Herkese
merhaba. Eylül ayının ilk haftasında temmuz ayında okuduğum kitapları yazmak için
karşınızdayım :-)
Bu
sene bir kez daha anladım ki ben yazın kitap okuyamıyorum. Adana’nın meşhur
sıcağında tek yapmak istediğim bütün gün yatıp bir şeyler izlemek oluyor. Bu yüzden
temmuz ayını ikisi de bir günde biten iki incecik kitapla geçirdim. İkisini de
Can Yayınları’nın D&R’daki 5 liralık kitaplar kampanyasından almıştım. Sizde
de oluyor mu bilmiyorum, evde bekleyen onlarca kitap varken en son aldığım
kitapları en önce okuyorum ve bekleyen kitaplar beklemeye devam ediyor. :-) Bu sefer de
öyle oldu. Neler okuduğumu ve ne düşündüğümü anlatmaya başlıyorum.
MURAT YALÇIN - İÇİMDE OĞUZ ATAY İLE ORHAN GENCEBAY
İKİZİ YAŞIYOR
Bu
kitap ismiyle ilgimi çekti. Bence ilgi çekmeyecek gibi de değil. Murat Yalçın bir edebiyat dergisinde editörlük
yaparken kendisine gelen mektuplardan yola çıkarak onlara benzer mektuplar yazmış.
İçlerinde o kadar farklı ve ilginç olanlar vardı ki çok zevk alarak okudum. Kitabın
arka kapağında dediği gibi “Editöre daha çok kitap okuması gerektiğini
önerenlerden sen benim kim olduğumu biliyor musunculara, sponsor arayışı
içindeki profesyonel okurdan kırgın şaire, içini editöre dökenler…” vb. onlarca
farklı insanla karşılaşmak için okuyabilirsiniz. Ayrıca bu kitaptan noktalı
virgülün mucidinin Aldus Manutius olduğunu öğrendim.
ABİDİN DİNO
– KISA HAYAT ÖYKÜM
Abidin
Dino ismini birçoklarınız gibi Nazım Hikmet’in “Bana mutluluğun resmini
yapabilir misin Abidin?” dizesinden tanıyorum. Bu kitapla kendisini daha yakından
tanıdım ama kitap detaylı bir otobiyografi kitabı değil. Kitaba önsöz yazan
Ferit Edgü şöyle demiş: “Bu kitabın Abidin Dino’nun gerçek özyaşam öyküsünün
bir girişi olarak okunmasını diliyorum.”
Abidin
Dino ressam, karikatürist, heykeltıraş, sinemacı ve yazar sıfatlarını taşıyan
çok yönlü bir sanatçı.
Abidin
Dino’nun ailesi 1. Dünya Savaşı başlamadan az zaman önce bir Avrupa seyahatine
çıkmış, savaş başlayınca yurda dönmemiş, Cenevre’ye yerleşmişler.
Sanatçının
ailesi oldukça varlıklıymış. Dino da ayrıcalıklı bir hayat yaşamış. Ailenin kültür
seviyesi yüksek olunca doğduğu günden beri kendini geliştirme şansı bulmuş. Farklı
dilleri ana dili gibi konuşmasında yetişme şartının büyük etkisi var. Kendisi bu
konuda şunları söylüyor: “Evde üç değişik dil konuşulurdu. Belki de bu benim
dilsel özelliğimi açıklayabilir çünkü daha baştan üç dil konuşuyordum. Tabii
ilkin Türkçe, sonra Rumca çünkü evin yarısı(hizmetçiler) Rumca konuşuyordu ve
tabii Cenevre’de olduğumuz için Fransızca. Rusya’da yaşadığım dönemde de altı
ayda su gibi konuşuyordum Rusça’yı.”
Dino
Rusya’ya film çekmek için gider. Orada bir süre yaşadıktan sonra Paris’e geçer.
Paris’te Picasso, Gertrude Stein, Tzara gibi isimlerle arkadaş olur. El deseni
çizmeyi çok seven Dino için Picasso için şöyle der: “Şöyle doğru dürüst el
deseni çizmeyi bilen bir sen varsın bir de ben.”
1938
yıllarının sonunda Türkiye’ye dönen Dino çıkardığı dergiler, sergilediği
resimler ve gösterdiği muhalif duruş yüzünden Adana’ya sürgüne gönderilir. Abidin
Dino bu konuda şunları söylüyor: “Adana'ya postalanmam garipti. Büyükbabam,
onun da adı Abidin’di ama o paşaydı, bir zamanlar bu yörenin genel valisiydi. Başka
bir deyişle polis tarafından kuramsal olarak büyükbabamın bir zamanlar
yönetiminde olan topraklarda ikamete zorlanmıştım. Doğrusu çok hoş bir durumdu
bu çünkü Adana’nın en büyük caddesi büyükbabamın adını taşıyordu. Hâlâ da
taşıyor.” Ben Adana’daki Abidin Dino Caddesi’nin isminin ressamdan geldiğini
sanıyordum, meğerse dedesinden geliyormuş :-)
Abidin
Dino Adana’da Yaşar Kemal’le de tanışır: “Adana’nın
özellikle o günlerde ne mene bir yer olduğunu benim anlatmam mümkün değil. Bunu
öğrenmek için Yaşar Kemal’in romanlarını okumak gerek. Onunla karşılaştığımızda
handiyse bir çocuktu. 16-17 yaşlarında, iğne gibi ipince, bir köyden bir köye
dolaşır ve ağıtları derlerdi.” (Bu ay okuduğum Zülfü Livaneli’nin Yaşar Kemal,
Gözüyle Kartal Avlayan Yazar kitabından daha detaylı öğrendiğime göre yazarın
kişisel gelişimine çok büyük katkıları olmuş. O kitabın yorumunda daha ayrıntılı bilgi
vereceğim.)
