Sevgili
Nail Art In Wonderland ile “Bloggerlar Okuyor” diye bir etkinlik başlatmıştık. Her
ay bir kitap seçip bize katılmak isteyen bloggerlarla beraber o kitabı okuyup
blogumuzda yorumlayacağız. Böylelikle hem aynı kitabı okuyup tartışabileceğiz
hem de seçilen kitapla ilgili farklı bloggerların yorumlarını okuyabileceğiz. Bu
etkinliğin ilk kitabı 1984’tü.Yazımın altında etkinliğe katılan arkadaşların
kitapla ilgili yorumlarına ulaşabilirsiniz.
Aslında
1984 nisan ayında okunup yorumlanacaktı ama ben maalesef kitabı zamanında okuyamadım.
Mayıs ayında da ya Sineklerin Tanrısı’nı ya da Hobbit’i okuyacağız. Eğer siz de
oy vermek isterseniz pazar gününe kadar buradan fikrinizi yazabilirsiniz. Ben Sineklerin Tanrısı’nı seçtim, siz de onu seçerseniz sevinirim. Bknz: Kamuoyunu
yönlendirme J
George Orwell’dan daha önce Hayvan Çiftliği’ni
okumuş ve çok beğenmiştim. 1984’ü de
merak ediyordum. Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan biri 1984.
Bu yüzden merakım daha da arttı.
1984
distopya türünde yazılmış bir kitap. “Bireyselliğin yok edildiği, zihnin
kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü
totaliter bir dünya düzeni”ni anlatıyor ve bunu o kadar başarılı yansıtıyor ki
kitabı okurken hep içim sıkılarak okudum. Her sayfada şimdi iyi bir şey olacak, olmalı duygusuyla, beklentisiyle okudum ama umduğum gibi ilerlemedi kitap. Yanlış anlaşılma olmasın kitap çok
iyi yazılmıştı ve çok etkileyiciydi. Sadece kitapta anlatılan dünya düzeni bana
ağır geldi. Uzun zamandır kafa dağıtan eğlenceli kitaplar okuyordum. 1984 o
kitaplardan sonra beni sarstı diyebilirim. Distopya türünde ilk kez bir kitap okuyorum
(Kurucunun Kızı’nı da okudum ama birçok kaynakta onun tam bir distopya
sayılamayacağını okuduğum için onu saymıyorum. Zaten 1984’ten sonra Kurucunun
Kızı masal kitabı gibi kaldı). Bu türü sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Kafka “Eğer
bir kitap sizi sarsmıyorsa okumanız neye yarar?” demiş ama ben okuduğum
kitaplardan ciddi olarak etkilendiğim için uzun bir süre bu tarz bir kitap
okumak istemiyorum. Bu arada internette gördüğüm bir yorumu sizinle paylaşmak
istiyorum. Eğer 1984’ü çok sevdiyseniz Cesur Yeni Dünya kitabını
okumalıymışsınız. O kitabı da severmişsiniz.
Eğer kitapların son cümlesi arasında bir yarışma düzenlense sanırım 1984'ün son cümlesi en etkileyici cümlelerden biri olurdu. Kitabı okumayanlar bu dediğime bir anlam veremeyebilirler ama okuyanlar ne demek istediğimi anlamışlardır.
Son söz olarak "Kahrolsun Büyük Birader" diyorum.
NOT: Ne alaka
diyeceksiniz ama kitabın ana karakterinin isminin Winston değil de başka bir
isim olmasını isterdim. O ismi her okuduğumda aklıma sigara geldi ve bu
dikkatimi dağıttı.
Kitapta
altını çizdiğim o kadar çok cümle var ki yorumumu daha fazla uzatmayayım.
Yazının altında etkinlikte kitabı beraber okuduğumuz arkadaşların yorumlarına
ulaşabilirsiniz. Ben onların yazdıklarından etkilenmemek için okumamıştım, şimdi
okuyabilirim. Neler yazdıklarını çok merak ediyorum J
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Üç
Parti sloganı, Winston’ın durduğu yerden az çok okunabiliyordu: SAVAŞ BARIŞTIR
ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR CAHİLLİK GÜÇTÜR.
