Herkese merhaba.
2020’de izlediğim en iyi filmleri yazarken Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum için
şöyle yazmışım:
“Başyapıt. Benim için yılın en iyi filmi. Bu filmi izledikten sonra ayrı bir postta uzun uzun anlatmak istiyordum ama üşengeçliğimden yazamadım. Belki daha sonra yazarım.”
“Belki daha sonra yazarım” ifadesini çok film ve kitap için kullandım ama sanırım ilk defa gerçekten yazıyorum 😅
İnstagram’da
takip ettiğim sinema hesaplarından biri olan Moviegraf bu filmi paylaşmış ve “Sinemaya
doydum” yazmıştım. Bunu görünce filmi izleme listeme ekledim. Film Netflix
orijinal yapımı olduğu için Netflix’te var. Kısa bir süre sonra da filmi
izledim. Normalde tavsiye edilen filmleri bu kadar kısa sürede izlemem ama nedense
bu filmi izlemek istedim. Filmle ilgili sadece Moviegraf’ın yorumunu ve filmin
sayfasında yazan “Terk etmeyi düşündüğü erkek arkadaşının ailesiyle tanışmaya
giden bir kadının hikâyesi” cümlesini biliyorum. Başka hiçbir şey bilmiyorum ki
bu durum benim için nadirdir. Normalde izleyeceğim filmler hakkında bilgi
sahibi olurum, bazen filmin sonunu bile bilerek izlerim.
Neyse film
başladı. Ben dram olur, romantizm olur, azıcık ağlarım kafasındayım. Hiç düşündüğüm
gibi çıkmadı. Acayip gergin bir hava var filmde. Erkek arkadaş bir garip. Diyaloglar
bir garip. Ortam bir garip. Erkek arkadaşın ailesinin yaşadığı çiftliğe
geldiler. Anne ve baba da bir garip. Bir an korku filmi, kızı öldürecekler
dedim. Sonra bambaşka şeyler oldu. Acaba zamanda yolculuğu mu anlatıyor dedim. Paralel
evrenleri mi işliyor dedim. Aklıma binbir türlü ihtimal geldi. Bir şeyi daha
düşündüm ama nasıl olur ki, mantıksız diye o fikri eledim. Meğer yanlış
düşünmemişim, eksik düşünmüşüm.
O mu bu
mu derken film bitti. Ben ne oldu şimdi diye ekrana baktım kaldım. Sonra her
film izleyişimden sonra yaptığım gibi Ekşi Sözlük’e girdim, filmin başlığına gittim
ve Şükela modunu açtım. Sonra ilk beş sayfayı okudum. Arkadaşlar ben filmi hiç
anlamamışım. Anladım dediğim yerler filmin %10’u kadar. Millet uzun uzun
entryler döşemiş. Hepsini okuyorum, okudukça şoke oluyorum, okudukça filme olan
beğenim artıyor ve hayran kalıyorum.
Bazı filmleri
iyice anlamak için en az iki kez izlemeniz gerekir. Her Şeyi Bitirmeyi
Düşünüyorum’u bu filmler arasında ilk sıraya koyabiliriz.
Bu arada
filmin boğucu bir ritmi var. Canım sıkılır, içim bunalır diyorsanız sizlik
olmayabilir. Birkaç yorumda film hakkında bilgi sahibi olup öyle izlemeniz
tavsiye edilmiş ama buna katılmıyorum. Bence direkt açın izleyin, olanlara
anlam vermeye çalışın. Sonrasında ne kadarını doğru tahmin ettiğinizi görün,
böylesi daha keyifli.
Filmin kitap
uyarlaması olduğunu da sonradan öğrendim. Bkm Kitap’tan yaptığım kitap
alışverişini burada yazmıştım. Bu kitap beş liraya düşünce bir de kitabını
okumak istedim ama kitabı beni o kadar etkilemedi. Filmi izlemeden okusaydım
büyük ihtimalle fikrim farklı olurdu. Yine de ben kitaptansa filmi izlemenizi
öneriyorum. Tabii kitaptan hoşuma giden cümleleri yazmadan geçmiyorum.
Siz Her
Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum’u izlediniz mi? Okudunuz mu? İzlemek ya da okumak
ister misiniz? Sonuyla sizi şoke eden kitap ve filmler hangileri? Bana neler
tavsiye edersiniz. Yorumunuzu bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.
İain Reid, Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum, Hep Kitap,
Çevirmen: Begüm Kovulmaz, 179 Sayfa, 1. Baskı, 2016.
2. Bence başkaları hakkında öğrendiğimiz şeylerin çoğunu o
kişilerin bize anlattıklarından öğrenmiyoruz. Gözlemlediklerimizden öğreniyoruz.
İnsanlar ne isterlerse anlatabilirler.
