Okuduğum kitapların yorumunu geç
yazmam Cahil Okur’un blog gazetesine de düşünce ocak ayında okuduklarımı daha
geç kalmadan yazayım dedim J
Çok kitap okumak çok güzel bir şey ama
o kitapları bir de bloga yazma işi var. Ne kadar çok okursan o kadar yazman
gerekiyor. Ay sonunda kitapların hepsini yazayım diye bilgisayarın başına
oturuyorum, yazı bitmeden sıkılıyorum ya da bir iş çıkıyor. Bu yüzden kitapları
okudukça yazılarını hazırlamaya karar verdim. Bir oturuşta on küsur kitabı
yazmak zor oluyor çünkü.
Yılın ilk ayında toplam 14 kitap
okumuşum. Sayısın çokluğu sizi aldatmasın. Yarısından fazlası birkaç saatte
bitirilebilecek kısa kitaplardı. Elimde okunmayı bekleyen kitapların sayısı
arttıkça sinir olmaya başladım. Bu yüzden okuma hızımı arttırdım. Önce kısa
kitaplardan başladım ki okunmayanlar hızla azalsın.
Ocak ayında neler okuduğuma gelirsek:
DUYGU ASENA – AYNADA AŞK VARDI
Tesadüf bu ya 2016’ya bir Duygu Asena kitabıyla başlamıştım, 2017’ye de bir Duygu Asena kitabıyla başladım. Aynada
Aşk Vardı üç farklı zamanda yaşayan üç kadının hayatını anlatıyor bize. Nine,
anne ve torunun hayatlarını arka arkaya dönüşümlü olarak okuyoruz. Dönemlerin
farklı olması bazı alışkanlıkları değiştiriyor ama kadınların hayatında yıllar
geçse de değişmeyen sıkıntılar var. Yazar da bize bu sorunlardan bahsetmeye
çalışmış. Kitabın konusu ve çıkış fikri hoş olsa da kitabı çok beğendiğimi
söyleyemeyeceğim. Yazarın daha başarılı bir üslubunun olmasını beklerdim.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Gerçekleri tüm acımasızlıklarıyla,
olduğu gibi kabul edince gerginlikler bitiyor. İnsanın kendini aldatması kadar
yıpratıcı bir gerilim yok. Evet, insan kendi kendine çok kolay aldanıyor ama
her an aldandığının bilincinde ve kendine küs kalarak. Onaylamadığın bir şeyi
mi yapıyorsun, neden kendi kendini aldatarak iknaya çalışıyorsun? Evet, bu
doğru değil diye diye yap. Sonunda kurtulması daha kolay olur, hem de daha az
yara alır insan, en azından kendini aldatmış olmanın verdiği yıpranmayı
yaşamaz.
2. İnsanın en rahat kandırdığı kişi
kendisi çünkü kanmamak için direnmiyor, inanmak istiyor, kandırıldığı için
mutsuz olmuyor, aldatılmış insan gibi acı çekmiyor, kanıyor ve bu hoşuna
gidiyor. İnsan kendi kendini kandırdığı zaman ortada hiçbir sorun kalmıyor.
3. Kendini sevdirmek için kendinden
vazgeçmek belki de karşısındakinin saygısını yok edecek tek şey.
4. Delilik aptallıktan her zaman daha
iyidir.
YAŞAR KEMAL – AĞRIDAĞI EFSANESİ
Kitap Yurdu’ndan yaptığım son
alışverişte Ağrıdağı Efsanesi de vardı. O alışverişten okuduğum ilk kitap da
kendisi oldu. Yaşar Kemal çok sevdiğim
bir isim ama yazardan en son okuduğum Tek Kanatlı Bir Kuş ve Kuşlar da Gitti
kitapları beni tatmin etmemişti, İnce Memed’deki Binboğalar Efsanesi’ndeki o
büyülü dili bulamamış, o eşsiz zevki alamamıştım. Ağrıdağı Efsanesi bu açıdan
beni tatmin eden bir kitap oldu. Daha yılın ilk ayındayız ama bu yıl okuduğum
en iyi kitaplardan biri olabilir. Ağrıdağı Efsanesi yazarla tanışmak isteyenler
için de en uygun kitaplardan biri.