2.Aslında
hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu
3.Winston
hemen hiçbir kadından, özellikle de genç ve güzel kadınlardan hoşlanmazdı.
Parti’nin en koyu yandaşları, sloganları körü körüne ezberleyenler, gönüllü
ispiyoncular, bağnaz olmayanları ele verenler hep kadınlardı, özellikle de genç
kadınlar.
4.Böyle
işler hep geceleri yapılırdı; tutuklamalar her zaman geceleyin gerçekleşirdi.
Ansızın irkilerek uyanmak, hoyrat bir elin omzunuzu sarsması, gözlerinize
tutulan ışıklar, yatağı çevreleyen acımasız yüzler. Çoğu zaman ne yargılama
olurdu ne de bir tutuklama raporu tutulurdu. İnsanlar ortadan kayboluverirdi, o
kadar; ve bu hep geceleri olurdu. Adınız kayıtlardan silinir, yaptığınız her
şeyin kaydı yok edilir, bir zamanlar var olduğunuz bile yadsınır, sonra da
tümden unutulurdu. Kökünüz kazınır, külünüz göğe savrulurdu: Alışılmış deyimle,
buharlaşırdınız.
5.Düşüncesuçu,
ölümü gerektirmez: Düşüncesuçunun KENDİSİ ölümdür.
6.“Geçmişi
denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim
altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar.”
7.Herkes
Parti’nin dayattığı yalanı kabulleniyorsa –eğer bütün kayıtlar aynı masalı
söylüyorsa–, o zaman yalan tarihe geçecek ve gerçek olacaktı.
8.Geçmiş,
günü gününe, neredeyse dakikası dakikasına güncelleniyordu. Böylelikle,
Parti’nin tüm öngörülerinin ne kadar doğru olduğu belgeleriyle kanıtlanmış
oluyordu.
9.Çok
kısa bir süre önce yalnızca birkaç yüz gırtlaktan yükselen çığlıkta yüreklere
korku salan bir güç yatıyordu! Neden gerçekten önemli sorunlar söz konusu
olduğunda böyle haykıramıyorlardı?
10.Bilinçleninceye
kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
11.NASIL’ını
anlıyorum: NEDEN’ini anlamıyorum.
12.İşin
asıl korkunç yanı, farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil,
haklı olabilecekleriydi. İki kere ikinin dört ettiğini nereden biliyorduk ki?
Yerçekimi diye bir şey olduğunu nereden biliyorduk ki? Geçmişin değiştirilemez
olduğunu nereden biliyorduk ki? Madem geçmiş de, dış dünya da yalnızca
zihinlerdeydi, madem zihin de denetlenebiliyordu, söylenecek ne kalıyordu ki
geriye?
13.Özgürlük,
iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
14.“Bak.
Ne kadar çok erkekle yattıysan, seni o kadar çok seviyorum. Anladın mı?” “Evet,
çok iyi anladım.” “Saflıktan tiksiniyorum, iyilikten tiksiniyorum! Erdem diye
bir şey olmasın istiyorum. Herkes dipten doruğa yozlaşsın istiyorum.” “İyi ya,
demek tam istediğin gibiyim, sevgilim. Benden yozunu bulamazsın.”
15.Duygularınızı
değiştirmeleri olanaksızdı; siz kendiniz bile değiştiremezdiniz duygularınızı,
isteseniz bile. Yaptığınız, söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi en küçük
ayrıntısına kadar açığa çıkarabilirlerdi; ama nasıl işlediğini sizin bile
bilmediğiniz, yüreğinizin içi, sırrını korurdu.
16.Savaşın
asıl yaptığı, yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin
ürünlerini de yok eder.
17.En
iyi kitaplar insana zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır.
