Herkese
merhaba. Uzun zamandır mim yazısı yazmıyordum. İki mime birden davet edilince
birinden başlayayım dedim. Sevgili Kağıt Salıncak beni mimlemiş (İsmine tıklayarak onun yazısını okuyabilirsiniz). Mimin konusu çocukluğumuzda
okuduğumuz , duyduğumuz , etkilendiğimiz bir hikaye. Çocukluğumdan
itibaren beni en çok etkileyen insanlardan biri olan anneannemi ve onun hikâyesini
yazmak istedim.
Ninem torunlarıyla birlikte. Ayaktaki kırmızı tişörtlü benim. |
Anneannem
köyde doğmuş büyümüş. Beyaz tenli ve çok güzel bir genç kızmış. O zamanlar
solmaz mavi isminde bir yemeni varmış, nineme de güzelliğinden dolayı solmaz
mavi derlermiş. Ninem 16 yaşına geldiğinde teyzesinin oğlu onu istemiş ama
ninemin annesi “Ben kızımı zengin bir adama vereceğim.” diyerek kardeşinin ve
yeğeninin isteğini reddetmiş, ninemi bir evin bir oğlu, bir sürü tarlası olan
bir adama vermiş ama adam evlendikten bir süre sonra rahatsızlanmış. Tam dört
sene ninem kocasına bakmış. Adam ölüm döşeğinde kardeşlerine “Zeynep’in hakkı
çok, ben ölünce ona hakkını verin.” diye vasiyet etmiş. O zamanlar köy yerinde
resmi nikâh yapılmıyormuş. Ninemin kocası vefat edince, adamın kız kardeşleri “Bizim
kardeşimiz bekar öldü.” diyerek nineme adamın servetinden bir kuruş bile
vermemişler. Bu arada ninemi isteyen teyzesinin oğlu başka bir kadınla
nişanlanmış ama ninemin kocasının öldüğünü duyunca nişanı bozup ninemle
evlenmiş. Günümüzde bile boşanmış ya da dul bir kadının bekar bir erkekle
evlenmesini onaylamayan, buna karşı çıkan insanlar varken bundan yaklaşık
yetmiş yıl önce bir köyde dedem ninemle, nişanlısından ayrılıp evleniyor. Bu arada
o adam benim dedem oluyor. Ninemle birlikte yedi çocukları oluyor ama ninem 37
yaşındayken dedem ölüyor ve ninem ikinci kez dul kalıyor. Yedi çocuğu olmasına
rağmen ninemin talipleri oluyor ama ninem “İki koca aldım. İkisi de öldü. Üçüncüyü
alırsam o da ölür.” diyerek taliplerini reddediyor ve bir daha evlenmiyor.
Dedemin ölümüyle ninem çocuklarıyla köydeki tarlalarını
ve evlerini satıyor, Adana’ya taşınıyorlar. 1980’li yıllarda, o karışık
dönemlerde ninem tek başına dört kız, üç erkek yedi çocuk büyütüyor. Erkekler bir
meslek sahibi oluyor, kızlar iyi evlilikler yapıyor ve herkesin beğeniyle
baktığı evlatlar oluyorlar.
Nineme
ben “Hükümet gibi kadın.” derdim. Çok güçlü, çok akıllı, kimseye muhtaç olmadan
yaşayan biriydi. Aynı zamanda çok da komikti. Gerçi o espri olsun diye
konuşmuyordu ama biz torunları onun laflarına çok gülerdik.
Ninem
87 yaşında vefat etti ama son 3-5 senesinde sürekli ölümden bahsederdi. Yeteri kadar
yaşadığını ve ölmek istediğini söylerdi.
Adana’nın Buruk Mezarlığı diye büyük bir
mezarlığı var. Kuzenim çalışmak için Irak’a gideceği zaman ninemle arasında
şöyle bir konuşma geçmişti:
Kuzenim:
Nine ben gidiyorum.
