Jasmin Lee Cori, Annenin Duygusal Yokluğu, Koridor
Yayınları, Çevirmen: Belgin Selen Haktanır, 372 Sayfa, 2020. |
“Annenizin dalgın ya da incinmiş olmasının muhtemel nedenleri ve size veremedikleri
Çocuklukta yaşanan duygusal ihmalin kalıcı etkileri
Derinlemesine düşünce ve alıştırmalarla içinizdeki çocuğu bulmanın ve ‘anne boşluğu’nu doldurmanın yolları
Kendiniz (ve belki de çocuklarınız) için daha mutlu bir geleceğe adım atmanın yolları”
Kitabın içeriği, arka kapak yazısında böyle
özetlenmiş.
Çocuk yetiştirmeyle ilgili ne kadar çok kitap okursan
bu işin ne kadar zor ve özen isteyen bir iş olduğunu anlıyorsun. Bunlara kafayı
takmazsan çocuk büyütmek çok kolay. 5-10 tane doğurursun ama her şeyi düzgün
yapmalıyım dersen tek çocukta bile kafayı yiyorsun.
Anne olduktan sonra annemle olan ilişkimi daha çok
düşünmeye başladım. Kendi çocukluğumu, bana nasıl annelik yapıldığını düşündüm
ve geri plana attığım hisler açığa çıktı. Annenle ilişkini düzeltmeden,
arandaki sorunları halletmeden iyi annelik yapmak çok zor ama imkânsız değil.
Annenin hayatına da bakman lazım. büyük ihtimalle o da
kendi annesiyle sorunlar yaşamıştır. Eğer birisi bir noktada buna bir dur
demezse, bir şeyleri değiştirmezse nesiller boyunca aynı sıkıntılar yaşanıyor.
Bu kitap hem çocuğuna iyi bir anne olmak isteyen hem
de annesinden iyi annelik görmemiş herkese hitap ediyor. Tavsiye ederim.
(Koridor Yayınları’ndan okuduğum bir başka kitap Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk da çok etkileyici bir kitaptı. Onu da mutlaka
okumalısınız.)
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Annenin etkisi eşsizdir. İlgili, becerikli ve
sevecen bir anne birçok olumsuzluğu telafi edebilir ama bu tür anneliğin
eksikliği belki de en büyük eksikliktir çünkü anne her şeyden önemli olan
annelik görevini gerektiği gibi yapmadığı takdirde yetiştirdiği çocukların
temellerinde ciddi boşluklar oluşur.
2. Pek çok kadının, anneliği bilinçli bir şekilde öğrenmesi gerekir.
Yetersiz annelik görmüşseniz işiniz iki katmanlı olacaktır: Önce kendi yaranızı
iyileştirmeniz, sonra da çocuğunuzla kendi anneniz ile olan ilişkinizden farklı
bir ilişki kurmanın yeni bir yöntemini benimsemeniz gerekecektir.
3. Karşılanmamış birçok ihtiyacınız varken kendinizden bir şeyler vermek
kolay değildir.
4. İsveç’te yapılan araştırmalar, anne evden uzakta çalıştığı ve bakımı
üstlenen esas kişinin baba olduğu durumlarda bile bebeklerin anneleriyle olmayı
çok daha fazla tercih ettiğini göstermiştir.
5. D. W. Winnicott, bebeğinin tüm ihtiyaçlarının kusursuz bir şekilde ve
anında tatmin etmeye devam eden bir annenin, bebeğini yeni davranışlar öğrenme,
yeni beceriler geliştirme, gecikme ve sıkıntıyla başa çıkma ihtiyacından mahrum
ettiğini ileri sürmektedir.
6. On temel “İyi Anne” mesajı şöyledir:
*Burada olduğuna
memnunum.
*Seni görüyorum.
*Benim için özelsin.
*Sana saygı duyuyorum.
*Seni seviyorum.
*İhtiyaçların benim
için önemli. Benden yardım isteyebilirsin.
*Senin için buradayım.
Sana vakit ayıracağım.
