26 Eylül 2018 Çarşamba

Donald Spoto-Zarafet

Artemis Yayınları, Çevirmen: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur, 7.Baskı. 2017. 360 Sayfa


Audrey Hepburn’ü çok beğenirim. Çok güzel ve zarif bulurum. Onu anlatan kitaba verilebilecek en doğru isim de bana göre“Zarafet” olurdu.

Oyuncuyu görsel olarak çok beğenmeme rağmen fazla filmini izlemediğimi ve hayatı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimi kitabı okurken fark ettim. Bu nedenle kitap benim için ilginç bilgilerle doluydu. Mesela ünlü oyuncunun annesinin barones olduğunu bu kitaptan öğrendim. O prenses havası genlerinden geliyormuş demek ki J

Bütün dünyanın güzellik ikonlarından biri olarak gördüğü bir kadının kendini güzel bulmaması da bana çok ilginç geldi. Röportajlarından alınan cümleleri okurken oyuncunun ciddi bir özgüven sorunu olduğunu gördüm. Hatta bir yerde şöyle diyor:

“Kendimi asla güzel bulmadım. Biraz daha göğsüm olmasını tercih ederdim. Keşke omuzlarım bu kadar geniş, ayaklarım ve burnum bu kadar büyük olmasaydı.”

Bu kadar güzel bir kadının aşkta mutluluğu çok geç bulması insanı üzüyor. Atalarımızın dediği gibi sanırım güzellerin şansı olmuyor. Halbuki kendisi tam bir aşk kadınıymış. Oyunculukta hiçbir zaman hırsları olmamış. Hayatı boyunca en çok istediği şey mutlu bir evlilik ve birçok çocukmuş. İlk çocuğunu düşürdüğü zaman bir röportajında şöyle demiş: “Aklımı kaçırmaya en çok yaklaştığım andı.”

Kitapta çok fazla oyuncu, senarist, yapımcı, yönetmen vb. isim vardı. O dönemi, o dönemin isimleri bilinirse kitap daha zevkle okunacaktır.

Kitabın sonunda oyuncunun fotoğraflarından örnekler var. Bu bölümün kuşe kağıda basılması kitabın kalitesini artırmış.

Güzel olduğu kadar çevresine duyarlı ve yetenekli, 25 yaşında Oscar’a iki kere aday olup birini kazanmış, bu oyuncuyu yakından tanımak isteyenler için Zarafet mükemmel bir fırsat.

Siz Zarafet’i okudunuz mu? Sevdiniz mi? Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda görüşmek üzere.

Dipnot: Tiffany’de Kahvaltı filminde, filmin uyarlandığı kitabın yazarı Truman Capote rol için Marilyn Monroe’u istemiş ama rolü Audrey Hepburn almış. Bence çok iyi olmuş. Siz ne dersiniz?

ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. İnsanlar genelde sevdiklerine sevgilerini ifade edemez, onun yerine başka insanlara söylerler.
2. “Yaşlanmak beni rahatsız etmiyor ama yalnızlık ediyor.” (50 yaşında aşkına karşılık bulamadığında)

15 yorum:

  1. Çok güzel ama yetenekli bir kadın aynı zamanda. Kendisini çok seviyorum. Denk gelirsem okumak isterim :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. öneri makinesi,
      ben de severdim bu kitaptan sonra daha çok sevdim :-)

      Sil
  2. Ben de Kafkaokur'un Stephen Kıng olan sayısına aşık olmuştum :) 2. altını çizdiğiniz kısım gerçekten güzel...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Funda Dene,
      düzenli Kafka Okur okuyucusu değilim ama kapağındaki isim ilgimi çekerse alıyorum.

      Sil
  3. Ben de okuyayım bu kitabı, çok severim Audrey Hepburn'ü.

    YanıtlaSil
  4. Kitabı çok merak ettim şimdi. Bir de içlendim bu kadın da kendini güzel bulmamışsa zamanında biz ne yapalım diye. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. she is the man,
      değil mi? Ben de aynını düşündüm :-)

      Sil
  5. Sevgili kitap eylemi'nin sayfasında görüp geldim:)))İyi ki de gelmişim, Audrey Hepburn'u çok severim gerçekten de zarafet sözcüğünün ete kemiğe bürünmüş haliydi rahmetli, ben ençok Öğleden Sonra Aşk filmini severim. Göğüslü olsaydı belki bu kadar zarif gözükmez, seks sembolü filan olurdu:)) Kitabı okumak isterim, elinize sağlık.
    Bana da beklerim, sevgiler:)
    Müjde Dural

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. bücürükveben,
      hoş geldiniz :-)

      Öğleden Sonra Aşk filmini izlemedim ama madem sizin en sevdiğiniz film mutlaka izleyeceğim. Güzel yorumunuz için teşekkürler :-)

      Sil
  6. ooo bu aralar hızlı mı okuyuşlarımız ne :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. KİTAP EYLEMİ,
      birikmiş kitap yorumlarımı yazdığım için blogda baya aktif oldum. Umarım hız kesmem :-)

      Sil
  7. benim de beğendiğim bir oyuncudur, bu kadar güzel ve başarılıyken mutluluğu geç yakalaması, kötü bir hastalıktan hayatını kaybetmiş olması çok üzücü, paylaşımın için teşekkürler Şule'cim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      güzellerin kaderi olmaz derler ya, sanırım doğru :-(

      Sil

  8. İlkay Özgür,
    aura doğru kelime. Filmini izlemeyenlere bile fotoğrafından o hissi veriyor.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...