Facebook ve İnstagram’da bu başlık altında insanların itiraflarını okudum(Bloga yazanlar da vardır belki ama ben daha görmedim).
Konu kitaplarsa benim de itiraf edeceklerim var:
1. Aldığım
hiçbir kitabı hiç kimseye ve hiçbir yere vermedim. Hepsini saklamayı ve
çocuklarım için kocaman bir kütüphane oluşturmayı düşünüyordum ama eşim bu
konudaki fikrimi değiştirdi. Ona göre kitabı okuduktan sonra evde durmasının
bir anlamı yok. Başka birine vermeliyiz ki o okusun. 100 adet başucu kitabımız
olsa yeterli. 100 sayısı bana tabii ki yetmez ama artık her kitabın
kitaplığımda durması gerektiğini düşünmüyorum. Okuduğum, çok beğenmediğim,
beğensem bile bir daha okumayacağım kitapları dağıtacağım. Hatta bunu blogumdan
yapmayı düşünüyorum. Takipte kalın :-)
2.Hayatımın
bazı dönemlerinde korsan kitap aldım. Bazen vazgeçtim bundan, bazen orijinal
kitaptan çok korsan kitap aldım. Bununla gurur duymuyorum ama Adana’da
yaşıyorsanız çarşıda adım başı korsan kitapla karşılaşıyorsunuz. 25 liralık
kitaplar bile 3-5 liraya satılınca buna karşı koymak güçleşiyor. Yine de ben
artık korsan kitap almamaya karar verdim ve 9 aydır temizim :-)
3. İlk başlarda
kitap aldığımda ilk sayfaya adımı soyadımı, kitabı aldığım tarihi ve kitabın
fiyatını yazardım. Sonradan fiyat yazmaktan vazgeçtim. Şimdi ise ismimi de
yazmıyorum. Sadece kitabı aldığım tarihi ve yeri yazıyorum.
4.Kitap ödünç
vermekten nefret ediyorum. Bazen kitap isteyen biri olunca “Parasını vereyim de
git satın al oku. Benim kitabıma bulaşma.” diyesim geliyor.
5. Ben Doğu
görevimi yaptığım için kitaplar annemin evinde. Annem de komşu çocukları
istedikçe onlara kitap veriyor ve getirip getirmediklerine çok dikkat etmiyor.
En son kitaplığımda Şu Çılgın Türkler yoktu, kaybolmuştu. Bu yaz kitaplarımın
listesini çıkaracağım. Umarım başka kayıplar yoktur. Bu duruma sinir oluyorum.
Bir an önce memlekete gidip düzenimi kurmayı ve kitaplarımı yanıma almayı
istiyorum.
6. Hayatımda
hiçbir kitabı 2 kere okumadım. Çok sevdiğim kitaplar oldu ama o çok sevdiğim
kitaplarda bile hoşuma giden bölümleri tekrar tekrar okurum. Hatta bazen
ezberlerim ama hiçbir kitabı baştan sona okuma isteği duymadım. Aynı kitabı, ne
kadar iyi olursa olsun, bir daha okuyacağıma yeni kitaplar okumayı tercih
ediyorum.
7. Cep boy
kitapları seviyorum. Hem ucuz oluyorlar hem çantada kolay taşınıyorlar hem de
sayfalar kısa olduğundan çabuk okunuyor. Sayfayı daha kısa sürede
çeviriyorsunuz. Bu da insana daha çok okumuş hissi veriyor :-)
8. Kendimi
bildim bileli okumayı seviyorum. Annemin, babamın, hatta çevremdeki kimsenin
kitap okuma alışkanlığı yokken ben kitap okumaya nasıl bu kadar düşkün olmuşum
bilmiyorum. Sanırım sosyal bir çocuk olmadığımdan kendimi kitapların dünyasına
bıraktım. Daha çocukken harçlıklarımı biriktirir kitap alırdım. O zamanlar Yeni
Yüzyıl (Sonradan adı Yeni Binyıl oldu.) gazetesi kitap verirdi (Liseliler
bilmez:-). O
kitapları almak için tek başıma diğer mahalledeki gazeteciye gider, kitapları
alırdım. İyi zamanlarmış, şimdi aileler kız çocuğu evinin önüne çıksa bile
korkuyor ki haklılar da.
9. Beğendiğim
cümlelerin altını çizerim. Bir zamanlar bu cümleleri alıntı defterime yazardım,
şimdi bloga yazıyorum. Okuduğum, altını çizdiğim, her sayfasına dokunduğum, her
satırında gözlerimin dolaştığı kitabı, kitapçıdaki sıfır kitaptan daha değerli
buluyorum.
10.Kitap yazma hayalim var ama bu, benim için gerçekten bir hayaldi.
“Ben kim kitap yazmak kim. Hayatta başaramam bunu.” diye düşünürdüm. Bu
düşüncem bu sene değişti. Bunda 2 sebep etkili oldu: 1. Bloga düzenli yazmaya
başladım ve yazmanın ne kadar zevkli ne kadar güzel bir duygu olduğunu
keşfettim. 2. Facebook sayesinde birçok yerel yazar keşfettim ve okudum. Açıkçası
çoğu çok kötüydü :-( Ama onlar bile kitaplarını bastırmışlar ve
satıyorlar. Ben onlar kadar yazamaz mıyım dedim. Daha iyisini bile yazarım
dedim (Ne olur ukalalık olarak algılamayın). Çok satmasına gerek yok (ki o
çoksatanlar listesinde de gerçekten kötü kitaplar var). Bir Yaşar Kemal bir
Sabahattin Ali olmama gerek yok (ki asla olamayacağım biliyorum) ama ben kitap
yazacağım. Kendime 5 yıllık bir süre koydum. Bu süre içinde kitabımı bitirip
sırasıyla bütün yayın evlerine göndereceğim. Diyelim ki hiçbiri beğenmedi, o
zaman parayı yatırıp kitabımı kendim bastıracağım. Sonra da eşe dosta,
arkadaşlarıma, okulların kütüphanelerine bağışlayacağım. Maksat hayalimi
gerçekleştirmek.
Biraz uzun bir yazı oldu ama kitaplar hakkında olunca çenem
düşüyor. Hatta aklımdaki birçok şeyi yazamadım. Belki İtiraflar-2’yi yazarım :-)
Bunlar benim itiraflarımdı. Sizin kitap itiraflarınızı okumak için
sabırsızlanıyorum. Görüşmek üzere. Hoşça kalın.
Ödünç kitap verme ve geri dönmemesi çok kötü bir durum :( Bu arada kitabınızı çıkarısınız biz de okuruz inşallah :)
YanıtlaSilİnşallah. Zaten kitap yazma olayım olursa burada bangır bangır reklamını yaparım. İsteyene gönderirim. Ne kadar çok kişi okursa benim için o kadar mutluluk verici olur :-)
Sil