45 yaşında, hayatından bezmiş sigortacı George,
İkinci Dünya Savaşı’nın adım adım yaklaşmakta olduğunu gördükçe çocukluğuna,
eski günlerine dair büyük bir özlem duyar. Yıllardır gitmediği köyüne yaptığı
ziyarette umduğunu bulabilecek mi kitabı okuyarak öğrenebilirsiniz.
George Orwell, okuduğum her kitabıyla en
sevdiğim yazarlar listesindeki yerini daha da sağlamlaştırıyor. Savaşın anlamsızlığına
dair etkileyici bir kitap yazmış. Özellikle şu paragrafı savaş meraklısı her
erkeğe ezberletmek gerektiğini düşünüyorum:
“Dinle evlat. Fena hâlde yanılıyorsun. 1914’te biz de muhteşem bir iş yaptığımızı düşünüyorduk ama alakası yoktu. Her şey kanlı bir kargaşadan ibaretti, o kadar. Yine savaş çıkarsa uzak durmaya bak. Vücudunu kurşunla niye doldurtasın? Onu bir kıza sakla. Savaş deyince aklına kahramanlıklar ve şeref madalyaları geliyor ama öyle değil. Artık süngülü hücumlar kalmadı; ayrıca kalmış olsa bile o iş sandığın gibi olmuyor. Kendini kahraman gibi hissetmiyorsun. Sadece üç gündür uyumadığını, teke gibi koktuğunu ve korkudan altına işediğini biliyorsun ve ellerin donduğu için tüfeğini tutamıyorsun. Ama ona bakarsan bunun da bir önemi yok. Asıl mesele daha sonra olanlar.”
Siz Boğulmamak İçin’i okudunuz mu? Beğendiniz
mi? George Orwell kitaplarını sever misiniz? Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı
bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Yazardan okuduğum diğer kitapların yorumuna, kitapların isimlerine
tıklayarak ulaşabilirsiniz:
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Daha ilginç olanı, sırf biraz
kilolusunuz diye neredeyse herkesin, size tümüyle yabancı birinin bile,
görünüşünüzle ilgili olarak aşağılayıcı bir yorum içeren bir lakabı size
teklifsizce uygun görmesidir. Düşünün ki birinin sırtı kambur, gözleri şaşı
veya dudakları tavşan olsun; ona bunu hatırlatacak bir lakap takar mısınız? Oysa
bütün şişkolar buna sorgusuz sualsiz reva görülür.
2. Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda
taşıyorsunuz. Bana öyle geliyor ki on, yirmi yıl önce olmuş şeyleri düşünmeden
geçirdiğiniz bir saat bile yoktur; ama yine de çoğu zaman geçmişin, bir tarih
kitabındaki bir sürü bilgi gibi, öğrendiğiniz bir olgular kümesinden ibaret
kalması dışında bir gerçekliği olmuyor.
3. Yeterince uzak bir zamana dönüp
baktığınızda insanlar sanki hep onlara tahsis edilmiş bir yere ve belirli bir
tavra sıkışmış gibidirler. Size hep aynı şeyi yapıyorlarmış gibi gelir.
4. Her şeye vakit vardır ama yapmaya
değer şeyler hariç.
5. Geçmişteki belli bir zaman dilimine
dönüp baktığımızda oradaki güzel anları hatırlama eğiliminde olduğumuz doğru.
6. Savaş eğer sizi öldürmüyorsa düşündürmeye
başlaması kaçınılmazdır.
7. Biri bir kadını temizlediyse ilk
şüpheli daima kocadır; bu da insanların evliliğe nasıl baktıklarıyla ilgili az
çok bir fikir veriyor.
8. Bir insanın kalbi durunca, daha önce
değil, öldüğünü söyleriz. Belki insan asıl beyni durunca ölüyor, yeni bir
düşünceyi idrak etme gücünü yitirince.
9. Yapmak istediğimiz şeylerin hep
yapılamayacak şeyler olduğunu düşünerek hayatımızı geçirmemiz tuhaf değil mi?
Orwell’in kitaplarını beğenerek okurum ancak bu kitabını henüz okumadım. Yazınız sayesinde ön bilgi sahibi oldum. Paylaşımınız için teşekkürler.
YanıtlaSil
SilKitaplara Kaçanlar,
yazarın okuduğum diğer üç romanına göre biraz vasattı ama yine de güzeldi.
Çocukluğunu özlüyor insan..Büyüdüğün yere gidince onu orada bulamamak acı...Savaş olmasa bile şehirlerde insanlar gibi doğuyor ve büyüyor... Yakın zamanda büyüdüğüm evin önüne gittim de o satırlarda kaldım...Aslında en etkilendiğim satırınız insan kalbi durynca değil beyni durunca ölür...
YanıtlaSil
SilGAMZE AKCAN,
çocukluğumuzu, anılarımızın geçtiği yerleri özlesek de o tatları tekrar bulmamız imkansız. Zor olsa da önümüze bakmamız gerekiyor sanki.
George Orwell'i seviyorum.
YanıtlaSilHandan,
Silben de :-)
Savaşlara karşı biri olarak, savaş hakkında söylediklerini beğendim, kısa zamanda okumak istiyorum...
YanıtlaSilAtakan Aydın,
Silumarım seversiniz :-)
George Orwell'ı okumak istiyorummmm
YanıtlaSil
SilMrs Soda,
okursanız eminim çok seveceksiniz.
Severek okuduğum yazarlardan. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSil
SilEbemkuşağı,
ben de çok seviyorum. Favori yazarlarımdan biri.
Herkese merhaba, ben aranızda çok yeniyim...sayfamı ziyaret edip takipçim olarak ve yorumlarınızla beni desteklerseniz çok mutlu olurum....herkese kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum....
YanıtlaSil
SilBabaannemintakvimciği,
hoş geldiniz. Umarım kalıcı olursunuz. İyi bloglamalar :-)
Son alıntını çok beğendim. Gerçekten istediğimiz şeyleri yapamıyoruz bunun sebebi de çoğu zaman çevremizdeki insanlar ve bizim el alemciliğimiz. Hatta bazen kendi hayatımı tanımlarken el alem hapishanesinden bir türlü tahliye olamadım diyorum :(
YanıtlaSilOrwell'ı hep severek okudum ve senin dikkat çektiğin noktalara katılıyorum. Savaş her zaman hüzün veriyor ve bu durumun uzun yıllar vatanını terk etmek zorunda kalan insanları derinden etkilendiğini hissediyorum. İşte o zaman aklıma dünyada geç kalınmışlığın çaresinin olmadığı geliyor.
Boğulmamak İçin de yaşanan olay aklıma hem "Nar Ağacı" hem de "İki Kasım Bindokuzyüz Kırküç" kitaplarını getirdi. İkinciyi okumanı şiddetle tavsiye ediyorum :)
SilNeşeli Kitap Vagonu,
Nar Ağacı'nı kış okuma şenliği listeme aldım. Yıllardır okumak istiyorum ama bir türlü sırası gelmemişti. Daha fazla ertelemeyeceğim.
İkinci kitabı duymamıştım. Ona da hemen bakıyorum. Öneriler için teşekkürler canım :-)
Savaşlardan uzak durmak, savaş kime huzur getirmiş ki. Her yanlışımızın özünde doğru yaptığımızı düşünmez miyiz.
YanıtlaSil
SilBeyaz Yakalı,
kesinlikle. Savaşın anlamsızlığına dair güzel bir kitaptı.