Evet,
tembel ben aralık ayında okuduğum kitapları ocak ayının sonunda yazıyorum ama
ne yapayım yoğun ve yorucu bir dönem geçirdim. Bu yüzden bloguma yazmak
istediğim birçok konu kaldı ama merak etmeyin bu sömestrda sizi yazıya
boğacağım J Eğer üşenmezsem her gün yeni bir yazımı
okuyacaksınız. Bugünün yazısı da aralık ayında okuduğum 6 kitap. O zaman okuma
sırama göre kitapları yazmaya başlıyorum:
DEBBİE
MACOMBER - KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKÂNI
Yazarın
kitaplarını birçok defa gördüm ama hiç ilgimi çekmediği için almamıştım. Geçtiğimiz
aylarda A-101’de çok uygun fiyata satılınca bir şans vermek istedim. Markette sadece
Küçük Mucizeler Dükkânı kalmıştı ben de onu aldım. Şansıma serinin ilk kitabını
almışım J Beklentimi düşük
tuttuğumdan mı bilmiyorum kitabı severek okudum. Tabii ki bir edebiyat şaheseri
değil ama zevkle okunan, insana umut veren bir kitap. Kitapta birbirinden
farklı dört kadının değişmelerini ve aralarındaki dostluğu okumak hoşuma gitti.
Hafif bir şeyler okumak isterseniz tavsiye edebilirim.
FREDERİC
BEİGBEDER - AŞKIN ÖMRÜ ÜÇ YILDIR
Bu
kitabı blogumda ayrı bir post olarak yazmıştım. Buradan okuyabilirsiniz.
SİNAN AKYÜZ
- İNCİR KUŞLARI
Okuldaki
bir arkadaşımın yoğun ısrarları ve çok iyi demesi sonucu okuduğum İncir
Kuşları, Sinan Akyüz’den okuduğum ilk kitap. Kitabın basit bir dili var, çabuk
okunuyor. Başladıktan sonra birkaç günde bitirebilirsiniz. Kitabın konusu ne
kadar etkileyici olsa da yazarın dili o kadar basit ki bir türlü kitabın içine
giremedim ve kitabı severek okuyamadım. Bu açıdan bana Alexandra Cavelius'un Leyla kitabını
anımsattı. Bu kitabı okuyacağınıza Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş’i
okumanızı tavsiye ederim. Bu kitaplar da savaşın, insanların hayatlarını nasıl
mahvettiğini anlatıyor ama yazar farkından dolayı soluksuz okuduğunuz ve hiç
unutamayacağınız kitaplar okumuş oluyorsunuz. Sinan Akyüz’ün elimde Piraye diye
bir kitabı daha var. Eğer o kitap da İncir Kuşları gibiyse büyük ihtimalle
yazarın okuduğum son kitabı olur.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Beni deli
gibi sev ama sevginden asla delirme.
STEFAN ZWEİG
– SATRANÇ
Bu
kitap isminin Satranç olması ve klasiklerden biri olmasından dolayı bende “Zor
okunan, zor anlaşılan bir kitap. Dikkatini verebileceğin bir zamanda
okumalısın.” gibi bir düşünce oluşturmuştu. İşte buna ön yargı diyoruz J Halbuki o
kadar güzel bir dille yazılmış ki kitap, sizi içine hapsediyor. Zaten 100 sayfa,
başladığınız zaman kitabı bitirmeden elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Satranç
her ne kadar kolay okunsa da aynı oranda aklınızda kalacak, unutamayacağınız
bir kitap. Zaten bu yüzden Satranç’ı 2015’te okuduğum en güzel kitaplar
listesine yazdım. Aranızda okumayanlar varsa gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Birçok yayın evinde basılmış versiyonları var. Ben Kırmızı Kedi Yayınları’ndan
okudum ve çevirisini beğendim.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Saplantılı,
sabit fikirli her türlü insan hayatım boyunca cezp etmiştir beni çünkü insan
kendini ne kadar sınırlarsa, sonsuza o kadar yakındır; özellikle böyle dünyadan
kopuk görünenler, kendi özel yapıları içinde, karınca misali, dünyanın ilginç
ve tamamıyla benzersiz, küçük bir modelini kurarlar.
2.Ağzımızdan
gerekli “malzemeyi” almak için başvurulan baskı, dayakla ve bedensel işkenceyle
değil, daha zarif bir biçimde uygulanacaktı: Olabilecek en kurnazca soyutlamayla.
