Fakir Baykurt, Özüm Çocuktur, Literatür Yayınları, 313
Sayfa, 3. Basım, 2019. |
Serinin ilk kitabı Özüm
Çocuktur’un önsözünde şöyle yazıyor: “1929’da
sıcak bir yaz günü Akçaköy’de başlayan yaşamının köy enstitüsüne gittiği 1943’e
kadarki çocukluk yıllarını anlatıyor.”
Kitabı o kadar sevdim
ki anlatamam. Nasıl bu kadar iyi hatırlamış çocukluğunu, nasıl bu kadar güzel
anlatmış aklım almıyor. Hem çok akıcı hem çok etkileyici hem de çok keyifli bir
okumaydı. Kitapta içimi acıtan sayfalar da oldu. Hani genele hâkim olan bir
görüş var. “İnsanlar çok bozuldu, eskiden daha iyiydik.” diye. Ben buna hiçbir
zaman katılmadım. Bu kitabı okuyunca kararımın ne kadar doğru olduğunu bir kez
daha anladım. İnsanoğlu hiçbir zaman iyi değildi. Haksızlık, acımasızlık, merhametsizlik
her zaman vardı. Sadece o zamanlar sosyal medya, iletişim araçları ve kamera bu
kadar yaygın olmadığından olan biteni duymuyorduk o kadar. Bazı sayfalarda
insanların nasıl kötü olduğunu gördüm ve dehşete kapıldım.
Ben bu seriyi okumaktan
çok keyif alacağım belli oldu. Herkesin okumasını isterim ama öncesinde yazarın
birkaç kitabını okursanız otobiyografisinden daha fazla keyif alırsınız.
Siz bu kitabı okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak
ister misiniz? Fakir Baykurt’un bir kitabını okudunuz mu hiç? En sevdiğiniz
Fakir Baykurt kitabı hangisi? Otobiyografi/biyografi türünde okuma yapmak
hoşunuza gider mi? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Almanya’da bir şenliğe gittim… Anadolu
kasabalarının kiminde şenlikler gördüm. Oralarda böyle yapıları ne zaman
kuracağız? Kurduklarımızı yıkıyorlar, ne zaman yıktırmayacağız?Yazarın sekiz ciltlik otobiyografi serisi
2. Dünyaya ne zaman geldim? Anam
“Arpalar yolunurken…” derdi. Hangi ay, hangi gün? İnsanlar doğum günlerini
kendi yazmaz? Ana babası söyler. Okuryazar ise yazar bir yere. Bu gibiler için
sorun yok. Ana babası okuryazar olmayan ne yapsın? İlçedeki kütüğe yıllar sonra
yazılır onlar. Ölen kardeşin yerine sayılan da olur.
Kimliğimde 1926 yazılı. Elli yaşında yurt
dışında dolaşırken resmi kâğıtlara yazılmak için doğum günüm soruldu. “1926
Arpalar yolunurken!” Bunlar bilgisayara verildiği için ayı, günü de istediler.
“Yok” dedim, inanmadılar.
Akçaköy’de arpalar haziranda yolunur.
Almanya’da eşiyle çocuğuyla bir buçuk milyon yurttaşım
var. Çoğunun doğum günü, ayı yok. Demek ulusal bir yoksunluk bu! Almanlar
kendileri kronometre ile doğduğu için bize şaşırıyor: “Hiç doğum günsüz insan
olur mu?”
Berlin’de senatoya kadar gitti konu. Karar
çıkardılar, doğum günsüz Türklerin hepsi 1 Ocak doğumlu kabul edildi.
3. –Büyük sofra olalım.
-Ama onca insan sığar
mıyız?
-Gönlün sığdığı yere
köy sığar.
4. Kim bana yardım edecek? Bacım,
kardeşim mi? Ben umarım bacımdan, bacım ölür acından.
5. Oğlunu esirgeyen hocaya, kızını esirgeyen kocaya vermezmiş.
6. Acıyan yerin ayrı acıkan yerin ayrı.
7. Bir daha anlıyorum, iyi insan olmak zor. Kusurlarını Tanrı görmese
kendin görüyorsun.
