Bu sene
kitap fuarına iki kez gittim. İlkinde fuarı gezdim ve kitap satın aldım. Fuarda
geçirdiğim ilk günün yazısını buradan okuyabilirsiniz. İkinci gidişim ise
sadece sevdiğim yazarlara kitap imzalatabilmek içindi. Dokuz gün süren fuarda
maalesef popüler ve iyi yazarların imza günlerini son iki güne, cumartesi ve
pazara, sıkıştırmışlardı.
Ben cumartesi
günü gittim fuara. Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Yekta Kopan ve İpek Ongun’un üçer
kitabını ve Erdil Yaşaroğlu’nun bir
kitabını imzalatmak için götürecektim
ama bu kadar kitap ummadığım kadar ağır olunca kitap sayısını ikiye düşürdüm. Yine
de ağır oldu ve kitapları taşımak için eşimin sırt çantasını kullanmak zorunda
kaldım.
Fuarda hızlı
olmak için kendime bir liste yaptım. Hangi yazar, saat kaçta, hangi yayın evinde
imza veriyor not aldım. 6-7 yazardan imza almak istiyordum ama bu yazarlar ya
aynı saatte imza veriyorlardı ya da yarım saat arayla. Ben de en erken imza
verenden başlar sırasıyla hepsine giderim diye düşündüm. Tabii bu planı
yaparken fuarın ne kadar kalabalık olacağını ve sırada kaç saat bekleyeceğimi
planlamamıştım J
Saat 2’de
fuardaydım. Kitap ağacı Adana grubundan arkadaşlarım Yeşim, Göksel ve Mücahit Ahmet Ümit sırasında bekliyorlardı. Ben de onların yanına gittim ve bir buçuk
saatlik bir bekleyişten sonra Ahmet Ümit’e Beyoğlu’nun En Güzel Abisi ve Elveda
Güzel Vatanım kitaplarını imzalattım. Kitapların biri benim için diğeri sevgili
arkadaşım Sebo’nun Günlüğü için. Ahmet Ümit’ten Sebra için imza almak bir
gelenek oldu artık J Fuarda en uzun kuyruk Ahmet Ümit’in önündeydi. Ve abartmıyorum
adam tam 5,5 saat imza verdi. Fuarın programında imza günü 2 saat sürecek diye
yazıyordu ama bekleyenler o kadar çoktu ki yazar da onları bırakıp gitmeye
kıyamadı sanırım. Ahmet Ümit zaten benim en sevdiğim yazardı, bu davranışından
sonra onu daha da çok sevdim.
Ahmet Ümit’in
hemen yanındaki stantta Ayşe Kulin kitaplarını imzalıyordu. Hemen o sıraya
girip 1-1,5 saat kadar da orada sıra beklettik. Ayşe Kulin’e de Hayat ve Hüzün
kitaplarını imzalattım. Bana önce Hayat’ı okumam gerektiğini söyledi. Ben de
kitapları zaten okuduğumu, sadece imzalatmak için getirdiğimi söyledim. Ayşe Kulin
74 yaşında ama kesinlikle yaşını göstermiyor. Çok zarif bir kadın ve hâlâ kitap
yazabilecek bir zihne sahip. Umarım biz de onun gibi güzel yaşlanırız.
