Bayramın
ikinci gününden herkese merhaba. Umarım güzel bir bayram geçiriyorsunuzdur. Bugün,
geçen hafta okuduğum Siyah Süt kitabının yorumunu paylaşacağım.
Kitabın
otobiyografi-anı-deneme karışımı bir tarzı var. İlk sayfalardan itibaren
yazarın iç hesaplaşmalarını okuyoruz. Yazar bir yandan bebek sahibi olmak
isterken bir yandan da bunun kariyerini ve hayatını olumsuz etkilemesinden
korkuyor. Karar verebilmek için geçmişte yaşamış ve günümüzde yaşayan kadın
yazarları gözden geçiriyor. Kimler çocuk doğurmuş, kimler çocuğa karşı, kimler
iyi annelik yapmış, kimler çocuğunun nefretine sebep olmuş vb. Bu bölümlerde birçok
kadın yazar hakkında ilginç bilgiler öğreniyoruz. Kitapta benim en sevdiğim
kısım da bu bölümler oldu.
Kitabın
kapağında “Yeni başlayanlar için postpartum depresyon” diyor. Postpartum depresyon
bizim lohusalık sendromu dediğimiz olay. Yani yeni anne olmuş kadınların yaşadığı
bunalım hali. Elif Şafak da bu bunalımı yaşamış ve kitapta o hali anlattığını
söylemiş ama kitapta bu konuyla ilgili pek bir şey yok. 300 sayfalık kitapta
ilk 200 sayfa yazarın “Çocuk yapsam mı yapmasam mı?” ikilemini okuyoruz. Kalan sayfalarda
hamileliğinden ve depresyonundan bahsediyor. Bu da bana yetersiz geldi. Mesela yazar
bebeğin ismini yazmamış ve bebeğiyle ilişkisini, anneliğin ona ne
hissettirdiğini yazmamış. Sadece bu halin 10 ay sürdüğünü, sonra normale
döndüğünü biliyoruz. Bu konuda daha fazla yazmasını isterdim.
Kitapta
karikatürlere de yer verilmiş. Fikir olarak güzel bir düşünce ama çizimlerin
daha iyi olmasını isterdim.
Kitabın
ilk sayfalarındaki Evde Kalmış Kız Manifestosu da çok hoşuma gitti:
EVDE KALMIŞ
KIZ MANİFESTOSU
*Yalnızlık
Allah’a mahsustur diyerek her insanı evliliğe mecbur bırakmak, insanoğlunun
geliştirdiği en büyük aldatmacalardan biridir. Nuh’un gemisine çiftler halinde
bindik diye, tüm yolculuğu çiftler halinde yapmak zorunda değiliz.
*Nasıl
oluyor da tüm geleneksel toplumlarda, evlenmeyip de kendini ibadetine ya da
mesleğine adayan insanlar herkesten saygı gördüğü halde, günümüz toplumunda
“Evde kalmak” acınası bir durum sayılmakta.
*
Ve nasıl oluyor da evlilik bir kadın ve bir erkek gerektirdiği halde, “Evde kalmak”
tabiri sadece kadınlar için kullanılıyor.
Kitabı
severek okudum. Elif Şafak hayranlarının, anneliği düşünen kadınların ve kadın
yazarlar hakkında ilginç bilgiler öğrenmek isteyen herkesin severek okuyacağını
düşünüyorum.
NOT: Bu kitabı
sevgili arkadaşım Seda okumam için verdi çünkü ihtiyacım olduğunu düşündü. Haklıydı
da. Anne olmak konusunda ciddi şüphelerim var. Kafam çok karışık. Biraz karamsar
bir ruh halim var. Aranızda anne olan ve benimle konuşabilecek olanlar varsa
biraz dertleşmek isterim. Mail adresim: suleuzundere@hotmail.com şimdiden
teşekkürler :-) Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle, herkese
mutlu bayramlar…
ALTINI
ÇİZDİKLERİM: 1. “İçinde
resimler ya da konuşmalar olmayan bir kitabın kime ne faydası var ki?” Lewis
Carroll – Alice Harikalar Diyarında
2. “Eğer bir
kadın erkeksi özelliklere sahipse, ondan kaçmalı. Ama eğer bu tür özelliklere
sahip değilse, bu sefer de o kendinden kaçmalı.” Nietzsche
3. Bilmiyor ki
özür dilemek de bir bağımlılık olabilir; yerli yersiz durmadan etrafındakilere
“Kusura bakmayın” dedikçe, bakılacak kusurları artar insanın.
4. Meğer bir
can doğuranlar kolay kolay başkasına kıyamazmış. Söz konusu kendi canları olsa
bile.
5. “Çünkü ne
kadar grift olursa olsun her dehlizin bir çıkışı var… Ummadığın kadar yakında
bir yerde seni bekleyen… Oraya doğru yürümek tek yapman gereken…”
6. Bilmiyor
ki, böyle boş hayaller kura kura hepten yitirecek gerçeklik duygusunu. Bilmiyor
ki hayal gücünü hudutsuz ikliminde dolaşmayı sevenler kolay kolay hakiki
dünyaya dönmez, dönemez.
7. Erkek
yazarlar evvela “yazar” olarak algılanırlar, sonra “erkek”. Kadın yazarlar ise
evvela “kadın” sonra “yazar”.
8. Yani, şayet
çocuk doğurursan, doğurmayıp da kariyerinde ilerleyen hemcinslerini
kıskanacaksın. Kariyerinde ilerlediğin takdirde de çocuk doğuran kadınları
kıskanacaksın. Hangi yolu seçersen seç, seçmediğin yolda kalacaktır aklın.
