o Dünya veya Türk klasiklerinden bir kitap oku ve kitap üzerine bir yazı yaz.
MONTAİGNE – DENEMELER KİTAP YORUMU
Denemeler’i ilk kez ortaokulda
okumuştum. O zamanki aklımla da çok sevmiştim. Tabii neredeyse hiçbir şey
hatırlamıyordum kitaptan. Geçen gün konuştuğum bir arkadaşım Denemeler’in
başucu eseri olduğunu ve her gün birkaç sayfasını okuduğunu söyleyince hiç âdetim
olmamasına rağmen kitabı ikinci kez okumak istedim.
Bakın kitabın önsözünde 1 Mart 1580
yılında Montaigne ne demiş:
“Okuyucuya,Okuyucu, bu kitapta yalan dolan yok. Bu kitabı, yakınlarım için bir kolaylık olsun diye yazdım. İstedim ki beni kaybedecekleri zaman (ki pek yakındır) hakkımda bildikleri, daha etraflı ve daha canlı olsun. Kısacası, okuyucu, kitabımın özü benim: Boş vakitlerini bu kadar sudan ve anlamsız bir konuya harcaman akıl kârı olmaz.
Kitabımı az insanlar ve az yıllar için yazıyorum. Uzun ömürlü olabilmesi için daha sağlam bir dille yazılması gerekirdi.”
Yazdığı
kitap klasik olan, neredeyse 500 yıl sonra bile okunan ve en önemlisi yeni bir
türe adını veren birinin böyle düşünmesi çok ilginç ve güzel değil mi? Neyse ki
herkes Montaigne gibi düşünmemiş ve kitabını hakkını vermişler:
*”Denemeler’de gördüğüm her şeyi Montaigne’de değil kendimde buluyorum.” Pascal
*”Yazarların çoğunda yazan adamı görüyorum, Montaigne’de ise düşünen adamı.” Montesquieu
*”Montaigne amma da fikir çalmış benden.” Beranger
Kitapta büyük sultan diye Kanuni’den
bahsediliyor. Birkaç yerde daha Türk ifadesi geçiyor.
Bazı cümleler kitapta birkaç kere
yazılmış. Çevirmen aynı olmasına rağmen onlarda bile çeviri farkı vardı. Kitaplar
için çevirilerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Keşke imkân
olsaydı da bütün kitapları orijinal dillerinde okuyabilseydik. Yine de Türkiye İş
Bankası Yayınları, Denemeler’i okuyabileceğiniz en güzel kaynak.
Denemeler bir oturuşta bitirilecek bir
kitap değil. Her gün bir doz alıp yavaş yavaş tadını çıkararak okumalısınız. Gerçek
bir başucu kitabı. Aynı kitabı iki kez okumaktan hoşlanmayan kişiler bile
tekrar tekrar okuyabilirler.
Deneme, benim en sevdiğim edebi türlerden
biri olduğu için Montaigne’ye özel bir sempati duyduğumu söylemek istiyorum. Benim
için en özel yazarlardan biri olarak kalacak.
Kitapta gerek Montaigne’den gerek
alıntı yaptığı birçok yazar, şair ve düşünürden altını çizdiğim birçok cümle
var. Sözü daha fazla uzatmadan o müthiş alıntılara geçiyorum:
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Bir şey koparır bizden, yıllar akıp
giderken.” Horatius
2. Fazla kaçırılan şeyler hep iyi
şeylerdir.
3. Bize yaşamı hayat geçtikten sonra
öğretiyorlar.
4. Biz pek şaşkın varlıklarız: Filanca
hayatını işsiz güçsüz geçirdi deriz; bugün hiçbir şey yapmadım, deriz; Bir şey
yapmadım ne demek? Yaşadınız ya! Bu, sizin yalnız başlıca işiniz değil, en
parlak en şerefli işinizdir.
5. Aşk dediğimiz şey, arzulanan bir
varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir gibi geliyor bana.
