Dr. Serkan Karaismailoğlu, Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum, Elma Yayınları, 286 Sayfa, 17. Basım, 2020. |
“Bağırsaklar ikinci beyindir.” lafını
duymuş olmalısınız. Son yıllarda sıkça dile getirilen bu söz bağırsak sağlığına
verilen önemi artırdı. Artık insanlar beslenmelerine dikkat ediyor ve bağırsak
sağlığı için takviye ilaçlar kullanıyorlar. İşte bu kitap, bu sözün ne anlama
geldiğini, bağırsakların neden önemli olduğunu, sağlıklı çalışan bir bağırsağın
insan hayatında neleri değiştirdiğini vb. güzelce anlatıyor. Zaten bildiğiniz
şeylerin yanında ilk kez öğreneceğiniz bilgiler de okuyacağınızdan eminim.
Mesela ben bağırsak sağlığı ile ruh halimiz, psikolojimiz arasındaki ilişkiyi
okuyunca çok şaşırdım.
Bu kitap insanın hayatını
değiştirebilecek kitaplardan biri. Beslenme konusuna bakış açınızı
değiştirebilir. Bir diyet kitabı değil. Size ne yemeniz
ne yememeniz gerektiğini söylemiyor ama yol gösteriyor. Herkesin okuması
gereken bir kitap.
Esprili
diliyle okuması kolay ve keyifliydi. Dili, herkesin anlayabileceği
basitlikteydi. Genele hitap eden sağlık kitapları bu şekilde yazılmalı. Latince
tıp terimlerini aşırı kullanıp insanı sıkan ve dikkat dağıtan kitaplar, çok
kıymetli olsa da herkese ulaşamıyor.
Kitapta
Matrix, Yüzüklerin Efendisi, Game of
Thrones gibi popüler kültür konularına referanslar vardı. Onları okumak beni
gülümsetti. Game of Thrones göndermesini okuyunca kitabın ilk basıldığı tarihe
baktım, 2017 yılında çıkmış kitap. Sanki çok daha eski gibi gelmişti bana, uzun
yıllardır varmış gibi ama o kadar da eski değilmiş.
Kitaptaki
çizim fikrini sevdim ama çizimler daha güzel olabilirdi, daha eğlenceli.
Çizimleri yazarın bir doktor arkadaşı yapmış. Daha profesyonel bir ekiple
çalışılsaydı daha iyi sonuç alınabilirdi.
Sonuç olarak farkındalık yaratan bu
kitabı herkese öneriyorum.
Siz bu
kitabı okudunuz mu? Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Sağlık konusunda
sevdiğiniz kitaplar hangileri? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda
görüşmek üzere.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. “Mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop ise önemsizliğini.” Manly
P. Hall
2. Kitabın
sonuna geldiğimizde sıklıkla sorduğumuz “kim” ya da “ne” olduğumuz sorusuna bir
cevap bulacağız. Kitabın sonunu bilen bir kişi olarak size en büyük spoiler’ı
vereyim: Ne yersen osun.
3. Senden istediğim sadece mutluluk olsaydı hiç
seninle uğraşmaz gidip bir buçuk porsiyon İskender yerdim.
4. Lütfen unutmayın, mutluluk sizinle ilgili bir
kavramdır, sahip olduklarınızla değil. O nedenle, insanlık olarak her şeye
sahip olmaz, her şeyi satın alma sevdasından vazgeçmek, hem kendi mutluluğumuz
hem de üzerinde yaşadığımız gezegenin mutluluğu açısından çok büyük bir adım
olacaktır.
5. Sadece kalbe giden yol değil, beyne giden yol
da mideden geçer.
6. Eğer siz de sıklıkla beyniniz ve kalbiniz
arasında kalıyorsanız yapacağınız şey çok basit: Bağırsaklarınızı dinleyin.
7. Çok
fazla kilo alan bir kişi, kilolarının kalbinde yapacağı etkiler konusunda ciddi
endişeler taşıyabilir. Ya da bir başkası, kışın aldığı fazla kalorilerin, yazın
giyeceği bikiniyle hiç de iyi durmayacağı konusunda suçluluk hissedebilir. Ama nedense
etrafınızda daha iyi düşünebilmek, zekâsını geliştirmek amacıyla beslenmesine
dikkat eden birine pek rastlamazsınız.
