Erdal
Öz, Yarın Nasıl Bir Gün Olacaksın (Günlükler), Can Yayınları, Hazırlayan: Ayşe
Sarısayın, 429 Sayfa, 1. Baskı, 2016. |
Takip ettiğim bloglarda yazarın beğenilen
birkaç romanını okuma listeme eklemiştim. Yaralısın, Odalarda gibi. Bu kitabın
yorumunu sevgili Kitap Eylemi’nde gördüm ve hemen ilgimi çekti. Normalde arkadaşlarımın
önerilerini bu kadar hızlı dikkate almam ama bu kitabı kısa sürede aldım ve
okudum.
Günlükler kırk yılı aşkın süreyle yazılmış ama
tabii arada uzun yıllar ara da vermiş yazar. Günlüğe başlarken 20’li yaşlarında
okumaya gönül vermiş bir öğrenci. Sonrasında gözaltı, hapishane, mahkûmluk
yılları ki bütün bunları yaşamasının sebebi kitapevinde kullandığı paket
kağıtlarının üstüne ünlü yazar, düşünür ve siyasetçilerin sözlerini basması. Bu
bölümler bayağı uzun sürüyor. Kitabın sonlarına doğru öyküleriyle ödül kazanan
saygın bir edebiyatçı. Yazarın hayatının bütün dönemlerine hızlı bir bakış
atıyoruz.
Kitabı okumak benim için çok keyifliydi. Keşke zamanım
ve imkânım olsaydı da tek seferde, ara vermeden, bir oturuşta okusaydım. Yazarın
hayatı gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçseydi. Bunun yerine genellikle
okulda olmak üzere iki haftada bitirdim kitabı.
Kitapta çok fazla yazar, şair ve kitap ismi
geçiyor. Çoğu bilindik ama ilk kez duyduklarım da var. Doğal olarak bu kitap
bana okumak istediğim birçok kitabın kapısını araladı.
Günlüklerinin çoğunu hapishanede yazdığı için
sansürden dolayı düşündüklerini tam olarak yansıtmamış. Özgür olduğu zamanlarda
da evliliğinin şeffaf olmasına engel olduğunu söylüyor. Keşke yazarın
düşüncelerini içinden geldiği gibi okuyabilseydik.
Şimdi öğrendiklerim ışığında yazarın roman ve
öykülerini okumak istiyorum. Var mı önerebileceğiniz bir kitabı?
Siz bu
kitabı okudunuz mu? Okumak ister misiniz? Yazardan okuduğunuz bir kitap var mı?
Günlük türünü sever misiniz? Günlük türünde sevdiğiniz kitaplar var mı? Yorumlarınızı
bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Önem bakışında olsun, baktığın şeyde değil.” Andre Gide
2. Dilimi; bütün güçlüklerine, eksiklerine rağmen
çok seviyorum.
3. Flaubert’in yazarlık hayatı boyunca en çok
pişmanlık duyduğu şey Madam Bovary romanındaki şu cümleymiş: “Portakal
ağaçlarının çiçeklerinin çelengi…”
4. Sanatla
ilgisiz kişilerin dostluklarını da sevmiyorum. Sanatın, edebiyatın insanı
ayıklayan bir yanı da var sanki.
5. “İnsanın dilediği gibi yaşamasına engel olan
iki güç var: Biri Tanrı, biri de insanlar.” Maksim Gorki
6. “Topluluk içinde yaşa ama yalnız olduğunu
unutma.” Maksim Gorki
7. “Dünya insanlar için karanlık bir gecedir.
Herkes kendi yolunu aydınlatmak zorundadır.” Maksim Gorki
8. Küçük insanların umutlanışı büyük oluyor.
9. Ne hoş kız Gülten(Akın). Evli olmasa, kocası
da dünyanın en hoş insanlarından biri olan Yaşar olmasa ona tutulabilirdim.
10. Paranın olmadığı bir dünya kim bilir ne güzel
olurdu. Paradan korkuyorum.
11. “Artık anlıyorum ki başlangıçta Tanrı, her
insan için özel bir dünya yaratmıştır. İşte hepimiz, içimizde olan bu dünyada
yaşamaya çalışmalıyız.” Oscar Wilde
12. “Güzel kitaplar yazamasam bile güzel kitaplar
okuyabileceğim. Hangi iç açıklığı bundan daha güzel olabilir?” Oscar Wilde
13. “Güzel bedenler için zevk, güzel ruhlar içinde
ıstırap gerektir.” Oscar Wilde
14. Eskiden
insanlarla alay edenlere kızardım. Değişmişim. Öyle anlar oluyor ki o kişiden
başka türlü kurtulamayacağını anlıyorsun. Onunla alay etmesen içinde büyüyen
öfkeden kurtulamayacaksın. Ben de bunu yapıyorum.
