Şubat Ayında Okuduklarım (2022)

Herkese merhaba. Şubat ayı okuma açısından ocaktan daha iyi geçti. Toplam yedi kitap okudum. Bazılarını daha önce ayrı bir yazıda anlatmıştım zaten, yazmadıklarımı da bu yazıda yazmış oldum.

Mahir Ünsal Eriş, Öbürküler, Karakarga Yayınları, İllüstrasyonlar: M. K. Perker, 139 Sayfa, 1. Baskı, 2017.

Mahir Ünsal Eriş-Öbürküler

Ben bu kitaba tek kelimeyle bayıldım.

Yazarın “Olduğu Kadar Güzeldik” kitabını birkaç yıl önce okumuş ve burada yazmıştım. O zamanlar öykü sevmiyorum diyordum ama yazar beni türe ısındıran birkaç isimden biri olmuştu. Özellikle kitaptaki Benim Adım Feridun öyküsünü çok sevmiştim. Benim gibi başkaları da sevdi, bu nedenle öykü tek başına kitap olarak basıldı ve filmi bile çekildi.

Bu kitabı arkadaşım Sebra önerdi. Bir akşam vakti okumaya başladım ama ilk bölüm beni korkutmaya başlayınca sabaha bıraktım. Benim gibi tırsaklar için gece okunacak bir kitap değil. Daha sonra ikinci bölümde her şeyin nedeni açıklanırken bir aydınlanma yaşadım. Bu tarz aslında hiçbir şey düşündüğünüz gibi değil, kitaplarını seviyorum. Kitapların sürpriz sonları olur, bu kitabın ikinci yarısı komple sürpriz. Aynı zamanda yer yer çok güldürüyor. Şiddetle tavsiye ederim. Yıl sonunda en iyiler listesine girmeye aday bu kitabı mutlaka okumalısınız.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bizim millet unutmaya meraklıdır. Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz.

Stefan Zweig, Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma, Türkiye İş Bankası Yayınları, Çevirmen: Gülperi Sert, 59 Sayfa, 3. Baskı, 2021.

Stefan Zweig- Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma

Uzun zamandır Zweig okumuyordum, özlemişim. Kitapta iki öykü var. İlk öykü, kitaba ismini veren öykü. İkinci öyküde ise daha romantik bir öykü anlatılıyor. Ben ikisini de çok severek okudum. Tavsiye ederim.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Şimdiye kadar çok az araştırılmış ve benim de pek bilgi sahibi olmadığım yankesicilik sanatı hakkında yine de şunları biliyordum: Ringa balığı yumurtlamak için nasıl kalabalığa ihtiyaç duyuyorsa yankesicilerin de iyi bir vurgun için kalabalığa ihtiyaçları vardır çünkü ancak kalabalıktaki itiş kakış ve sürüklenme, sırasında kurban cüzdanına ya da saatine uzanan o tehlikeli eli fark etmez.

2. İnsanın ruhunun derinliklerini yanan bir kibritin alevi gibi bir anda aydınlatan da küçük ayrıntılar değil midir zaten?

3. Herkes bilir ki yardım çağrısında bulunmayan bir insana yardım etmekten daha zor bir şey yoktur çünkü yardım dilenmiyorsa mutlaka son bir şey daha vardır: Israr edip incitmememiz gereken gururdur bu.

4. Hiçbir sanat gerçeğin kendisiyle yarışamaz.

İpek Ongun, Yeni Bir Aşk, Artemis Yayınları, 353 Sayfa, 1. Basım, 2022.

İpek Ongun-Yeni Bir Aşk

İpek Ongun lise günlerimin en popüler yazarı. Yazardan ilk olarak Kendi Ayakları Üstünde kitabını okumuştum. Kitabı bitirmeden elimden bırakmamıştım. Köye gezmeye gittiğimizde bile kitabımı yanımda götürmüş okumuştum ve bir yerden sonra ninem bana kızmıştı. Kendi Ayakları Üstünde, Bir Genç Kızın Gizli Defteri serisinin üçüncü kitabıymış. Sonradan ilk kitaptan başlayarak seriyi okudum. Ben 35 yaşına geldim, serinin 13.kitabı çıktı. Yazar her kitaptan sonra artık son dese de biraz okuyucu baskısı biraz da bildiği yollardan gitmenin rahatlığı olsa gerek hâlâ seriye devam ediyor.

Artık günlüğü Serra ve kızı eş zamanlı olarak yazıyorlar ama daha çok Selin’in hayatı anlatılıyor.

“Kızlar, annelerinin kaderini yaşarmış.” diye bir laf var. Kitap bunu haklı çıkarırcasına Selin’in başından geçen olaylar, yaşadıkları hatta arkadaşlık ve aşk hayatı neredeyse Serra’nın yaşadıklarıyla aynı. Sadece ufak farklılıklar var.

Olaylar, gençler, diyaloglar yer yer gerçeklikten uzaklaşıyor. Bunu her gün gençlerle bir arada olan biri olarak söyleyebilirim. Kitap çok ders verici, didaktik. Bizim kuşak hiç olmazsa alışkanlıktan okur ama Z kuşağının pek okuyacağını, okusa bile seveceğini sanmıyorum.

Kitapta Emre Kongar’a da bir saygı duruşu var.

Selin’in yazdığı bölümlerde kullanılan dondurma dolu cup görselinin Madam Coco’nun cup fotoğrafıyla aynı olması gözümden kaçmadı. Bunun için bir telif ödemişler midir acaba?

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bir telefon deyip geçmemeli.

Bir telefon o kişiyi düşündünüz demektir.

Yani, sevginin ifadesidir.

Bir telefon o kişiye zaman ayırdınız demektir.

