Biliyorum
ocak ayı henüz bitmedi ama kalan günleri kitap okumakla değil başka
aktivitelerle geçirmeyi planlıyorum. Bu yüzden bu ay içinde başka kitap
bitiremeyeceğim. Bloga yazmak istediğim çok konu varken ve bu yazı hazırken
bunu yayınlayayım dedim. Ocak ayında yedi kitap bitirdim. Bu kitapları okuma
sırama göre yazmaya başlıyorum.
DUYGU ASENA
– DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Duygu
Asena’nın 1994 basımı bu kitabını okulun kütüphanesinden bulup okudum. Yazarın
1980-1992 yılları arasında gazete ve dergilerde yazdığı yazıları topladığı
kitapta genellikler kadın- erkek ilişkileri ve kadının toplumdaki yeri ele
alınmış. Kitabın ismi ise şuradan geliyor: Duygu Asena 1980’li yıllarda yazdığı
yazıları on yıl sonra okuyor ve ülkede kadınların durumuyla ilgili “Değişen Bir
Şey Yok” diyor. Ben bu kitabı 2016 yılında okumuş bir kadın olarak maalesef
hâlâ “Değişen Bir Şey Yok” diyorum. Feministlik damarlarınızın kabarması için
okuyabileceğiniz bir kitap J
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.”Yapamazsınız,
edemezsiniz, aklınız ermez, siz oturun, biz size bakarız.” demişler. Sonunda
kadınları da böyle olması gerektiğine inandırmışlar. Kadınlar öylesine baskı
altında tutulmuş, öylesine itilip kakılmış ki gerçekten hiçbir şey yapamaz
olmuşlar. Hani işlemeyen demir parıldamaz ya… Bu kez de “İşte görüyorsunuz,
kadınlar arasından ünlü dahiler, kâşifler, yazarlar, bilim adamları çıkıyor mu?
Demek ki gerçekten geri onlar.” diye tutturmuşlar.
2.Ben
biliyorum milyonlarca kişi “söyleyemediği” ve “yapamadığı” şeyler için mutsuz
bu yeryüzünde. Ve milyonlarca kişi kendilerine “söylenmeyenler” ve
“yapılmayanlar” yüzünden mutsuz edilmiş durumda. İstediklerimizi neden yapamıyoruz,
duygularımızı neden saklıyoruz şu ölümlü dünyada anlaşılır gibi değil.
3.Yalnız
kadınlara hiç üzülmüyorum, kendi içlerinde yalnız olanlara acıyorum sadece.
4.Aşk
insana mutluluktan çok acı getirir. Hele tutku hâline gelmiş bir aşk daha çok
ilkel insanlara özgüdür. Yeryüzünde milyonlarca kişi yaşarken, ondan başka
birisini böylesine sevemeyeceğine inanan insan, kendine güvenmiyor demektir.
Kendine güvenen insan, aşka yani tek bir kişiye bu kadar anlam yüklemez çünkü
yaşanılan aşkın dozu hiçbir zaman eşit değildir ve dozunu kaçıran tutsak olur.
5.Neden
ille de “cılkı çıkmış, erkek egemenliğine dayanan monoton ve mutsuz evlilikler”
ya da “katı, duygusuz, özgür ve yalnız bir kadının iş hayatındaki mutlak
başarısı”… Bir kadının hem başarılı bir iş hayatı hem de huzur içinde tatlı bir
yuvası bir arada olamaz mı? Olamayacak mı?
6.Her
gün yaşayıp da farkına bile varmadığınız bazı şeyler sizi öyle mutlu ediyor ki
aslında.
7.”Gurur,
kişiliği tam olarak gelişmemiş insanların kendi benliklerini korumak için kullandıkları
bir kalkandır. Gururum kırıldı, zaten güçsüz olan kişiliğimi zedeledim
demektir. Neden insanlar yurt dışında daha rahat oluyorlar çünkü toplum görmese
rahat edecekler. O ne der endişesi güçsüz kişilikler nedeniyle oluşmuştur.”