3. İnsanlar komik değil. Nedense gerçekten komik olanların
sayısı çok az.
4. Hiçbir şeyin yoksa kaybedecek bir şeyin de yoktur.
5. Bütün cevapları bilmediğimiz, her şeyi açıklayamadığımız
için memnunum. Belki de bütün cevapları bilmemiz gerekmiyor. Sorular iyidir. Cevaplardan
daha iyidirler. Hayat hakkında daha fazlasını, nasıl geliştiğimizi, nasıl
ilerlediğimizi bilmek istiyorsan önemli olan sorulardır. Zekâmızı zorlayan ve
geliştiren şey sorulardır.
6. Her zaman her şeyi bilmek gerekmiyor. Bilmemenin de
kıymetini biliyorum ben.
7. Yaşları kaç olursa olsun çoğu insanın alelacele
evlenmesinin ve boktan ilişkileri sürdürmesinin nedenlerinden biri de yalnız
başına rahat edememeleri bence.
8. Depresyon ciddi bir hastalıktır. Fiziksel acı verir, insanı
yıpratır. Kanseri nasıl karar vererek atlatamıyorsan depresyondan da karar
vererek çıkamazsın. Üzüntü normal, insani bir duygudur, mutluluktan farkı
yoktur.
9. Kendimize her zaman mutlu olmamız gerektiğini söyledikçe ve
mutluluk kendi başına bir amaca dönüştükçe durum kötüleşiyor.
10. Başka birinin zihninden geçenleri asla bilemeyiz. Düşüncelerini
asla okuyamayız. Oysa önemli olan düşüncelerdir. Gerçek olan düşüncelerdir. Eylemler
sahte olabilir.
11. Korkunun, terörün, dehşetin geçici olduğu sanılıyor. Balyoz gibi hızla indiğini ama kalıcı olmadığını sanıyor insanlar. Doğru değil bu. Yerlerine başka duygular gelmezse solup gitmezler. Derinlerdeki korku olduğu yerde kalır, yayılabilirse yayılır. Onu aşamaz, ondan daha zeki davranamaz, onu bastıramazsınız. Tedavi edilmezse şiddetlenir.
Öncelikle blog yazını heyecanla beklediğim için mutlu oldum:))) Filmi duymamıştım, merak ettim. Ama boğucu bir film gibi yazmışsın ya sıkılabilirim diye düşündüm. Hep söylediğim bir şey var; filmler ve kitaplar kişiye göre değişir. Benim beğendiğimi bir başkası beğenmiyor mesela, göreceli bir kavram. Bir de önce kitap sonra film seyredilmeli derim. Sen tam tersini söylemişsin:)) Bilemedim, yine de bir şans vermeli miyim filme diye düşündüm:)) Altını çizdiklerinde 2 ve 8 çok hoşuma gitti. Diğer yazılarını da sabırsızlıkla bekliyorum:)))))
YanıtlaSilkitapkesfi,
Silönce kitabını okuyup sonra filmini izleyince genellikle hayal kırıklığına uğruyorsun. Ben filmin kitabı olduğunu bilmiyordum. Film hoşuma gidince kitabını da okudum. Bazen böyle yapıyorum. Bir Gün filmini çok sevdiğim için kitabını da okumuştum. Onun kitabı ayrı bir güzeldi.
Bu yorumların beni çok mutlu ediyor. Çok teşekkür ederim :-)
İlkay ,
YanıtlaSilEvet, dediğin gibi sevmeyen de çok. Çoğu insan filmde ne olduğunu anlamıyor. Ben de anlamadım. Eğer sonrasında araştırmazsan saçma bir sanat filmi olduğunu düşünüyorsun ama öyle değil. Her bir sahnenin, her bir repliğin anlamı var.
Ben izlediğimde anlamayangillerdenim bu filmi :) Senin de tavsiyenle sonradan ekşiyi okudum ama üzerinden çokça zaman geçtiği için taşları oturtmakta zorlandım Şule. Ve sildim kayıtlardan filmi :)))
YanıtlaSiloytunla hayat,
Silben de yarım anlayanlardanım. Tam anlayanlara hayranlık duyuyorum. O kadar detayı benim kafam hayatta almazdı :-)
filmi de kitabı da çok merak ettim Şule'cim hemen bakıyorum eline sağlık:)
YanıtlaSilEren,
Silben teşekkür ederim Eren. Umarım seversin :-)
Yaa ben böyle filmleri anlayamıyorum, alt mesajları hiç çözemem, dobra dobra söylesinler, daraltmasınlar iki saat kardeşim :D
YanıtlaSilHandan,
Silben de filmi yarım anlayanlardanım Handan. Tam anlayanlara hayranlık duyuyorum. O kadar detayı benim kafam hayatta almazdı :-)