Neler Okudum Neler #1

Hep söylerim, çok kitap okumanın kötü bir tarafı varsa o da bloğuna yazacağın kitap yorumlarının çoğalmasıdır. Tabii gönül ister ki okuduğumuz her kitabı bloğumuzda uzun uzun anlatalım ama bunun için zaman ve enerji bulamıyoruz çoğunlukla. Bazen de kitap hakkında söyleyecek fazla bir şeyimiz olmuyor ama yine de okuduğum kitapları, üstünden çok zaman geçse de, bloğumda yorumlamak istiyorum. Elimde yorumu girilmesi gereken çok kitap olunca hepsinden kısa kısa bahsedip bu yığını bitireyim dedim. Ondan sonra kitapları tek tek yorumlamaya dönerim.

Son bir senede okuduğum kitaplardan bazıları, yorumlarım ve altını çizdiğim cümleler şunlar:

Anthony Burges - Otomatik Portakal

Bu kitabı okumayı erteliyordum çünkü içindeki şiddetin beni rahatsız edeceğini düşünüyordum. Tahmin ettiğim kadar sert bir kitap değildi. Şiddet açısından değildi ama içerdiği düşünceler insanı çarpan bir kitaptı. Ayrıca kitabın başında nefret ettiğiniz çok kötü bir karaktere, kitabın sonunda acımanızı sağlayacak kadar da başarılıydı.

Kitapta karakterlerin kendi dillerini oluşturmalarını da sevdim. Mesela sigaraya kanser, kadına piliç, bakmak yerine dikizlemek demeleri gibi.

Kitabın Stanley Kubrick tarafından çekilmiş çok meşhur bir uyarlaması var. Onu da izlemek istiyorum.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. İyilik seçilen bir şeydir. İnsan seçemediğinde insanlıktan çıkar.

2. Bir rüya ya da kabus aslında kafanızın içindeki bir film gibidir o kadar. Tek farkı siz de içinde yer alabilirsiniz.

3. Bir akıl çağının kâfirliği. Doğruyu görür ve onaylar ama yanlışı yaparım.

4. Mükemmel sevgi korkuyu kovar.

5. Ben herkesin arkadaşıyım. Düşmanlarım hariç.

Reşat Nuri Güntekin – Leyla ile Mecnun (#kom2018)

Reşat Nuri benim en sevdiğim yazarlardan biridir. Yazarın romanlarında ne kadar başarılı olduğunu biliyordum ama gördüm ki öykü türünde de aynı oranda başarılı ki bunu öykü okumayı eskiden hiç sevmeyen son bir iki senedir türle barışan biri olarak söylüyorum. Kitaptaki öykülerin her biri birbirinden güzeldi. Bazılarını yıllarca unutamayacağımı biliyorum. Yazarın kimi öykülerindeki güldürü unsurları ayrıca hoşuma gitti. Durum komedisi tarzında, muzip ögeler vardı. Bunun yanında yazarın imzası sayılabilecek insanın içini acıtan aşk öyküleri de vardı tabii. Türü ve yazarı sevenlere şiddetle öneririm.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Sevgimi, sevdiklerimi, gençliğimi, güzelliğimi derece derece kaybetmek fikri beni çıldırttı. Niçin en çok mesut olduğum bu dakikada kendi ihtiyarımla ölüp gitmeli? Niçin ölüp gitmek için ihtiyarlığı, hastalığı; sevdiklerimizden bazılarının ölümünü, bazılarının ihmalini beklemeli?

Hâsılı, birçok kimseler felaket ve ıstıraplarına tahammül edemeyerek kedilerini öldürüyorlar, beni saadetin ifratı öldürdü.

Alper Canıgüz - Oğullar ve Rencide Ruhlar

“Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.”

En meşhur ilk cümlelerden biriyle başlıyor roman. Alper Canıgüz’ü okumayı seviyorum. Yazarın en meşhur ve en çok okunan romanında beş yaşındaki dedektifimizin bir cinayeti aydınlatmaya çalışmasını okuyoruz. Eğlenceli bir kitaptı ama yetişkin rolü verilen beş yaşındaki çocuğu okumak yer yer beni rahatsız etti. Çok bilmiş çocukları pek sevmem de 😉

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Rahat bıraksanıza lan adamı.” diye bağırdım. Kansız Celal bana şöyle bir bakıp “Sana ne lan. Avukatı mısın?” diye cırladı. “Doğru bildiğim şeyi söylemek için kimseden para almam gerekmez.” gibisinden bir karşılık verdim. Yeri geldiğinde pek polemikçiyimdir canım.

2. Gerçi ben kendimi her zaman suçlu hissederim. Doğuştan gelen bir şey bu.

3. Üzüntü olmadan yaşayamaz annem. Felaketler onun yaşam kaynağıdır.

4. Okulda insanın asıl öğrenmesi istenen, anlatılan dersler değil ders anlatılırken susması gerektiğidir.

5. Gerçek acı sessizdir.

Pegasus Yayınları,459 Sayfa, Çevirmen: Özgü Çelik, 1.Baskı, 2011. 

Brenda Joyce-Maskeli Balo

The DeWarenne Dynasty serisinin okunma sırası:

1. Gönülçelen

2. Gülün Sözü

3. Oyun

4. Bir Avuç Aşk

5. Maskeli Balo

6. Kaçak Gelin

7. Aşka Yelken Açanlar

8. Kusursuz Gelin

9. Tehlikeli Aşk

10. İmkansız Aşk

11. Yemin

Bu seriye başlama sebebim bu kitaptı. Onu okuyabilmek için başlangıçtan itibaren bütün kitapları okudum. İyi ki okudum diyorum çünkü historical seven biri olarak Brenda Joyce gibi müthiş bir yazarı keşfettim ama bu kitap diğerlerinden bir tık öne çıktı. Sadece seride değil, türde en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Kitaptaki iki başrolü de çok sevdim ki bu genellikle pek olmaz 😊 Yaşadıkları aşk beni çok etkiledi. Yaşadıkları sorunlar da gerçekçiydi. Romantik kitaplarda kahramanların illaki kitabın ortaların ayrılmaları, birbirlerini yanlış anlamaları ve ayrılmaları gerekiyor biliyorsunuz. Tabii sonunda da kavuşuyorlar. En azından bu kitaptaki ayrılığı okurken klişe yerine gelsin diye değil de öyle olması gerektiği için ayrıldıklarını düşündüm. Kısaca çok sahici bir aşk öyküsü okudum ben. Benden historical önerisi isteyen olursa önce bu kitabı tavsiye edeceğim.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bir erkeğin moralini ancak bir kadın bu kadar bozabilir.

Siz bunlardan hangilerini okudunuz? Okumak istersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.