Biliyorum
eylül biteli çok oldu ama bloguma ancak yazabiliyorum. Daha ekim ve kasım
aylarını yazacağım için girişi kısa tutuyorum J
Eylül
ayında 8 kitap okumuşum. Neler okuduğuma gelirsek:
PUCCA – O
ADAM BURAYA GELECEK
Ben
bir seriye başlayınca o seriyi çok sevmesem de devam kitaplarını almadan
duramıyorum. Bu yüzden artık seri kitaplara başlarken çok seçici davranıyorum.
Pucca'nın günlüklerini yıllar önce okumuştum. Son kitabı çıkınca ve kitabı
indirimli yakalayınca dayanamadım ve aldım. İki günde bitirdim ama vaktiniz
varsa bir günde, birkaç saatte de rahatlıkla biter. Pucca aynı Pucca ama ben
aynı Şule değilim. Eskiden yazarın kitapları komik gelirdi bana,
gülerdim ama şimdi yazarın yaptıkları saçma ve kötü geliyor. Sanırım olgunlaştım
J Bu kitapta
Pucca’nın kocasıyla olan ilişkisi anlatılacak sanmıştım ama o konu diğer
kitapta anlatılacakmış. Yeni kitabı alır mıyım, sanmıyorum.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. O kadar acaba
var ki aklımda, “Keşke”ye dönüşmeye hazır.
2. Olgun olmak
çok sıkıcı ya. Kararlarını kendin vermek zorunda olduğun yetmiyor gibi bir de uyguluyorsun
da.
ER MEKTUBU
GÖRÜLMÜŞTÜR
Er
Mektubu Görülmüştür, Balyoz mağduru Türk subaylarına gönderilen destek
mektuplarından oluşuyor. Balyoz Operasyonu ile tutuklanan ve yıllarını hapishanede
geçiren askerlerin masum olduğunu şimdi biliyoruz ama bunu o zamandan bilen
insanların mesajlarını okumak ve insanların boş yere çektikleri acıları
düşünmek insanı sarsıyor. Bugünleri, bu olayları unutmamak ve ders çıkarmak için
her kütüphanede olması gereken bir kitap.
İSKENDER
PALA – İSTANBULCUNUN SANDIĞI
Sevgili
Dilek’in bana hediyesi İstanbulcunun Sandığı’nı da eylül ayında okudum. Dilek’in
on beş gün önce annesi vefat etmiş. Biraz önce ona başsağlığı mesajı yazarken
şimdi onun hediyesini yorumlamak garip hissettirdi.
İstanbulcunun
Sandığı bir İstanbul güzellemesi. Tarih boyunca İstanbul'da kimler, hangi
önemli olayları yaşamış o anlatılıyor. En sonda da yazarın İstanbul’la
tanışmasını okuyorsunuz. İstanbul’u seven ve tarihini merak eden arkadaşların
severek okuyacağı bir kitap ama İstanbul bana itici geldiği için ve insanlar
tarafından güzelliğinin abartılı anlatıldığını düşündüğüm için kitabı pek
sevmedim. Tabii kitapta anlatılan da günümüz İstanbul’u değil, İstanbul’un
İstanbul olduğu zamanlar ama dediğim gibi kitap bana pek hitap etmedi.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. ”Eğer dünya tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu.” Napoleon
Bonaparte
2. Bu şehrin
kalbi, bir faninin kalbinden daha çabuk değişiyor.
3. “Dünyaya yalnızca
bir kere bakmak zorundaysan sadece İstanbul’a bak.” Alphonse de Lamartine
(1833)
4. “Hiç kimse
İstanbul’da hayal kırıklığına uğramamıştır. Bütün dünya bu şehrin dünyanın en
güzel yeri olduğu fikrindedir.” Edmondo de Amicis (1874)
ZÜLFÜ
LİVANELİ – GÖZÜYLE KARTAL AVLAYAN YAZAR YAŞAR KEMAL
Kitabın
ayrıntılı yorumunu ayrı bir post olarak paylaşmıştım, buradan okuyabilirsiniz.
KATHARINA
HAGENA - ELMA ÇEKİRDEĞİ
Elma
Çekirdeği de sevgili Sebo’nun Günlüğü’nün hediyesi (Ne güzel bana kitap eden
arkadaşlarım var. Siz de bana kitap hediye ederseniz blogumda kitabın yorumunu
yaparken adınızı anarım J). Kitap Sarah Jio tarzının bir örneğiydi.
Günümüzde yaşayan genç bir kadın anneannesinden miras kalan eve gidince
çocukluğunu ve genç kızlığını hatırlar. Olaylar geçmişte ve gelecekte ilerler.
Sarah Jio’nun kitaplarını da sevmem, bu kitabı da pek sevemedim.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. ”Hafıza gerçeklere tamamen sadık olsaydı, hiçbir işe yaramazdı.”
Paul Valery
2. İnsanlar
unutulacak bir şeyleri olduğunda mı unutkan oluyordu? Unutkanlık sadece bir
şeyi akılda tutma yetersizliği miydi? Belki de yaşlı insanlar aslında hiçbir
şeyi unutmuyor, sadece akıllarında tutmayı reddediyordu. Belli bir oranda
anıdan sonrası herkese fazla gelirdi. Demek ki unutmak da hatırlamanın başka
bir biçimiydi. Hiçbir şey unutmayan insan bir şey de hatırlamazdı.