Yazardan okuyacağım bir sonraki kitap
Bir Ada Hikâyesi serisi olacak. Çok sevdiğim İnce Memed’den sonra 4 kitaplık bu
seriyle doya doya Yaşar Kemal okuyacağım.
NOT: Bu kitap 2017 Klasik Kitap OkumaMaratonu kapsamında okunmuştur.
CAHİT ZARİFOĞLU – SERÇEKUŞ
Blogumu düzenli takip edenler bilir,
Sarıçam Kitap Şenliği için çocuk kitapları okuyorum. Serçekuş 5.sınıflar için
seçtiğimiz son kitaptı. Bir serçe ve onu avlamak isteyen avcının anlatıldığı
kitap pek hoşuma gitmedi. Konu çok uzatılmış, yer ve kişi tasvirleri çok uzun
tutulmuş diye düşünüyorum. Ben bile okurken sıkılmışsam, çocuklar da sevmez
diye tahmin ettim. Tahminim doğru çıktı. Şenlikte okuduğumuz Bir Küçük Osmancık
Vardı ve Şamatalı Köy’ü bayıla bayıla okuyan, hatta bir defadan fazla okuyan,
sınıfta uzun uzun fikir beyan eden öğrencilerim “Serçekuş’u okurken çok
sıkıldım, hiçbir şey anlamadım.” dediler. Tabii zevk meselesi, 100 Temel Eser
listesinde olan bu kitabı siz ya da çocuğunuz severke okuyabilirsiniz.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Tıpkı insanların akla gelebilecek her
yerde, her bir şekilde ölebileceklerini bilmelerine rağmen, evlerinden çıkmaya
korkmadan bütün o yerlerde bulunabildikleri gibi. Kaderdi bu.
STEFAN ZWEİG – BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU
Stefan Zweig en sevdiğim yazarlardan
biri. Bütün kitaplarını okumak istediğim yazardan 4. olarak Bilinmeyen Bir
Kadının Mektubu’nu okudum. Kitapta adını bilmediğimiz bir kadının,
çocukluğundan beri âşık olduğu ünlü yazara yazdığı mektubu okuyoruz. Yıllar
süren ve çok fazla olay barındıran bu aşka aşk demek ne derece mümkün
bilmiyorum. Ben mantık insanı, bir başak burcu olarak bu duyguya aşk değil de
takıntı, saplantı vb. isimler veriyorum. Duygusal kişiler kitabı okuduklarında
benim gibi düşünmeyebilirler. Kitaptaki duygudan ister etkilenin ister
hastalıklı bulun kitabı severek okuyacağınıza şüphem yok. Mutlaka okunması
gereken kitaplardan.
Yazardan okuduğum 4 kitap da
birbirinden güzeldi. Hepsini tavsiye ediyorum, hepsi de okunması gereken
kitaplar ama benim için sıralama şimdilik bu şekilde. Satranç > Korku >
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu > Bir Kadının Yaşamından 24 Saat. Sırada
yazarın Olağanüstü bir Gece kitabı var. Bakalım bu sıralamada yeri ne olacak?
NOT: Bu kitap 2017 Klasik Kitap Okuma Maratonu kapsamında okunmuştur.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Çünkü daracık hayatı olanlar,
kapılarının önüne gelen her yeni karşısında meraka kapılırlar.
2. Evet, bütün ama bütün insanlar beni
şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi – yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni
unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!
3. Biliyorum, ondan sonra yine yalnız
olacağım ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.
YILMAZ ERDOĞAN – BANA BİR ŞEYHLER OLUYOR
Yılmaz Erdoğan kalemini sevdiğim bir
isim. Çukurova Kitap Fuarı’nda Sel Yayıncılık’ın 5 lira kampanyasından yazarın
iki kitabını almıştım. İkisini de bu ay okudum.