8. Okumuşların hepsi bilgili, okumamışların hepsi bilgisiz değildir.
9. Ağustosta başı pişmeyenin zemheride aşı pişmez.
10. Ayda yılda gördüğüm doğan gibi,
her gün gördüğüm soğan gibi.
11. Onlar “Allah Allah” diye saldırır, biz “Allah Allah” diye kaçardık.
(1. Dünya Savaşı’nda Türklerle Arapların savaşmasını anlatırken.)
12. Çok eski Türkmen yöresine göre ilk gece üç döşeğin üstünde yattı
konuk. İkinci gün birini çekti, iki döşekte yattı. Üçüncü gün, sonraki günler
bizden biri oldu, tek döşekte yattı artık.
13. Ömrüm kıtlıklarla, yokluklarla, on dört yıla varan askerlikle,
tutsaklıkla, başımdan atamadığım bir karının mahkemesiyle geçti. Yakında ölüp
gideceğim, aklı başında bir hükümet görmedim. Hiç mutlu, tatlı yaşamadım.
Altı çizili sözler çok güzel 👍👏
YanıtlaSilBLoG Dedektifi,
Silyazarın cümlelerine bayılıyorum. Hem doğal hem etkileyici.
Fakir Baykurt senden görerek not aldığım bir yazardı, biyografisini de şimdi sende gördüm bak. Ben önce şu diğer kitaplarını bi okuyayım. :)
YanıtlaSilshe is the man,
Silromanlarıyla başlaman daha iyi olur canım. Birkaç kitabını okuduktan sonra hayatını okursan daha etkileyici oluyor.
Okumadığım bir yazar muhakkak okuyacağım.
YanıtlaSilYüreğimin İklimi,
Silbence seversiniz :-)
baykurt önemli romanlarını okudum, otobiyografisini görmediydim, bayılırım böyle kitaplara saool :)
YanıtlaSildeeptone,
Silben de severim otobiyografi, biyografi ve anı okumayı. Edebiyatımızda hayatını bu kadar uzun ve detaylı yazan çok az isim var, belki de hiç yok. Fakir Baykurt iyi ki yazmış.
aaa çok merak ettim okumalıyım mutlaka..tşkrlr ..sevgiler..
YanıtlaSilBabaannemintakvimciği,
Silrica ederim. Şimdiden keyifli okumalar :-)
En sevdiğim yazarladan biri. Pek çok kitabını da bitirdim, kütüphaneme kattım. Ama otobiyografisini okumadım henüz.
YanıtlaSilAda Deniz,
Silben hayatını merak ettiğim için otobiyografisine başladım. Otobiyografisi bitince roman ve öykülerini okuyacağım.
On binlerce kağnı adlı kitabını okumuştum. O zaman yorumlarda bana Eşekli kütüphaneci'yi ve Özüm çocuktur'u tavsiye etmişler, Fakir Baykurt okumalarına devam etmeliyim :)
YanıtlaSilışınonur,
Silben ikisini de okudum. Ben de ikisini de öneririm. Bence seversin :-)
Sen ne zaman yazsan "okuyacaktım" diyorum Fakir Baykurt için Şule'cim, yine dedim, inşallah yakında:)) eline sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilEren,
Silbir gün kısmet olur umarım Eren.
Daha hiç okumadım, aklımda bulunsun. Teşekkürler paylaşım için. :)
YanıtlaSilduygu emanet,
Silumarım okur ve sen de benim gibi seversin.
Ben ne yazık ki yazarın henüz hiçbir kitabını okumadım.
YanıtlaSilDerya,
Silyazarın kitaplarını basan yayınevi pek bilinmediği için yazar da geri planda kalıyor sanırım. Yoksa bir Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Reşat Nuri kadar iyi kalemi.
İlkay,
YanıtlaSilben çok sevdim İlkay. Yazar anılarını hem çok detaylı hem çok güzel anlatmış. Gerçekten o çocuğun hayatı gözünün önünden geçiyor. Bu seriyi okuduğum her an keşke her yazar hayatını bu şekilde kendisi yazsaymış diye düşündüm. Maalesef edebiyatımızda otobiyografi,anı gibi türlerde çok fazla üretim olmamış.