Yani, o kişiye duyduğunuz saygının belirtilmesidir.

2. Toplumumuzun sorunu sadece olumsuz kişilerden kaynaklanmıyor. Toplumumuzun sorunu, iyi insanlarımızın olumsuz davranışlara karşı çıkmamasından kaynaklanıyor. Susmalarından kaynaklanıyor.

3. Eski zamanlarda erkekler birbirlerini saygıyla selamlamak için şapkalarını çıkarıp hafifçe eğilerek selam verirlermiş. Ondan esinlenerek “şapka çıkarmak” bir deyime dönüşmüş. Birisi saygıdeğer bir davranışta bulununca “İşte buna şapka çıkarılır.” denir.

Nevzat Tarhan, Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma, Timaş Yayınları, 184 Sayfa, 30. Baskı, 2019.

Nevzat Tarhan-Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma

Ara ara girdiğim bunalım dolu günlerde bu kitap ismiyle beni kendine çekti. Başlık tam olarak ihtiyacım olan şeyleri vaat ediyor ama içeriği maalesef beklediğim kadar etkilemedi beni. Bazı yerlerini atlayarak okudum. Akıcı ve etkileyici bir roman okusaydım can sıkıntıma daha iyi gelebilirdi. Zaten ilginç bir şekilde kişisel gelişim kitapları beni etkilemiyor ama okuduğum kurgusal öykülerde karakterlerin yaşadıklarından kendime ders çıkararak bir şeyleri değiştirme gücünü bulabiliyorum.

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Seviyeli, başarılı ve mutlu yaşamak öncelikle bizim vereceğimiz kararlara bağlı olduğuna göre dünyayı değiştirmek yerine kendimizi değiştirmeye öncelik vermeliyiz.

2. Modern hayat, yaşam standartlarını yükseltti; insanlar daha zengin, daha bilgili ama daha rahat değiller.

3. Mutlu ve başarılı olmanın ilk şartı kendini bilmektir diyebiliriz.

4. Hayvanlar koku temelinde daha başarılı, insanlar görmek temelinde daha başarılıdır.

5. Hastalığın iyileşmesinde hastalığa verilen duygusal ve zihinsel tepki, ilaçtan daha önemlidir.

6. Hans Selye: “Bugün yaygın hastalıkların çoğunun mikropların, virüslerin, zararlı maddelerin veya her türlü dış etkenin yarattığı aksaklıklardan çok strese uyum gösterme eksikliğinden kaynaklandığını görüyoruz.”

7. Depresyon bugün (2006 yılında), dünyada dördüncü sağlık sorunu ancak böyle giderse 2020 yılında ikinci sağlık sorunu olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

8. Okul başarısı için klasik zekâ yetebilir,  hayat başarısı için duygusal zekâ şarttır.

9. Gençler bilebilse, ihtiyarlar yapabilse (Atasözü)

10. “Yedi yaşına kadar olan çocuğunuzla oynayınız, 15 yaşına kadar arkadaşlık ediniz, 15 yaşından sonra istişare ediniz.” Hz. Ali

11. Yapılan araştırmalar sınav kaygısının, ameliyat öncesi kaygıdan daha yüksek olduğunu göstermektedir. Kız öğrencilerde, erkek öğrencilerden daha yüksek çıkmaktadır.

12. Sevgi bir ateştir. Sürekli yakılması ve beslenmesi gerekmektedir. İlgilenilmediğinde ateş nasıl sönerse sevgi ateşi de öyle söner gider.

13. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), depresyonu geleceğin en büyük sağlık sorunu olarak ilan etti. ABD’de iş gücü kaybına neden olan hastalıklar sıralamasında, kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı depresyon almaktadır.

14. Dünyada her gün 1000’den fazla kişi intihar ediyor. İngiltere’de intihar edenler, trafik kazalarından ölenlerden daha fazla.

15. “Gerizekâlılar suyun derinliğini iki ayağıyla ölçer." Afrika atasözü.

16. Her şey incelikten, insan kabalıktan kırılır.

17. “Domuzla güreşmeye kalkma, ikiniz de çamur içinde kalırsınız; bu da domuzun çok hoşuna gider.” Ailen Klein

18. Neyzen Tevfik, dar koridorda giderken bir kabadayı ile karşılaşıyor ve yol istiyor. Kabadayı “Ben ciğeri beş para etmez insanlara yol vermem.” diyor. Neyzen bakıyor, kenara çekiliyor ve “Ben veririm.” diyor.

Matt Haig-Gece Yarısı Kütüphanesi

Bu kitabın ayrıntılı yorumunu burada yazmıştım. Tıklayarak okuyabilirsiniz.

Stefan Zweig, Hayatın Mucizeleri, Türkiye İş Bankası Yayınları, Çevirmen: Gülperi Sert, 73 Sayfa, 3. Baskı, 2021. 

Stefan Zweig-Hayatın Mucizeleri

Zweig’i okumak her zaman çok keyifli. Özellikle kitaplarını bir süre okumayıp sonra okuduğunuzda kalemini ne kadar özlediğinizi fark ediyorsunuz. Onun anlatımı benim için bambaşka. Başka hiçbir yazara benzemeyen, çok keyif veren bir üslubu var. Bu yüzden her kitabını düşünmeden alıyorum ve okumaya çalışıyorum. Hayatın Mucizeleri bana göre yazarın en iyilerinden değil ama yine de iyi ki okumuşum diyorum.

Ayşe Kulin-Hazan

Bu kitabın ayrıntılı yorumunu burada yazmıştım. Tıklayarak okuyabilirsiniz.

Bu kitaplar arasında okuduklarınız var mı? Okumak istedikleriniz? Merak ettikleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.