23 Mayıs 2015 Cumartesi

SON ZAMANLARDA OKUDUĞUM KİTAPLAR - 1


AYŞE KULİN – KÖPRÜ
     Ayşe Kulin’in Köprü kitabını uzun zamandır okumak istiyordum. A-101’de cep boyu 6 liraya satılınca hemen aldım ve okudum.

     Ayşe Kulin kolay ve hızlı okunan bir yazar. Kitaplarını, eğer işiniz yoksa, 1-2 gün içinde bitirebilirsiniz. Ben Köprü’yü sadece okulda okuma saatlerinde ve boş derslerimde okuduğum için bitirmem bir haftayı buldu.

     Köprü, şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybeden Erzincan eski valisi Recep Yazıcıoğlu’nun Erzincan’a köprü yaptırmasını anlatıyor. Ben köprü yaptırmasını anlatıyor diye kolayca yazdım ama köprünün yapılması o kadar kolay olmuyor. Yıllar sürüyor ve çok emek gerektiriyor. Hele köprünün son yapım aşamasında çıkan aksaklıkları okurken acayip heyecanlandım. Köprünün yapıldığını bilmeme rağmen “Acaba olacak mı? Bir sorun çıkmasa bari.” diye heyecanla okudum. Neyse ki kitap mutlu sonla bitti.

     Hatırlarsanız Köprü kitabı TV dizisi olarak çekilmiş ve Star TV’de yayınlanmıştı. Vali karakterini Erdal Beşikçioğlu oynamıştı. Ben önce dizisini izleyip sonra kitabını okuduğum için kitapta vali konuşurken veya vali anlatılırken gözümün önüne hep Erdal Beşikçioğlu geldi.

     Kitapla ilgili tek olumsuz yorumum yazarın kitabın sonlarına doğru Kürt isyanlarının tarihçesini vermesi olur. Taa 1924, 1925 ve 1938 yıllarındaki isyanları anlatması kitaba bir şey katmıyor, tam tersine kitabın bütünlüğüne zarar veriyor.

     Bir de keşke Ayşe Kulin kitaplarındaki karakterlerini ölmüş ünlü kişilerle konuşturma huyundan vazgeçse. Handan kitabındaki Handan, Halide Edip Adıvar’la konuşuyordu, Köprü kitabında vali ise İsmet İnönü’nün heykeliyle konuşuyor! Bu bölümler kitabın etkisini azaltıyor.

ALTINI ÇİZDİKLERİM:
1. Alıştığın bulaşacağından iyidir.


CAHİT ZARİFOĞLU – YEDİ GÜZEL ADAM
     Türkçe öğretmeni olmama ve kitap okumayı çok sevip çok kitap okumama rağmen şiir türünü bir türlü sevemedim. Zaten hayatımda okuduğum şiir kitabı sayısı da bir elin parmaklarını geçmez. Cahit Zarifoğlu adını da ilk kez Yedi Güzel Adam dizisinde duymuştum. Baktım kitap haftalardır çok satanlar listesinde ben de merak edip aldım. Sonuç: Şiir benim tarzım değil :-) Kitaptaki şiirlerden hiç zevk almadım ve okurken çok sıkıldım. Neyse ki kitap çok kalın değildi (133 sayfa) de çabuk bitti. Kitaptan aklımda kalan ve hoşuma giden tek cümle şu oldu: “Halk aşksızsa sokaklar, banka dükkanlarıyla doludur.

     Şaire ve kitabına haksızlık etmek istemem. Dediğim gibi ben şiir sevmiyorum. Şiir seven arkadaşlar zevkle okurlar belki.

     Bir şiir kitabından sonra hâlâ benim için en iyi şair Orhan Veli Kanık :-)


ELİF MELİSSA – EYLÜL
     Facebook çekilişlerinden birinde kazanmıştım Eylül kitabını. Yazar henüz 20 yaşında ve bu, onun ilk kitabı. Yazar bu romanı daha önce Wattpad’de yayımlamış. Çok okununca kitap olarak basılmış. 2015 yılında basılan kitap 2. Baskısını yapmış bile.

     Kitap Eylül isminde genç bir kızın hayatını anlatıyor. Kitabın başlarında Eylül’ün sevgilisi ve arkadaşlarıyla olan ilişkisi anlatılınca bir gençlik romanı okuyacağımı düşündüm ama sonradan o kadar çok olay oldu ki kitap neredeyse aksiyon kitabı haline geldi. Tabii bu durumda siz de “Yok artık, daha neler!” tepkisi veriyorsunuz çünkü bu kadar da olmaz diyeceğiniz şeyler gerçekleşiyor ve bunlar tamamen inandırıcılıktan uzak ele alınıyor.