9. “Bebek gibi
mışıl mışıl uyumak” tabirini kim bulduysa, hayatında hiç bebek bakmadan,
oturduğu yerden bu lafı uydurmuş olmalı. Mışıl mışıl değil, kesik kesik uyuyor
bebekler. Zırt pırt uyanarak.
10. “Erkekler
yorulunca evlenirler. Kadınlar ise sırf meraktan evlenirler. Sonunda her iki
taraf da hayal kırıklığına uğrar.” demişti Oscar Wilde
11. “Ne
hikmetse, erkeklerin en vasatı, en sıradanı bile kendini bir kadın karşısında
yarı-Tanrı zannediyor.” Simone de Beauvoir
12. Dünya
edebiyat tarihi yazarlık yapabilmek için benzer seçimler yapıp evlenmeyi
büsbütün reddeden ya da erkek kılığına giren veya erkek takma ismiyle yazan
kadınlarla doludur. Tabii bir de yeteneği ve azmi olduğu halde, sırf kadın
olarak dünyaya geldiği için mumu çabucak sönen ya da hiç alev alamayanlarla…
Sorulması gereken soru “Niçin çok sayıda kadın yazar ya da şair çıkmadı geçmişte?” sorusu değil. Esas soru “Nasıl oldu da o bir avuç kadın yazar ve şair bu şartlara rağmen gene de çıkabildi?” olmalı.
Kitaplığım da olmasına rağmen bir türlü elimin gitmediği bir kitap. Bir sebebi yok ama sanırım daha zamanı da gelmedi :)
YanıtlaSilKİTAP GÜNEŞİM, bende de çok var öyle kitap. alalı uzun zaman olmasına rağmen henüz okumadığım. umarım okuduğun zaman seversin siyah süt'ü.
SilÇok meraklandım hemen indirip okumalıyım :) İnşallah karamsarlığın biter ve hakkında en hayırlısı ile karşılarsın :)
YanıtlaSilAslıhan T. çok teşekkür ederim canım. hayırlısı diyorum ben de :-)
SilÖncelikle kaleminize sağlık. Bloğunuz ile yeni tanıştım. Yazınızı sonuna kadar sıkılmadan okudum ve kitabı merak ettim doğrusu. "En kısa sürede okumalıyım" diye düşünüyorum. İyi bayramlar. Sevgiler,
YanıtlaSilbi' blog, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. size de iyi bayramlar :-)
SilAnladığım kadarıyla çocuk olduktan sonraki psikolojisine tam olarak girmemiş. Bir kadın anne olunca ne hisseder sorusunun cevabını, daha detaylı bir şekilde vermesini beklerdim Elif Şafak'ın. Çünkü bu mucizevi bir olay. Yazinız uzun ama okuması kolaydı. Saygılarımla.
YanıtlaSilcem kazan, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. aynen dediğiniz gibi yazar annelik duygusunu tam olarak hissettirememiş. güzel bir kitap yazmış olmasına rağmen bu konuda eksik kalmış.
SilÇok severek yaptığım bir mesleğim var ve kısmetse bebecik geldikten bir süre sonra da rahatlıkla dönüp çalışmaya devam edebileceğim bir iş. Ama bebek mi iş mi seçmem gerekseydi kesinlikle anne olmak derdim. Henüz anne oldum sayılmaz ama bana her zaman yazabilirsin canım ;) İnstagram dm de yazabilirsin, mail de atabilirsin ;)
YanıtlaSilNail Art in Wonderland, desteğin için çok teşekkür ederim canım :-) Anne olmak sana çok yakışacak.
SilElif Şafak hiç okumadım, belki bir ara fırsat bulabilirim, bakalım. :)
YanıtlaSilAlıntılar çok güzelmiş, çok hoşuma gittiler. *-*
Esma Tezgi, bu tarz değil de romanını okumak istersen Aşk, Baba ve Piç, İskender, Bit Palas kitaplarını öneririm. Hepsini severek okumuştum.
SilEvde Kalmış Kız Manifestosu güzelmiş, sevdim :D Tam da benim düşüncelerimi yansıtıyor aslında :D
YanıtlaSilGözde Türker, ben de kitabı okurken birçok konuda Elif Şafak ile aynı düşündüğümü fark ettim.
SilDaha önce okuduğum için şunu söyleyebilirim ki lohusa sendromu biraz fazla abartılmış. :)
YanıtlaSilcangz, hiç lohusalık yaşamadığım için kesin konuşamam ama bu durumu çok ağır yaşayan kadınlar var. kendine ya da bebeğine zarar verecek kadar hem de. Tabii gönül ister ki bütün kadınlar rahatça atlatsın bu dönemi.
SilBu kitabı anne olmadan önce bir arkadaşım tavsiye etmişti ama ben anne olma isteğimi olumsuz etkileyeceğini düşündüğüm için okumak istememiştim, iyi ki de öyle yapmışım galiba:)) dertleşecek arkadaşlar buldunuz mu, ben de size yazabilirim isterseniz? sevgiler:)
YanıtlaSilEren O. maalesef kimse mail atmadı. eğer sen de istersen konuşmak isterim.
SilSıkıla sıkıla,oflaya poflaya bitirdiğim bir kitaptı:)
YanıtlaSilKitap Cumhuriyetim, kitap daha çok kadınlara yazılmış gibi ya ondandır :-)
Sil