April Yayıncılık, 360 Sayfa, 1.Baskı,2018 |
En
sevdiğim yazarlardan olan Murat Menteş’in yeni kitabının çıktığını duyunca
hemen alıp okumak istedim. Eylülde basılan kitabın birinci baskına yetiştim
(Kitabın ilk baskısı yüz bin adet yapılmış).
Kitapta
yazarın diğer romanlarından kahramanlar da konuk olmuşlar. Onlara rastladığım
bölümlerde tanıdık birilerine rastlamışım gibi mutlu oldum, gülümsedim J
Yazarın
her kitabında olduğu gibi Antika Titanik’te de Alper Canıgüz’e bir selam vardı.
Kitabın kahramanlarından biri Canıgüz’ün son kitabı Kan ve Gül’ü okuduğunu ve
çok sevdiğini söylüyordu.
Kitabın
sonu açık kalmış. Bazı bloglarda bu durum kitabın devamı gelebilir diye
yorumlanmış ama ben kendi adıma buna katılmıyorum. Korkma Ben Varım da açık
sonla bitmişti ama yıllar geçmesine rağmen kitabın devamı gelmedi. Bence her
şeyi bir sona bağlayıp kesin bir final yazmak yazarın tarzı değil.
Kitabın
kapağı bana çok yorucu geldi. Yazarın kitaplarındaki tempoyu vurgulamak için
böyle karmaşık bir kapak tercih etmiş olabilir ama kapağa bakmak başımın
ağrısına sebep oluyordu diyebilirim. Bu kadar karışık ve renkli bir kapağa hiç
gerek yoktu bence.
Yazarı
sevenler Antika Titanik’i kaçırmayacaktır ama bence bu kitap, yazarın diğer
kitaplarına göre biraz vasat kalmış. Bu yüzden yazarla ilk kez tanışacaklara
Antika Titanik’i önermiyorum.
Yazarın
okuduğum dört kitabı benim için şu şekilde sıralanıyor (Kitapların ismine
tıklayarak kitapla ilgili yorumuma ulaşabilirsiniz:
Ruhi Mücerret > Korkma Ben Varım > Dublörün Dilemması > Antika Titanik
Siz
Murat Menteş’i hiç okudunuz mu? En çok hangi kitabını seviyorsunuz? Okumayı
düşünüyor musunuz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek
üzere
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “%90 ihtimalle.” diyor. Fakat onun
doğruyu söyleme ihtimali %10.
2. Akli dengemiz; unutmanın kahrolası
imkansızlığı ile hatırlamanın lanet zorluğu
arasında korunur.
3. Rüyalarımın kadınının hayalindeki
erkek değildim.
4. Tüm gezegende her yıl ortalama 400
milyon kahve içilir Şifa. İki fincan da biz içelim baş başa.
5. İlk görüşte aşk zamandan tasarruf
sağlıyor fakat birtakım sürprizlere de yol açabiliyor.
6. İnsanların dudak izleri de parmak
izleri gibi birbirinden farklıdır. İkimizin de dudak izleri birbirinin aynı
oluncaya dek öpüyorum seni Şifa.
7. Makyajsız tartıldığında iki kilo
eksik gelir.
8. İnsanı yaşatan yalanlar ile öldüren
gerçekler arasında mekik dokursun.
9. Darağacından sökülüp tabuta çakılan
çivi kadar talihsiz hissediyordum.
10. İçimden bir ses “Kendini dinlemekten
vazgeç.” diyor.
11. Sağlıklı yaşam, sağlıklı ölüm için
şarttır.
12. Çok isterdim… ama hiç istemiyorum.
13. Onun iyimserliği beni karamsarlığa
sevk ediyordu.
14. Zaten dünyadaki aksiliklerin çoğu,
erkeğin kendini tutamamasından veya çok fazla tutmasından kaynaklanır.
15. Sevdiğim şeylerin bile nefret ettiğim
bir yönü vardır.
16. Fikir değiştirmiyorsan yeterince
düşünmüyorsun demektir.
17. Aşk üçgeni “Seveni sevmeme” ilkesiyle
hareket eden üç salağın oluşturduğu geometrik osuruktur.
18. Alıntılardan nefret ederim.
19. 19.asırda yaşamış 20.asır filozofu
(roman yazması sizi yanıltmasın) Oscar Wilde’ın hep haklı çıkmasından gıcık
kapıyorum. “Erkek, kadın tarafından enseleninceye dek onun peşinden koşar.”
20. Sürekli mutluluk yoktur ama kronik
depresyon vardır.
21. Ağlamanın hiçbir işe yaramadığını
bilmek gözlerimi yaşartıyor.