     Sizi bilmem ama ben bir kitabın ana karakterini sevmeyince kitabı da çok sevemiyorum. Eylül kitabında da böyle oldu. Kitabın başkarakterleri eylül ve Uğurcan o kadar itici ve benciller ki başlarına gelenlere üzülmedim, hatta daha kötüsünü yaşamalarını istedim :-) Keşke yazar daha sevimli bir çift yazsaydı.

     Kitabın kapağını çok beğendim. Kapak tasarımını İlknur Muştu yapmış.

     Kitabın sayfa sayısı da gereksiz yere fazlaydı. Evet, kitapta çok olay oluyor dedim ama boş yere uzatılan bölümler de vardı. Bu kitap 100 sayfa daha az olsaymış daha başarılı olabilirmiş.

     Yazarın yaşı küçük olduğu ve bu, onun ilk kitabı olduğu için çok da eleştirmek istemiyorum. Son olarak şunu söyleyeyim: Bu kitabı çekilişten kazandığım için mutluyum. Eğer, kitabın arkasında yazdığı kadarıyla, 22 lira verip de bu kitabı alsaydım çok üzülürdüm.



OSMAN YAMAÇ – KÜÇÜK DÜNYANIN BÜYÜK İNSANLARI
     Bu kitabı da facebook çekilişinden kazanmıştım. Küçük Dünyanın Büyük İnsanları yazarın ilk kitabı. Yazar Orta Anadolu’nun küçük bir kasabasında çocukluğunda ve gençliğinde yaşadığı olayları yazmış. Kitap bittikten sonra ilk düşüncem “Bu insanlar birbirlerine ne biçim şakalar yapıyor?” oldu. Eşek şakasından da ileride, insanı katil ya da maktul yapabilecek şakalar ama işte o zamanlar internet, kitap, gazete hatta televizyon bile yokmuş. Böyle olunca millet birbirine sarmış.

     Kolay okunan insanı sıkmayan bir kitap. Yine de size “Bu kitabı alın, okuyun.” Diyeceğim kadar iyi değil.


İREM NAZLINUR ÇETİN – YALNIZLIĞIN MAVİSİ
     Bu kitap da yine facebook çekilişinden kazandığım bir kitap. 92 doğumlu yazarımız bu ilk kitabında 16 yaşından beri yazdığı denemeleri toplamış. Daha 1 yaşındayken babasını kaybettiği için kitapta ölüm temalı yazılar ağırlıkta. Bir de kitapta “Fahişe” kelimesi çok kullanılıyor. 95 sayfalık kitapta, benim fark edebildiğim kadarıyla, daha çok da olabilir, 4 kez fahişe ifadesi geçiyor.

*Bedenini satan fahişeler gibi ruhunu başkasına satanlardan kaçıyorum. (13. Sayfa)
*Gerçek şu ki: Evsiz insanlar, dünyayı ahlaksız bir yere dönüştüren ve para karşılığı bedenlerini kirleten fahişeler değil. (41. Sayfa)
*Hepsi birer potansiyel fahişe. (64. Sayfa)
*Yanlış bir hayatın izini sürdüğünün farkında olmayıp doğruları kendine düşman gören, hayatın fahişeliğini yapan insanlardan olmamı bekleme benden. (72. Sayfa)

     Sanki yazarın bu kelimeyle bir derdi, geçmişi var gibi ama yine de keşke bu kadar sık kullanmasaydı. Okurken insanı rahatsız ediyor.

     Amatörce yazılmış ve amatörce basılmış (kitapta birçok yazım hatası var) bu kitabın kapağına tek kelimeyle bayıldım. Kapak tasarımını Serdar Gülpınar yapmış. Kapakta o kadar güzel, o kadar canlı bir mavi kullanılmış ki kitabın isminin hakkı verilmiş.

ALTINI ÇİZDİKLERİM:
1.     “Yazıyorum çünkü harflerle nefes alıyorum. Yazıyorum çünkü hayatla kurduğum bağ yazıdan geçiyor. Ve yazıyorum çünkü hayal ve hikayeler alemini şu yaşadığımız hayattan daha hakiki, daha sahici, daha renkli buluyorum.” (Elif Şafak)
2.   “Mutluluğu bulduysan sorgulama.” (Charles Bukowski)
3.  “Kendini kendi alevinle yakmaya hazır ol, yenilenmek için önce kül olmalısın.” (Nietzsche)

2 yorum:

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...