Tiyatroyu
seviyorum. Hatta bazen sinemadan bile fazla. Buna rağmen çok fazla oyun
izleyemiyorum. Buna bahane olarak Midyat’ta yaşamamı ve oraya fazla oyunun
gelmemesini kullanıyordum ama artık Adana’dayım. Devlet tiyatrosunun olmasının
yanında özel tiyatrolar da sık sık şehre gelerek oyunlarını oynuyorlar. Bunlara
ek olarak nisan ayında Adana’da uluslararası tiyatro festivali oluyor. Bu yüzden
2016’da daha çok oyun izlemeyi planlıyorum.
Blogumda
geçen senenin değerlendirmeleri yaparken her ne kadar çok olmasa da izlediğim
oyunları da yazmak istedim. Maksat tarihe not düşmek J
2015
yılında üç oyun izlemişim:
BEN SUÇLU
Bu
oyunu Midyat’ta izlemiştim. İzmir Derin Sahne ekibi tarafından sahnelenmişti. Farklı
oyunlardan seçilen metinler oyunda birleştirilmişti. Sahnede bir an Galileo’yu
izlerken, diğer sahne Türkiye'de bir köyde geçiyordu. Uzun zamandır oyun izlemeyen bana iyi
gelse de oyunu çok başarılı bulmamıştım. Oyunun baş erkek oyuncusu çok
başarılıydı ama aynı şeyi diğer oyuncular için söyleyemeyeceğim.
Bu
oyundan birkaç ay önce aynı ekip Aşk Grevi adında bir komedi oyunu
sahnelemişti. Ben o oyunu izlemedim ama izleyen arkadaşlarım Aşk Grevi’nin, Ben
Suçlu’dan daha başarılı olduğunu söylüyorlar. Eğer bu ekibin oyunlarına denk
gelirseniz tercihinizi Aşk Grevi’nden yana kullanmanızı öneririm.
LEONCE AND
LENA
Adana’ya
taşındıktan sonra Adana Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarına gitmeye başladım. Çocuk
oyunları hariç bütün oyunları izlemek istediğim için o hafta hangi oyun varsa
ona gittim. Şansıma Leonce ile Lena oynanıyormuş.
Leonce
ile Lena, Alman yazar Georg Büchner’in 1836’da yazdığı bir tiyatro oyunu. Maalesef yazar daha 24 yaşında hayatını kaybetmiş ama bu kısa hayatına üç tiyatro oyunu
sığdırmayı başarmış.
Oyun,
Shakespeare tarzında bir oyundu. Ben bu tarz edebi eserleri sevdiğim için oyunu
da beğendim ama Shakespeare dilini sevmiyorsanız muhtemelen bu oyunu da
beğenmezsiniz.
Oyunun
dekoru, müziği ve özellikle iki başrol erkek oyuncusu çok iyiydi. Hatta oyuncuların
isimlerini de yazayım. İleride ünlenirlerse “Ben onları çok önceden
keşfetmiştim. derim J Mazlum Taşkıran ve Barış Özkan'ı izlemek çok
zevkliydi. Oyunun kadın oyuncularını pek beğenmedim. Erkek oyuncuların
performansları karşısında ezilmişlerdi.
Sahnenin
ortasında farelerin koştuğu çemberlerden vardı. Ben o çembere bayıldım. Hatta bundan
evde bir tane olsaydı koşu bandından daha eğlenceli olurdu, kilo vermemde
yardımcı olurdu diye düşündüm J
MUAMMER
MUAMMER
Yine
Adana Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarından biri. Oyunun yazarı Orhan Kemal. Orhan
Kemal en sevdiğim yazarlardan biridir. Eğer yazarın kitaplarını okuduysanız
oyun size tanıdık gelecektir. Fakir ve sürekli ezilmiş Muammer’in hayat hikâyesi
insanı kah güldürüyor kah ağlatıyor.
Oyun
müzikli ve şarkılı. Normalde bu tarz oyunları pek sevmem ama Muammer Muammer’in
müziği ve şarkıları o kadar iyiydi ki oyun izlemenin yanında kendimi
konserdeymiş gibi hissettim.
Hikâyede
Orhan Kemal’i yani anlatıcıyı ve başka birçok rolü canlandıran Doruk
Nalbantoğlu’ndan bahsetmeden yazıyı bitirmek istemiyorum. Ünlü oyuncu Serhan
Nalbantoğlu’nun oğlu olan oyuncu nasıl şimdiye kadar meşhur olmamış bilmiyorum.
Oyundaki performansı çok iyiydi. Bunun dışında öyle bir ses tonu var ki davudi
ses dedikleri sanırım böyle bir şey. Kendisini yeni projelerde izlemek için
sabırsızlanıyorum. Mummer karakterini canlandıran Gökhan Doğan da çok
başarılıydı. Fiziğiyle bu rol için yaratılmış gibi duruyordu.
Geçen
sene izlediğim oyunların hepsi bu. Bu sene henüz bir oyun izleyemedim ama yine
de üç oyunu geçeceğimi düşünüyorum. Arada sırada tiyatroya gitmek ve iki
saatliğin bu dünyayı unutmak insana iyi geliyor. Daha çok oyun izleyebilmeniz
(izleyebilmem) dileğiyle…
aa bunlar da yazılmalı gerçekten. ben neden hiçbir şeyi yazmıyorum yaa :( ilham oluyorsun ama hep bana ^^
YanıtlaSilNail Art in Wonderland, ne oldu senin kitap blogu işin? Orada istediğin her şeyi yazarsın işte.
SilEskiden daha çok giderdim tiyatroya ve diğer sahne gösterilerine. Artık iyice eve kapandım. Bu paylaşımla bir şeyler canlandı içimde yeniden teşekkürler :)
YanıtlaSilHer Şeyden Konuşmalı, rica ederim. Bu yazı beni de heyecanlandırdı. Haftaya bir oyuna gitmeyi planlıyorum.
SilTiyatronun çok özel bir sanat dalı olduğunu düşünüyorum, imkanı olan herkes bir şeyler izlemeli. Bu sene daha hiç oyun izlemedim ancak geçen sene hatrı sayılır derecede izlemiştim:) Umarım bu sene çok daha oyun izleme fırsatınız olur.
YanıtlaSilÖzlem, çok teşekkür ederim. Umarım herkes için bu sene daha çok oyun izlediği bir yıl olur.
SilAh ah... Ben tiyatroya gidemeyeli yıllar yıllar oldu. Sinema zaten sevmem ama tiyatronun yeri ayrıdır benim için. Ne çok giderdim eskiden...
YanıtlaSilKahve Yanı, umarım eski temponu yakalarsın. Arada bir kaçamak yapıp insanın kendini farklı dünyalara kaptırması gerekiyor.
Silgeçenlerde haberlerde de tiyatroyla ilgili haberleri görünce "acaba gitsem mi" diye düşündüm ve gerçekten çok ama çok istedim. umarım bu sene gidebilirim bir oyuna. senin adına çok sevindim şule, zamanını ne kadar harika geçirmişsin. :)
YanıtlaSilumarım daha bolcana vakit bulabilirsin bu güzel aktivitelere.
River, bu sene büyükşehirde yaşamanın avantajlarını kullanıyorum. Sinema ve tiyatroya kolayca gidiyorum. İyi dileklerin için teşekkürler. Umarım sen de bu sene güzel oyunlar izlersin.
Sil