyük oğlum Murat’ın rol aldığı Vatandaş Rıza filminin yeri ayrıdır.

Film, haksızlığa uğrayan bir vatandaşın hak arayışını ve tüm zorluklara rağmen sonunda başarmasını anlatır. Bugün bile özeldir.

3. Gençler çok okumalı ve tabiatı tanımalılar. Bunlar ömür boyu yararlanacakları birikimi sağlayacaktır.

Carlos Maria Dominguez-Kâğıt Ev

Carlos Maria Dominguez-Kâğıt Ev

Bu kitabı okumayan son blogger benim sanırım. Neyse ki sonunda okudum.

Ben bu kitabı hep deneme diye düşünüyordum. Kitapları çok seven birinin, kitaplar hakkındaki fikirlerini okuyacağımı sanmıştım ama kitap kurgu çıktı.

Ben kendime kitapları çok seviyorum derdim ama bu kitapta anlatılan insanlar ayrı bir boyutta. Hayatta her şeyin fazlası zarar demişler ya kitap sevgisinin fazlası da zarar. Bu seviyede olmadığım için mutluyum. Yine de keyifle okudum kitabı ve hoşuma giden birkaç tane çok güzel alıntı buldum. Kitap sevenler okusun bence. Kendinizden mutlaka bir şeyler bulursunuz.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Çoğunlukla bir kitaptan kurtulmak, ona sahip olmaktan daha zordur.

2. Üstlerinde gün, ay, yıl yazan sayısız kitap gördüm ben; gizli bir takvimi oluşturur her biri. Başkaları ise ödünç vermeden önce adlarını yazarlar ilk sayfaya, teslim edecekleri kişiyi defterlerine kaydedip bir de tarih atarlar yanına. Tıpkı kütüphanedekiler gibi damgalı kitapları gördüm, yahut içlerine sahiplerinin kartları yerleştirilmiş olanlar. Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz.

3. Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum. İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.

4. Okumaya ayıracak kısıtlı zamanıma hayıflanıyorum ama kitap okumak için bütün bir günü, isterse gecesi olan bir adam düşünün. Ve istediği kitabı satın alabilecek paraya sahip bir adam. Sınırı yoktur. Arzusunun insafına kalmıştır. Peki, arzunun en çok neye ihtiyacı vardır? Sınırının belirlenmesine.

5. Bir akşam bana kavgalı yazarları aynı rafa koymamaya karar verdiğini açıkladı.

6. Elektriğin icadından önce yazılan eserleri mum ışığında okumanın esprisini yapardık.

7. Bir vazo, bir kahve makinesi yahut bir televizyon bir kitaptan çok daha önce eskir yahut kırılır, bozulur. Bir kitap, sahibi onu parçalamak, sayfalarını yırtmak, ateşe atmak istemediği sürece işlevini yitirmez.

Yasemin Sakallıoğlu-Dış Güzellik Yasaklansın, Ruh Güzelliğine Geçelim

Carlos Maria Dominguez, Kağıt Ev, Jaguar Yayınları, Çevirmen: Seda Ersavcı, Resimleyen: Peter Sis, 89 Sayfa, 17. Baskı, 2022.

Yasemin Sakallıoğlu-Dış Güzellik Yasaklansın, Ruh Güzelliğine Geçelim

Bu kitabı sevgili Handan’da gördüm. Yasemin Sakallıoğlu’nun kitap çıkardığından haberim yoktu. Merak ettim ve aldığım gibi okudum.

Ben de Handan gibi kitabın komik kısa yazılardan oluşacağını düşünüyordum ama roman çıktı. Daha doğrusu uzun hikâye. Kurgu beklemediğim için şaşırdım. Yazarın üslubundan anlaşılıyor ki benim düşündüğüm gibi bir kitabı çok güzel yazarmış. Belki ilerleyen zamanlarda yazar, kim bilir.

Yine kitabın sonundaki şaşırtmacayı da beklemediğim için bana güzel sürpriz oldu. ilk kitap için ben başarılı buldum.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bu dünyada ne kadar güçlü bir kadın olursanız olun kimse kaynanasından güçlü değildir.

2. Ben bugüne kadar başkasının kötülüğünü isteyen birinin başına iyi bir şey geldiğini görmedim.

3. Onca hayal kırıklığımın arasında maşallah bir tek iştahıma bir şey olmuyor. Ne zaman böyle mutsuz hissetsem canım muzlu pasta çekiyor. Oldum olası üzüntüden iştahı kesilip zayıflayanlara özenmişimdir.

Ferit Edgü-Avara Kasnak

Ferit Edgü, Avara Kasnak, Sel Yayıncılık, 64 Sayfa, 2. Baskı, 2015.