Bu çok yönlü sanatçıyı daha yakından tanımak isteyenlere kitabını tavsiye ediyorum.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. “Ölmekle, dünyadan ayrılmak kadar zordu doğmakla dünyaya
alışmak.”
2. Dünya’ya
gelmek dünyadan gitmek kadar zor. Çok sonra bilecektim ki, doğumla ölüm bir
ikiz.
3. “İnsanoğlu
hayatının en mühim olaylarını yaşarken bile hiçbir şeyin farkında değildir.” Stendhal
İlk kitabın kapağı çok tatlı. Adı da çekici, merak ettim. İkinci kitabı da güzel anlatmışsınız merak ettim. Zaten Mina Urgan'dan sonra otobiyografik kitaplar daha çok ilgimi çekiyor, bu kitabı da okumak isterim. Hele ki böyle dolu dolu bir insansa daha da güzel oluyor okumak.
YanıtlaSilöneri makinesi, mina ugan'ın bir dinozorun anıları kitabına tek kelimeyle bayılmıştım ve yazarın hayatına hayran olmuştum. abidin dino'nun kitabını okurken de aynı şeyi hissettim. millet ne hayatlar, ne dolu günler geçiriyor. benim hayatım ne kadar basit diye düşünüyorum :-)
Silİlk kitabın isminin çekiciliğine ben de kapıldım :) Sanırım alıp bende okuyacağım...
YanıtlaSilBu sıralarda çıtır çerez kitapları daha çok seviyorum. Tabi birde okuyabilsem, dediğin gibi kış geldi. Okuma zamanlarımı başlatabilirim :)
Oytunla Hayat, serin havalardan ben de ümitliyim. bu sene fazla ve güzel kitaplar okuyamadığımı hissediyorum. bu yüzden kalan 4 ayı iyi değerlendirmek istiyorum.
Silİlk kitabı baya merak ettim. Adı da mektuplar da çok ilgimi çekti. Malesef yazın kitap okuyamama durumu beni de çok etkiliyor ve okuyanlara gıpta ediyorum :) neyseki sonbahar geldi de okuyacağız :)
YanıtlaSilokumasyon, sonbahardan ben de ümitliyim. bu sene fazla ve güzel kitaplar okuyamadığımı hissediyorum. bu yüzden kalan 4 ayı iyi değerlendirmek istiyorum.
Silİnşallah okumak istediğimiz tüm kitapları okuruz ve kalan zamanı verimli geçiririz :)
Silokumasyon, inşallah ama benim kalem kağıdı alıp plan yapmam lazım yoksa düzenli hareket edemiyorum. kendime bir okuma planı yapmayı düşünüyorum. başarabilirsem blogda yazarım :-) umarım sen de istediğin kadar çok ve güzel kitaplar okursun.
SilPlanını merakla bekliyorum :)
SilBen plan yapınca sadık kalamıyorum. Ne zaman liste yapsam tutmuyor. Okuma maratonları olunca kendimi şartlandırıp yapıyordum ama onunda akibeti nolur bilmiyorum. Son olana katılmadım
okumasyon, ben de planlarıma çok bağlı kalmıyorum ama yine de işe yarıyor. öbür türlü elim hep kolay okunan kitaplara gidiyor, sırf daha hızlı okuyayım, okuduğum kitap sayısı artsın diye. bunu engellemek için liste yapmam şart.
Sileylülün sonunda güz okuma şenliği başlar, ona katılabilirsin. kategorilere kitap uydurmak, çok okuyup yüksek puan almak, listede yukarılara çıkmak vb. güzel heyecanlar :-)
Evet çok seviyorum o şenlik telaşını :)
SilKategorilerde güzel olursa tadına doyum olmaz :)
okumasyon, daha bu şenlik bitmeden yeni şenliğin kategorilerini merak ediyorum ben :-)
SilBen de. Hem de çok :) Liste hazırlama telaşı, okumak istediklerini listeye yerleştirme çabası, eksikleri tamamlama derken o heyecanı özledim :)
Silokumasyon, az kaldı az :-)
Silİlk kitabı çok merak ettim. Not alıyorum hemen. İnceymiş de hem rahat rahat okumalık :)
YanıtlaSilesseve rin, kitap ismi ne kadar önemli değil mi? herkesi ismiyle tavladı kitap :-) bir günde okuyup bitirirsin canım.
Sil