Tabii biz bu arada çok yorulduk. Yürüsek belki bu
kadar yorulmayacaktık ama olduğun yerde ayakta beklemek insanı gerçekten
yoruyor. Hemen bir yemek molası verdik. Neyse ki fuarın içinde yemek
yiyebileceğimiz kafeterya tarzı bir yer vardı. Biraz kendimize geldikten sonra
bu sefer Murathan Mungan’dan imza almak için sıraya girdik. Bu arada Yeşim
evine gitti, Mücahit de Erdal Demirkıran’ın konferansına katılmak için bizden
ayrıldı. Sonra Mücahit konferanstan çıktı, Erdal Demirkıran’ın imza sırasına
girdi, yazardan imzasını aldı ama biz hâlâ sırada bekliyorduk J Aslında Murathan Mungan’da bekleyen
fazla insan yok gibi görünüyordu. Biz de sıra kısa sürede bize gelir diye
düşündük ama sıra bir türlü ilerlemiyordu. Sonra bunun nedenini anladık. Yazar önüne
koyulan her kitabı imzalıyordu. Bir kadın beş kitabını, başka bir kadın ise
yedi kitabını imzalattı. Bir de her kitabı farklı bir kalemle imzalıyordu. Kitabın
kapağı maviyse mavi kalem, morsa mor kalem. Her kitapta kalem değiştiriyordu. Yazar
kitapları imzalarken gözlük takıyor, fotoğraf çekilirken gözlüğünü çıkarıyordu
ve bunu her seferinde yapıyordu. Durum böyle olunca o sıra bir türlü ilerlemedi
tabii. Hatta biz Göksel ile sırada dönüşümlü olarak durduk ve arada Erdil
Yaşaroğlu’ndan imza aldık J
Erdil
Yaşaroğlu’nu çok severim ve çok sevimli bulurum. Canlı olarak görünce
düşündüğümden de tatlı olduğunu fark ettim. İmzaladığı her kitaba anında bir
karikatür çizmesi olsun, çocuklarla diyalogu olsun, fotoğraf çekilirken verdiği
pozlar olsun okuyucularıyla iletişimi süperdi. Hatta bir kızla beraber video
çektiler. Ergen bir çocuk “Tuna Kiremitçi değil mi ya o?” diye laf atınca, “Ooo
yakışıklı bir arkadaşa benzettin. Teşekkürler.” dedi J Ben “Begüm Hanım’a selamlar.”
deyince “Teşekkür ederim Şule.” dedi. Kısacası ona olan hayranlığım katlandı.
Murathan Mungan
daha önce hiç okumadığım bir yazar. Sırf imzalı kitabına sahip olayım diye iki
kitabını satın aldım. Belki tarzını sevmem diye gittim en ince ve ucuz iki
kitabını aldım J Herkes Yüksek Topuklar kitabını övüyor ama kitabın fiyatının
42 lira olduğunu görünce almayı erteledim. Belki seneye alırım.
Böylece 2’de
geldiğim fuardan 7.30’da çıkabildim. Hem o kadar süre ayakta durduğum için hem
de kitapları taşıdığım için iki gün boyunca fiziksel acı çektim ama inanın bana
buna değdi. Yine olsa yine yapardım. Hatta bu sefer daha erken giderdim çünkü imza
almak istediğim birkaç yazarı kaçırdım. (İpek Ongun, Yekta Kopan, Seda Diker, Asude, Buket Uzuner gibi) Onlarla da artık seneye görüşürüz diye
ümit ediyorum.
2015 kitap
fuarını sekiz imzalı kitapla kapattım. Diğer imzalı kitaplarımı merak ediyorsanız
buradan okuyabilirsiniz.
Kitap fuarı
biteli sadece birkaç hafta oldu ama sanki üstünden aylar geçmiş gibi
hissediyorum. Hadi bir an önce yeni fuar gelsin, yine fuar gelsin J
Dolu dolu geçen bir gün olmuş onu anladım ama bir şey daha dikkatimi çekti benim adıma neden kitap imazalatmadın acaba :-)
YanıtlaSilGÖKHAN UZUNDERE, senin hayran olduğun, onun imzalı kitabına sahip olmalıyım dediğin bir yazar var mıydı? Sen bu isimlerin hiçbirine hayran değilsin diye biliyordum :-)
SilNe güzel anlatmışsınız.. Kendimi sizin yanınızda hissettim. :)
YanıtlaSilAyrıca geçmiş olsun, umarım ağrılarınız geçmiştir.
Servet Arslan, çok teşekkür ederim. O ağrılar iki gün sürdü sadece :-) Şimdi çok iyiyim.