3. Sıkıcı
biriyim ve bunu fark edecek kadar da zekiyim. Benim için büyük şanssızlık.
4. İnsanın
bıkmadan sürekli bakabileceği üç şey olduğunu biliyor muydunuz? Birincisi su,
diğeri ateş ve üçüncüsü de başkalarının mutsuzluğudur.
5. Bir hayvana
asla şakayla da olsa acı çektirme çünkü o da acıyı tıpkı senin duyduğun gibi
duyar.
WILLIAM
SHAKESPEARE – KIŞ MASALI
Kış
Masalı da sevgili Heybemdeki Huzur’un hediyesiydi. Böyle yazınca da millete
sürekli kitap aldırmışım gibi oldu ama öyle değil J
Shakespeare
benim sevdiğim yazarlardan. Kış Masalı oyununu da beğendim. Oyunun sonunda
tahmin etmediğim bir olay oldu. Bir tiyatro oyununda bu denli şaşırmak hoşuma
gitti. Yazarın bütün oyunlarını okumak istiyorum. Hani belki bana kitap hediye
etmek istersiniz. Şaka şaka J
Bir
de kitaptan ilginç bir bilgi öğrendim, kitabın yazıldığı yıllarda karaciğer
tutkuların merkezi sayılıyormuş. Çok ilginç geldi bana.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. Söylenen sözler beceremeyince / Masumiyetin suskunluğu çoğu kez
ikna eder karşıdakini.
2. Düşler
uydurduğumuz öykülerdir.
3. Ah keşke
onla yirmi üç yaş arasında başka bir yaş olmasaydı da gençler bu yılları uykuda
geçirseydi; bu iki yaş arasında onlar için kızları gebe bırakmaktan, yaşlıları
aldatmaktan, çalmaktan, kavga etmekten başka bir şey yoktur da ondan.
YILMAZ ÖZDİL
– KADIN
Kitabın
ayrıntılı yorumunu ayrı bir post olarak paylaşmıştım, buradan okuyabilirsiniz.
YILMAZ
ERDOĞAN – KELEBEĞİN RÜYASI
Kitabın
ayrıntılı yorumunu ayrı bir post olarak paylaşmıştım, buradan okuyabilirsiniz.
Yeni
yazılarda görüşmek dileğiyle…
Eski İstanbul'u bilmesem de, şu ankinde hayal kırıklarım oldukça fazla.
YanıtlaSilKış masalında geçen söz çok hoşuma gitti yalnız; 'düşler uydurduğumuz masallardır.' Bir an haklılık paydı da yok değil diye düşünürken öte yandan ise; gerçekleşebilen düşleri düşündükçe, masalların gerçeklikle buluşması kulağa hoş geliyor dedim. Maşallah yine bol kitaplı geçmiş zamanın Şule. :)
River, :-)
SilEylül baya verimli geçmiş hepsi de çok güzel kitaplar :)
YanıtlaSilNaz, diğer aylarda daha çok okumayı planlıyorum.
SilHakikatten hediye kitap çokmuş ya, ben de istedim ☺️😂. Fotoğraflar çok güzel, özenilmiş ☺️.
YanıtlaSilöneri makinesi, hediye kitap herkesi mutlu eder. fotoğraflar için elimden geleni yapıyorum :-)
SilKış Masalı'nı merak ettim, ben de Shakespeare'in tüm oyunlarını okumak istiyorum :D Sanırım komedi değil bu eseri? Adından sezinlediğim kadarıyla yani. :D
YanıtlaSilGözde Türker, trajedi değil ama tam komedi de değil. Bi Poşet Kitap'ın blogunda çok detaylı bir inceleme var. Merak ettiysen o yazıyı okuyabilirsin.
SilBütün aylar'in böyle verimli geçmesi duası ile.. 💙
YanıtlaSilşeyda nur Dincer, daha verimli geçmesi dileğiyle :-)
SilHarikasın Şule'cim keyifli okumaların sonu gelmesin.
YanıtlaSilHatice yazıcı, teşekkürler ablacım. İnşallah :-)
SilNe güzel bir sürü kitap okumuşsun harikasın :) Keşke ben de bu kadar fazla kitap okuyabilsem. Bilmem belki de okuyorumdur! Kitap blogum olsa ben de sayarım sanırım :)
YanıtlaSilGülşah Özkaya, belki bir kitap blogu açarsın? :-)
SilKışın gelişi belli olmuş ve 8 kitap okumuşsun. Seni tebrik ediyorum canım keyifli okumalar diliyorum :)
YanıtlaSilokumasyon, teşekkürler :-)
Silİlkay Özgür, herkesin bazen az okuduğu dönemleri oluyor. Ben yılbaşına kadar okuyabildiğim kadar okumaya çalışacağım için bu aralar iyi okuyorum.
YanıtlaSilPucca'nın ilk üç kitabını alıp birinci kitaptan sonra okuyadım. Kusura bakmasın ama bana biraz saçma geldi :))
YanıtlaSilcangz, işte bana bu son kitapta okunmaya değmeyecek kadar saçma geldi :-)
Sil