*Seni güvende
tutacağım.
*Benimleyken rahat hissedebilirsin.
*Beni çok mutlu ediyorsun.
7.
Anne, “Mecbur olduğum için seninle ilgileneceğim.” demez, “Seninle
ilgileneceğim çünkü bu gerçekten de önemli.” mesajını verir.
8.
Çocuğa sevgiyle bakmak… Bir araştırmacı bunun, beynin sosyal davranışlardan
sorumlu olan bölgesinin gelişiminde en kritik unsur olduğunu belirtmiştir.
9.
İnsanlar genellikle onlardan esirgenen şeyler için büyük bir acı hissederlerken
başkalarının bunları elde edebildiğini görmenin içlerinde derin bir incinme
hissi yarattığını ve buna dayanmanın zor olduğunu düşünürler.
10.
“Bir bebek için en acı veren deneyim, annenin dikkatini çekememektir. Bu durum,
kötü muamele görmekten de kötüdür. Ne de olsa anne, bebeğin dünyayla arasındaki
bağ ve esas bakıcının anne olduğunu varsayarsak ihtiyaçlarının karşılanması için
en iyi umududur.” Sue Gerhardt
11.
Unutmayın ki beynin gelişimi büyük oranda sosyal etkileşime dayalıdır ve bunun
aracılığıyla gelişir.
12.
Yetersiz annelik görmüş kişilerin büyük bir kısmı yeme bozukluğuna ve aşırı
yeme geçmişine sahiptir.
13. “Duygusal
istismar, bir ebeveynin çocuğuna yaptığı bir şeydir yani bir eylemdir. Duygusal
ihmalse bunun tam tersidir. Bir eylemin yokluğudur. Duygusal ihmal, bir
ebeveynin çocuğunu görmezden gelmesidir; duygusal istismar, bir ebeveynin
çocuğuna kötü davranmasıdır.” Jonice Webb
14.
Psikoterapinin birçok alanı ve on iki adımlı iyileşme programları,
hissedemediğiniz şeyleri iyileştiremeyeceğiniz fikrini savunur. Hissizleşmek ve
duyguları örtbas etmek, yarayı korur ama iyileşmeyi engeller.
15.
Günlüğünüze yazarken artık duygularınızla yalnız değilsinizdir. Duygularınızı içinizde
tuttuğunuzda çok daha yalnızsınızdır.
16. “Size
yapılan şey kasıtlı olmasa bile öfkelenmenizde bir sorun yoktur. Hatta içinizdeki
yaralı çocuğu iyileştirmek istiyorsanız öfkeli olmanız gerekir.” John Bradshaw
17.
Unutmayın ki bilinçaltına itilen her şey güçlenir.
18.
Bize verilenlerin zorunluluktan değil de sevgiden kaynaklandığını gördüğümüzde
bundan çok etkileniriz. Duygusal açıdan orada olmayan annelerin çocukları
genellikle annelerinden gelen ilginin zorunluluktan kaynaklandığını düşünürler.
Özgürce verilen bu sevgiyi ve bakımı alabilirsek zamanla içimizde bir haklılık
duygusu, yani ihtiyaçlarımızın önemli olduğu ve destek görmeye ve bakılmaya
hakkımız olduğu duygusunu geliştirebiliriz.
19.
Kadınların birisinin onlara sarılmasını istediklerinden ama partnerlerinin bunu
bir cinsel fırsata dönüştürmeden yapmasının çok zor bulunduğundan şikâyet
ettiklerini ne kadar sık duyduğumuzu düşünün.
20.
Bir çocuk “Sevgi bankası” gibidir. İçine ne kadar çok şey koyarsanız daha da
fazlasını geri alırsınız.
21.
Çocukluk döneminde yaşadığınız ihmalin yarasını, içinizdeki çocukla şimdi ilgilenerek
iyileştirebilirsiniz.
22.