Bana Bir Şeyhler Oluyor oyununun
metnini içeren kitabı çok severek okudum. Bu oyunu televizyonda denk geldiğimde
kısa bir süre izlemiştim. Oyunun ilerleyişini bilmediğim için kitapta merak
duygumu kaybetmedim. İşin içine bir de Yılmaz Erdoğan’ın o akıl dolu cümleleri
girince çok beğendiğim bir kitap oldu. altını Çizdiğim cümleleri mutlaka
okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Sevdik ve icap ederse öderiz bedelini.
Bir gün vursalar kör bir kurşunla bedenini, kıskanmaya devam ederim kuşundan
bile seni.
2. İsmet: Ne düşünüyorum biliyor musun?
Senin ismini değiştirmek lazım.
Ramazan: Nasıl yani?
İsmet: Tunç Demir. Nasıl?
Ramazan: Yerden kalkmıyor valla. Tunç
Demir!
3. Hiç unutmam. Zaten unuttuklarımı
anlatamıyorum ben, nasıl anlatayım unutmuşum gitmiş.
4. Kızlık soyadı sevişince gider. Onu
yazma artık. Hem o ne biçim kızlık soyadı, insan ondan kurtulmak için bile
sevişir.
5. Sen dün ve bugün olanları anladın da,
olacakları mı merak ediyorsun Emrullah kardeşim? Hiç kitap okumayan bir adam
niçin merak ediyor ki seneye yazılacak kitapları? Bu dünyada bile yaşamayı
beceremeyen neden merak eder başka gezegenlerdeki hayatı? Geçmişi ve bugünü ne
zaman bitirdiniz de geleceği sorguluyorsunuz? Hâlâ işler kalleşçe hallediliyor
ikili ve uluslararası ilişkilerde. Saçma bir mesaj kaygısına dönüşmüş bütün
dillerde “Savaşa hayır.” cümlesi. Evet ama oraya bomba atılmasının bir sebebi
var kardeşim diye düşünenler var, ölülerin fotoğraflarına bakanlar arasında.
Doğru düzgün top bile oynayamıyorlar kavgasız. Oyunları savaş gibi görenler,
savaşı da oyun gibi görüyorlar elbet. Aynı kadına sevdalananlar birbirini
vuruyor, aynı şeyden nefret edenler can ciğer arkadaş. Bir şeyi, bir kadını,
bir erkeği ya da bir ülkeyi sevmenin cezası ölüm bile olabiliyor bazı.
6. Sevmenin çok az çeşidi vardır gönül
raflarında. Birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz ama iş
sevmemeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde: İster gıcık olursunuz,
iğrenirsiniz, tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret bile edersiniz. Ne yazık, ne
yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu. Oysa sevin dedi
Tanrı. Adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına! Ben seni
seviyorum ama dur bakalım sen de beni, benim seni sevdiğim kadar seviyor musun?
Önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe. Karşılık istemeden pazarlıksız sevin,
sizi seveni de sevmeyeni de.
YILMAZ ERDOĞAN – HÜZÜNBAZ SEVİŞMELER
Erdoğan’dan okuduğum ikinci kitap
Hüzünbaz Sevişmeler. Kitap öykü türünde yazılmıştı. Öykü sevmediğimi bilmeyen
takipçim yoktur. Bu öyküler bir de ağdalı bir dille yazılınca kitabı okumak
benim için işkence oluyor. Hüzünbaz Sevişmeler’in de ilk bölümünü çok sıkılarak
okudum. bu yüzden 92 sayfalık kitap üç günde bitti. Ne zaman ki kitabın ikinci
bölümü başladı, yazarın oynanmış oyunlarından iki metni okumaya başladım, o
zaman kitap aktı gitti. Bence Erdoğan tiyatro ve film yazmaya devam etmeli.
Şiirleri ve edebi öyküleri bana hitap etmiyor.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Aşkımız, iki gözlüklünün öpüşme
çabasıydı. Gözleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi.
2. Ablaların en kötü yanı evlenmeleri.
ERİCH KASTNER - UÇAN SINIF
Bu kitabın ayrıntılı yorumunu ayrı bir postta yazdım. Buradan okuyabilirsiniz.
GRİGORY PETROV - BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE
Bu kitabın yorumu sonra gelecek.