Ninem:
Nereye Mahmut?
Kuzenim:
Irak’a.
Ninem:
Ben de gidiyorum Mahmut.
Kuzenim:
Nereye nine?
Ninem:
Buruk’a. J
Ninem
teyzemlerle her yaz yaylaya çıkardı. Bir keresinde gelecek sene yaylaya
gelmekten bahsedilirken “O zamana ölünecektir zaar (zahir)” demişti de yine çok
gülmüştük J
Neyse
ki acı çekmeden huzurlu bir şekilde hayatını kaybetti ninem ama onunla daha çok
vakit geçirmek, daha çok sohbet etmek isterdim. Bizim yanımızda fazla kalmazdı
çünkü ona göre anneye erkek evlat bakmalıydı. Babamdan, daha doğrusu bütün damatlarından
çekinirdi, yük oluyorum diye düşünürdü. Halbuki biz onun bizimle kalmasından
çok mutlu olurduk.
Ninemin
de etkisiyle Zeynep ismini çok seviyorum. İleride kızım olursa eğer ismini
Zeynep koymak istiyorum. Kaderi değil ama karakteri nineme benzerse çok
sevinirim. Allah Ahmet eylesin ninem. Huzur içinde uyu.
Siz
de çocukluğunuzda sizi etkileyen kişileri, hikâyeleri, kitapları ya da çizgi
filmleri anlatmak isterseniz mimlendiniz varsayın. Çocukluğunuza inersek
hepinizden güzel yazılar çıkar diye düşünüyorum. Yazılarınızı yorum olarak
atarsanız zevkle okurum. Şimdilik hoşça kalın, başka bir yazıda görüşmek üzere.
NOT: Zeynep'ten bu kadar bahsetmişken Erkan Oğur'un o mükemmel türküsünü dinlememek olmaz. Bu türküyü de çok seviyorum.
Güzel Bir mim ollmus bazen ondanın kaderi iste nerde ne zaman değişecek belli olmuyor😥 iyi bloglamalar
YanıtlaSilBlog Yazarki, çok teşekkür ederim.
SilAllah Rahmet etsin, canım ne güzel anları , anıları bırakıyorlar. Zeynep ismini ben de çok severim , kızım olmadı olsaydı koymayı düşündüğüm isimdi zeynep , umarım senin hayalin olsun :D
YanıtlaSilKİTAP EYLEMİ, çok teşekkür ederim hem yorumun hem de güzel dileklerin için :-)
SilTevafuk Zeynep benimde kızım olursa diye seçtiğim isim :) Erkan oğurdan var mı bir tane daha?Zeynebi bu kadar güzel kim seslendirir li
YanıtlaSilAslıhan T. Zeynep ismini sevmeyene henüz rastlamadım. Bu türküyü ben de çok severim.
SilÇok güzel bir mim olmuş, okurken çok keyif aldım :) Çok güzel anıların varmış. :)
YanıtlaSilAllah ninene Rahmet eylesin.
esra ünal, amin. Çok teşekkür ederim.
SilKeyifle okudum yazınızı. Allah rahmet eylesin anneannenize. Çok güçlü bir kadınmış .
YanıtlaSilNilüfer Akdemir, evet öyleydi. Çok teşekkür ederim.
Sil37 yaşında dul kalmak ve o dönemde tek başına çocuk büyütmek... Eski toprak dedikleri gerçekten de böyle oluyor galiba.. Ben anneannemi hiç tanımadım ama o da genç yaşında dul kalmış ve annemin anlattığına göre çevre çok baskı yapıyormuş o zamanlar dul kadınlara, evlensinler diye. Zor zamanlarmış vesselam... Zeynep ismini ben de çok severim.. Huzur içinde yatsın, mekanı cennet olsun Zeynep ninemizin :')
YanıtlaSilGözde Türker, teşekkürler Gözde'cim :-)
Sil