SilImzalı kitabın bol olsun sule :-) cok eme harcamissin, o kadar ayakta dikilmissin falan.. gule gule oku yeni aldiklarini :)
YanıtlaSilDr coffee, çok teşekkür ederim :-)
SilHepsi şahane ama en şahanesi Ahmet Ümit kitabını imzalarken ona bakışın!!! Bayıldım!! Çok şeker bir fotoğraf olmuş :)
YanıtlaSilDilek Dilek, hayran olduğum bir yazara bakıyorum. O bakışlar normal :-)
Silayşe kulin 74 yaşında mı? :O nasıl yani? en fazla 50 yaşında görünüyor resmen :)
YanıtlaSilahmet ümit ise henüz hiç okumadım. bu yıl en az bir kitabını okumalıyım. hangisini tavsiye edersin canım?
erdil yaşaroğlu'nun çizim yapmasına bayıldım :) murathan mungan'ın ise kalem rengi ve gözlük olayına çok şaşırdım :))
Nail Art in Wonderland, Ahmet Ümit'ten ben en çok Patasana, Beyoğlu Rapsodisi, Sultanı Öldürmek, İstanbul Hatırası ve Beyoğlu'nun En Güzel Abisi kitaplarını severim. Herhangi birini okuyabilirsin.
Silbenim sadece iki imzalı kitabım var. biri cemil kavukçu, diğeri de üstün dökmen. ikisi de üniversitedeyken söyleşiye gelmiş ve sonrasında imza vermişlerdi ^^ bu yıl tüyap'a gidemedim ben :( seneye bir aksilik olmazsa gitmeyi çok istiyorum :) bakalım imza günlerine denk gelebilecekmiyim :)
YanıtlaSilNail Art in Wonderland, sen nerede yaşıyordun canım? eğer yaşadığın şehirde kitap fuarı varsa kaçırmamalısın. İmza günleri genellikle hafta sonları olduğu için imza günlerine rahatlıkla katılabilirsin.
SilSebra mi yaziyor orda? Tamam gözlük numaram 6.5 olabilir ama evet evet Sebra yazıyor :O :))) Ahmet Ümit imzası mi o :))) Canimmm ya şu an nasıl bir mutluyum sanki elimin altinda kitap varmış da imzayi seviyormuş gibiyim. Cokk incesin dusunceli arkadaşım benim ;)
YanıtlaSilAhmet Umit imzalarken ne kadar gümüş en icten imza günü onunmuş gibi. Ki birakip gidememesinin sebebi oni bu denli seven okuyucularının olması. O böyle tüm samimiyetiyle güldükçe biz onu yalnız biraayacağız.
Murathan Mungan melankolik kisiligini resim cekilirken de göstermiş zannimca yoksa o bıkkınlık ifadesini sadece yorgunlukla açıklamak yanlış olurdu.
Erdal Yasaroglu görüyorum ki solak. Solaklar pek çok konuda becerikli insanlae ve hayata bakis açıları farkli olan insanlar oluyor -istisnalar dışında- çizdigi 'imza'ya bayıldım. Hepsini seve seve okursun inşallah canim benim.
Hala inanamiyorum Sebra yaziyor orda :)))) mutlu olduysam demek ki :)
Yakın zamanda Bursa fuarı açılacak istersen bir kaçamak yapıp ona gelebilirsin benim arabayla gideriz cok yakinim zaten ;)
SilSebra, seni mutlu ettikçe ben daha çok mutlu oluyorum inan. Bu hediyenin seni çok mutlu edeceğini biliyordum zaten. Seni o kadar tanıyorum :-) Erdil Yaşaroğlu'nun solak olduğunu kitabı imzalarken far ettim. Evet, solaklar daha yaratıcı oluyorlarmış. Bursa'yı ve seni görmeyi, kitap fuarına gitmeyi çok isterdim ama sanırım yaza kadar hiçbir yere gitmeyeceğim. Bütün gezme planlarımı yaza ayarladım. O zamanla ilgili plan yapabiliriz :-)
Silİki senedir Adana'da kitap fuarı yapılmıyor. Şubatta açılacakmış. Hasret gidereceğim :-)
SilKitap imzalatmak için koşmak nasıl bir zorluk bilirim :)