SANDRA BROWN - AŞK BİR AYRILIK ÖTEDE ve YARINLAR İÇİN
Sandra Brown’un Teksas üçlemesinden
ilk kitabımı, Hep Aşk Vardı’yı Ocak 2016’da okumuştum. Serinin iki kitabını da
bu sene okuyunca seriyi tamamladım. Üç kitapta Teksas’ta yaşayan üç kardeşin
aşk hayatı anlatılıyor. Kitapların okunma sırası şu şekilde: 1.Yarınlar için
2.Hep Aşk Vardı 3.Aşk Bir Ayrılık Ötede. Kitapları beğenme şeklim de aynen bu
şekilde. Yazar her kitapta çıtayı biraz daha düşürmüş.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Erkekleri anlamak bazen zordur,
kızları anlamaksa imkansız.
MARKUS ZUSAK - KİTAP HIRSIZI
Ocak ayının en güzel kitaplarından
biri de Kitap Hırsızı idi. Birçok blogda kitabın yorumunu okumuştum. Kitap hakkında
hep olumlu eleştiriler vardı. Özellikle
Esseve Rin Kitap Hırsızı’nı çok övüyordu. Beklentilerimi düşük tutmaya
çalışarak kitaba başladım. Kitabın değişik bir üslubu var. Anlatıcı ölüm. Evet,
bildiğiniz ölüm anlatıyor kitabı. Kitap 2.Dünya Savaşı yıllarında geçtiği için
ölümün anlatacağı çok şey var. Kitaptaki bir diğer farklılık da ölecek
karakterlerin ölmeden yazılması. Yani kitabı okurken spoiler yiyorsunuz. Benim spoiler
konusunda takıntım olmadığı için sorun etmedim ama kitapta ne olacağını asla
bilmek istemeyen kişiler rahatsız olabilir. Yine de karakterlerin öleceğini
bile bile, acaba ne zaman ve nasıl ölecekler diye okumak çok ilginçti.
Kitabın sonu en hüzünlü sonlara aday
olur. Eğer önceden okusaydım kitabı Pazar 6’lısı: Ölümüne en üzüldüğüm kitap
karakterleri yazısına bu kitaptan iki
karakter eklerdim.
Aşağıda kitapla ilgili spoiler olacak
bir yorumum var. Beyaz yazıyla yazdım. Okumak için yazıyı seçmeniz gerekiyor. Kitabı
okumayanlar direkt aşağıdan okumaya devam etsin.
Ah Rudy. Sel öldürülecek karakter
miydin? Şu kısımda duygulanmak mümkün mü? “Açıkçası bence korkuyordu. Rudy
Steiner, kitap hırsızının öpücüğünden korkuyordu. Onu çok istiyor olmalıydı.
Onu inanılmayacak kadar çok sevmiş olmalıydı. O kadar ki bir daha asla
dudaklarını öpmek istemeyecek ve mezara onlarsız gidecekti.”
Kitap Hırsızı’nı mutlaka okuyun
efendim.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1.Her türden insan vardı ama aralarında
en tanınanlar yoksullardı. Yer değiştirmek bir şeyleri değiştirecekmiş gibi
yoksullar daima oradan oraya taşınırdı.
2. Çoğu acı hikâyede olduğu gibi her şey
derin bir mutlulukla başlamıştı.
3. İnsanlar size Nazi Almanyası’nın
Yahudi düşmanlığı, aşırı fanatik bir lider ve nefretle beslenmiş bağnazlardan
oluşan bir ulus üzerine kurulduğunu söyleyebilir fakat Almanlar özellikle bir
eylemi çok sevmeseler, bu hiçbir sonuç getirmezdi: Yakmayı.
4. Bütün insanlarda olduğu gibi her şey
kendisiyle ilgili sanıyordu.
5. İnsanların ölüm şekline bazen
inanamıyorum.
6. İnsanlar ölecek kadar akıllılar.
7. Yaşamak istediği için kendini
öldürdü.
8. Veda ediyordu ama bunun farkında bile
değildi.
9. Üç dil birbirine karışıyordu: Rusça,
Almanca ve mermice.
10. “Caddenin her yerinde insanlar vardı
ama boş olsa, yabancı bundan daha yalnız olamazdı.”