Yetersiz annelik görmüş birçok yetişkin, anneleri onları gerçekten tanıyormuş gibi
hissetmezler ve bunun bir sonucu olarak annelerinin onlardan hoşlandığı hissine
de sahip değillerdir. Annelerinin iyi kötü onları mecburiyetten(Sadece yüzeysel
bir düzeyde) sevdiğini hissetmiş olabilirler ama insanlar oldukları gibi kabul
edildiklerini hissettikçe gerçek anlamda sevildiklerini, hatta onlardan
hoşlanıldığını bile hissetmezler.
23.
Araştırdığımız hemen hemen her alan gibi burada da aile mirasının bir rol
oynadığını görüyoruz. Genellikle ebeveynlerimiz kendi ebeveynlerinden destek
görmedikleri konularda bizi desteklemiyorlar ve biz de aynı konularda kendimizi
ve çocuklarımızı desteklemeyi reddediyoruz ya da bunu başaramıyoruz.
24.
Güçlü olmak, her şeyi tek başınıza yapacağınız anlamına gelmez.
25.
Tüm iç dünyanızı gösterebileceğiniz tek bir kişiyle duygusal yakınlık kurmanız
bile size görülüyor olma hissini sağlayacaktır.
26. “Duygular
ne kadar erken yaşlarda yasaklanırsa hasar o kadar derin olur.” Bradshaw
27. “Bir
ilişkimizin olmasını çaresizce istediğimizde bunu elde edemeyiz. Bundan vazgeçmelisiniz.
Sonra bir de bakarsınız ki o özlem duyduğunuz ilişki arka kapıdan gizlice içeri
giriyor.” Laura Davis.
28. “Mutlu
bir çocukluğa sahip olmak için asla geç değildir.” Tom Robbins
29.
Birçoğumuz yüzleşme konusunda pratik sahibi değilizdir ve hayatımıza şikâyet
ederek devam etme eğilimi sergileriz. İnsanlarla yüzleşme konusundaki en temel
kural, yaptıkları hataları başkalarına kakmak yerine onlara sizi nasıl memnun
edeceklerini söylemektir. Onlara kendilerini iyi hissedebilmeleri ve azar
işitmekten kurtulup gözünüze girmeleri için bir şans verin.
Ne güzel bilgiler... :))
YanıtlaSilMert,
Silinsanın ufkunu açıyor.
Bu kitap kitaplığımda okunmayı bekliyor, konusunu araştırarak almıştım ama henüz okumadım:) Çok güzel anlatmışsın, alıntılar çok güzel:))) 23, 24, 28 nolu alıntıları ayrı sevdim:)))
YanıtlaSilkitapkesfi,
Silmutlu bir çocukluk yaşamamışsak onu şimdi kendimizin yaşatması gerekiyor.
Harika bir kitaba benziyor Şule'cim, okumak isterim, her anne de okumalı bence, alıntılar şahane, eline sağlık:)
YanıtlaSilEren,
Silumarım sen de benim kadar seversin Eren.
Etkileyici bir kitap duruyor. Bu kitabı okumak isterdim.
YanıtlaSilshe is the man,
Siletkileyici ve sarsıcı. İnsan bazı konularda aydınlanma yaşıyor.
Çocuk doğmadan ve sonrasındaki yıllarda çeşit çeşit kitaplar okumuştum. Özellikle ilk oğlumda. İkinci de artık bazı kitapların işe yaramadığını her çocuğun kendi karakteri-dili olduğunu öğrendim. Şimdilerde hala kendimi sorgularım hatalarım neler diye. Kitap önerisi için teşekkürler
YanıtlaSilhttps://adadenizi.blogspot.com/
Silher çocuğun farklı olduğunu ben de kendi kızımdan ve çevremden gözlemliyorum. Bazen kitaplarda yazan işe yaramıyor, kendi yolumuzu çizmemiz gerekiyor.
İlkay ,
YanıtlaSilİkisi de etkileyici ve sarsıcı kitaplar. Umarım sen de benim kadar seversin İlkay.
Anne olmak zor...
YanıtlaSilHandan,
Silhem de çok zor :-(