15. Hayal ile gerçek birbirine çok uzak buralarda.
16. Uzun uykularım da oluyor. On saat, on iki
saat… Böylece zamanı da, kendimi de daha hızlı öldürmüş oluyorum.
17. Sevgili Rilke, sen benim için kutsal kitabımı
yazansın.
18. Gonçarov, Oblomov’u bir ayda yazmış: “Bu büyük
romanın bir ay içinde yazılmış olması belki olanaksız görünebilir ama unutmayın
ki bu kitabı yıllarca kafamda yaşadım; onu yalnızca kâğıda geçirmek kalmıştı.”
19. Pek çok şeye geç kaldığımı anlıyorum ama bu,
yetişmeye çalışmama engel değil.
20. Nasıl büyük bir usta Balzac. Balzac’tan az
kitap okudum. Bağışlanamaz bir suç bu.
21. Ezilenler
(Dostoyevski) müthiş bir kitap. Daha güzeli yazılamaz denecek kadar güzel.
22. Az önce Dostoyevski’nin bütün kitaplarının
masanın üzerine yığmış karıştırıyordum. Annem, bütün bu kitapları bir kişinin
yazdığını anlayınca, “Kim bilir ne çok para kazanmıştır,” dedi. Ne dersin
sevgili yazarım?
-İlk romanımda borçlarımı ödemem gerek. Bunu
başaramazsam kendimi asabilirim.
-Kendime iki lira bulmak için pantolonlarımı
rehine koymak zorunda kaldım. Çocuğunu emziren karım, kendi son kışlık yün
etekliğini rehine koyacak. Ve her şeye rağmen işte iki gündür buraya kar
yağıyor.
-Çok ödeyeceğim. O kadar çok param olacak ki,
bana o kadar çoğu gerekli ki.
23. Yalnızlığı
seviyorum ama insansızlığa dayanamıyorum. Bu iki kavramı birbiriyle
karıştırmamak gerek.
24. Ben bütün kötülüklere karşı dayanıklıyım.
Yeter ki dostlar gül atmasınlar.
25. Sevgili Senem (Yazarın kızı). O küçücük
bedeninde, üstün bir akıl, yüce bir yürek taşıyorsun. Çok mutsuz olacaksın!
Akıl ağır işlese kişi daha mutlu oluyor.
26. “Buna çavuş dayağı derler,” dedi çavuşlardan
biri. Daha önce dayak yemiş. “Copla mı?” diye sordular. “Sopayla,” dedi yeni
gelen. “O polis dayağı, o bir şey değil, sen bir asker sopası ye de gör,” dedi
biri.
27. “Nerelisin?”
sorusunun altında “Bölgecilik” yatıyor. Korkunç bölgeci ve meraklı bir halkız.
28. “Bir yazar büyük ölçüde okunmak için yazar.
Tersini söyleyenlere hayran olalım ama inanmayalım.” Camus
29. “Ama aceleci, aç bir okur değildi. İkinci,
üçüncü, dördüncü okuyuşların, ilkinden daha çok tat verdikleri bir yaşa
gelmişti. Calvino-Bir Okurun Serüveni
30. “Her denize gitmek için yola çıkmadan önce, en
zor iş, ağır kitap valizini hazırlamak olurdu. Amadeo, her yıl, yeniden
okunacak ünlü kitaplarla, ilk kez okuyacağı kimi yazarları seçerdi.”
Calvino-Bir Okurun Serüveni
31. “Kitaplardaki yaşamın tadını hiçbir şey
vermiyordu.” Calvino-Bir Okurun Serüveni
32. Okurun,
“Okuma özgürlüğü” kadar “Okumama özgürlüğü”ne de sahip olduğuna inanıyorum.
Okurun, bir kitabı okumaya başlayınca, ilgisini çekmezse kitabı kaldırıp atma
özgürlüğü olduğuna inanıyorum. Ona, başlayınca elinden atamayacağı, yarısında bırakamayacağı
kitaplar vermenin güçlüğünün, yazarın üstesinden gelmek zorunda olduğunu
sanıyorum.
33. Yüzyılımızın en büyük yazarını (Gabriel Garcia
Marquez) ne zaman okusam gerçektne büyüleniyorum.
34. “Gerçek yazar yaşamadan edebilir, otuz gün
sokağa çıkmayabilir ama yazmadan edemez.” Mehmet Güreli
35. Atılacak
ne kadar şey çıktı yine. Atmak, özgürlüğe bir adım daha yaklaşmaktır. Atmak,
soluk almaktır. Atmak, yıkanmak, durulanmak, ayıklanmak, yalınlaşmaktır.