NOT: Ferit Edgü’nün üç kitabını ayrı
bir postta yazdım. Buradan okuyabilirsiniz.
Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Ferit Edgü yorumlarını merak ediyorum, ikimizin de sevdiği kitaptan sonra bunları nasıl buldun merak ettim. Kitap Hırsızı kitabı da çok ilgimi çekti. Okurken tam düşünüyordum ki eğer karaktere bağlanırsak bilinen bir son bile olsa üzer diye, nitekim sen de aynı duyguları yaşamışsın. Alıntılar da çok güzel :).
YanıtlaSilYa gazeteye çok güldüm, demek ki tek ben değilim baya blog dünyası olarak şubat ayı okuduklarını şubat ayında okumak istiyoruz :):) Çok iyi bir haberdi :).
öneri makinesi, Ferit Edgü'nün üç kitabını da çok beğendiğimi söyleyebilirim. Detaylı bir yazı yazacağım ama öykü seven sen mutlaka okumalısın. Kitap Hırsızı'nı da çok seveceğine eminim. Onu da gözü kapalı tavsiye ediyorum :-)
SilMaşallah okumalara devam... ben okuyamıyorum doğru dürüst, işten bir ayrılsam ben de dizeceğim kitapları böyle senin gibi :)
YanıtlaSilDilek Eren, inşallah canım. Senin kitap yorumlarını özledim :-)
Sil41 kere maşallah diyelim mi diyelim :)
YanıtlaSilVerimli bir ay olmuş bence...
Oytunla Hayat, teşekkürler Şebnem. Evet, verimli bir ay oldu ocak :-)
SilMerhaba.
YanıtlaSilBeyaz Zambaklar Ülkesi'ni aynı ayda okumuşuz :-) Orada Kitap Hırsızı da gördüm ki, çok sevindim :-)
birkitaphirsizi, Kitap Hırsızı'nı ben de birçok blogda görmüştüm. Gerçekten etkileyici bir kitaptı. İyi ki okumuşum diyorum.
Silne güzel bir ay olmuş maşallah ben daha ikinci kitabı bitirmeye çalışıyorum..
YanıtlaSilsevgiler....
Fatma ÜZMEZ, çok teşekkür ederim. Benden de sevgiler :-)
Silne kadar çok şey okumuşsun canım tebrik ederim.
YanıtlaSilGüzel ve Kültürlü, çok teşekkür ederim :-)
SilHey gidi Duygu Asena... Yazarlığı çok başarılı olmasa da döneminde cidden önemli bir isimdi. Andım sayenizde.
YanıtlaSilYazdan Kalan, bu romanını çok beğenmesem de Değişen Bir Şey Yok adında deneme kitabını beğenmiştim. Kadınlar ve kadının toplumdaki yeri hakkında etkileyici yazıları vardı. Bu yazıları 80'li, 90'lı yıllarda yazması onu daha önemli kılıyor.
SilMaşallah maşallah hızınıza yetişemiyoruz :D
YanıtlaSilCahil Okur, :-)
SilŞike yapıon ama farketmıom sanma :D
SilCahil Okur; :(
SilTamam şaka da yapmıcam söz abla :(
SilCahil Okur, peki, anlaştık :-)
Silİlkay Özgür, inşallah canım :-)
YanıtlaSilKitap Hırsızı'nı ben de okumak istiyorum ama sürekli erteliyorum. Ertelemek sonu gelmeyen bir hastalık gibi :D Beyaz Zambaklar Ülkesinde yorumunu bekliyorum, kitabın bende epeyce eski basımı var. "Ak Zambaklar Ülkesinde" diye çevrilmiş, o da okunmayı bekliyor tabii ki :D
YanıtlaSilKağıt Salıncak, bazı kitapların okunma zamanı var. Kütüphanende öylece duruyor, okumuyorsun, okuduğunda da keşke daha önce okusaydım diyorsun. Bence Kitap Hırsızı da senin için öyle olacak ama acele etme. Zamanı geldiğinde okursun :-)
SilÖncelikle tebrikler, ben önceki aylardaki okuma sayını da beğeniyordum ama bu bambaşka bir şey olmuş *-*
YanıtlaSilİzninle bir köşeye çekilip ağlamak istiyorum. Ocakta anca 2 kitap okudum. Senin gibi okumayı çok özledim. Bit artık okul!