Yıldırım Aktuna
8.İnsanlar
öyle bir değişebiliyor ki tanımadan evlenmek değil, tanımadan aşık bile olmamak
gerekiyor.
9.Yalnız
yaşamayı bilinçli olarak seçenler, hiçbir zaman gerçek anlamda yalnız
kalmazlar. Onlar genellikle ne istediğini bilen, yaşamı tanıyan güçlü kişilerdir.
Çevreleri vardır, dostları çoktur, sevenler arasında yaşarlar. İstedikleri
zaman başkalarıyla birlikte, istedikleri zaman tek başınadırlar. Onların
yaşamlarına müdahale eden, onun adına kararlar alan, yaşamlarını kısıtlayan
kimseler yoktur yalnızca.
Kitaba
puanım: 7
TUNA
KİREMİTÇİ – YOLDA ÜÇ KİŞİ
Yolda Üç Kişi, hayatları
bir şekilde kesişmiş Yakup, Leyla ve Halil'in hayatlarını anlatıyor. Üç bölümde
üçü ayrı olarak anlatılıyor. Ben en çok Yakup'un anlatıldığı bölümü sevdim.
Kötü bir kitap değil ama çok iyi de değil. Okunduktan bir süre sonra
unutulacak, iz bırakmayacak bir kitap bence. Tabii herkes aynı
düşünmeyebilir.
Yolda
Üç Kişi, Tuna Kiremitçi’den okuduğum üçüncü kitap. Bu kitabı da okuduktan sonra Tuna Kiremitçi’nin bana hitap etmeyen
bir yazar olduğunu fark ettim ve bundan sonra kitaplarını okumayı düşünmüyorum.
Altını çizdiğim güzel cümleler olsa da kitabı sevemedim.
Kitabı o
kadar gömdükten sonra sevdiğim yanını yazayım. Kitabın kapağına bayıldım. Hem
kitapla çok uyumlu hem de çok güzel. Kitabın arkasında, ön kapakta koşan üç
kişinin arkadan çekilmiş hallerinin olması bence hoş bir düşünceydi.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.”Sonuna
geldik birlikte başladığımızın.” Attila İlhan
2.Hem
babalar böyledir. Hayatımız onları (babalarımızı) affetmekle geçer.
3.Kahraman
olmayı amaçlayıp bunu başarabilmiş pek az insan vardır. Oysa serüvenlerine
hayranlıkla baktığımız, yiğitlikleriyle gözpınarlarımızı coşturan kahramanlar
genellikle yazgılarına boyun eğmiş sıradan insanlar arasından çıkar. Seçim
şansları olsa bir köy evinde ailesiyle huzurlu bir yaşam sürmeyi yeğleyecek pek
çok kişi, tarih dediğimiz o büyük gücün itmesiyle kahramanlık katına
yükselmiştir.
4.Dünyamızda
kendi zayıflıklarına tanık olanları bağışlamayan insanlar vardır.
5.Birini
sevmemize yol açan ilk şey, o kişinin yanındaki kendi varlığımızı sevmemizdir
çoğu zaman.
6.Onun
gereğinden fazla güzel, duyarlı ya da yetenekli olmaması için geceleri dua
ediyor. Yaşadığı ülkede sıra dışılığın kolayca acıya dönüştürüldüğünü biliyor
çünkü.
7.Tanımak,
bağışlamaktır. Gereğinden çok tanıdığımız herkesi bağışlayabiliriz. Resim yapan
Hitler bize sevimli görünebilir. Enver Paşa’nın Naciye Sultan’a yazdıklarını
okuyan biri onun Sarıkamış’ta yaptığı çılgınlığı bir an için unutabilir. En
fanatik Beatles hayranı bile oturup beş dakika konuşsa Yoko Ono’yu mantıklı
bulur ama gaz odalarını, donarak ölen doksan bin askeri ya da Beatles’ın artık
dağılmış olduğu gerçeğini değiştirmez bu. Anne babalarımızla bir arada
geçirdiğimiz süre o denli uzun ki bize verdikleri zararı hoşgörmemize neden
olacak bir iki güzel anı mutlaka kalıyor.