22. Hayatımın şafağı söktü senin nurunla
Gözlerini görmeden evvel hiç yaşamadım
Bakışların mazimi çarpıverdi sıfırla
Kaderimi sevmeye işte şimdi başladım
Eskiden beri kalbim doluydu hasretinle
Aşkınla kör karanlık bile harikulade
Mazi ajandasını silip geçti melekler
Yaşanmamış demektir sensiz hiçbir saniye.
23. Sürekli alaycılık, ciddi bir
depresyon belirtisidir.
24. Bir kimseyle sinemaya gitmemişseniz
iyi arkadaş sayılmazsınız.
25. Akıllı kişiler, mantığın her zaman
işe yaramadığını bilirler.
26. Tam bir yazar konuşması. Bir bok
anlamadım ama çok etkilendim.
27. Hiçbir şey istememeyi kim istemez?
28. Tekeşlilik istiyorsan kuğu,
denizanası veya penguenle evleneceksin.
Yazarı yıllar öncesinden bir tv kanalındaki "Klark" programından tanıyorum. Ancak hiç bir kitabını okumadım. Okursam, tavsiyeniz üzerine Antika Titanik’inden başlarım.
YanıtlaSil
SilKitaplara Kaçanlar,
o programı bilmiyorum. Youtube'tan kayıtları varsa bakayım. Yazarın konuşmasını hiç duymadım desem :-)
Yalnız ben Antika Titanik'ten başlamayın dedim. Bence yazarla Ruhi Mücerret kitabıyla tanışmalısınız.
Murat Menteş hiç okumadım ama yazınızdan sonra mutlaka okuyacağım.
YanıtlaSil
SilGAMZE AKCAN,
yazarın seveni de sevmeyeni de çok. Umarım siz sevenlerden olursunuz :-)
Sadece Dublorun Dilemmasi'ni okudum, elimde Ruhi Mucerret ve Korkma Ben Varim var, hangisini once okusam diyordum, yazindan gordugum kadariyla Ruhi Mucerret'i okumaliyim:) Alper Caniguz de benim en sevdigim yazarlardan, yeni kitabi ciksa da okusam diye sabirsizlandiklarimdan.
YanıtlaSil
SilYasemen Ç.
Alper Canıgüz'le Murat Menteş'i tarz olarak benzetiyorum ben. İkisini de okumak çok keyifli oluyor :-)
Bende adına ve kapağına bayıldım kitabın :)
YanıtlaSil
SilDevrik Cümleler,
kapak bana fazla renkli geldi. Ben en çok Korkma Ben Varım'ın kapağını seviyorum.
İsmini çokça duyup tanışmadığım yazarlardan maalesef... Okumaya karar verdiğimde tavsiyene uyacağım ♥
YanıtlaSil
SilOytunla Hayat,
bence sen seversin Murat Menteş'i :-)
Murat Menteş'i nedendir bilmiyorum ama sevemedim. Ruhi Mücerret i okudum ama benim tarzım değil gibi geldi ya da çok övüldüğü için beklentim artınca kitap karşılayamadı. Bu kitapta da aynı durum söz konusu olacak diye korkumdan erteliyorum :)
YanıtlaSil
SilNeşeli Kitap Vagonu,
Ruhi Mücerret'i sevmediysen bunu hiç sevmezsin bence. Murat Menteş herkese hitap etmiyor. Yakın arkadaşlarımdan biri Ruhi Mücerret'i bitiremedi, yarım bıraktı ama ben çok severek okumuştum. Zevk meselesi :-)
Bunu dikkate alacağım :) iyice ileri tarihlere itiverdim :)
SilNeşeli Kitap Vagonu,
Silyazarı ya çok seviyorsun ya da hiç sevmiyorsun. Sen tarafını seçmiş gibisin :-)
İlginç cümleler, yorumlar. Merak uyandıran tarzı var.
YanıtlaSilBeyaz Yakalı,
Silyazarın tarzı için en güzel tanım bu galiba: İlginç :-)
Ben de çok severim yazarı ama dediğin gibi bu kitap bir hayal kırıklığı oluşturmadı değil ve evet sanki sonlara bağlamayı sevmiyor. Dublörün Dilemması'nı okuyalı yıllar oldu ama sanki oradaki son da böyle bir "he deyip geçme"lik bir kıvamda idi.
YanıtlaSilKapak güzel ya bence, Ruhi Mücerret'ten itibaren bu tip kapaklara geçti herhalde. Ben de sanırım ilk okuyacak olana Dublörün Dilemması'nı tavsiye ederdim.
SilBeyza Mollaahmetoğlu,
Ruhi Mücerret'in kapağı da ekranlıydı ama etrafı sadeydi. Bunda bütün sayfa dolu olduğu için gözümü yordu.
Umarım bir sonraki kitabında beklentilerimizi karşılar :-)