6. Bizi yaratan işi hayvanlık saymaktan
daha büyük hayvanlık olur mu?
7. İnsanın doğuşunu görmekten herkes
kaçar ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz.
8. “Ah zavallılar, sevinçlerini suç
sayanlar.” Gallus
9. Chilon demiş ki: “Onu(dostunuzu), bir
gün kendisinden nefret edecekmiş gibi sevin; ondan bir gün kendisini sevecekmiş
gibi nefret edin.”
10. “Ey dostlarım, dünyada dost yoktur…”
Aristoteles
11. Sokrates’e birisi için, seyahat onu
hiç değiştirmedi, demişler. O da: “Gayet tabii çünkü kendisini de beraber
götürmüştür.” Demiştir.
12. İnsanın, mümkünse karısı, çocuğu,
parası ve hele sağlığı olmalı ama saadetini yalnız bunlara bağlamamalı.
Kendimize dükkânın arkasında, yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp orada
gerçek özgürlüğümüzü, kendi sultanlığımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir
konuğa yer vermeksizin kendi kendimizle her gün baş başa verip dertleşmeliyiz;
karımız, çocuğumuz, servetimiz, adamlarımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz.
Öyle ki hepsini kaybetme felaketine uğrayınca onlarsız yaşamak bizim için yeni
bir şey olmasın. kendi içine çevrilebilen bir ruhumuz var; kendi kendine yoldaş
olabilir; kendi kendiyle, çekiş dövüş, alışveriş edebilir. Yalnız kalınca
sıkılır, ne yapacağımızı bilmez oluruz diye korkmamalıyız.
13. “Vah vah! Nasıl olur da insan bir
şeyi
Kendinden daha çok sevmeye kalkar?”
Terentius
14. “Tanrılar vardır dedim ve diyeceğim
her zaman
Ama insan işleriyle uğraştıklarına
inanmam.” Ennius
15. Kötülüğün beterini kötülük eden
görür. (Bir atasözü)
16. “Acı, masuma da yalan söyletir.”
Publius Syrus
17. Ölümün bizi nerede beklediği belli
değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.
18. İnsan kötü şeyleri bilmediği,
beceremediği için değil, canı istemediği için yapmamalı.
19. “Böyle azgınlıkları vardır halkın;
Her ülke nefret eder komşusunun
Tanrılarından
Ve inanır gerçekliğine yalnız kendi
Tanrılarının.” Juvenalis
20. Sokrates’in karısı: “Ah! Bu insafsız
yargıçlar! Seni haksız yere öldürüyorlar.” diye ağlayıp sızlanırken, Sokrates:
“Ya haklı olarak öldürseler daha mı iyi olurdu?” demiş.
21. “Sahibine göre değişir bir şeyin
kıymeti,
Zarar görürse kötüdür, yarar görürse
iyi.” Terentius
22. Bütün dertlerin bittiği yere(ölüm
sonrası) gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!
23. “Doğumla ölüm başlar; son günümüz
ilkinin sonucudur.” Manilius
24. Dünyaya geldiğiniz gün bir yandan
yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarsınız.
25. Ölüm size ne sağken kötülük eder, ne
ölüyken; Sağken etmez çünkü hayattasınız; ölüyken etmez çünkü hayatta
değilsiniz.
26. Doya doya yaşamak yılların çokluğuna
değil, sizin gücünüze bağlıdır.
27. Paranın saklanılması, kazanılmasından
daha zahmetli bir iştir.
28. İnsan bir şeye inandı mı ona,
başkasını da inandırmayı bir borç sayar.
29. Bana sorarsanız ruhlarımız 20 yaşında
ne olabileceklerini belli eder; bütün yetkilerini gösterirler. Bu yaşa kadar
kudretini açıkça belli etmemiş bir ruhun ondan sonra belli ettiği
görülmemiştir.
30. Cimriliği yaratan yoksulluk değil
zenginliktir daha çok.
31. Tabiatın
insanlara en adilce dağıttığı nimet akıldır derler çünkü hiç kimse akıl
payından şikâyetçi değildir.