Kitaba
puanım: 5
EBRU AKEL –
HAMİLELİK SERÜVENİM
Bu
kitabı kitap fuarından 5 lira gibi komik bir rakama almıştım. Hem 25 liradan 5
liraya düştüğü için almak istedim hem de ileride yararlanırım diye düşündüm.
Tabii o zamanı beklemeyip hemen okudum. Zaten bir günde bitti. Ebru Akel nasıl
güzel ve rahat bir hamilelik yaşayabileceğimizi anlatıyor ama bunu diyetisyeni,
modacısı, spor hocası, yoga hocası, doktoru, cilt bakım uzmanı ve kuaförüyle
beraber yapıyor. Yani az çok hepimizin yaşayabileceği bir hamilelik J Eğer beş
liraya bulursanız alın, daha fazla paraya değmeyecek bir kitap.
Kitaba
puanım: 4
GÜLSE BİRSEL
– MEMLEKETİ BEN KURTARACAĞIM
Bu
kitabın yorumunu sevgili Kitap Cumhuriyetim’in bloguna yazdım. Buradan okuyabilirsiniz.
ERDİL
YAŞAROĞLU – KOMİKAZE 5
Çukurova
kitap fuarında Erdil Yaşaroğlu’na imzalatmak için aldım bu kitabı. Bende 6.
Kitap vardı. Kitaplarını sırasıyla alırım diye beşincisini aldım ve bir günde
yatağımda yatarak okudum. 6. Kitap bu kitaptan daha iyiydi. Bu kitabın da
yarısında hiç gülmedim, yarısından sonra kitap açıldı ve gülmeye başladım.
Buradan şu sonucu çıkardım: Çizer gittikçe daha iyi espriler bulmaya ve daha
komik karikatürler çizmeye başlamış. Bu yüzden Erdil Yaşaroğlu’nun kitabını
almak istediğimde ilk kitaplarını değil son kitaplarını alacağım.
Kitaba
puanım: 6
SANDRA BROWN
– HEP AŞK VARDI
Sandra
Brown’un romantik ve polisiye romanlarını severek okumuştum. Bu kitap, kitap
fuarında 10 lira olunca kaçırmayayım dedim (Etiket fiyatı 17 liraydı). Meğer
kitap Teksas üçlemesi diye bir üçlemenin ikinci kitabıymış. Bu yüzden serinin
diğer kitaplarını da alıp okumak istiyorum. Benim için ortalama bir kitaptı.
Kötü değildi ama yazardan daha güzel bir kitap beklerdim.
KİTAPTAN ÖĞRENDİĞİM
KELİMELER:
Patetik: İçler
acısı, dokunaklı
Kitaba
puanım: 7
MİCHELLE
KNİGHT – BENİ BULUN
Okulun
son günlerinde öğrencilerim Kunf Fu Panda izleyip eğlenirken ben de Beni Bulun kitabını
okuyarak hayatta ne kadar kötü insanlar olabileceğini bir kez daha fark etmiş
oldum. Kitap Michelle Knight'ın gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor. 21 yaşındayken
hasta ruhlu bir adam tarafından kaçırılıyor ve 11 sene boyunca bir evde
hapsediliyor. Daha sonra aynı adam iki genç kız daha kaçırıyor ve bütün bu süre
boyunca o kadınlara acı çektiriyor. Çok detaya girmek istemiyorum, ilginizi
çekerse alıp okursunuz.
Kitabı
okurken akıma üç şey takıldı: 1. (Adam hakkında)Bir insan nasıl bu kadar kötü
olabilir? 2. (Kaçırılan üç kadın hakkında) Bir insan bu kadar acıya nasıl dayanabilir?
3. (Adamın ailesi, arkadaşları, komşuları ve polis hakkında) On bir sene
boyunca bu adam nasıl yakalanmaz? Aynı bölgede kaybolan üç kadının izi bu kadar
uzun süre nasıl bulunmaz? İnsanlar nasıl hiçbir şeyden şüphelenmez? Okurken
isyan edeceğiniz bir kitap.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Uyanıp
o gün kimsenin size tecavüz etmeyeceğini fark etmenin nasıl bir şey olduğuna
dair bir fikriniz var mı?