8. Her ne kadar siz göbek ya da damarlarınızı
dert etseniz de bu durum yediklerinizin en fazla etki gösterdiği yerin beyniniz
olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
9. Marketten aldığınız tatlı yiyecek ve
içeceklerin etiketlerine bakarsanız glukoz, früktoz, sükroz, maltoz, laktoz
gibi sonu “oz” ile biten bir sürü kelime görürsünüz. Kelimenin sonuna gelen
“oz” eki, Latince kelimelerde şeker isimlerinin sonuna gelen “ose” kelimesinin
Türkçe ifade edilmiş hâlidir. O nedenle bir kelimenin sonunda “oz” ekini
gördüğünüzde, bu kelimenin çok büyük bir ihtimalle şekerle ilgili bir kelime
olduğunu düşünebilirsiniz.
10. Diyabet ile ilgili birçok sıralamanın
yapıldığı bu listede, diyabet hastalığında görülen en hızlı artışın Türkiye’de
olduğu tescillenmiştir. Bu rapora göre Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık
%15’i diyabet hastasıdır. Dünya ortalamasının %8,26 olduğunu özellikle
belirtelim ki sonumuz çok daha belirgin bir şekilde gözüksün. Türkiye, Avrupa
ülkeleri arasında açık ara birincidir.
11. Beslenme
işi sadece zevk doğrultusunda kurgulanacak bir mevzu değildir. Sağlıklı bir
kalp-damar sistemi, fiziksel anlamda güzel bir görüntü ama hepsinden de
önemlisi performansı yüksek bir beyin için elzemdir.
12. Sadece yavaş yeme davranışını alışkanlık
hâline getirmeniz bile düzgün beslenme konusunda çok önemli bir adım olacaktır
sizler için.
13. Son dönemde yapılan birçok çalışma, yüksek
şekerin Alzheimer hastalığını tetiklediğini öne sürmektedir.
14. “Bir kimse acı duyabiliyorsa canlıdır; lâkin o
kimse başkasının acısını da duyabiliyorsa insandır.” Rus atasözü
15. Kirliliğin azalması insanların alerjiye daha
yatkın hâle getiriyor.
16. Yüksek oranda çevre kirliliğine maruz kalan ve
yaşam standartları çok daha düşük olan Doğu Almanya’da büyümüş çocuklarda astım
ve diğer alerjik rahatsızlıkların görülme sıklığı, Batı Almanya’ya göre daha
düşük bulunmuştur. Oysa Batı Almanya; ekonomi, çevre ve yaşam koşulları
açısından doğuya göre çok daha iyi durumdaydı. Söz konusu çocuklar olduğunda,
çok daha düzgün ve steril koşullara sahipti. Ama daha iyi ortamlarda
yetiştirilen çocuklar ilginç bir şekilde ilerleyen yıllarda daha çok hasta
olmuşlardı.
17. Ailenin büyüklüğü ile alerjik hastalık
arasında da bir ilişki bulunmaktadır. Aynı evde yaşayan kişi ve çocuk sayısı ne
kadar fazla ise o çocuklarda ileride görülecek astım ve alerji gibi
rahatsızlıklar daha düşük sayıda görülüyordu.
18. Erken
dönemde mikroplara maruz kalmak çocuğu ilerleyen yaşlarda astım ve alerji gibi
konularda daha dayanıklı kılmaktadır.
19. İçinde milyarlarca mikroorganizma var ve sen
yanız hissediyorsun.
20. Dünyanın bir yarısı açlıkla mücadele ederken
diğer yarısının obezite ile mücadele etmesi insanlığın en özet ifadesi aslında.
21. Bir çalışma, bir kişinin obez olan bir
arkadaşının olması, o kişinin obez olma ihtimalini %57 oranında artırdığını
göstermiştir.