Bize bir şey yapmadılar. Sadece mutlak hiçliğe soktular çünkü dünyada hiçbir
şeyin insan ruhu üzerinde hiçlik kadar baskı yapmayacağı bilinir. Her birimizi
mutlak bir boşluğa, dış dünyaya tamamıyla kapalı bir odaya hapsetmekle, sonunda
dilimizi çözecek o baskı, dışarıdan dayakla, soğukla değil, içeriden
sağlanacaktı.
TUNA
KİREMİTÇİ – GİT KENDİNİ ÇOK SEVDİRMEDEN
Bu
kitap ben lisedeyken çok meşhurdu. O zaman okuyamamıştım, okumak şimdiye
kısmetmiş. Açıkçası ben kitabı çok beğenmedim. Şöyle diyeyim hani bazı filmler
için fragmanı, filmden daha güzeldi derler ya, ben de bu kitap için ismi,
kendinden güzel diyeceğim. Böyle güzel isimli bir kitaptan daha akılda kalıcı
bir roman, daha etkileyici bir aşk hikâyesi beklerdim ama umduğumu bulamadım.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Ömrümü
yıllara değil yollara verdim (Bir kamyon arkası yazısı).
2.O ünlü
insanların sevgililerine yazdığı onca mektubu bayıla bayıla okurken bizim bu
işe hiç kalkışmamış olmamız tuhaf. Mektubu hem çok romantik, hem çok soylu, hem
de işte bu özellikleri nedeniyle bizim dünyamıza ait olmayan bir incelik gibi
görmüş olmalıyız. Kafka ya da Nazım, Milena ya da Piraye olmalıydık. Yoksa ne
anlamı var?
3.Bazı mektupların yazılmasını geciktiren bir
kısırdöngü var. Önce gücü yetmediği , ne söyleyeceğini bilemediği için
yazamıyor insan. Sonra bu tereddütler yüzünden mektubun yazılması gereken zaman
geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu sefer de gecikmiş olmanın suçluluk duygusu
engelliyor seni. Mektup asla yazılamıyor.
4.İnsana
hayatta kendisinden başka kimse zarar veremez.
5.Annem
için erkekler ellisine bile varmış olsa “çocuk”tur.
6.Zamanında
seni o kadar çok gördüm ki en fazla ne kadar değişeceğini herhalde tahmin
edebilirim.
7.Gençlik
tuhaf bir çağdır. Ne başlangıcı ne de bitişi birdenbire olur.
8.Aşkın
tarifini o gün şöyle yapardım: İnsanın kendisini aptal gibi hissetmekten
hoşlanması.
AYŞE KULİN –
HAYAL
Hayal,
Ayşe Kulin’in hayatını anlattığı üçüncü kitap. Hayat ve Hüzün’ün devamı. Bu
kitapta yazar çalışma hayatını, yazarlığa başlama sürecini, yazarlık hayatını
ve kitaplarını yazarken yaşadıklarını anlatmış.
Ayşe
Kulin sevdiğim yazarlardan biri ama son dönemlerde yazdığı kitapları sevemedim
(Tutsak Güneş’i henüz okumadım. Onu saymıyorum). Ayşe Kulin’den soğumam Gizli Anların
Yolcusu romanı ile başladı. Bence o roman kötü bir kitaptı. Olabilir, her
yazarın bütün kitapları güzel olmayabilir ama yazar, benim sevmediğim ve
beğenmediğim o kitabın devamı sayılabilecek üç kitap daha yazınca artık Ayşe
Kulin kitaplarına ön yargıyla yaklaşır oldum. Bora’nın Kitabı’nı okumadım, Dönüş
ve Handan’ı okudum. Dönüş de yazarın ve benim standartlarıma göre kötü bir
kitaptı. Handan’ı başlarda sevdim. Ne zaman ki kitapta anlatılan Handan’ın,
Gizli Anların Yolcusu’ndaki Handan olduğunu fark ettim, anında o kitaptan da
soğudum. Neyse ki yazar artık bu seriye, şimdilik, son vermiş gibi görünüyor. Tutsak
Güneş birçok kişiden olumlu eleştiriler aldı. Umuyorum Ayşe Kulin romanlarıyla
barışmamı sağlayabilir.
