Çeviren:
Hamdi Koç, İş Bankası Yayınları, 252 Sayfa, 3.Baskı, 2016
|
Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar sevgili Esseve Rin’in düzenlediği Austenaton adında çok güzel bir Jane Austen Maratonu
varmış. Kitaplarla ilgili her etkinliğe balıklama atlayan Şule tabii buna da katılmış
ama etkinliğin üstünden aylar geçmesine rağmen sadece bir yazı yazmış L
Şimdi etkinliğin ikinci yazısını yazıyorum J
Northanger Manastırı, Jane Austen’ın ilk
basılan olmasa da ilk yazdığı romanı. Önsözde yazar hatalar yapmış
olabileceğini ve bunun için af dilediğini yazmış.
Yazardan okuduğum diğer iki romanına(Aşk ve
Gurur ile Emma) göre bu kitabın göze çarpan en önemli farkı, yazarın olaylara
yorum yapan bir üçüncü tekil anlatıcıyı kullanması. Diğer iki kitabında böyle
bir anlatım hatırlamıyorum ama iki kitabı da okuyalı on seneden fazla olduğu
için emin değilim.
Uzun zamandan sonra Jane Austen dünyasına
girmek bana çok iyi geldi. Hayattaki en önemli vazifesi iyi bir evlilik yapmak
olan kızlar, dans ve balo sahneleri, sizli bizli konuşmalarla flört etmeler
gibi dönemi yansıtan detaylar bu kitapta da vardı. Kitabı elime alınca bırakmak
istemedim. Bir günlüğüne 1800’lü yıllar İngiltere’sinde olmak, günlük hayattan
uzaklaşmak için en güzel yollardan biri.
Siz Northanger Manastırı’nı okudunuz mu?
Beğendiniz mi? Okumak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni yazılarda
görüşmek üzere.
ALTINI ÇİZDİKLERİM: 1. Bu harikulade hatıra defteri tutma
alışkanlığıdır ki hanımların böyle yaygın kabul gören rahat yazı üslubunun
oluşumuna epeyce katkıda bulunur. Güzel mektup yazma yeteneğinin kadınlara has
olduğunu herkes kabul eder. Tabiat bir şeyler yapmış olabilir ama eminim asıl
destek hatıra defteri tutma eyleminden geliyor.
2. Dostluk elbette aşk hüsranı
sancılarının en tatlı merhemidir.
3. Erkeğin kalbinin pahalı ya da yeni
kıyafetlerden ne kadar az etkilendiğini, muslinin desenine karşı ne kadar
ilgisiz, benekliymiş, çiçekliymiş, dantelli ya da tüllüymüş, böyle ince
ayrıntılara karşı ne kadar tepkisiz olduğunu bilmeleri sağlanabilseydi birçok
hanımın canı fena sıkılırdı. Kadın sadece kendi tatmini için şık giyinir.
Hiçbir erkek ona bu yüzden daha fazla hayranlık duymaz, hiçbir kadın onu bu
yüzden daha fazla sevmez.
4. İnsan ister erkek olsun ister kadın,
eğer iyi bir romandan zevk almıyorsa dayanılmaz ölücüde aptaldır.
5. Erkeklerin daha önemsiz olan büyük
kısmının gözünde kadınların ahmaklığı şahsi cazibelerini fevkalade artırsa da
bir kısım erkek de vardır ki kadında her şeyden çok cehalet arzu etmeyecek
kadar aklı başında ve eğitimlidir.
6. İnsanlar gerçekten birbirlerini
seviyorlarsa yoksulluk servettir.
7. Hiçbir erkek sevdiği kadına bir
başkasının hayranlık duymasından rahatsız olmaz; bunu işkenceye çevirecek olan
sadece kadındır.
Etkinlik kapsamındaki diğer yazımı ismine
tıklayarak okuyabilirsiniz:
Beth Pattillo-Jane Austen Hayatımı Mahvetti
Yazdıkları zamanı göz önüne alınca daha da hayran oluyorum kadınlara :)
YanıtlaSil
SilHandan,
kesinlikle. Özellikle Austen'ı ayrı bir seviyorum :-)
Austen'den okuduğum iki kitap yazarın bana hitap etmedigini anlamam için yetti :D
YanıtlaSil
SilGözde Türker,
hahahahah senin yazarı sevmediğini biliyorum :-) Her yazar herkese hitap etmeyebiliyor.
YanıtlaSilİlkay Özgür,
Austen sevenleri memnun edecek bir kitap olmuş.
Ben bu kitapta Jane Austen'in 3. tekil anlatıcı olarak katılımını çok sevdim diğer romanlarda da görülüyor ama bu kitaptaki kadar sık değil
YanıtlaSilausten zede,
Silyazarın yorumları kitabı daha eğlenceli kılmış :-)
İngilizcesine başlayıp yarım bırakmıştım, ama sen beğenmişsin, rastgelirsem Türkçesine bakayım ben de, sevgiler:)
YanıtlaSilEren,
Silben yazarın tarzını sevdiğim için bu kitabını da sevdim ama yazarı sevmeyenler de var. Umarım sen sevenlerden olursun :-)
Jane Austen'in anlatıcı olarak katılımı çok güzel olmuş
YanıtlaSil
SilDev Yemek Evi,
ben de çok sevdim. Eğlenceliydi :-)