Kitaba
puanım: 8
Bu
ay edebi değeri yüksek kitaplar okumamışım. Kitaplığımda klasikler dâhil birçok
iyi kitap var ama nedense bu aralar elim hep kolayca okuyabileceğim basit
kitaplara kayıyorum. Kendimi ağır kitapları okuyacak durumda hissetmiyorum
şimdilik. Umarım ileride bu durum düzelir.
Okunmayı
bekleyen kitap sayım 151 olmuş. Belli bir plana bağlı kalmadan canım ne isterse
onu okuyorum. Şubat ayında neler okuyacağımı çok merak ediyorum. Takipte kalın
efendim. J
Ben de Ebru Akel'i sanırım başka biriyle karıştırmışım. İnternetten 9,90tl'ye almıştım. Gördüğüm gibi pişman oldum ama yapacak bir şey yok :)
YanıtlaSil7 kitap çok iyi. Ben o hızla okuyamıyorum :( ancak 3. kitabıma sıra geldi :/
Nail Art in Wonderland, kitabın etiket fiyatı 25 lira. Neyse ki o fiyata almamışsın :-) Bu ay basit kitaplar okuduğum için bu sayıya ulaştım. Normalde her zaman bu kadar çok okuyamam.
SilŞuanda Gülse biseli okuyorum ve iyi gidiyor:) diğer kitaplarını okuyan bir okuru olarak Gülse Birselin kalemini seviyorum:)
YanıtlaSilYorumunada baktım ve sana katılıyorum cnm....iyi okumalar:)
ümmü şahin, çok teşekkür ederim. Gülse Birsel'in bütün kitaplarını okumuş biri olarak tarzını çok severim. Çıkardığı her kitabı alıp okurum.
Silkung fu panda'ya bayılırım. görünce ne yalan diyeyim animasyon sever olarak yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu ve sen gerçekten çok dikkatlisin şule! sevdiğim bir konu olduğunda resmen aklım ikiye ayrılıyor. bir yanım elimin altında ki kitapta olup "acaba ne olacak" derken, diğer yanım sevdiğim filmi, animasyonu; (artık her ne oynuyorsa o vakit;) izlemek için can atıyor. erdi yaşaroğlu'nun kitaplarını almayı düşünüyordum. uzun zamandır aklımdaydı komikazesi. sayende hakkında fikir edinmiş oldum.
YanıtlaSilyedi kitap devirmişsin. koca bir maşallah! biliyor musun ben daha anca üç kitap bitirebildim. ve bu sayı gerçekten benim için çok üzücü, zira geçen yaz tatili urla'ya gittiğim vakit can sıkıntısından kendimi kitaba vermiştim. rahatlıkla 300 küsür sayfalık kitapları üç, dört saat içinde bitirip bir yenisine başlıyordum. hatta cehennem makineleri serisi vardı, aynı yıl içinde okumaya bir türlü fırsat bulamamıştım ki o bir haftalık urla tatilimde onu da aradan çıkattığımı anımsarım. senin adına bu nedenle çok sevindim, umarım listendeki kitapları okumak için bolca vakit bulursun. :)
River, ben de tam tersi yazın hiç kitap okuyamam. Hatta iki yaz önceki tatilde iki ayda iki kitap okumuştum. Herkesin okuma temposu farklı işte. eğer Erdil Yaşaroğlu'nun kitabını almayı düşünüyorsan son kitaplarından birini al. Onlar hem daha komik hem de büyük boy. Okuduğun kitapların yorumunu okumak için sabırsızlıkla bekliyorum :-)
SilDuygu Asena'nın kitabı çok ilgimi çekti.
YanıtlaSilAltını çizdiğin yerlerden de Yıldırım Aktuna'nın sözünü harika buldum...