Belle'nin Kütüphanesi, teşekkürler. Ben de her zaman bu kadar okuyamıyorum. Mesela geçen sene temmuzda tatilde olmama rağmen sadece iki kitap okumuştum. Hazır isteğim varken okuyabildiğim kadar okuyayım diyorum çünkü havalar ısınınca hızım düşüyor.
SilÖğrenciliğinin tadını çıkar. iş hayatına atılınca bugünleri çok arayacaksın :-)
Kitap hırsızını özellikle merak ediyordum mutlaka okumalıyım diyorum şuan ;)
YanıtlaSilGülşah ÖNEN, Kitap Hırsızı'nı ben de merak ediyordum çünkü birçok blogda görmüştüm. şimdi iyi ki okumuşum diyorum. Umarım sen de seversin.
SilHarikasın, çok güzel bir performans. Bende bu aralar pek olmayan şeyler :)
YanıtlaSilKahve Yanı, insan bazen okuma arzusunu kaybedebiliyor. bu aralar okuma isteğim varken okuyorum. Havalar ısınınca fazla okuyamadığım için şimdi okuyabildiğim kadar okuyayım :-)
SilMerhabalar :) Kesinlikle size katılıyorum. Birikince içinden çıkılamaz bir hale geliyor. O hataya ben geçen sene düştüm ayrı ayrı postlar şeklinde hazırlamıştım ama bu senenin başından beri güncel yazmaya gayret gösteriyorum inşaallah böyle de devam eder. Görüşmek üzere.
YanıtlaSilhayel damlası; merhaba: aynı fikirde olmamıza sevindim:) yorumunuz için teşekkürler: sevgiler :)
SilKitap Hırsızı'nın filmini izlemiştim ama unuttum neredeyse. Kitabı öylesine okumak istiyorum ki kendime psikolojik baskı yapıp filmi unuttum resmen :D Fazla ertelememek gerek... "Yorumu sonra gelecek." notu düştüğün kitapların yazılarını merakla bekliyorum bu arada, özellikle Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yorumunu.. :')
YanıtlaSilgözde türker; ben de filmini izlemedim: izlemek istiyorum ama bir süre sonra; sıcağı sıcağına izlersem filmi beğenmeyeceğimi düşünüyorum: okuduğum bütün kitapların yorumu er ya da geç gelecek bloga :)
SilSpoiler'ı beyaz yazıyla yazmak süper fikirmiş. Kitaba hamileyken başlayıp bitiremedim :( spoiler'a da merakıma yenik düşüp baktım. Ama ilk cümleden sonrasını okumadım
YanıtlaSilNail Art in Wonderland, Spoiler'ı beyaz yazıyla yazmak Kağıt Salıncak'ın fikriydi. Ondan kopya çektim :-) kitap Hırsızı'nı oku bence. Beni çok etkilemişti. Şimdi bir yanım filmini izlemek istiyor bir yanım da kitabın etkisini azaltır diye izlemeye çekiniyorum.
YanıtlaSilKitap Hırsızı'nın yorumunu merak edip gelmiştim. Kitap kalın göründü gözüme :)) Ama yine de sepetime atacağım. :)
YanıtlaSilwww.filmgundemi.com,
Silkitabın kalınlığı gözünü korkutmasın. Kitapta birçok boşluk var, puntoları büyük ve çok akıcı. Birkaç günde bitirebilirsin. Yalnız bu kitap birçok kampanyada 10 liraya satılıyor, aklında olsun. Daha pahalıysa alma, illa ki bir indirimde yakalarsın. Okuduğun zaman yorumunu paylaşırsan sevinirim :-)
Kitap Yurdu'nda 17 tl olarak gördüm sanıyorum. Aklımda olsun kampanyaları bekleyeyim. Teşekkürler :)
Silwww.filmgundemi.com,
Silrica ederim. Umarım keyifle okursun :-)