YanıtlaSilSerdar Torlak, bende tam tersi oldu. Koşmadım öyle ayakta bekledim ama o da zordu :-)
SilNe güzel yaa :) yazarlara çok acıyorum ama ben imza günlerinde 5 saat nedir di mi ama ölürüm ben sıkıntıdan o_O bi de Ayşe Kulinin cidden maşallahı var yaa hala nası güzel kadın :)
YanıtlaSilBi Poşet Kitap, beş saat boyunca imza atmak sıkıcı gibi görünüyor ama yazdığın kitabı okuyup senden imza almak isteyecek kadar seven insanlar olduğunu düşün. Ben böyle bir durumda olsam bu fedakarlığa seve seve katlanırdım :-)
Silişte bu yazını çok merak ediyordum. ah ne güzel geçmiş zamanın Şule. gerçekten insan fuar sonrası öyle hissediyor. elinin altındaki kitaplara baktığında sanki aylar öncesine aitmiş hissi veriyor, o an apayrı. yorucu olsa da gördüğüm kadar tatlı bir yorgunluk olmuş bu senin için. şahsen bu tarz yorgunluk hissiyatı üzerime çökünce pişman olmuyorum, aksine keşke önüme çıkan tüm işler bu tarz bir hissiyatı verseydi diyorum, zira pişmanlığın tek bir ukdesi barınmıyor gönlümde. o imzalı kitaplarla fotoğrafları görünce. senin adına sevindim, umarım seneye de tanışmak isteyip tanışamadığın yazarlarla tanışma fırsatı yakalarsın. :)
YanıtlaSilbu arada Şule, biliyorum hep seni mimleyip duruyorum lâkin İrem'in hazırladığı bir mim vardı, yayın evleri ve kitaplar ile ilgili. senin gibi bir kitap severi de görünce adını yazmadan edemedim. onu da haberdar edeyim istedim, dilersen bir bakarsın. :)
SilRiver, o yayın evi miminden haberim var. Sen mimlediysen tabii ki yaparım. hem konular kitapsa seve seve yaparım. senin diğer mimin de aklımda. bu hafta sonu oturup hepsini yazayım da haftaya sırasıyla yayınlarım. Teşekkür ederim beni unutmadığın için :-)
SilRiver, çok teşekkür ederim. Şimdiden gelecek senenin hayalini kurmaya başladım. Bu sene gördüm ki imzalar için bir gün yetmiyor. Seneye iki gün gitmeyi planlıyorum.
SilDolu dolu, harika bir gün olmuş...
YanıtlaSilYüksek Topuklar'ın fiyatı da fenaymış sahi :) Ben Kırık Aynalı Kırk Oda'yı okumuştum ilk Mungan'dan.
Ahmet Ümit ne sempatik pozlar vermiş, çok sevdim :)
Kahve Yanı, Ahmet Ümit'i zaten severdim ama bu imza gününden sonra daha çok sevdim :-) Yüksek Topuklar'ı seveceğimi bilsem parasına acımaz alırdım ama şu an bu riski alamadım. Belki iyi bir indirime girerse alabilirim. Şimdilik kalsın.
SilÖncellikle geç gelen bir geçmiş olsun diliyorum.
YanıtlaSilEğer şu an iyiyseniz ve buna değdiğini düşünüyorsanız sizden mutlusu yoktur. Fuar heyecanı çok güzel bir duygu hele ki sevdiğin yazarlarla iletişim kurma fırsatı oluyorsa😄
Umarım fuarda indirimler güzeldir 4 sene önce gittiğimde pek de tatmin eden indirimlerle karşılaşmadım Çukurova fuarında ama indirim az olsa bile güzel yazarlar için gidilirmiş 😄
öneri makinesi, çok teşekkür ederin. O zamanki ağrı sadece iki gün sürdü. Fuarda istediğim oranda indirim olmasa da birkaç kitap aldım. Seneye daha fazla indirim olur umarım.
SilSüper olmuş yaa, hiç böyle denk gelmedi =( Ahmet Ümit'i de severim, iyi okumalar...
YanıtlaSilKore Fenomeni, teşekkürler. Yeni fuara daha 6 ay var ama ben keşke bir an önce gelse diyorum :-)
Sil