Gerek
ülkenin içinde bulunduğu durumlar gerekse blogumun görüntülenme ve yorum alma
sayısının çok düşmesinden dolayı bloga pek yazı yazasım gelmiyor ama hiç
yazmamazlık da edemiyorum. Eğer buralardaysanız ses edin lütfen. Zaten birçok
blog yaz tatiline girdi gibi, buralarda olan bizler birbirimize destek olalım.
Üniversite
yıllarındaki notlarımdan sonuncusunu yazdım bugün. Türkçe öğretmenliği okuduğum
için okul zamanı Türkçe diliyle ilgili kitaplar da okudum. Okul bittikten
sonra bu okumalara son verdim ama kendimi geliştirmek ve paslanmamak için
okumaya devam etmem gerektiğini biliyorum. Nihat Sami Banarlı’nın Türkçenin
Sırları kitap yorumum bana bir işaret olsun.
Kitabı
yaklaşık on sene önce okuduğum için detaylı hatırlamıyorum. Sadece Nihat Sami
Banarlı’nın büyük ünlü uyumuna karşı olduğunu not almışım. Sadece kalın ya da
ince ünlü kullanarak yazılan kelimelerin ve cümlelerin kulağa hoş gelmeyeceğini
yazmıştı. Hatta bu açıklama için “Mutluluğumuzu kutluyoruz.” cümlesini kullanmıştı.
Gerçekten de mutluluğumuzu kutluyoruz dediğinizde cümlenin anlamı güzel olsa da
kulağa pek hoş gelmediği bir gerçek. J
Dilinin
detaylarını öğrenmek ve daha etkili kullanmak isteyen herkese tavsiye
edebileceğim bir kitap.
ALTINI
ÇİZDİKLERİM:
1.
Verdun belediye reisinin genç yaşta ölen Rose isimli kızı için Malherbe bir
mersiye yazıyordu fakat bu mersiyenin yazılması çok uzun sürdü. Belediye reisi
matemini unuttu, hatta vakit geldi reis de bu dünyadan ayrıldı. şiir ancak bu
zaman içinde bitti.
Malherbe’e:
“İyi
ama dediler, sen bu şiiri belediye reisini teselli için yazmıştın. Halbuki ortada
teselli edecek bir kimse kalmamıştır.”
Malherbe
bu itiraza şu tarihi cevabı verdi:
“Kabahat
bir şiirin yazılacağı zaman kadar yaşayamayan belediye reisindedir.”
2.
Sultan Aziz devrinin sadrazam ve hariciye nazırı Keçecizade Fuat Paşa,
Avrupa’da bir diplomatlar konferansında bulunuyordu. Söz ortasında latife yollu
bir sual atıldı: “Zamanımızın en kuvvetli devleti hangisidir?” denildi.
Keçecizade Fuat Paşa bu suale tereddütsüz şu cevabı verdi:
-Osmanlı
İmparatorluğu
-Nasıl
olur? Dediler. O, ispat etti:
-Çünkü,
dedi, siz dışarıdan, biz içerinden, var kuvvetimizle yıkmaya çalıştığımız halde
o hâlâ ayakta duruyor.
3.Türk
ırkı eski Asya topraklarında bir ordu milletti. Milyonca at besleyen, at
üzerinde yaşayan, at üzerinde ölen Türklerin uzun konuşmaya vakti yoktu. Yaşanılan
bozkır ikliminin sertliği de buna imkan bırakmıyordu. Onun için Türkçede “Gel. Git.
Var. Koş. Kır. Çık. İn. Dur.” gibi tek heceli cümlelerle sesleniyordu.
4.
“Çok insan anlamaz eski musikimizde.
Ve
ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.” Yahya Kemal
5. Verilmeyecek
şeyler vardır.
Şeref
gibi, şan gibi…
Kars
gibi, Ardahan gibi…
6.
”Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın
Sakın
yedek biraz ip, mantar alamdan gitme.
Açınca
yelkeni hiç bakma, oynasın varsın;
Kayık
çocuk gibidir: Oynuyor mu kayd – etme
Dokunma
keyfine yalnız tetik bulun zira
Deniz
kadın gibidir; Hiç inanmak olmaz ha!” Tevfik Fikret
7.