Yolda üç kişi'yi yıllar önce okumuştum, konusunu güçlükle hatırladım.
O sayıya ulaşırsın sen Şule. Planlı ve düzenlisin ki bayılıyorum bu özelliğine <3
Kahve Yanı, çok teşekkür ederim canım :-) Yıldırım Aktuna'nın sözleri benim de hoşuma gitti. Yaşım ilerledikçe gurur kavramının çok abartıldığını fark ettim. Bazı insanlar mutluluk kavramının önüne koyuyorlar ama bence o kadar da önemli bir şey değil.
SilSeverek takipte kalıyorum :)
YanıtlaSilBereketli bir ay geçmiş gibi ama puanlara bakılırsa çok ilgi çekici kitaplar değil sanki ama Beni Bulun merak uyandırdı :)
Sayının 151 olmasında kitap fuarınında katkısı olmuştur :)
Neşeli Kitap Vagonu, kitap fuarının 20 kitaplık bir katkısı oldu. Fuar olmasa da ben çok kitap alıyordum. Artık duruldum. Bu ay fazla kitap okudum ama dediğin gibi pek güzel kitaplar değildi. Şubatın daha verimli geçmesini umuyorum :-)
Silİnşallah :)
SilÇünkü senin için verimli geçmesi benim listemide etkiliyor :)
Neşeli Kitap Vagonu, :-))
SilHey hey ben daha ikide kaldım :( okuma şenliğinin dondan birincisi olucam bungidişle. Maasallah size. Bu arada pandayı cok severim.
YanıtlaSilBize Her Yer Okul, okuma şenliğinin bitmesine daha çok var. Umudu kesmemek lazım :-) Eğer animasyon seviyorsan Ters Yüz ve 6 Süper Kahraman'ı da tavsiye ederim. Çok güzel filmlerdir. Çocuklarınla beraber izleyebilirsin.
SilKomikaze ismi güzelmiş iyi düşünmüşler
YanıtlaSilBerat Õzdin, bence de. Hem konuya uygun hem esprili.
SilBeni Bulun kitabını nedense ben hep kişisel gelişim kitabı sanıyordum, sanırım kapağından dolayı öyle bir izlenime kapılmışım. Çok merak ettim, bir de gerçekten yaşananlar olunca... :/
YanıtlaSilGözde Türker, Beni Bulun bir roman olasaydı belki abartılı gelirdi, inandırıcı bulmazdım ama gerçekten yaşanmış olaylar olduğunu öğrenince insan daha fazla etkileniyor. Gerçek hayatta olan olaylar yazarların hayal gücünün ötesinde.
SilBeni Görün, çok sık karşılaştığım ve gerçekten çok merak ettiğim bir kitap. Ama yine de yaşanan onca kötü şeyin gerçek olduğunu bilmek açıkçası beni korkutuyor, daha cesaret edemedim okumaya :)
YanıtlaSilesra ünal, eğer kötü etkileneceğini düşünüyorsan bence okuma. Ben, bana ağır gelir diye bazı filmleri izlemiyorum. İnsan ister istemez etkileniyor çünkü.
SilOldukça verimli bir ay olmuş.Ben bu ayı 4 kitapla kapatıyorum son okuduğum biraz ağır ve kalın bir kitaptı.
YanıtlaSilcangz, ben işin kolayına kaçıp basit kitaplar seçince okuduğum kitap sayısı fazla oldu. Senin hangi kitapları okuduğunu merak ettim.
SilBazen ben de hafif kitaplar okumak istiyorum. Dönem dönem normal bence :)) Klasiklerin arasında kolayca bitiyorlar :))
YanıtlaSilBeni Bulun'u ben de merak ettim. İyi okumalar :))
Kağıt Salıncak, sanırım biraz daha kolay kitaplardan devam edeceğim. Birkaç ay sonra ağır kitaplara geçerim. Çok teşekkür ederim.
SilBu ay ben üç kitap okuyabildim
YanıtlaSilgulseren ozkursun, o zaman umarım şubatta daha çok okursun :-)
Sil