32.
Tehlikelerden kaçınmakta aşırı telaşa düşmek kendimizi tehlikenin kucağına
atmanın en kestirme yoludur.
33. Oysaki
insan sevincini büyüterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak.
34. Hırsızlığın
çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha altın çalmışsın ha bir iğne. “İğne
çaldı ama altın çalmak aklına bile gelmez.” diyenlere benim diyeceğim şudur: “İğneyi
çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?”
35. “Erdemli
olmayı göze al; bu yola gir;
İyi
yaşamayı sonraya bırakan; yolunda bir ırmağa
Rastlayıp
da akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer;
Irmak
hiç durmadan akıp gidecektir.” Horatius
36. Hiçbir
hekim dostlarının bile sağlığından hoşlanmaz, hiçbir asker de yurdundaki
barıştan. Daha da kötüsü herkes içini yoklasa görür ki gizli dileklerimizin
birçoğu başkasının zararına doğar ve beslenir.
37. Aristippos
kendisinden çıkmış olan çocuklarını nasıl olup da sevmediği söylenince tükürmüş
ve demiş ki: “Bu tükürük de benden çıktı; bitler, kurtlar da çıkıyor benden!”
38. Yaşamımızı
ölüm kaygısıyla, ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyoruz.
39. İnsanların
en güç inandığım tarafı değişmezlik, en kolay inandığım tarafları da
değişirliktir.
40. “İyilikler insana, karşılığını
verebileceğini sandığı sürece hoş gelir. Bu ölçüyü aştılar mı onları minnetle
değil kinle karşılarız.” Tacitus
41. Derler ki,
uzun süren hayat, hayatların en iyisi değildir, uzun sürmeyen ölümse ölümlerin
en iyisidir.
42. İki
alışveriş(dostluk ve aşk) rastlantılara ve başkalarına bağlıdır; biri aramakla
bulunmaz kolay kolay, öteki yaşla solar gider.
43. İyileşmek
elinde olan bir hastaya acınmaz.
44. Ne
gariptir, şairlerimiz şiir yargılamasını, yorumlamasını bilenlerimizden çok
daha fazla.
45. Bana doğru
gelen hiçbir şey yoktur ki yanlış gibi de gelmesin.
Sanırım ben de ortaokul sonlarında okumuştum ve senin gibi hiç bir şey hatırlamıyorum kitapla ilgili :/
YanıtlaSilBir ara bakınmalı yeniden.
Yorumuna sağlık
Oytunla Hayat,
Silteşekkürler canım :-) Bence yeniden okumalısın. Farklı bir tat alacağına eminim.
Ben de lisenin son yıllarında okumuştum ve arada açıp bakarım. Zamansız kitaplardan. Her an açıp okuyabileceğin ve her farklı zaman diliminde farklı tatlar alabileceğin bir kitap
YanıtlaSilHayel Damlası,
Silaynen öyle canım. Kitabı çok güzel yorumladın, diyecek söz bulamıyorum :-)
Ne çok alıntının altını çizmişsin! Sırf bunun için bile okumak istedim. Hiç ciddi ciddi okumayı düşünmemiştim Denemeleri ama şimdi okumazsam çok şey kaybedecekmişim gibi hissediyorum. Ayrıca baştaki alıntıdan anladığım kadarıyla Montaigne çok alçak gönüllü bir yazarmış. Listeme ekliyorum, umarım kısa sürede edinip okumaya başlayabilirim. Bu arada sen ikinci görevini tamamladın, ben daha başlamadım bile :'(
YanıtlaSilGözde Türker,
Silcanım, Denemeler'i mutlaka okumalısın. Seveceğine eminim. Türe adını veren, bu türde yazılan ilk kitap olmasına rağmen en iyilerinden biri. Klasik Kitap Okuma Maratonu'n için kaçırmaman gereken bir kitap.