22. Açıkçası18.yüzyıla kadar tıp ile ilgili
kayıtlarda “fazla kilolu olmak” diye bir soruna değinilmemiştir.
23. Eğer
bir şeyin zararının farkında olup onu tüketmeye devam ediyorsanız, hiç
tartışmaya gerek yok, siz bir bağımlısınız.
24. Sarımsaklı yoğurt o kadar mucizevi bir şeydir
ki içine konan her şeyin yenilebilmesine olanak tanır.
25. Yapılan bir çalışma, yoğurt tüketiminin
kişinin enerji alımında ve egzersiz durumunda değişiklik olmadan kilo kaybına
neden olduğunu göstermiştir.
26. Türkiye’de
antidepresan kullanımı son dokuz yılda %160 artmıştır. Ülkemizde her on kişiden
biri antidepresan kullanırken kadınlar, erkeklerden iki kat daha fazla
antidepresan tüketiminde bulunmuştur.
27. Özellikle son dönemde bağırsaklarımızın önemi
arttıkça, bu konuda çok fazla ürün alternatifleri ortaya çıkmaktadır. Söz
konusu probiyotikler olduğunda, liderlik kefirde gibi görünmektedir. Kefiri
takiben yoğurt, turşu, bazı peynir türleri, sirke çeşitleri gibi çeşitli
ürünler bulunmaktadır. Hatta “kambu çayı” gibi bazı coğrafyalara özgü türler de
söz konusudur. İçimizdeki faydalı bakterilerin yiyebileceği prebiyotikler ise
yer elması, muz, ceviz, mercimek gibi hemen hemen birçok türde gıdanın yer
aldığı oldukça geniş bir gruptur.
28. Yerçekimin olduğu bir dünyada düşmek en doğal
eylemdir. Seni diğerlerinden ayıran her defasında ne kadar erken ayağa
kalktığındır.
29. Avrupa’da 42 ülkenin, 2015 yılı verilerine
göre antibiyotik kullanımı sıralamasında ne yazık ki ülkemiz yine birinci
sıradadır.
30. Gereksiz kullandığımız her antibiyotik, bir
sonraki enfeksiyonda karşımıza daha yüksek bir fatura olarak çıkacaktır.
Muhtemelen bu nedenledir ki her yıl yaşadığımız soğuk algınlığı bir önceki yıla
göre daha zor geçmektedir çünkü artık karşımızda giderek güçlenen dirençli
bakteriler bulunmaktadır.
31. Doktorunuz
sizden istemediği müddetçe antibiyotik kullanmayın.
Bağırsak sağlığı çok önemli gerçekten. Ülkece pek sağlığımıza dikkat ettiğimiz söylenemez. Alıntılar çok iyiymiş. Paylaşım için teşekkürler. :)
YanıtlaSilduygu emanet,
Silsağlık denildiğinde bağırsak akla gelmiyor ama en önemli bölgelerden biriymiş. Bu açıdan kitap benim için aydınlatıcı oldu.
Altını çizdiğiniz kısımlar bile büyük zevkle okumamı sağladı. Teşekkürler
YanıtlaSilSuleN,
Silo cümleleri ben de geri dönüp okuyabilmek için yazıyorum. Ara ara kendimize hatırlatmamız lazım.
Hiç duymamıştım ben bu kitabı ilginç duruyor. 29 nolu madde üzdü beni.
YanıtlaSilshe is the man,
Silkendi türünde bilinen bir kitap ama sağlık konulu fazla kitap okunmadığı için duymamış olabilirsin.
29.maddenin doğruluğunu ben yakın çevremden biliyorum. İnsanlar çok fazla ilaç tüketiyorlar ve bunların bir kısmı gereksiz. Keşke bu konuda halkı bilinçlendiren çalışmalar yapılsa.
Alıntılara bayıldım resmen. :) En çok şunu sevdim diyemeyecek kadar şaşırttı ve güldürdü yaptığın alıntılar. :)
YanıtlaSilokurix,
Silo zaman kitabı da mutlaka okumalısın. O alıntıları ben de geri dönüp okuyabilmek için yazıyorum. Ara ara kendimize hatırlatmamız lazım.