Ferit Edgü-Avara Kasnak

Kitabın alt başlığı “Başıboş&Olumsuz Metinler”. Kitabın 2.bölümünde bütün metin olumsuz cümlelerle yazılmış. O kısmı okumak ilginç ve keyifliydi ama ilk bölümü sevmedim maalesef.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Ne sus ne otur. Kendine bir hayat kur. Tüm yapman gereken bu. Kendine bir hayat kur.

2. Soru: Kaç tür yolculuk vardır?

Yanıt: Kaç yolcu varsa o kadar.

3. Zaman verecek kararı. Er-geç (Genellikle geç)

4. Yaşam boyunca, doğduğu kentin dışına çıkmamış babam, ölüm döşeğinde kulağıma şöyle fısıldamıştı: “Biliyor musun, canım uzun bir yolculuğa çıkmak istiyor.”

5. Ormanda dolaşmayı sevmezdi babam

Dağların doruklarında yüreği sıkışıyordu

Düzlükte, mayasılı depreşiyordu

Deniz kıyısında astımı tutuyordu

Bir gün çölde, dudakları susuzluktan çatlamış,

“Tanrım kurtar beni!” diye inlemiş.

Çöl ıssız, sıcak, sessizmiş.

Kendi sesine benzer bir ses duyar gibi olmuş.

“Sen de beni.”

“Gerçekten duydun mu bu sesi?” diye sordum.

Hayır, dedi. Dürüst olmak gerekirse duyduğumu söyleyemem.

Ama duymadığımı da söyleyemem.

Belki şunu söylemek daha doğru olur.

Ne o beni duydu ne ben onu.

Ferit Edgü-Korkuyorum

Ferit Edgü, Korkuyorum, Alfa Yayınları, 47 Sayfa, 1. Basım, 2019.

Ferit Edgü-Korkuyorum

Kitap 47 sayfa. Bilgi veren ilk sayfaları çık. Yazar, yazdıklarının aynısını bir de İngilizce yazmış, oraları da çık. Kitap toplam 20 sayfadan oluşuyor ve yeni basımı internette 20-30 lira arasında bir fiyata satılıyor. Peki, kitap ne anlatıyor derseniz size bir sayfasını çekip atıyorum. Devamının nasıl geldiğini tahmin edebilirsiniz.

Ferit Edgü-Korkuyorum
Bir yazar bunu kitap olarak basmamalı, bir yayınevi bunu kitap olarak çıkarmamalı bence. Birçok genç yazar, çok iyi olan kitaplarını bile yayımlatmakta zorlanıyor. Bu kitabı Ferit Edgü gibi önemli bir yazar değil de tanınmamış biri yazsaydı gene de basarlar mıydı acaba?

Bu arada kitabın türü “Füg” diye geçiyor. Aklımda olsun, bir daha bu kelimeyi duyduğum anda uzak durayım 😄

Bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Okumak istedikleriniz? Merak ettikleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

25 yorum:

  1. Kağıt Ev'i okumayan son blogger sen değilsin Şulecim ben okumadığım sürece son kale yıkılmaz. :D Şaka bir yana listemdeydi ama daha almadım.
    Ferit Edgü'nün Hakkari'de Bir Mevsim'i almıştım, kar yağsın diye bekliyorum okumak için, allahtan füg falan bişiler almamışım veeee füg ne ya kim uydurdu bunu? :D
    Cüneyt Arkın'ın kitabını merak ettim. Ben Tarık Akan'ın Anne Kafamda Bit Var'ı okumuştum ve sevmiştim. Belki bunu da alırım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dövüşürken hanımefendi değilim,
      Anne Kafamda Bit Var'ı ben de okuyup sevmiştim.

      Hakkari'de Bir Mevsim etkileyici bir kitap ve dediğin gibi kar yağarken okuması daha keyifli olacaktır.

      Sil
  2. İçlerinden sadece kağıt evi okudum, onu da pek sevdim diyemem, bana çok sade geldi. :)
    Sonda dediklerine katılıyorum. Artık az para vermiyoruz kitaplara. Çok iyi yazan gençlere fırsat verilmiyor nasılsa satılmaz diye ama ünlülerden böyle kitaplar görünce de insan kötü hissedebiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,
      Kağıt Ev'i herkes okuyunca benim de beklentim yükselmişti. Beklediğim kadar iyi bulamadım ama kötü de değildi.

      Artık kitap alırken bir değil beş kere düşünüyorum. Kitaplar çok pahalı, bir de hiç beğenmediğin bir kitap almışsan insan daha çok üzülüyor.