Ayşe
Kulin’in romanlarından soğusam da otobiyografi kitaplarını sevmeye devam
ediyorum. Ben zaten otobiyografi, biyografi, anı gibi ünlü insanların
hayatlarıyla ilgili kitapları okumayı severim. Yazarın Hayat ve Hüzün
kitaplarını da severek okumuştum ama Hayal en sevdiğim kitabı oldu çünkü Ayşe
Kulin’in yazarlık hayatını anlatıyordu. Aslında kitabın başlarında yazar; yapımcı, halkla ilişkiler uzmanı, dergilerde yazı yazma gibi farklı işlerde çalışmasını
anlatmış. Ve sıkı durun, kendini bildi bileli kitap yazma hayali olan Ayşe
Kulin ilk kitabını 45 yaşında bastırabilmiş ki o kitap da kötü bir yayın evinden
birçok hatayla basılmış. Buna rağmen insanların ilgisini çekince artık
hayallerini daha fazla ertelememiş ve yazmaya devam etmiş. Şu an Türkiye’nin en
çok sevilen ve okunan yazarlarından biri. (NOT: Ayşe Kulin yazdığı kitabın bir
örneğini Can Yayınları’nın kurucusu Erdal Öz’e gönderiyor ve şu cevabı alıyor: ‘Sayın
Kulin, son öyküleriniz öncekilerin de gerisinde. Sizin için üzgünüm.” J) Kitap yazma
hayali olan benim için bu çok umut verici bir hikâye. Aslında herkes için
öyle. Demek ki hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız. İnsan isterse her
hayalini gerçekleştirebilir.
Kitabın
son bölümünde yazdığı her kitabın yazılma öyküsüne yer vermiş yazar. Eğer Ayşe
Kulin kitaplarını okumuşsanız seveceğiniz bir bölüm.
Son zamanlarda yazarın en sevdiğim kitabı Hayal
oldu. Eğer Ayşe Kulin’i ve kitaplarını seviyorsanız siz de Hayal’i severek
okuyabilirsiniz.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.Birlikte
gülebilmek bence bir sır paylaşmaktan bile daha önemlidir sıkı bir dostluk
için.
2.Bitişler
başlangıçlara gebedir ve acının üstünden gelmenin iki çaresi vardır: Acıyla
yaşamayı öğrenmek ya da acıyı düşünmemek için kendini bir işe kaptırmak.
3.Belki hayat
standartları değil ama dünyaya bakış açıları gelişirdi kitap okuyarak.
4.Hayat hiç
kimse için, değil sürekli yükselen, düz bir çizgide bile ilerlemiyorken, benim
için niye değişik olsundu ki.
5.Beni Türk doktorlarına
teslim edebilirsiniz, Türk adaletine asla.
6.“Füreya’yı kendi denizlerimde yüzüyor olmanın
verdiği rahatlıkla, haz ve keyif içinde yazdım. Belki de bu yüzden en çok
Füreya’yı sevdim kitaplarımın arasında. Ben ki her yeni kitabın basımında, daha
iyisini yapabilirdim diye hayıflanmış, keşke her şeyi yeni baştan yazabilsem
demişimdir. Füreya’da yapabileceğimin en iyisini yaptığıma emindim. Bir
virgülünü bile değiştirmeyeceğim yegâne kitabımdır Füreya. Dilerim bir gün çok
güzel bir film olur.
Küçük mucizeler dükkanını okumuştum ben de. Altını çizdikleri güzel
YanıtlaSilsevdicann, teşekkür ederim.
Silsizi bulduğuma çok sevindim:)) kitap paylaşımlarınızı ve yorumlarınız için teşekkürler. Kitap secimimde Bloğunuzun bana çok faydalı olacağına eminim Sevgiler...
YanıtlaSilAyşece hobi, güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim. Bloguma hoş geldiniz :-)
Silayrıca ucurtma avcısını okudum çok beğendim şimdi Bir yumak mutluluk okuyorum. Bende okuduğum kitapları ve okuyor olduğum kitabı bloğumda paylaşmaya başladım okumak isteyenle sizin gibi bende yardımcı olabilirim diye düşünüyorum. şimdiden herkese bol okumalar.
YanıtlaSilAyşece hobi, o zaman ben de hemen blogunuza bakayım. Siz de bana fikir verebilirsiniz :-)
SilHepsi çok güzel kitaplara benziyor bizde sırayla okumaya başlayalım bali.