Güzel bir inceleme olmuş elinize sağlık. Hayatı değiştirebilecek kitaplardan demişsiniz ilgimi çekti. Ama daha önce de sağlık kitapları okumuş ve uygulamış biri olarak bildiğim şeyleri yazdığını düşündüm. Şekeri bırakalı yıllar oldu mesela. Çaya, kahveye atmam ama sıra tatlı yerim tabii :)) Katkı maddelerine dikkat ederim, margarin eve sokmam, soda hariç hiçbir asitli içecek içmem vs vs. Ve obezite hakkında daha önce şöyle bir istatistik okumuştum. Diyor ki "obeziteden ölenlerin sayısı açlıktan ölenlerin yaklaşık 3 katı" Bu durum gerçekten düşündürücü ve üzücü.
YanıtlaSilOkumadıysanız Kudret Livaoğlu'nun Sağlıklı Hayat kitabını tavsiye ederim.
Metin Kibar,
Silo kitabı okumadım. Tavsiye ediyorsanız hemen listeme ekliyorum. Mutlaka okurum.
Ben sağlık konusunda okumayı çok seviyorum ama maalesef uygulama konusunda sıkıntılarım var. Bu sene artık bir şeyleri değiştirmek istiyorum çünkü yaş ilerledikçe kötü beslenmenin etkisini daha yoğun hissediyor insan.
Bilgilendirme işlevini yerine getiren bir kitaba benziyor, ilgimi çekti. Sahiden de söz konusu sağlıklı beslenme-egzersiz hatta direkt sağlıklı yaşam olunca bunların zihnimize etkisi üstünde konuşmuyoruz hiç. Bir tek sınav günü ceviz yeme muhabbetini hatırlıyorum :)) Onun dışındakiler hep görünümümüz, hastalıklara davetiye çıkarmama vs. ama olayın beynimizde başladığını unutuyoruz. Sadece alıntılar bile bu konuda bir aydınlanma yaşattı bana.
YanıtlaSilBabaannem eskiden bana hep mikrop-bakterilerin çocuk gelişiminde aslında önemli olduğunu söylerdi, çok da önemsemezdim ama bir bakıma haklıymış :)) 18. alıntıda tebessüm ettim bu sebepten.
Antibiyotik ve bilinçsiz ilaç kullanımları ise sahiden çok sıkıntılı… Doktorlar bas bas bağırıyor, gerekmedikçe hastaya da vermiyor ama bir türlü öğrenemedik gitti şunu. Ağrı kesiciler zaten şeker niyetine yutuluyor. Bir de ADHD’si olanların kullandığı yan etkileri olan ağır bir ilacın modası son zamanlarda öğrenciler arasında sınav dönemleri odaklanmayı artırmak amacıyla başladı, millet birbirine paslıyor ilacı çok sinir oluyorum gördükçe. Çok bilinçsiziz gerçekten.
Yazı hem bilgilendirici hem de eğlenceli olmuş, çok teşekkürler :)
vulnicure,
Silgüzel ve detaylı yorumun için ben teşekkür ederim.
Ben de çocukluğumdan beri duyarım. Büyükler "Çocuğa mikrop da lazım." derler, çok sakınmazlardı ama yeni nesil anne babalık daha korumacı. Bu da en azından astım, alerji vb. durumlar için iyi olmuyormuş. Neyse ki ben kızımı daha serbest yetiştiriyorum :-)
Sadece bağırsaklar değil ben beyin ve sinir sistemi ile sindirim sistemi arasındaki ilişkinin mideden başladığını biliyordum. Sözgelimi ülserin birinci nedeni stres. Kolay kolay bir şeyi dert etmeyen insanlar arasında pek görülmüyor. Alıntılar çok güzel, filozof kıvamında yazılmış özlü sözler. Birçoğuna katılıyorum. Sadece antibiyotik değil genel olarak çok mecbur kalmadıkça her türlü ilaca ve suni yoldan destek sağlayan haplara karşıyım. Dünyada ve ülkemizde sağlık sektörünün bir ticaret aracı olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde dünyanın üçüncü büyük ticari sektörüne her zaman kuşkuyla bakmaya devam edeceğim.