36. Çarşamba akşamı Umberto Eco’yu yemeğe götürdük.
Çok hoş bir insan.
37. “Gülün Adı’nı yazdıktan sonra roman okumaktan
nefret ettim. Benden kötü yazanlardan nefret ettim. Benim kadar iyi yazanlardan
da nefret ettim. Ama benden daha iyi yazanlardan en çok nefret ettim.
Okuyamadım.” Umberto Eco.
38. Evli
olmasaydım bu günlük notlar kesinlikle başka türlü olurdu. Evlilik, günlük
tutmakta bile bir ön sansür getiriyor. Bu bir gerçek.
39. “Düşünüyorum da anlıyorum: Ben kendini
beğenmiş bir kişiyim. Sevmediklerimin övgüsü de yergisi de ilgilendirmez beni. Öyledir
paşa gönlüm.” Nurullah Ataç
40. “… Okumadan geçemediğim için okuyorum,
sıkılsam da okuyorum. Düşünmek için okuyorum, hayran olmak için okuyorum,
eğlenmek için okuyorum. Okuyup yoruluyorum. Dinlenmek için gene okuyorum.”
Nurullah Ataç
41. Okurun amacı, okuduğu kitaptan keyif almaktır.
Keyif almıyorsa kaldırıp atma hakkına sahiptir.
42. Bugün Orhan Pamuk geldi yayınevine. O, kendini
yalnızca Yaşar Kemal’le kıyaslıyor. İkisinin dışında da, açık ki, hiçbir yazarı
var saymıyor.
43. “Bireyciyim. Bireycilik, toplumu
düşünmemek, yadsımak demek değildir. Toplum içine alışacağız diye kendimizi
unutmamak demektir.” Nurullah Ataç
44.
“Bir kitabın çok okunması, bir yazarın çok tutulması iyiliğini göstermezse de
iyi olmadığını da göstermez.” Nurullah Ataç
45.
“Çoğunluk daima haksızdır; tutkularına sarılır, gücüne güvenir de onun için.
Çoğunluktan olan kişiler, düşünmeyi, incelemeyi gerekli bulmazlar. Birbirlerine
uyar, birbirlerinin sözlerine çabuk kapılırlar. Yanıldıkları anlaşılınca da
suçu birbirlerine atarak sorumluluktan kurtarırlar yakalarını.” Nurullah Ataç
46.
“İnsanlar her yerde böyle. Yaldızlı karyolalarda çift yatanlar bile tek.
Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada
her şey bir insanı sevmekle bitiyor.” Sait Faik Abasıyanık
Yazarı bilmiyordum, kitap ilgi çekici görünüyor. Alıntılara da göz attım. Tanıtım için teşekkürler.
YanıtlaSilduygu emanet,
Silyorumun için ben teşekkür ederim :-)
Dikkate aldığın için teşekkürler, çok fazla kitaptan ve yazardan bahsedişi çok güzeldi, dediğin gibi biraz yüzeysel kalmış malum hapishane defterlerinden olunca günlükler, en sevdiğim sözü:Yalnızlığı seviyorum ama insansızlığa dayanamıyorum. Bir iki kitabını daha okudum ama sanırım bloga bakmak lazım ya da yeni okumalarımı takipte kalman şart :D sevgili Şule sağlıkla kal, kitaplarla kal, hoşça kal...
YanıtlaSilKitap Eylemi,
Siltakipteyim Eylem. Senin sayende yeni kitaplar keşfetmek istiyorum :-)
Ben birkaç yıl önce bir Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ne katılmıştım. Orada dersler başlamadan hocamız üç kitap ismi vermişti okumamız için, biri de bu yazarın Yaralısın adlı kitabıydı. Ben diğerlerini almıştım, Yaralısın'ı okumadım ama hep aklımda :)
YanıtlaSilışınonur,
Silhadi ya. Bak şimdi çok merak ettim Yaralısın'ı. Mutlaka okuyacağım. Teşekkürler Işın.
Alıntılar şahane gerçekten, okumalıyım dedim eline sağlık:)
YanıtlaSilEren,
Silben de Eylem'de görüp böyle düşünmüştüm. Sonra güzel denk geldi, aldım okudum :-)
Alıntılar çok güzelmiş, özellikle 10. alıntı çok anlamlı geldi bana:))) Emeğine sağlık:)))
YanıtlaSilkitapkesfi,
Silsenin alıntılarda en sevdiğini ya da etkilendiğini sayı vererek yazman çok hoşuma gidiyor. Hemen yukarı çıkıp o alıntıyı okuyorum :-)