YanıtlaSilSerdar Torlak, tam kitap okuma zamanı :-)
SilKüçük Mucizeler Dükkanı'nı çok merak etmiştim.Bir de Satranç ta senin düşüncelerini okumak iyi oldu :)
YanıtlaSilEline sağlık :)
Neşeli Kitap Vagonu, Satranç'ı mutlaka oku. Seveceğine eminim. Yorumun için teşekkür ederim :-)
SilKüçük Mucizeler Dükkanı zamanında herkesin elindeydi, şimdi hatırlamak güzel oldu :)
YanıtlaSilAşkın Ömrü Üç Yıldır'a bir göz atacağım. Satranç da kesinlikle harika bir kitaptı, klasiklerden olması şaşırtmıyor. İncecik kitaba kocaman şeyler sığdırılmış :)
Özlem, bütün yorumlarına katılıyorum :-)
SilDebbie Macmber'ın kitaplarını seviyorum, insana mutluluk aşılayan bir yapısı var. yanlış anımsamıyorsam bir seri ktiabıydı. hatta birkaç tanesini teyzemden ödünç alıp karışık okumuştum, bahçemde yetişen umutlar, küçük mucizeler dükkanına dönüş ile sevgilinin son dileğini filan. satrancı senin blogunda görüp almıştım birkaç ay evvel Şule, ve akıcı bir kitap başladığında bitirirsin demiştin, hakikatten de öyleydi. anlatımın ve yorumlarınla birlikte severek okuduğum bir yazı oldu. binbir muhteşem güneşten bihaberdim. uçurtma avcısı beğeniyle okuduğum kitaplar arasındaydı. kısa zamanda onu da alıp okuyacağım. şimdiden listemde yer edindi. teşekkürler Şule. :)
YanıtlaSilRiver, rica ederim. Uçurtma Avcısı'nı sevdiysen Bin Muhteşem Güneş'e bayılırsın. O daha güzeldi. Evet,Debbie Macomber'in kitapları seriymiş. Ben ilk kitabı okumuş oldum. Eğer denk gelirse diğer kitaplarını da okuyabilirim.
SilYorumlarinizi fdikkate alarak Ayşe Kulin'i okunmaya karar verdim, teşekkürler! :)
YanıtlaSilMiss Piggy, rica ederim. Yorumunuz için ben teşekkür ederim :-)
SilAralarında sadece Satranç'ı okudum ve çok güzeldi gerçekten, ileride tekrar okumayı düşündüğüm kitaplardan hatta.. Ayşe Kulin'in henüz iki tane kitabını okumama rağmen ben de seviyorum yazarı.. Adi Aylin okunmayı bekliyor kitaplığımda, okuduysanız, teşvik edici şeyler duymak hoş olurdu :') Bu arada, "Beni Türk doktorlarına emanet edebilirsiniz, Türk adaletine asla." bu söze daha fazla katılamazdım sanırım.. :)
YanıtlaSilGözde Türker, Adı Aylin Ayşe Kulin'i, Ayşe Kulin yapan kitap. Zamanında çok satmış ve yazar o günden sonra çok popüler olmuş. Ben severek okumuştum. Çok akıcı bir kitap. Bir baslasan kısa sürede bitirirsin bence.
SilStefan Zweig'la ilgili ciddi ciddi okuma yapmam lazım. Ne kadardır ilgimi çekiyor, fırsat bulamadım Şule'ciğim...
YanıtlaSilKahve Yanı, ben şu an yazarın Clarissa kitabını okuyorum. Sanırım bütün kitaplarını alıp okuyacağım ama fırsat bulabilirsem. :-)
SilClarissa... Tamamdır, aklımda :)
SilKahve Yanı,
Silbunu yazdım ama Clarissa'yı iki yıl sonra okudum. Yazar hayatını kaybettiği için kitap yarım kalmış. Buna rağmen yine de çok güzeldi.
Maasallah yine iyi okumuşsunuz. Özellikle zwaig, in Kitaplarını ardışık olarak okuyabilmek gibi bir hayal var kafamda :) bakalım fi tarihinde gerçekleşir ins.
YanıtlaSilBize Her Yer Okul, ben şu an Zweig'in Clarissa kitabını okuyorum ama yazarın elimde başka kitabı yok. Uzun süre yeni kitap almayı düşünmüyorum. Yeni kitaplar alırken yazarın bütün kitaplarını almayı okumayı planlıyorum.
SilBen de yeni kitap almadan önce evdekileri okumak gibi bir hedef koydum önüme. Hepsi olmasa da biraz ilerlesem yeni kitap almaya biraz yüzüm olur heralde. Alırken de Dediğiniz gibi yapmak istiyorum belki birnsüre sonra kütüphaneden bulursam başlarım okumaya ama yakın zamanda yapamayacağımı biliyorum. Sizi ve benzer okurları takip ettikçe bana da okuma şevki geliyor.