YanıtlaSilKaystros Tyrha,
Sililaç konusunda ben de dikkatli davranıyorum. Gerekmedikçe asla ilaç içmem. Çevremde şeker yutar gibi ilaç yutan insanları gördükçe dehşete kapılıyorum. Bunlardan biri de maalesef annem. Hastalık hastası olduğu için yıllar içinde hap bağımlısı oldu çıktı. Bu saatten sonra değişmesi de çok zor görünüyor.
Kitap farklı bir sağlık kitabına benziyor:) Alıntılar çok güzel:) Sağlık kitapları okumayı sevmiyorum, geçen sene ilaçlarla ilgili bir kitap almıştım, okuyamadım henüz:)
YanıtlaSilEmeğine sağlık, çok güzel anlatmışsın:)))
kitapkesfi,
Silteşekkürler canım. Eğer bu türde okumayı sevmiyorsan sana hitap etmeyebilir ama bir şans vermeni isterim.
çok faydalı bir yazı oldu Şule'cim bakayım bu kitaba, eline sağlık:)
YanıtlaSilEren,
Silbence okumalısın Eren. Yeni şeyler keşfedeceğine ve etkileneceğine eminim.
alla alla ne ilginç, okumak faydalı gibii, saol, oooo bcp hızlısın bu aay :)
YanıtlaSildeeptone,
Silbu yazıyı iki ay önceden hazırlamıştım :-)
Hahaha, şu anda saat gece üçe geliyor ve ben barsaklarımdan gelen gurultular eşliğinde oturuyorum :D Ramazanın etkisi, bu hafta iftarda çeşit çeşit sebze yedim, büyük ihtimal ondan..
YanıtlaSilBir arkadaşım bir ay beslenme düzenini değiştirmişti, cidden psikolojim,düzeldi, enerjim arttı diyordu. Sabah kahvaltıda peynir yiyememek kötü yalnız :)
Handan,
SilLohusayken süt ve süt ürünlerine hassasiyetim vardı. Kızım çok gazlı bir bebek olduğu için ağlama krizlerine giriyordu. Bir süre bunları tüketmeyeyim dedim ama içimden de nasıl yapacağım diyorum. Sütlü tatlıları çok severim çünkü. Emzirdiğim için tatlı krizlerim de geliyor. Sonra ne oldu biliyor musun? Tatlı yememeye alıştım ama peynir yiyememek beni en çok zorlayan şey oldu. Meğer peynir benim için daha önemliymiş :-)
Gerçekten bilgilendirici bir kitaba benziyor, antibiyotik konusunda bayağıdır bilinçlenmeye çalışıyoruz bakalım zaman ne gösterecek :)
YanıtlaSilGül Özdemir,
Silson zamanlarda zararları daha sık dile getiriliyor ama hâlâ gereksiz kullanan çok fazla insan var.
Öğle güzel bir seçim ve tanıtım olmuş ki bayıldım. Hayatımın son 10 yılında midemle yaşadığım problemler vücudumun işlevi hakkında maalesef bambaşka gerçeklerle yüzleşmemi sağladı.
YanıtlaSilOh Yoon Joo,
Silbenim mide sorunum son yıllara kadar hiç olmamıştı ama beslenme ve ruh halim bozuldukça midemin de rahatsızlandığını fark ettim. Hepsi birbirine bağlı. Eğer düzgün beslenirsem sırasıyla her şey hallolacak. Şimdi ona çalışıyorum :-)
ayy sahiden de yedikleri insanı çok etkiliyor yediklerini işleyebilmesi de çok önemli tabi o yüzden merak ettim ben de okurum sanırım güzel paylaşım olmuş :)
YanıtlaSilsessizgemi,
Silben çok leş beslendiğim için, biraz düzgün beslendiğim anda kendimdeki değişimi çok net görüyorum. Aslında olay sadece zayıflama değil, hayat kalitesinin artması. Bu yaz beslenme düzenimi tamamen değiştireceğim inşallah.