Gidiyorum işte gör
Hayalde
gör, düşte gör
Sen
beni yar bilmedin
Bir
zalime düş de gör
Gidiyorum
işte gör
Hayalde
gör düşte gör
Düşenin
dostu olmaz
Hele
bir yol düş de gör.
Burdayım! Sahi noldu bu okuyuculara, bir bende bu sorun var sanıyordum... Tatile çıkmayanlar olarak yalnız değilmişiz :))
YanıtlaSilAkademik okumalar her ne kadar beni bunaltsa da şu ara aslında dilimizin inceliklerini öğrenebilmek adına güzel bir kaynak olmuş.
pembe vosvos, blogumun okunma ve yorum alma oranı 60-70 oranında düştü. Bunun yaz tatiliyle de ilgili olduğunu düşünmüyorum çünkü geçen yazki yazılarıma baktım, bayağı ilgi çekmiş. Neyse bu konuda yalnız değilmişim ona sevindim :-) O zaman buralarda olan bizler birbirimize destek olalım :-)
SilÇok güzel bir paylaşım olmuş gerçekten emeğinize sağlık. Genel bir durum sanırım. Çok eski oimadığım için ilk yazı yaşıyorum diyebilirim blog ortamında =). Ama genel bir durum olduğu kesin. Sıcaklar ve ülkenin genel durumu da herkesin elini kolunu bağlıyor sanırım =). Ne yapalım taslak gibi kışın yeniden paylaşırız =). Neyse ben burdayım sizinleyim sevgili şule, sesim geliyor mu? =)
YanıtlaSilZehra Ertuğru, Teşekkür ederim. Bunun yaz tatiliyle de ilgili olduğunu düşünmüyorum çünkü geçen yazki yazılarıma baktım, bayağı ilgi çekmiş. Neyse bu konuda yalnız değilmişim ona sevindim :-) O zaman buralarda olan bizler birbirimize destek olalım :-)
SilBurdayımm bende, gerçekten çok haklısınız. Birbirimize sahip çıkmamız gerek.
YanıtlaSilAslında bu tarz kitaplar hiç okumadığım ve bilmediğim için kitap şuan çok dikkatimi çekti. Çok güzel bir yayın olmuş. Çok teşekkürler :)
Kalem Kuklası, ben teşekkür ederim. Feyza Hepçilingirler'in Türke Off diye bir kitabı var. Onu da tavsiye ederim.
SilO zaman buralarda olan bizler birbirimize destek oluyoruz :-)
Kitaptan yaptığınız alıntılar çok dikkatimi çekti benim de. Okumaya heveslenmem için gerekli birkaç nokta buldum o kısımlarda. Gerçekten güzel olmuş yazınız. "Türkçenin Sırları" da artık okunacaklar kitaplar listesinde yerini aldı galiba :) Teşekkürler...
YanıtlaSilBen Bir Deli Çocuk, ben teşekkür ederim yazımı okuduğunuz ve güzel yorumunuz için :-) Feyza Hepçilingirler'in Türke Off diye bir kitabı var. Onu da tavsiye ederim. Sevgiler.
SilÖnerinizi de dikkate alacağım teşekkürler :)
SilBen Bir Deli Çocuk, :-)
Siltavsiyenize uyarak kitabı ilk internet siparişime eklemek isterim, her kitaplıkta bulunmalı, sevgiler :)
YanıtlaSilEsra Takım, fikir verebildiysem ne mutlu bana. Benden de sevgiler :-)
SilSıcaklardan dolayı biz tatile gidemeyenelerde bir tembellik var sanırım.
YanıtlaSil3 numara çok ilginç geldi hiç bu açıdan düşünmemiştim.Atalarımdan gelen bu alışkanlık bende devam etmekte kısa ve öz cümleleri severim :D
Böyle etkili bir kaynağı okumak isterim,teşekkürler.
cangz, bütün yıl bu iki ay tatili bekliyorum, sonra da sıcaklarda bir şey yapmak istemiyorum. Çok can sıkıcı bir durum :-)
SilGüzel yorumun için ben teşekkür ederim :-)