      Sil
  3. Kağıt evi okumayanlar arasında bende varım :)))

    YanıtlaSil
  4. Cüneyt Arkının kitabını ben de okumak istiyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dlkgzr,
      bir neslin en güzel anılarında yer aldı Cüneyt Arkın. Onunla ilgili kitap okumak çok keyifliydi.

      Sil
  5. Kağıt evi ben de okumadım ya:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Cumhuriyetim ,
      birkaç sene önce o kadar çok blog yorumunu yazdı ki ben herkes okudu sanıyordum :-)

      Sil
  6. Ne güzel kitaplar okumuşsun yine Şule'cim:)

    YanıtlaSil
  7. Kağıt Ev 2 senedir alınacaklar listemde, çoğu kitabı aldım, onu hala alıp okumadım:) Yanlış hatırlamıyorsam Cahil Okur'un yazılarında görmüştüm kitabı:) Yasemin Sakallıoğlu'nun kitap çıkardığından benim de haberim yoktu, yazın sayesinde öğrendim okuyunca:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitapkesfi,
      Kağıt Ev'in birkaç sene önce o kadar çok blog yorumunu yazdı ki ben herkes okudu sanıyordum. Okumayan da çokmuş :-)

      Sil
  8. cüneyt arkın abimiz tamam okurum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      kendisini sevmeyen yoktur sanırım :-)

      Sil
  9. kağıt evi çok mu çok merak ettim. tam seveceğim tarzda bir kitap

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyma Nil,
      beklentini çok yüksek tutmadan okursan keyifli bir okuma olabilir :-)

      Sil
  10. Hepsini sıraya aldım, anlatım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mavinindenizi,
      güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim :-)

      Sil
  11. İlkay ,
    tabii başka bir isim seçilebilirmiş. Çok uzun ve insanda okuma isteği uyandırmayan bir isim seçmişler.

    YanıtlaSil
  12. Cüney Arkın'la Silivri günlerimizden tanışırım. Oğlu ile Bilgi Üniversitesinde selam sabahımız vardı. Bir şımarıklığını çıkıntılığını vs göremediğimiz için, kibar çocuk "aile işte nasıl yetiştiriyorsa" filan derdik..

    90'ların başında ortasında Silivri'de özellikle hafta sonları akşam maçları yapar, defansa da Cüneyt abiyi koyardık. Yüzme ise açık ara en çok sevdiği hobisiydi.

    Bilenler bilir İstanbul'da meşhur Dedeman Oteli vardır. Gayrettepe'de. Yine bir vakitler şakada şukada yüzerken ve havuzda tek başımayken Cüneyt Arkın geldi. Sanki sözleşmişiz gibi. Hemen selam verip kendimi tanıttım. Dedim işte böyle böyle top oynardık oğlunuz da Bilgi'deydi filan. Hiç geçiştirmedi sohbeti..

    Aa dedi şaşırdı şimdi ne iş yapıyorsunuz filan dedi. Sporunu engellemeden ve kestirip attığım izlenimi de vermeyeceğim uzunlukta bir cevapla karşılık verdim. Ne kibar insan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görkem CAN,
      ne güzel anılar. Cüneyt Arkın her zaman saygısını koruyan, kıymetli bir insandı. En azından ölmeden önce halkın onu ne kadar sevdiğini biliyordu diye seviniyorum.

      Sil
  13. Cüneyt Arkın'ı herkesin güzel anması hem o hem de yakınları için ne güzel bir şey. 2. alıntıda bahsi geçen oğlu Murat Arkın da kendisine inanılmaz benzer, hık demiş burnundan düşmüş gibi tam. Kitabın kapağındaki pozu verse, biraz da eskitilmiş havası katılsa aynısı olur :)

    Kağıt Ev'i okumayan tek blogger olarak beni bırakmışsın :) "İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla." çok hoşuma gitti bu söz.

    Ferit Edgü'nün kitabından bahsettiğin kısımda o kadar güldüm ki :D Gerçekten çok haklısın. Biliyorsun o kitap benim de çekiliş için seçeneklerim arasındaydı, hatta onu da düşünmüştüm de sonra ilgimi daha çok çeken başka bir kitabı görünce vazgeçmiştim. İyi ki vazgeçmişim, içeriğini hiç bilmiyordum çünkü :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. vulnicure,
      Ferit Edgü'yü severim ama o kitabı tam olarak fiyasko. İyi ki seçmemişsin.

      Murat Arkın babasına çok benziyor. Oyunculuğu da kötü değil. Keşke film ve dizilerine devam etse. Ben onu izlemeyi seviyorum.

      Sil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)