Aslında özellikle görevleri tamamlamaya çalışmadım. Bu kitabı zaten okumuştum, baktım maddeye uyuyor hemen yazdım :-)
Ben kısa versiyonunu okumuştum lisede ve onda bile 9 sayfa kadar altını çizdiğim cümle çıkmıştı. Deneme türünü sevmemi sağlayan kişidir. Montesquieu ne de güzel demiş :) Tanışmak istediğim ölü; ama bir o kadar da hala diri kişilerden birisi Montaigne. En kısa zamanda eserin tamamını yeniden okumak istiyorum.
YanıtlaSilİrem E.
SilAslında eserin orijinali 4 ciltmiş. Benim okuduğum bile kısaltılmışı. Belki bir gün bütün kitabı çevirirler, biz de zevkle okuruz :-)
Son zamanlarda okuduğum klasikleri gördükçe kendimin ne kadar az klasik okuduğumun farkına vardım sanırım yeni yılda biraz daha bu konuya eğilmem gerekiyor inşallah ocak ayından sonra daha fazla klasik okuyacağım
YanıtlaSilCahil Okur,
Silinşallah. Klasiklere her zaman elimiz varmıyor ama onların yeri başka.
Seninle aynı zamanlarda okumak iyi geldi, aynı fikirlere sahip olmaksa daha iyi. ^-^
YanıtlaSilBen pek alıntı çıkarmadım çünkü tüm kitabı yazasım gelmişti. :D
Ve sana katılıyorum, Montaigne benimde özel yazarlar listemde yerini aldı. :))
Esma Tezgi,
Sil1000 Kitap'ta okudum. en çok alıntı yapılan kitaplardan biri Denemeler'miş. Gerçekten neredeyse her sayfada altını çizmek istediğim cümleler oldu.
Yıllar önce okumuştum. İçindeki her denemeden de ayrı bir ders çıkarabiliyor insan.Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilEbemkuşağı,
Silkesinlikle. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim :-)
Ben okumadım 🙈🙈
YanıtlaSilşeyda nur Dincer Şahin,
Silmutlaka okumalısın. İnsana çok şey katan bir kitap.
Ben ortaokulda okumuştum hocanın ödevi gereği ödev olduğu için mi yoksa o an eserin değerini anlayacak kadar algılarım ve kitap hazinem geniş olmadığı için mi bilmiyorum ama pek beğenmemiştim o zamanlar diye hatırlıyorum zaten aklımda da hiçbir şey kalmamış. ama şimdi esma da çok tavsiye etti senin yazını da görünce mutlaka okumalıyım diye düşünüyorum. böyle kaliteli bir eseri özümseyerek okuyacak kadar hazır hale geldim çünkü. sevgiyle kal :)
YanıtlaSilSümeyye Kip,
Silkesinlikle bir daha okumalısın. Bu sefer zevkle okuyacağına eminim. yorumunu merakla bekliyorum. Sevgiler canım :-)
Okul yıllarımda okumuştum. Ama unutmuşum. Aslında hatırlatman iyi oldu valla.Tekrar bakılması gereken bir kitap
YanıtlaSilincidennotlar,
Silumarım tekrar okuduğunda benim kadar beğenirsin.
Merhabalar,
YanıtlaSilFransız deneme yazarı Michel de Montaigne’nin ‘’Yavaşladıkça Çoğalıyorum’’ kitabından altını çizdiğim aforizmaları okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/montaigneden-20-etkileyici-aforizma/
Beni en çok etkileyen şu alıntı olmuştu:
‘’Doğrusunu söyleyeyim, biz erkekler kendi günahlarımızdan çok karımızın günahlarından, ona gelecek ayıplamalardan korkarız. Kendi vicdanımızdan çok karımızın vicdanının üstüne titreriz. (Aman ne fedakârlık!) Karımız bizden daha iffetli olsun da, biz hırsız olmaya, yemin bozmaya, aforoz edilmeye razıyız.’’
Keyifli okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıcakla kalın.
Ebru,
Silteşekkürler :-)