18.Yüksek
kesimin amacı, bulunduğu yeri korumaktır. Orta kesimin amacı, Yüksek kesimle
yer değiştirmektir. Aşağı kesimin amacı ise –bir amacı varsa kuşkusuz, çünkü Aşağı
kesimin temel özelliği, ağır ve sıkıcı işlerin altında çoğu zaman gündelik
yaşam dışında hiçbir şeyin bilincine varamayacak kadar ezilmesidir– tüm
ayrımları ortadan kaldırmak ve tüm insanların eşit olacağı bir toplum
yaratmaktır.
19.Bizleri
yönetmekte olan dört Bakanlığın adları bile, gerçeklerin kasıtlı olarak tersyüz
edilmesindeki saygısızlığın yansımasıdır. Barış Bakanlığı savaşın, Gerçek
Bakanlığı yalanların, Sevgi Bakanlığı işkencenin, Varlık Bakanlığı yokluğun
bakanlığıdır.
20.Akıllılık
çoğunluğa bakılarak ölçülmez.
21.İnsan
hiçbir zaman, hiçbir nedenle acısının artmasını isteyemezdi. Olsa olsa acısının
dinmesini isteyebilirdi. Dünyada fiziksel acı kadar kötü bir şey olamazdı. Felç
olmuş sol kolunu tutarak yerde kıvranırken, acı karşısında kahramanlık taslanamaz,
asla kahramanlık taslanamaz, diye düşünüp duruyordu.
22.İnsan
sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.
23.Parti,
iktidarı, kendi çıkarları için değil, çoğunluğun iyiliği için istiyordu. Parti
iktidarda olmak istiyordu, çünkü halk kitleleri özgürlüğü kaldıramayan ya da
gerçekle yüzleşemeyen, dolayısıyla kendilerinden güçlü birileri tarafından
yönetilmesi ve sistemli bir biçimde aldatılması gereken zayıf, korkak
yaratıklardı. İnsanlar özgürlük ile mutluluk arasında seçim yapmak zorundaydı
ve büyük çoğunluk mutluluğu seçiyordu. Parti, zayıfların ebedi koruyucusu,
iyilik olsun diye kötülük eden, başkalarının mutluluğu uğruna kendi
mutluluğundan vazgeçen, bu yola baş koymuş bir mezhepti.
24.Kimsenin
iktidarı sonradan bırakmak amacıyla ele geçirmediğini biliyoruz.
25.Zekilik
kadar aptallık da gerekliydi, ama aptalca davranmak da zekice davranmak kadar
zordu.
Nail
Art In Wonderland’ın 1984 yorumunu buradan okuyabilirsiniz.
Bi
Poşet Kitap’ın 1984 yorumunu buradan okuyabilirsiniz.
Cahil
Okur’un 1984 yorumunu buradan okuyabilirsiniz.
Okuyan
Muggle’ın 1984 yorumunu buradan okuyabilirsiniz.
Kitabımın Bir Sayfası'nın 1984 yorumunu buradan okuyabilirsiniz.
(Eğer
siz de 1984’ü okuyup yorumunu yazdıysanız yorum yazın lütfen. Sizin linkinizi
de ekleyeyim). Şimdilik hoşça kalın, görüşmek üzere.
Sigara konusunda bende aynı şeyleri düşünüyorum abla :D
YanıtlaSilBu arada Cesur Yeni Dünya'yı da oku lakin biraz ara verdikten sonra oku, arka arkaya iyi gitmiyor açıkcası. Güzel biryorum olmuş yüreğine sağlık.
Ayrıca da Kurucu'nun Kızı tam bir israf bence!
Cahil Okur, uzun bir süre distopya okumak istemiyorum. Kurucunun Kızı'nı distopya değil de aşk hikayesi okudum diye düşünüyorum. :-) Yorumun için teşekkürler.