SilBize Her Yer Okul, bloga yazı yazdıkça ve blogları okudukça bende de kitap okuma aşkı arttı. Normalde bu kadar kitap okumuyordum. Ben kitap alma konusunda biraz aşırıya kaçtığım için şu an evde okunmayı bekleyen 150 kitabım var :-( Hepsini okuyuncaya kadar bekleyemeyeceğimi biliyorum ama en azından bir sene kitap almak istemiyorum. Kitap alacağım zaman da daha seçici olacağım. Sevdiğim yazarların bütün kitaplarını almayı düşünüyorum.
SilZweig ile satranc kitabinda tanıştım :-) güzel yaziyor bence, kendine özgü bir şeyler var onda..
YanıtlaSilKüçük mucizeler dükkani tatlı bi hikaye,sıcak. Tam kış okumalik :D
Dr coffee, o zaman doğru mevsimde okumuşum :-)
SilKüçük Mucizeler Dükkanını okumuştum çok güzel bir kitap gerçekten sevgiler :)
YanıtlaSilGüzel ve Kültürlü,benden de sevgiler :-)
Silİncir Kuşları'nı okumuştum bende 4-5 sene önce ve etkisinden kurtulamamıştım bir süre. Şimdi okusam ne düşünürüm bilmiyorum ancak hikayenin gerçek olması epey bir etkilemişti beni.
YanıtlaSilÇakma Rapunzel, kitabın konusu insanı etkiliyor zaten. Sadece yazarın kalemi iyi değil. Bu konuyu daha iyi bir yazar anlatsaydı ortaya bir klasik çıkabilirdi diye düşünüyorum.
SilKüçük mucizeler dükkanını sevmedim :) bin muhteşem güneşi de okudum ama ucurtma avcisi beni en çok etkileyen kitap oldu :)
YanıtlaSilaronpera, zevkler ve renkler meselesi :-)
SilHepsi birbirinden güzel kitaplar.Bir kısmını okudum.Okumadıklarımı not aldım.Teşekkürler.
YanıtlaSilKitap Cumhuriyetim, okuyup yorum yazdığın için ben teşekkür ederim :-)
SilStefan Zweig'i kitapyurdu.com'dan yeni aldım. Henüz başlamadım. Senin yazını okuyunca merakım acayip arttı. Şu anda Franz Kafka'nın Dönüşüm'ünü neredeyse soluksuz okuyorum. Satranç'a da başlamak için can atıyorum. Bazı klasikler beni şaşırtıyor. Bu kitaplar da o klasikler arasında sanırım. :) Bu arada KitapYurdu.com'u şiddetle öneririm, bence en iyi kitap sitesi. Birazoku.com'a da bakmalısın. ;)
YanıtlaSilGülşah Özkaya, Satranç'ı ben çok sevdim. Satranç'tan sonra yazarın diğer kitaplarını da okudum. Onlar da çok güzeldi. Zweig favori yazarlarımdan biri oldu.
SilKitapyurdu'nu biliyorum. 2011 yılından beri kullanıyorum siteyi. Kitap siteleri arasında en ucuzu olduğu için kitapları geç getirmelerini sorun etmemeye çalışıyorum. Birazoku'yu duymamıştım, bir inceleyeyim bakayım.
Çok ilginç, ben de genel olarak Satranç için "zor" bir kitap yorumlarını okumuştum. Sen başlayınca hemen bitiyor diyorsun. O zaman elimdeki kitabı bitip başlayayım. Merak ettim şimdi
YanıtlaSilSibelynka,
Silben kitabın ismi Satranç olunca ve kitap dünya klasiği olunca çok ağır bir kitap bekliyordum. Düşündüğüm gibi çıkmadı. Bir de yazarın üslubunu sevdiğim için kısa sürede severek okudum ama geçen gün bir blogda okuduğum Satranç yorumunda yazarı ilk kez okuyacaklar için Satranç'ın ağır olduğu, önce yazarın başka bir kitabıyla başlanması gerektiğini yazıyordu.
Sen istersen başla, eğer sarmazsa başka zaman okursun. Öce Yakıcı Sır ya da Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ile başlayabilirsin. Yine de Satranç'ın yazarın en iyisi olduğunu söylemeliyim :-)