SilAbla aşk romanı demeye de bin şahit lazım bence. Garip saçma sapan birşeydi. Kitaplar hakkında israf demeyi sevmem ama söylettiriyor kendine. Ve hala buu serinin bitip bitmediğini de bilmiyorum. Devrimi'n Kızı ardından da konuşmuştuk seninle. Ne diyorsun bitmiş midir?
SilCahil Okur, Devrimin Kızı'nı okumadım ben ama seri bitiyormuş diye okudum. Hatta millet şaşırmış. Son zamanlarda kitapların üçleme şeklinde yazılmasına alıştığımız için iki kitap insanlara az gelmiş ama yazar devamını yazmayı düşünmezse seri bitmiş gibi görünüyor.
SilUmarım kararında ısrarcı olur :D
SilCahil Okur, sen bu kitapları gerçekten sevmemişsin :-)
Silmerhaba, hiç distopya okumadım demişsiniz ama hayvan çiftliği de distopik romandır. hatta utopyanın distopyaya çevrilmesini anlatır derler.
YanıtlaSilGürültü, öyle mi? Hayvan Çiftliği'nin distopya olduğunu bilmiyordum. O zaman distopya okumuşum evet :-)
Sil1984 gerçekten sarsıcı ve insanı dehşete düşüren bir kitap. İşte benim yorumum da burada: http://bayansafirmavi.blogspot.com/2016/05/kitap-yorumu-1984-george-orwell.html Mayıs ayında hangi kitabın seçileceğini çok merak ediyorum. Güzel bir etkinlik oldu ^^
YanıtlaSilEbrar Şeyban, hemen bakıyorum yorumuna. Bence de güzel bir etkinlik oldu. Mayıs ayı için sineklerin Tanrısı'na oy versene. Ben o kitabın seçilmesini istiyorum da :-)
SilBen de okumaya niyetlendim ama araya başka kitaplar girdi haziran kitaplarım arasına aldım. :)
YanıtlaSilcangz, yorumunu merakla bekliyor olacağım :-)
SilAhahha cidden sigara markası değil mi o :D Şimdi fark ettim ve benim de aklımda yer etti artık :D Kitabın son cümlesi bence de en vurucu son cümlelerden biri, çok etkileyiciydi ya..
YanıtlaSilGözde Türker, kitabı okuyanların o son cümleyi unutabileceğini sanmıyorum. Akıldan çıkacak gibi değildi.
SilSizle beraber okumak çok istiyordum ama çok dolu bir zamanıma denk geldi ya çok üzgünüm :( Bu gidişle 1984!ü hiç okuyamayacağım galiba.
YanıtlaSilesseve rin, okursun ya. Kafanın rahat olduğu bir dönemde oku bence çünkü insanı cidden etkiliyor. Sineklerin Tanrısı'nda bizimle misin? :-)
Silinşallah sizleyim :>
Silesseve rin, süper :-)
SilBir süre önce bende bir heves başlamıştım ama sonu hüsran oldu, devam edemedim ne yazık ki :( Daha sonra, okuduğum dönemle mi alakalı yoksa bana mı ağır geldi diye düşünmüştüm ama sanırım bana ağır gelmiş.
YanıtlaSilÇakma Rapunzel, aslında kitabın bazı bölümleri hariç ağır bir dili yok. Okuyan herkes kolayca anlayabilir. Sadece konu ağır, kafanın rahat olduğu bir dönemde okuyabilirsin ya da başka bir kitapla eş zamanlı okuyabilirsin. Ben kitabı dün bitirdim bugün hemen başka bir kitaba başladım, sırf kitabın etkisi azalsın diye.
SilBen de Hayvan Çiftliğini okumaya başladım, sonrasında 1984'ü alacağım elime. O kadar çok yorumunu okudum ki artık okuyacağım anı iple çekiyorum. Hayvan Çiftliği ön sözünde çevirmen Orwell'ın, Huxley'den ders aldığını söylüyor, bu anlamda belki Cesur Yeni Dünya'yı 1984 kitabından öne almak daha iyi olabilir diye düşündüm, eğer o kadar benziyorlarsa. Güzel bir inceleme olmuş, keyifle okudum.
YanıtlaSilDiğer okumalarınız için de keyifli okumalar. :)
Serhat Ocak, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ben 1984'ün, Cesur Yeni Dünya'dan önce yazıldığını düşünüyordum, yanılmışım. Hangisini önce okursunuz bilmiyorum ama iki kitap arasında biraz zaman olsun ve arada başka kitaplar okuyun bence. Yoksa insnanın ruh hali çok olumsuz etkileniyor.
SilSonunda biz de hep iyi bir şey olacak diye bekledim ama malesef olmadı-,-
YanıtlaSilAynı şeyleri düşünmüşüz okurken :)
Kafka Tamura, son zamanlarda hep romantik kitaplar okuduğum için kitapta mutlu son olacak diye bekledim. Hiç beklediğim gibi olmadı :-)
SilBu kitabı ben de çok okumak istiyorum :)) Hayvan Çiftliği'ni de beğenmiştim sonu çok vurucuydu. Distopik kitapları seviyorum çünkü gerçeğe daha yakınlar. Ütopyaları sevmemek ne mümkün zaten :D
YanıtlaSilKağıt Salıncak, hayvan Çiftliği'nin sonunu beğendiysen 1984'ün sonundan da etkilenirsin benze. Okuduğun zaman yorumunu okumak isterim.
SilBir türlü fırsatım olmadı bu kitabı okumaya ama çok merak ediyorum. Kitapyurdu'na bir bakayım. Blogunu takibe aldım, bana da beklerim canım ❤
YanıtlaSilEmine Bektaşi, umarım okuduğun zaman seversin. O zaman bloguma hoşgeldin :-)
Sil1984 ü önceden okumuştum yoksa katılırdım. Ben de çok beğenmiştim. Oyumu da Sineklerin Tanrısı na verdim. Hatta okumaya bile başladım ;)
YanıtlaSilNeşeli Kitap Vagonu, iyi yapmışsın. Ben de bu hafta başlayacağım. Seninle beraber okumak daha güzel olacak :-)
SilO kadar merak edip hala okumadığım bir yazar;) Hayvan çiftliği ve bu romanı çok meral ediyorum doğrusu.Bir ara okumalı,sevgiler.
YanıtlaSilKitap Cumhuriyetim, mutlaka okumalısın. Seveceğini düşünüyorum. Benden de sevgiler
SilAhhhh 1984.... çok çok beğenmiştim..
YanıtlaSilsineklerin tanrısını okudum, o da çok etkileyici bir kitap, Hobbit'i okumadığımdan oyumu Sineklerin Tanırısından yana kullanıyorum ben de:))
kitap sevinci, bugün Sineklerin Tanrısı'na başlıyorum. Umarım ben de severim.
Silşimdi teker teker diğer arkadaşların yorumlarını okuyacağım ve tez vakitte kitap hakkında ki düşüncemi de yazacağım.
YanıtlaSilyalnız altını çizdiğin sözler insanın tüylerini diken dilen yapıyor. şimdi hangi birini yazsam samimiyim emin olamadım, fakat bloggerdan uzak kalsam da kitabı bitirmiştim ve çok etkilemişti. bunun için hem sana hem de nail art in wonderland'e teşekkürler Şule. uzaktan katılsam da olsa inan ki, çok keyif aldığım bir etkinlik oldu benim için.
River, benim için de çok güzel bir etkinlik oldu. Şimdilik devamını getiremedik ama blogger arkadaşlarla aynı kitabı okuyup yorumlamak çok hoşuma gitti. Yaz bitince başka kitaplarla devam etmeliyiz bence.
Sil1984 benim en sevdiğim kitaplardan biridir, kitabın altını çizmek çok zor her sayfası ayrı bir güzel ve önemli. *-*
YanıtlaSilEsma Tezgi, katılıyorum. Benim de en fazla alıntı yaptığım kitaplardan biriydi.
Sil